Konu: Dur ve öğren!

Forum: Serbest Kürsü

Konuyu açan: dava_adami


dava_adami - 5/4/2008 Saat 19:23

Sokaktaki, güruhtaki, kalabalıklardaki, sevgilerin çoğu; "MIŞ' gibi yapma" türündendir ve bu tür sevgi, kalıcılığı konusunda insanı hep kuşkuya düşürür.

Genç ömrümüz çok şeye şahit oldu.

Kahramanlıkları dinleyerek büyüdük, lakin ihaneti ve soytarılığı bizzat görerek öğrendik.

öğrendiklerimizin kıyası ve muhasebesi hayata dair

anlam yorumumuzu öğrendiklerimizle referanslaştırdı…

Gelecek tasavvurumuz bu referanslarla biçimlendi.

öğrendiklerimizin tecrübeyi bilgisi ışığında;

"sütten ağzımız yandığından yoğurdu üfleyerek yedik."

Kimdik?

Nerden gelip, nereye gidiyorduk?

Yola yolcu olduktan sonra anladık.

Anlayacağınız ehliyeti kaza yaptıktan sonra edindik.

Artık ehil ve ehliyetliyiz.

Dolayısıyla, yoldaki trafik işaretlerine dikkat edip, kurallara riayet ediyoruz.

Bu öngörü sayesinde de kaza yapmadan varmak istediğimiz yere sağ salim ulaşıyoruz.

"En kısa yol en iyi bildiğiniz yoldur" özdeyişiyle bildiğimiz güzergâhtan sapmıyoruz.

Yön, pusulamız tecrübeyi bilgi referansıdır.

Malum, insanların fiziki yaşı, akıl yaşı, zekâ yaşı, mantık yaşı birde tecrübe yaşı vardır.

Tecrübe yaşı bizzat yaşanarak elde edildiğinden en değerli ve en verimli olanıdır.

Bundan olsa gerek geri kalmış toplumlarda pek hak ettiği değeri bulup, taçlanmaz.

Tecrübe, yaşıyla varlığını meşrulaştıran irade sahipleri ilgi, ilişki ve alakalandırmalarını varlığını besleyen onu tamamlayan alanlara yöneltir…

Sokağın diliyle konuşmaz, güruhla, kalabalıkla kendini ifade etmez.

Bunlar, hesapçı, çıkarcı, bencil ve acelecidirler…

İradeye değil nakle hevesli olup rivayetlerden yol bulmaya çalışırlar.

Onun için içlerinde çokça hain ve soytarı barınır…

Sızılma alanı yüksek derecede potansiyel barındırır.

İrade sahiplerinin iflah edilmez düşmanıdırlar…

Ya alkışlarlar ya taşlarlar…

Damağ ve dimağları hafızalarında kendilerine has bir tat tutturamaz.

Zihinleri karışık ve bulanıktır.

Algıda asla seçici ve seçkinci değildirler…

Yoğun enformasyon karşıtlığında dezenformasyonun, yanlış bilgi yönlendirmesine açık, manipülasyonuyla güçlerini, aktivitelerini, yanlış yöne sevk ederek olmaları gereken yerde değilde olunması istenen yer statü ve konumdadırlar…

"Şey" dirler, onun için "mış gibi yaparak" yaşarlar.

Şey, sandalye misalinden bir nesne halidir…

Yani, duruş ve tasniflenmesi kendine ait olmayan başka tasarruf ve tasarımların iradesine bağlı biçim ve şekil alan olgu…

Adam gibi adamların tarifiyle "mankurt" dur.

Şimdi işin bam teline basarak meramımızı ifade edebiliriz.

Tecrübeyi bilgiyi referanslaştırmadan yola yolcu olanların yola devam mevzuları varlıklarına halel getirmiştir.

çünkü yol yolcuyla yürünür…

Eğer yolcu; tecrübeyi bilgi sahibi değilse, ehil ve ehliyetli değildir.

Trafik işaretlerini okumada ve kurallara riayet etmede kendini hiçbir zaman bağlayıcı bir yükümlülük içinde görmez.

Gideceği, yönüde bilmez.

Malumunuzdur ki,"gideceği yönü bilmeyene hiçbir rüzgarın da faydası olmaz."

Bunu bilip, idrak etmek için,"öğrenmek" gerekir.

Şüphesiz öğrenmek tecrübeyi bilğidir.

Dur ve öğren!

Rojin - 6/4/2008 Saat 00:00


Alıntı:
Genç ömrümüz çok şeye şahit oldu.

Kahramanlıkları dinleyerek büyüdük, lakin ihaneti ve soytarılığı bizzat görerek öğrendik.

öğrendiklerimizin kıyası ve muhasebesi hayata dair





Ögrendikte sonuc :( Demek ögernemkmi yeterli degil yoksa ögerndiklermizi aktarmayimi bilmedik dava_adami yarenim bunlar beni üzen zate bildigimiz halde ögerndigimiz halde Hayata dairle kalmak üzücü,Hayata dair"de biraz bizim elimizde. :k:

asliyok - 6/4/2008 Saat 13:57

emegine yuregine saglik davacim :t: :alkis: :t:


öte yandan biliriz ki insan oglu hep kendi bildiginde sabittir.

onca göndermelerin neden nereye nicin nereye kadar???

acaba ders alan varmidir ki...

Bu konunun yazarı : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Bu sayfanın URL'u:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eboardzser&file=viewthread&fid=44&tid=545