Rojin
Site kurucusu
Doğum tarihi tespit edilememiştir. İlk Hun hükümdarı Teoman'ın oğludur.
Teoman'ın başka bir karısından ve Oğuz Han'dan yaşça küçük bir oğlunun
annesi, kendi oğlunu tahta geçirmek için çareler aradı ve sonunda Teoman'ı
kandırarak Oğuz Han'ı güney-batı komşuları olan Kuşanlara rehin yollattı. O
dönemdeki hukuk anlayışına göre, rehin, barış teminatı demekti.
Oğuz Han'ın üvey annesi, oğlunun tahta geçmesini garantilemek için,
Teoman'ı bir kere daha kandırarak Kuşanlara savaş açtırdı. Anlaşma
bozulduğundan, Oğuz Han'ın Kuşanlar tarafından öldürülmesi gerekiyordu.
Fakat Oğuz Han, süratle ülkesine kaçtı. Babası buna sevindi ve ödül olarak
ona 10 bin askerlik bir vilayet verdi. Oğuz Han, yakaladığı bu imkanı iyi
kullandı. Kahramanlık ve teşkilatçılık gibi özelliklerini kullanarak, kin
duyduğu babasına karşı askeri hazırlığa başladı.
Elindeki orduyu bir savaş makinesi haline getiren Oğuz Han, alışılagelmiş
bir silah olan oku da geliştirerek menzilini uzattı. Hazırlıklarını
tamamladıktan sonra, babasının üzerine yürüdü ve onu yenerek M.Ö. 209
yılında Hun tahtına çıktı.
Hun Devleti'nin başına geçen Oğuz Han'ın ilk işi, doğudaki Tunguzları
ortadan kaldırarak, Hazar Denizi'ne kadar olan bölgedeki bütün Türk
boylarını da hakimiyeti altında toplamak oldu.
Türk boylarını birleştirerek ilk defa Türk birliğini kuran Oğuz Han'ın
devletinde, boylar iç işlerinde serbestti. Bu gelenek Osmanlılara kadar
geldi. Boylar, merkezî devlete sadece vergi ya da haraç vermek ve asker
hazırlamakla yükümlüydü.
Oğuz Han, M.Ö. 209-174 yılları arasında geçen otuz beş yıllık kağanlığı
sırasında, devamlı savaş halinde oldu. Ülkesinin sınırları Hazar
Denizi'nden Hint Okyanusu'na, Himalayalardan Sibirya'ya kadar genişledi.
Hun saldırılarına karşı inşa edilen Çin Seddi bile Oğuz Han ordularını
durdurmaya yetmedi.
Nitekim Oğuz Han, bir seferde 320 bin kişilik bir orduyla Çin'in içlerine
kadar girerek Çin Hükümdarı Kao-Ti'yi, ülkesinin kuzey bölgelerini Hunlara
terk ederek, Hun devletine vergi ödemeye mecbur bıraktı. Çinliler, 58 yıl
müddetle bu vergiyi ödedi.
Oğuz Han M.Ö. 174 yılında ölmüştür.
Oğuz Han, Oğuz Destanı'nda şöyle tasvir edilir:
"Samur omuzlu, kurt belli bir yiğitti. Gözlerinin içi nur, avuçlarının içi
kandı. Kırk gün anasının sütünü emdi, bir daha emmedi. İki üç yaşında iken
ata binmeye başladı. Yetişip aklı erer yaşa gelince Oğuz'a haber verdiler
ki yakın ormanda bir canavar türemiş, bir iki şehrin sürülerine ve
insanlarına aman vermiyor. Ormana gitti, bir geyik buldu ve ortalıkta bir
ağaca bağladı gitti. Ertesi gün gelince geyiği yenmiş buldu. Bu sefer bir
ayı buldu, yine o ağaca bağladı ve gitti. Daha sonra geldiğinde onun da
kemiklerine rastladı. Bu defa kendisi o ağaca dayanıp gecelemeye başladı.
Hazır ava alışan canavar geldiğinde, başıyla Oğuz'un kalkanına dokundu,
dövüştüler; o, canavarı yendi, başını getirdi; komşu şehirler halkı düğün
bayram ettiler. Büyükler bir araya gelip kendilerini bayrağı altında
birleştirecek olanın bu Oğuz olduğunu anladılar. Hepsi onun çevresine
toplandılar.
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman .
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.