Konu: www.ozurdiliyoruz.com açıldı

Forum: Türkiye Siyasi Yönetimi

Konuyu açan: Bence68


Bence68 - 18/12/2008 Saat 07:25

Ermenilerden bireysel olarak özür dilemek amacıyla çalışmaları yürütülen kampanya, dün internet üzerinden www.ozurdiliyoruz.com adresinde başladı. Prof. Ahmet İnsel, Prof. Baskın Oran, Dr. Cengiz Aktar ve Gazeteci Ali Bayramoğlu’nun öncülüğünde başlatılan kampanyanın imza metninde şöyle deniliyor: “1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felaket’e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum.”
Kampanyayı yürütenler internet erişimi olmayanlara da ulaşarak elden de imza toplayacak. Kampanyaya ilk günde destek veren bazı isimler şöyle: Adnan Ekşigil, Ahmet Çakmak, Ahmet Çiğdem, Ahmet Kuyaş, Ali Nesin, Ali Arif Cangı, Alper Görmüş, Arzu Başaran, Asaf Savaş Akat, Aydın Engin, Aylin Aslım, Ayşe Önal, Barış Pirhasan, Cem Mansur, Deniz Türkali, Derya Alabora, Ergin Cinmen, İbrahim Kaboğlu, Kemal Göktaş

Bence68 - 18/12/2008 Saat 07:44

zaman zaman dünya kadar savaşlar oldu.

bu savaşlar içinde yerli işbirlikcilerde oldu o kadar insan haksız yere öldürüldü

daha dün karabağda insanlar çoluk çocuk demeden ermeniler tarafından katl edildi yurdundan yuvasından kaçmak zorunda kaldı belkide şu anda azarbeycanda evsiz yurtsuzlar. o imzayı açanlar önce Karabağ halkından özür dilesinler. üniversite bitirmek belkide profösör olmak her şeyi iyi bilmek değildir. her yaptıklarıda doğru olmaya biliyor.

İmza sahipleri nedense bu ülkenin kaymağını yer her zamanda ülkelerini karalarlar neden acaba? .....

Bence68 - 18/12/2008 Saat 07:47

Kendilerine aydınmı diyorlar. Bu yakıştırmayı kim yapmış? Öğle anlaşılıyorki aydınlık adına karanlık alemlere dalıyorlar. İnsan önce kendisine karşı sorumludur. Sonra ailesine, sonra çevresine ve ülkesine sorumludur. İnsan ne söylediğini bilmelidir. Önce tarihi iyi okumalı. Ermenilerce öldürülen halkın bulunduğu yerlere gidilmeli o insanlarla görüşülmeli.

Rus, iran, ermeni, ingiliz, fransız, yunan ve diğer devletlerin devlet arşivlerini inceliyecekler. İşte o zaman gerçeği görecekler. Açtıkları özel okullarla ermeni milliyetçiliğini, bulgar milliyetçiliğini körükleyip Osmanlıyı sırtından bıçaklayanlar Erzurum'da, Kars'ta, Sivas'ta katliam gerçekleştirenler özür dilesin. Hatta 1915'lere kadar gitmeye de gerek yok 1992'de Karabağ'da,Hocalı'da o gencecik Anneyi karnındaki bebeğiyle beraber öldüren hipokrat yeminli (!) ermeni doktorcuklar, 1. Dünya Savaşında binlerce Osmanlı askerinin gözünü İngiliz sahiplerine kör ettiren ermeni tercümanlar özür dilesin.Bu özür dileyen bilinç özürlü sözde aydınlar ise, sadece bu vatanı sevsinler yeter...

kendimce bişiler yazdım işte...

Bence68 - 18/12/2008 Saat 07:51

Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.Onlardan duymuşlardı. Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu. Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık, ayakları çıplaktı...Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı

:-Akçik, manç? ..
(Kızmı, oğlan mı?)

-Akçik...
(Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı.Kan b! ürülügözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.

-Tun şahetsar,ınger...
(Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigişdana...
(Ben kazandım ama bu bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge gişdatsine.
(Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur.
(Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı hazırlığı vardı. İki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma/,çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek...
(Bu hem saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Aynı anda çocuğun gövdesi bir tarafa,başı da orta yere düşmüştü...

Ermeniler zafer naraları! atarak, kanlı postalları ile kesik çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü tanıklarının anlatımlarıdır.

Ne yazık ki 26 Şubat 1992 günü binlerce Azeri türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir. Ajanslar,katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten ağır bir vahşet yaşanan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik içinde kıvranıyordu.

Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi.

26 Şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından birini yaptılar.

26 Şubat! gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi.

Savunmasız kalan kente giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok insanımızı vahşîce katlettiler. ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı.

Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler,

Sağ olarak ele geçirdiklerini ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık dışı muamelelere maruz bıraktılar.

Hızar ve testereler ile diri diri insanların kol ve bacaklarını kestiler.

Genç kızların önce saçlarını,sonra da kafa derilerini yüzdüler.

Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler.

Kesik kafaları sepetlere doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık?

Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî Marşı'nda 'Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için ölün,öldürün' denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok sanırım.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet İttifakı Silahlı kuvvetleri'ne ait 366.Alay'ın desteği ile Ermeni Sılahlı Kuvvetleri tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok çok üstünde olduğu bilinmektedir.

56 hamile kadın karnı yarılmış durumda bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin alınmış,geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

Şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı.!

Fakat katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri, katliamın boyutunu da anlatıyordu:

'Pek çok savaş hikâyesi dinledim. Faşistlerin zulmünü işittim,ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse tanık olmaz' Peki 26 Şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti; Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart 1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.

Karabağ'da barış istediği için aşırı milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı koltuğuna,'Hocalı Katlia! mı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert Koçaryan oturdu.

Ermeniler Türk hamile kadınlarına tecavüz edip karnını hamile olduğu halde taş ile doldurup öldürmüşler ve küçük Türk kızlarına tecavüz edip öldürmüşlerdi.

Ülkemizde sadece 1 ermeni öldürüldü diye yürüyüş yaptılar ve o kadar araştırdılar ama hiç bir insan kalkıp ta bu masum insanlara işkence edilip öldürüldükleri için yürüyüş yapmadı…! ! !

Yazıklar olsun …

Bence68 - 18/12/2008 Saat 07:59

Bizler bize bu vatanı emanet bırakan, Aziz Şehitlerimizi, temiz kanları ile suladığı ebedi istirahatgahları olan vatan topraklarında rahat uyumaları için emanetlerinin bekçisiyiz.

Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığına, Atatürk ilke ve devrimlerine yönelecek her türlü tehdide karşı vereceğimiz mücadelede, sarsılmaz inancımıza ve tükenmez gücümüze ilham kaynağı halkımızdır. Halkımızdan aldığımız güç ve ilhamla, özgürce yaşadığımız vatan toprakları üzerinde demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni sonsuza kadar yaşatmaya and içtik.

Biz Atatürk ü şahsından ziyade fikirleri düşünceleri aydınlık bakış açısı için seviyoruz.

Cumhuriyetimize halel(bozulma) getirmemeye çalışıyorum.

Neyzen Tevfik in bir şiiri vardır çok severim

Esir iken mümkün mü ibadet
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et
Senin gibi dürzülerin yüzünden
Dininden de soğuyacak bu millet

İşgaldeki hali sakın unutma
Atatürk’e dil uzatman gereksiz
Sen anandan yine doğardın amma
Baban kim olurdu bilemezdin

Sevgiyle

Bence68 - 18/12/2008 Saat 08:05

Sevgili arkadaşlar Ermeni konusunda her belge açıktadır hatta internet ortamından dahi ulaşabilirsiniz.

http://www.devletarsivleri.gov.tr/kitap/

adresinden isteyen herkes belgelere ulaşabilir.

ayrıca TSK arşivinede ulaşmak mümkündür.

http://www.tsk.mil.tr/8_TARIHTEN_KESITLER/8_1_Ermeni_Sorunu /Ermeni_Sorunu.htm

yine isteyen herkes TSK arşivinede ulaşabilmektedir.

Bu sayfaların hazırlanmasındaki amaç

'Ermeni soykırımı iddiaları bugüne kadar doğruluğu ispatlanmamış olan hatırat türü sübjektif bazı yayınlara dayanmaktadır. Halbuki 'Tarih belge ile yazılır' hükmü, tüm dünya bilim alemince kabul edilen bir gerçektir. Çünkü arşivlere dayalı bilimsel çalışmalar önyargı ve siyasi yaklaşımları ortadan kaldıracaktır. Arşivler, diğer tarihi kaynaklar arasında gerçeği en objektif şekilde yansıtan otantik belgelerdir. Bu nedenle Batı ülkelerinde siyasi bir yaklaşımla ele alınan Ermeni konusunun tarihin asıl kaynaklarına inilerek değerlendirilmesi gerekir. Tarihi konular ve olaylar hakkında hüküm verebilmek için, tarihin otantik kaynakları olan arşivler, tarih araştırmacıları için gerçek belge niteliğindedir. Türk arşivlerinde araştırma yapmadan yazılacak bir bölge ve dünya tarihinde muhakkak eksikler olacaktır. Ermeni konusu hakkında Batı ülkelerinde yapılan yayınlar birinci elden kaynaklara dayanmadığı için maalesef eksik, hatalı ve sübjektif olmuşlardır. Halbuki Türk arşivlerinde Ermeni konusu ile ilgili milyonlarca belge vardır. Bu belgeler olayları objektif bir şekilde aydınlatacak mahiyettedir. Belgelerin tarihi gerçekleri siyasi, ideolojik ve önyargılı yaklaşımlardan uzak, bilimin ışığında aydınlatılmasına yardımcı olması amacıyla bu sayfa hazırlanmıştır. ' denmektedir.

Arkadaşlar eğer istenirse Moskova'daki Askeri Tarih Devlet Arşivinde bulunan Tuğgeneral Bolhovitinov'un 11 Aralık 1915'te karargahına gönderdiği 65 sayfalık raporu nuda iletebilirim.

Ayrıca Büyük Yalan belgeseli - Belgelerle Ermeni Soykırımı Yalanı diye bir belgesel hazırlandı ve dağıtıldı.

www.belgeselbuyukyalan.com adresindende çok belgelere ulaşılabilmektedir.

ve işin garip tarafı bu belgeleri kimsede inkar etmemektedir.

Bu belgesel hazırlanırken görüşlerine ve başvurulanların listesinide yayınlamak isterim

GÖRÜŞLERİNE YER VERİLENLER


Prof. Dr. Yusuf HALAÇOĞLU (Türk Tarih Kurumu Başkanı)
Prof. Dr. Justin McCARTHY (Tarihçi - ABD)
Prof. Dr. Norman STONE (Bilkent Üniversitesi)
Prof. Dr. Mustafa YURTKU (Uludağ Üniversitesi Rektörü)
Prof. Dr. Kemal ALEMDAR (İstanbul Üniversitesi)
Prof. Dr. Sina AKŞİN (Ankara Üniversitesi)
Doç. Dr. K.A. BELOVA (Moskova U.İlişkiler Enstitüsü)
Doç. Dr. İsmet GÖRGÜLÜ (Başkent Üniversitesi)
Helmut SCHMİDT (Almanya Eski Başbakanı)
Jacques LANXADE (Fransa Eski Genelkurmay Başkanı)
Jean Michel THIBAUX (Fransız Yazar)
Guillaume Albert HOURIE (İsviçre Milletvekili)
Mirko LOT (Avukat - İsviçre)
Süleyman DEMİREL (Türkiye 9. Cumhurbaşkanı)
Rauf DENKTAŞ (KKTC 1. Cumhurbaşkanı)
Dr. Doğu PERİNÇEK (İşçi Partisi Genel Başkanı)
Mesrop 2. MUTAFYAN (Türkiye Ermenileri Patriği)
Hrant DİNK (AGOS Eski Genel Yayın Yönetmeni)
İgor MURADYAN (Ermenistan İstihbaratı Danışmanı)
Levon Panas DABAĞYAN (Gazeteci - Yazar)
Keğam KARABETYAN (Avukat)
Ara GÜLER (Ermeni asıllı fotoğraf sanatçısı)
Berç TOROSER (Ermeni asıllı ressam)
Gündüz AKTAN (Emekli Büyükelçi)
Bilal ŞİMŞİR (Emekli Büyükelçi)
Tuncer KILINÇ (MGK Eski Genel Sekreteri)
Hurşit TOLON (E.General)
Servet CÖMERT (E.General)
Yaşar MÜJDECİ (E General)
Taylan SORGUN (Gazeteci - Yazar)
Orhan KOLOĞLU (Tarihçi - Yazar)
Sunay AKIN (Yazar)
Vural SAVAŞ (Yargıtay Onursal Başsavcısı)
Ferit İLSEVER (Talat Paşa Komitesi Sekreteri)
Mehmet Bedri GÜLTEKİN (İşçi Partisi Genel Bşk. Yrd.)
Mehdi ÖZTÜZÜN (DEHAP Eski Batman İl Bşk.)
Banu AVAR (TRT Yapımcısı)
Nazmi KAL (TRT Yapımcısı)
Osman Bilge KURUCA (Kaynak Yayınları Genel Müdürü)
Mehmet PERİNÇEK (İstanbul Üni. Araştırma Görevlisi)
Dilşen İnce ERDOĞAN (Ege Üni. Araştırma Görevlisi)
Şule PERİNÇEK (ATABE Genel Yayın Yönetmeni)
Nurhan ACUN (Sanatçı)
Lütfi AKDOĞAN (Gazeteci)


Sevgiyle

KizilZora - 18/12/2008 Saat 15:26

Özür neyin özürü serefsizlik nezamandir özür ile anilir oldu :thumbdown: :thumbdown:
Bu yapilanlar icinmidir özür?

bunun icinmi? özür


Bunun icinmidir özür dilenmeli :thumbdown: :thumbdown:


Neyin özürü birde
madalyonmu takmaliyidik bu katliam icin.

Kelimler kiyafetsiz kaliyor UNUTMADIK UNUTMAYACAGIZ... :thumbdown:


[tarihinde düzeltildi 18/12/2008 Saat 15:33 Yazar KizilZora]

Rojin - 18/12/2008 Saat 16:04

Katiliyorum sizlere arkadaslar unutumayacak biri var ise bizlerizdir yapilanlari.ne özür nede af dilemeleri yapilanlari unutura bilir diyorum...

Bence68 - 21/1/2009 Saat 08:24

Tarihe ışık tutacak olanlar, doğru kaynaklardan sağlanmış veri ve bilgi birikimine sahip olan tarih bilimcileridir. Tarihi yorumlamak ise buna ek olarak sağlam bir bilim vicdanı ve dengeli bir adalet duygusuna sahip olmayı gerektirir.

Tüm bunlar göz ardı edilerek;

"1915'te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Büyük Felaket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum." demekle aydın olunmuyor.

Bu söylem Anadolu’da yaşanan dramın arka planını saklıyor, çarpıtıyor, bu haliyle esasen kıyıma yol açan güçlerin ekmeğine yağ sürüyor ve bundan sonra ki icraatlarının kolaylaştırılmasına hizmet ediyor. Kampanyaya imza atmayanları ise duyarsızlıkla, inkarcılıkla, vicdansızlıkla itham ediyor. Onları adalete ve kardeşliğe inanmayan, duyguları olmayan, başkalarının yaşadığı acılardan haz alan birey ve toplum kalıbına hapsetmekle tehdit ediyor. Bunu da çok masumane ve demokratik bir şekilde ifade ediyor: 'İsteyen imza atar istemeyen atmaz.'

Oysa tarihsel gerçekler Fransa, İngiltere, Rusya, ABD gibi emperyalist ülkelerin işgal planlarından önce Anadolu insanın tüm kültürel, etnik ve folklorik zenginlikleri ile barış, dostluk ve kardeşlik içerisinde yaşayacak hoşgörü ve erdeme sahip olduğunu, daha sonra bu sömürgeci güçlerin kendi istila ve işgallerini kolaylaştırmak için başlattıkları ve teşvik ettikleri kışkırtma ve çatışma sonucunda her iki toplumda derin acılar çektiğini anlatıyor; bu acıların kaynağını sömürgecilerin gizli emellerinde aramak gerektiğine işaret ediyor.

Bu haliyle özür diliyoruz kampanyası masumiyet ve temizlik maskesine bürünmüş bir utanç öyküsüdür.Anadolu topraklarında aslan avına çıkmış avcılar tarafından peşlerinden koşan uşaklara yazdırılmıştır.

Kendilerine sosyalist(!), demokrat(!), aydın(!) diyen uşaklara.

life23 - 22/1/2009 Saat 13:55

Selam
Benim anlamdigim
ben :ztc: vatandasim ve bu devlet neden osmanli zamaninda olmus diyen bir olay icin tokmak altinda birakiliyor.

Türkiye Cummuriyeti anadolu halkinin beraber mücadelesinle dogmus bir Devlet.

Türkü kürdü laz ermeni v.s ayrimi olmadan kurulmusdur.

Osmanlinin vebalari bize sorun olamaz ve biz Türkiye Cummuriyeti vatandasi olarek sorumlu olamayiz osmanlinin döneminde olan olaylarda ve o yüzden anlim ak aydin :ztc: vatandasi olarek özür dilemiyorum aksine bizim kanimizla canimizla zorluklarla dunya örnek olacek olan devletimize dil uzatanlarda özür beklerim.

O sayfa baslatanlar bizim sirtimizda kendini tadmin etmeleri kabul edilecek degil dir öyle bir kampanya sayfa acdiklari icin Laik Türkiye Cummuriyeti vatandaslarinda özür dilemeleri gerekir
biz türk kürt laz arap ermeni demyioruz
bu vatan bizim diyoruz.


[tarihinde düzeltildi 22/1/2009 Saat 13:57 Yazar life23]

Bu konunun yazarı : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Bu sayfanın URL'u:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eBoardtr&file=viewthread&fid=747&tid=353