Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla
araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına
yönelik düşünsel etkinlik. Yokluğa karşıt olarak var olan şey. Oluşa karşıt
bir şey olarak, değişmeden aynı kalan gerçeklik. Boşluğa karşıt bir şey
olarak, mekanda bir yer işgal eden kalıcı gerçeklik. ...
Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla
araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına
yönelik düşünsel etkinlik.
Yokluğa karşıt olarak var olan şey. Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden
aynı kalan gerçeklik. Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal
eden kalıcı gerçeklik.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Eski Yunan kültüründen doğmuş,
uygarlık tarihinde merkezî bir yer tutmuştur. Eski Yunan terimi, Yunanca
"Helias"tan dolayı "Helenler" de denen, Yunanistan Yarımadasında yaşayan
kavimler ve onların kurduğu eski devlet ve uygarlıkları anlatmak için
kullanılır.
Çiftçi bir halk olan Helenler ya da Eski Yunanlılar, tarihlerinin
başlangıcında çok sade bir yaşam sürerler, sırtlarına kendilerinin dokuduğu
yünden bir gömlek, ayaklarına sığır derisinden çarık giyerlerdi. Köylüler
tek bir odadan ibaret olan kulübelerde oturur, evcil hayvanlarla birarada
yatarlardı
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Yunanca philosophia (philia, "sevgi"
ve sophia "bilgelik") sözcüğünden gelir. Filozof (phi-lisophos) sözcüğünü,
"şeylerin yapısını araştıran kişi" anlamında ilk kullanan Yunan dili. 3000
yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir. Antik
Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern
Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona
dayanır. Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır. Modern Yunanca
dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin
anadilidir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Herakleitos'tur. Parmenides'in
durağan ve değişmez varlığına karşi, niteliksel değişme olarak oluşun
gerçekliğini öne süren Yunan filozofu.
Bilgi bakımından, empirik ya da duyusal bilgiye hiç değer vermeyen
Herakleitos, gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu öne sürerek,
rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır. Çok şey bilmeye, ansiklopedik bir
bilgiye karşi çikan filozof, çok şey bilmenin akıllı olmayı ögretmedigini
söylemiştir. Siyasi alanda, demokrasi karşitı eğilimlerini, çogunluk geniş
ha
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Platon'un öğrencilerinden
Herakleides Pontikos bu sözcüğü ilk kez Platon M.Ö. 427-347 yılları
arasında yaşamış olan ve düşünce tarihinin tanıdığı ilk ve en büyük
sistemin kurucusu olan ünlü Yunan filozofu. 20 yaşında Sokrates'le
karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz
yıl boyunca öğrencisi olmuştur; hocası ölünce, diğer öğrencilerle birlikte
Megara'ya gitmiş ama burada uzun süre kalmayarak önce Mısır'a, oradan da
ythagorasçıların etkili oldukları Sicilya ve Güney İtalya'ya geçmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Pythagoras'ın kendisi için
kullandığını söylemişse de bu bilgi fazla güvenilir değildir.KökeniİÖ 6.
yüzyılda Sokrates öncesi filozoflar içersinde, çok önemli diğer bir isim,
Miletos okulunun en güçlü rakiplerinden biri olarak bilinen
Pythagoras’dır. Çok önemli bir bilim adamı olmasına karşın, ruhun
ölümsüzlüğü ile insan yaşamını düzenleyen kurallar üzerinde yoğunlaşarak,
felsefenin doğuşuna büyük katkıda bulunmuştur.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ionya adı verilen bölgede (bugünkü
İzmir ile Büyük Menderes ırmaklarının bulunduğu bölgeye yerleşmişlerdir.
Polis adı verilen şehir devletleri şeklinde yaşamışlardır. En önemlileri
İzmir, Foça, Efes, Milet’dir. Bu şehir devletleri; aralarında ticari
rekabet bulunması ve hürriyetlerine düşkün olmaları nedeniyle siyasi birlik
oluşturamamışlar ancak dini inanışlarının ortak olması sebebiyle kültür
birliği sağlamışlardır.Fenike harf yazısının Ege havzasında tanınmasını
sağlamışlardır.Bilim , sanat , alanlarında Anadolu’da İlkçağda en
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İzmir ve İzmir, Türkiye'nin nüfus,
sanayi, ticaret, turizm ve kültür yönlerinden üçüncü büyük şehridir.
Tarihi ve tabii güzellikleri ile de Türkiye'nin en güzel llerinden
biridir.. 37° 45' ve 39° 15' kuzey enlemleri ile 26° 15' ve 28° 20' doğu
boylamları arasında yer alır. Balıkesir, Manisa, Aydın ve Ege Denizi ile
çevrilidir. İzmir, renkli bir tabiata, zengin bir tarihi mirasa ve bol ürün
veren topraklara sahip bir ildir. Trafik plaka numarası 35'tir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Aydın illeri ile karşılarındaki
adalar) "fizikçiler" ya da Aydın Ege bölgesinde "Efeler Diyarı" olarak
tanınan ve dünyanın en iyi incirinin yetiştiği il. Ege denizi, Muğla,
Denizli, Manisa ve İzmir ile çevrilidir. Türkiye'nin en dağlık illerinden
biridir. 37°30' ve 38°03' kuzey enlemleri ile 27°00' ve 28°57' doğu
boylamları arasında yer alır.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.doğa filozofları diye bilinen
Sokrates öncesi Thales gibi doğayı konu edinen filozoflar.İlk
Materyalistler
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Sokrates öncesi filozoflar, evrenin
ve maddenin yapısını araştırmış, bu yapıyı oluşturan ilk öğe ya da temel
ilkeyi (Sokrates M.Ö. 469-399 yılları arasında yaşamış olan ünlü Yunanlı
düşünür, filozof. Plato]'un hocası olan Sokrates, görüşleri, tartışmaları
yeni iktidarın temsilcileri tarafından beğenilmediği için, yeni tanrılar
icad ettiği, görüş ve tartışmalarıyla, gençleri baştan çıkardığı
gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.arkhe) bulmaya çalışmış, maddenin
özü üzerine sordukları soruları da ilk kez, içindeki öğelerle
yanıtlamışlardır.
Batılı anlamda ilk filozof sayılan Arkhe (Yunancada "başlangıç," "ilk"),
Batı felsefesinin ve Sokrates öncesi Eski Yunan felsefesinin en önemli
kavramlarından biri. Felsefenin ana disiplini sayılan metafiziğin ve
genellikle bilimin, özellikle de fizik biliminin gelişmesinde önemli rolü
olmuştur.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Thales'e göre bütün varlıkların ilk
öğesi suydu. Onu izleyen Batı Felsefesinin ilk filozofu.
Bilimsel Çalışmaları: M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Thales felsefi
faaliyetleri yanında bilimsel çalışmalarıyla da seçkinleşmiştir. Bu
çalışmalar arasında ise, her şeyden önce, ona Yunan dünyasında abartılı bir
ün kazandıran M.Ö. 585 yılındaki güneş tutulmasıyla ilgili doğru tahmini
dolayısıyla astronomi çalışmaları gelir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Anaksimandros Miletli Anaksimandros
610'larda doğmuş ve 545'lerde ölmüştür. Thales'in öğrencisidir.
Anaksimandros da, Thales gibi, şeylerin doğasını açıklamak istiyordu; ancak
ona göre ilk öge apeiron'du. Apeiron, sonsuz, belirsiz, gözlenemeyen ve
dokunulamayan anlamlarına geliyordu.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.apeiron (sınırsız) denen 'tözü, Eski
Yunanca’da olumsuzluk bildiren a- önekiyle “sonlu”,
“sınır(lı)” anlamındaki peras’tan türetilmiş sözcük.
ilkçağ Yunan felsefesinde evrenin sonsuzluğunu, sınırsızlığını savunan
Anaksimandros’un tüm şeylerin kaynağı, arkhe’si, diye
betimleyerek felsefeye soktuğu terim.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Anaksimenes ise aer'i (hava) ilk
ilke olarak kabul etti. Aynı geleneği sürdüren Herakleitos bir adım daha
atarak evrendeki oluşumları dört temel madde (hava, ateş, su, toprak)
arasındaki dönüşümlerle açıklamaya çalıştı. Miletli Anaksimenes, M.Ö. 585
doğdu, M.Ö. 525 öldü. Filozof.
İyonya okulundan bir filozof hocası Anaksimandros'u izledi ve onun yerini
aldı. Anaksimenes'in öğretilileri de Anaksagoras ile Diogenes olmuştur. Ona
göre, hava, her şeyin ana öğesidir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Empedokles ise, bir yandan
değişmeyen, bütünlüklü bir evren kuramı getiren Agrigentumlu Empedokles
aslen Sicilyalı olan Empedokles (M.Ö. 490-435) ilginç bir kişiliktir.
Şairdir ve filozoftur; bazılarına göre bir kahraman, bazılarına göreyse bir
şarlatandır.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Parmenides'in etkisinde kaldı; bir
yandan da eski geleneği sürdürerek maddenin dört temel öğe ya da herşeyin
"kökü" {risomatd) olan ateş, hava, su ve topraktan oluştuğunu ileri sürdü.
Bu geleneğin vurguladığı başlangıç kavramı Platon'da zamansal öncelik
anlamı taşımaktan çıkıp varlığın öyle olmasını sağlayan ilk biçimlere ya da
idea'laia dönüştü.
Felsefi düşüncenin temelini oluşturan bu tür soru ve yanıtlara farklı
düşünce sistemleri içinde de rastlanır. Önceleri mitoslarda, daha sonra hem
Doğu, hem de Batı dinlerinde evrenin ve maddenin yapısı üzerine sorular
sorulmuştur. Ama getirilen yanıtlar her zaman doğaüstü güçlerden
kaynaklanan bazı kalıplaşmış inanç sistemlerine dayanmış, araştırılmadan
benimsenmiştir. Felsefi düşünce biçiminin özelliği ise bu tür inanç
sistemleri yerine theoria (kuram) üzerine kurulu bilgiye yönelmesidir.
Oluşumunu ve gelişimini izleyen yüzyıllar içinde felsefe bilimsel düşünce
biçiminin ve bilimin yolunu açmış, zaman zaman da bilimin yanında yer
almıştır. Ama son bir iki yüzyılda bilimler özelleşmiş, uzmanlaşmış ve
felsefeden kopmuştur. Felsefe ve bilim öncelikle konuları ve yöntemleri
bakımından farklılaşmıştır. Bilimler daha çok duyuma ve deneye öncelik
verirken felsefe bunlardan da yararlanarak tikel deneyimlerden bağımsız
düşünce biçimine ve Ksenofanes'in yetiştirmiş olduğu öğrencilerin en
önemlilerinden birisi Parmenides'ti. Parmenides, görüneni değil, görünenin
arkasındakini arıyordu; çünkü gerçek orada saklanmıştı. Ona göre, gerçeğe,
gözlem ve deney ile değil, mantıksal düşünmeyle ulaşılabilirdi. Bir
matematikçi gibi, "yokluk, boş bir mekandır; mutlak boşluktur; yokluk
yoktur ama düşünülebilir" diyordu.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.a priori bilgiye ağırlık vermiştir.
Bilim kesin sonuçlar içeren, kanıtlanabilir bilgiler verirken felsefe
neyin, nasıl bilinebileceğini araştırmış, bilimin ve bilimsel bilginin
yapısı üzerine de soru sormuş ve yanıt getirmiştir.GelişimiEski Yunan'da
dinsel hayranlığın zamanla evrenin ilkelerine ve öğelerine ilişkin bir
meraka dönüşmesi, felsefi düğünce biçiminin temelini oluşturdu. Önce içinde
yaşadıkları evreni anlamaya çalışanlar, daha sonra içinde yaşadıkları
toplumun ve birlikte yaşadıkları insanların yapısını anlamaya çalıştılar.
Toplumsal ilişkilerden doğan sorunlar ve bunların çözümü öncelik kazandı.
Kozmolojik spekülasyonların yerini ahlaki ve siyasi kuramlar aldı.
Sokrates'in insanlara ne olduklarını göstermek için sorduğu sorular A
Priori (Önsel)
1- Deneyden ve tecrübeden bağımsız olarak, başından ve peşinen doğru olan,
doğru kabul edilen (önerme yahut bilgi).
2- Tecrübeden bağımsız olarak ve ondan önce bilinen, mevcut olan
(bilgi).
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Platon ve Platon M.Ö. 427-347
yılları arasında yaşamış olan ve düşünce tarihinin tanıdığı ilk ve en
büyük sistemin kurucusu olan ünlü Yunan filozofu. 20 yaşında Sokrates'le
karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz
yıl boyunca öğrencisi olmuştur; hocası ölünce, diğer öğrencilerle birlikte
Megara'ya gitmiş ama burada uzun süre kalmayarak önce Mısır'a, oradan da
ythagorasçıların etkili oldukları Sicilya ve Güney İtalya'ya geçmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Aristoteles'te felsefe sistemleri
haline geldi. Hıristiyanlık felsefeye yeni bir görev yükledi. Augustinus ve
Kilise Babalan Platon ve Aristoteles'i kendi amaçları doğrultusunda
yorumlayarak yaratılış, inanç, us ve gerçek gibi konuları açıklamada
kullandılar. Aristoteles MÖ 384 - MÖ 7 Mart 322 tarihleri arasında yaşamış
Yunanlı filozof ve bilim adamı. Platon ile birlikte Batı düşüncesini en çok
etkileyen en önemli iki kişiden biri olarak düşünülür.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.12. yüzyılda yapılan Aristoteles
çevirileri, 12. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli
gelişmeler
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.13. yüzyılın 13. yüzyıl olayları,
ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Skolastik felsefesine yolu açtı ve
Genel olarak Ortaçağda hakim olan Grek felsefesinin kavramsal araçlarından
yararlanılarak oluşturulmuş Tanrı merkezli düşünce sistemini 1 veya bu
teoloji ağırlıklı felsefenin kullandığı yöntemi tanımlamak için kullanılan
sıfat.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Albertus Magnus, Albertus Magnus
(1207-1280) Dominiken tarikatına girmiş ve Aristoteles'i ve Fârâbî, İbn
Sînâ, İbn Rüşd ve İbn Tufeyl gibi Müslüman filozofların Aristoteles
felsefesine ilişkin yorumlarını öğrenmiştir; daha sonra bu yorumlara
dayanarak Hıristiyan inançlarıyla bağdaşabilecek yeni yorumlar
getirmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Aquino'lu Tommaso, Thomas Aquinas
1225-1274 yılları arasında yaşamış olan, ünlü Hıristiyan filozof. Birçok
bakımdan özgün bir düşünür olan Aquinalı'nın felsefesi önemli ölçüde
Aristoteles'in metafiziğine dayanır.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Roger Bacon ve Duns Şcotus gibi
filozofların düşünce sistemlerini etkiledi. Fransiskenlerin yetiştirdiği en
önemli bilim adamı Roger Bacon'dur (1220-1292). Geniş bilgisi nedeniyle
Batı Dünyası'nda Doctor Mirabilis (Olağanüstü Bilgin) lâkabıyla tanınan ve
Robert Grosseteste'in öğrencisi olan Bacon'a göre, güvenilir bilgiye ancak
akıl ve deney yollarıyla ulaşılabilir; akıl kanıtlayıcı, deney ise veri
toplayıcıdır ve doğru bilgi için her ikisinden de yararlanmak gerekir;
akılsal kanıtlama tek başına yeterli değildir; doğruluğunun deneyle
denetlenmesi gerekir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ortaçağın sonlarına doğru,
tümellerin bir gerçeklik olarak varlığını reddeden adcı Ortaçağ Milattan
Sonra 5. yüzyıl ve 13. yüzyıllar arasını kapsayan dilimin adı. Bu kelime
17. yüzyıldan beri Avrupa tarihi sözkonusu olduğunda, kullanılmaya
başlanmıştır. Bu kavram, genellikle insanların öznel bilincinde
biçimlendiği için kesin başlangıç ve bitiş noktalarından söz edilemez.
Ancak, bütün bu nedenlere rağmen, tarih kitaplarında Roma imparatorluğunun
bölünme tarihi (M.S. 395) yada son Batı Roma İmparatorluğunun düşüş tarihi
(476) gibi noktalar Ortaçağın başlangıcı olarak alı
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ockhamlı William ve mistik
deneyimlerinden yola çıkarak Tanrı'nın Tanrı olarak varlığını insanların
ona yakanları ile bağımlı kılan Üstat Eckhart, yeni bir düşünce biçimine
yol açtılar.
Ockhamlı William 1285-1347 yılları arasında yaşamış ünlü bir filozoftur.
Ockham’ın Usturası, gereksiz spekülasyonları önlemeye, onlara değer
vermemeye yarayan, O’nun geliştirdiği bir tutumluluk ilkesidir. Buna
göre, herhangi bir şeyi açıklamak üzere öne sürülen birden fazla açıklama
söz konusu olduğunda, açıklanmak durumunda olanı, en az sayıda açıklayıcı
ilke ve kabulle açıklayan ve olabildiğince çok şeyi açıklamayı başaranın
seçilmesi gerekir; en basit açıklama, gerçekliği olduğu şekliy
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Rönesans'la birlikte felsefe
laikleşti ve "ilahiyatın hizmetçisi" olmaktan çıktı. Bu kez doğal dünyanın
gizleri ve derinliği gibi konulara eğilmeye başladı. 17. yüzyılın önde
gelen filozoftan doğabilimlerinin temellerini araştırmaya koyuldu. Onların
başarıları da Aydınlanma çağı filozoflarını bilgi felsefesine ve zihnin
yapısını incelemeye yöneltti. Deneycilik ve usçuluk arasındaki uçurum
gittikçe açıldı ve bilginin kaynağı sorunu uzun süre birincil araştırma
konusu oldu. 19. yüzyılda Alman idealizmi doruğuna ulaşırken, olguculuk ve
maddecilik onun karşısında yer aldı. Bu sistemlerin dışında kalan bağımsız
düşünce biçimlerinin örnekleri de ( Schopenhauer ve Nietzsche gibi) gene bu
yüzyılda ön plana çıktı.
20. yüzyılda bir yandan Marksizm hem düşünce sistemlerini, hem de toplum
yapısını etkilerken bir yandan da kara Avrupa' sında ortaya çıkan
varoluşçuluk ile Anglo-sakson geleneğinin ürünü olan analitik felsefe
yüzyıla damgalarını bastı.Temel ayrımlarFelsefenin genel bir tanımının
yapılmasının zorluğu, filozoflann ilgi alanlarının olduğu kadar bu alanlar
içinde araştınlmaya değer gördükleri konuların da farklılığından
kaynaklanır.
13. yüzyıl Dominiken papazlarından Aquino'lu Tommaso ve 18. yüzyıl İrlanda
Kilisesi piskoposlarından George Berkeley gibi düşünürler felsefeyi dinin
gerçeklerini ispat etme yolu olarak görmüş, maddeci ve uşçu yönlerinden
anndırmaya çalışmıştı. İÖ 6. yüzyılda Pythagoras, Rönesans'ın sonlarına
doğru Rene Descartes, 20. yüzyılda da Bertrand Russell birer felsefeci
olduklan kadar matematikçiydiler; onlara göre evren ile insan bilgisi
üzerine görüşleri de büyük ölçüde, sayı kavramı ve tümdengelim yöntemi ile
belirlenmişti. Platon, Thomas Hobbes ya da John Stuart Mill gibi filozoflar
ise siyasal düzen ve toplum yaşamı ile ilgilenmiş, felsefi görüşlerinin
hepsi insanın toplumsal ve siyasal davranış-lannı değiştirmeye yönelik
olmuştu. İlk doğa filozoflan gibi Roger Bacon ve 20. yüzyılda Alfred North
Whitehead doğal dünyanın fiziki bileşimini araştırmaya girişmiş, daha çok
doğabilimlerine eğilmişti.
Bütün bu farklı yaklaşım biçimlerinden, felsefe tarihi içinde monist,
dualist ve çokçu görüşler; maddeci ve idealist görüşler, adcı ve gerçekçi
görüşler; usçu ve deneyci görüşler; yararcı ve etik görüşler ortaya çıktı.
Bunlara bağlı olarak da bilgi felsefesi, etik, bilim felsefesi, hukuk
felsefesi, devlet felsefesi, sanat felsefesi gibi felsefe disiplinleri
doğdu. Karşıt görüşler temelde eleştirel ve kurgusal olarak
adlandınlabilecek iki yaklaşım biçiminden kaynaklanıyordu. Bu iki yaklaşım
biçimi de iki farklı yöntemle açığa çıkıyordu: Analiz ve sentez. G. E.
Moore'un Principia Ethica ( 1903; Etiğin İlkeleri) adlı yapıtı birincisine
örnektir. Yapıtta "İyi nedir?" gibi genel bir sorudan yola çıkılarak bir
dizi alt soruya geçilir; anlamlar tek tek ele alınır ve giderek daraltılır.
Platon'un Politeia'sı (Devlet, 1958, 1980) ise ikinciye örnektir. Adalet
ile ilgili yalın bir sorudan yola çıkılarak gittikçe daha fazla kavram ele
alınır; önce etik, sonra politika, eğitim kuramı ve bilgi kuramı bu temel
üzerine kurulur.
Analitik ya da eleştirel yaklaşımda herhangi bir konu açık seçiklik
ilkelerine göre ayrıştırılır. Aristoteles, Petrus Abaelardus, David Hume,
Rudolf Carnap, Russell ve Moore bu yöntemi kullanan başlıca filozoflardır.
Sentetik ya da kurgusal yaklaşımda ise bütünün anlaşılmasına çalışılır; tek
tek parçalar bir araya getirilir. Bu yöntemi kullanan başlıca filozoflar
arasında Parmenides, Platon, Aquino'lu Tommaso, Spinoza, G. W. F. Hegel ve
Whitehead sayılabilir. Bu tutumlara ek olarak, Descartes, Immanuel Kant,
Arthur Schopenhauer, Friedrich Nietzsche ve Karl Marx gibi düşünürler de
sistemlerine kendi özgün damgalannı vurmuşlardır.
alintidir
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz