Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Freitag, 29. März 2024 16:00   User Online: 12 

Community

myCommunity

Resim
Daglardan akan SuSevimli 9Tabiat 2Crested-PigeonManzara -14Cicek -5Manzara -Bayragimiz.SensizGaillardiaBebek -10Sevimli 10Sevimli 17Cicek -2Tabiat 10Beyaz kardelenDostluk 7BittiManzara -9Goek_Bayrak.jpg

Hauptmenü

Internes

Dostsesi.Com Kültür Forum Sie sind nicht eingeloggt


Nach unten
« vorheriges  nächstes »
Aufsteigend sortiern Absteigend sortieren      print
Autor: Betreff: Ecdad ve Biz
Junior Member
Junior Member

DildaR
Beiträge: 40
Registriert: 26/9/2011
Status: Offline
Geschlecht: weiblich
red_folder.gif erstellt am: 11/10/2011 um 12:08  
Ecdad ve Biz

İstanbul’da soğuk bir kış günü… Yüz binlerce insan sabahın erken saatlerinde sıcak yataklarından kalkmış rızıklarına doğru yol alırken, binlerce çilekeşte köprü altlarında yeni bir ızdıraba uyanıyordu. Kimisi yaşlı kimisi genç kimisi çocuk. Tüketilmiş, bir tarafa fırlatılmış ve gören gözlerin tiksintili bakışlarında eriyen hayatlar. Manevi Araflarda gezinen boş zihinler olarak kalmışlardan biriydi Yusuf. Babası annesini bıçaklamış ardından kendisini de 4 katlı binanın tepesinden salıvermişti. Kardeşiyle birlikte hem öksüz hem yetim ortada kalmışlardı.



Kardeşi küçüktü, evlatlık verdiler, Yusuf’u ise sokaklara… Günler, aylar, yıllar… En büyük dostu ise kaldırımlardı.



Gözlerini uyku mahmurluğuyla yavaşça açtı. On metre çapında neredeyse yirmi kişi daha yatıyordu. Soğuktan bu şekilde korunuyorlardı. Derinden esneyerek doğruldu. Üstünü başını silkerek ayağa kalktı. Kent beyaz gelinliğini giymişti. Arabalarda otobanda buz dansı yaparcasına ilerliyorlardı.



Dört senedir her gün annesinin kabrini ziyarete giderdi. Ardından kardeşinin kaldığı evin karşısında birkaç dakika dururdu. Yine aynı şeyleri yaptı. Anıları geri çağırdı zihninden; ağladı. Kardeşi muhtemelen tamamen unutmuştu onu. Zaten ayrıldıklarında iki buçuğundaydı. Rahat bir hayata kavuştuğu için mutlu hissediyordu.



O gün uzun zamandır yapmadığı bir şey geldi aklına; dua etmek. Nasıl yapılacağını bile neredeyse unutmuştu. Hâlbuki ruhunu terbiye etmiş birisiydi önceki yaşamında. Nefsanî dürtülerini kontrol ederdi. Annesinin beyaz başörtüsüyle namaz kıldığı silueti geldi aklına; gözlerinden inci yaşlar süzüldü.



İlk bulduğu cami avlusuna girdi. Abdesthanede güzelce akıttı günahlarını bol suyla. Üstü başı pisti, o yüzden girmedi camiye. Ayakkabılıktaki küçük bölmeye geçti. Zemin ahşaptı sertti. Dizleri acımıştı. Gözlerini kapadı, yakarmaya başladı…



Camiden çıktığında öğle olmuştu.3 gündür yediği tek şey bayat ekmek ve kurumuş zeytinlerdi. Her gün aynı tabldot. Mide özsuyunun aşırı salgılanarak boşluğu dolduruşunu ve karnındaki derin acıyı hissetti. Bir şeyler yemeliydi, ama nasıl? Biyolojik ihtiyaçları mantığını ve zihnini bayıltmıştı. Köprü altında öğrendiği taktiklerle köşe başında duran orta yaşlı bir adamın cüzdanı eline geçti. İçinden bir miktar para aldı. Cüzdanıysa yola savurdu.



Gidip güzelce bir yemek yedi. Haram lokmalar yaratılış armağanı olan midesine dolmuştu. İşte o anda pişmanlık göğsüne derin bir ağrı saplanmasına neden oldu. Koşarak uzaklaştı kalabalıktan, istikameti ıssızlığa çevirdi. Bir köşeye çekilip dizlerini karnına çekti. Başı dönüyordu, nefesi ise düzensizdi. Korkudan kontrolünü kaybetti ve sağa sola koşuşturmaya başladı. Bir sağa bir sola dönerken heyecanı en üst seviyeye ulaştı ve vücudu dermansız kalarak yere yığıldı…



Sesler duyuyordu derinden; fısıltı şeklinde. Gözlerini açmaya yeltendi fakat büyük bir acı hissetti. Zorladı kendini, doğruldu. Elleriyle ovuşturarak tekrar açmayı denedi gözlerini, başardı bu kez. Puslu görüyordu her şeyi baştan, zamanla netleşti sonra. Bulunduğu mekânı algılamakta güçlük çekti. Etrafta tuhaf giyimli insanlar vardı. Kimisi fes kimisi sarık takmıştı. Sanki eski bir medeniyete düşmüştü. İrkildi ve kendine sağlam bir tokat attı. Acıyı derinden hissetti, uykuda değildi. O an şoka girdi. Ayağa kalktı ve yavaşça yürümeye başladı. Dar sokaklardan geçti ve büyükçe bir meydana çıktı. Meydanın tam ortasında yaşı yüzü aşmış dev gibi bir meşe tüm ihtişamıyla duruyordu. Odağının sağ tarafında bir cami, hemen yanındaysa çarşı gibi bir yer vardı. Meydan çok kalabalıktı. Sarıklı, fesli insanlar; sanki Osmanlı Devleti’ndeydi. Şaşkınlığı üst mertebeye ulaşırken kolunu hızlıca bir el kavradı. Korkuyla arkasına döndü, yaşlıca beyaz sakallı bir ihtiyardı. Yüzünden sevgi şefkat ve nur akıyordu sanki. Hafifçe tebessüm etti. Yusuf ise korkudan hiçbir şey söyleyemedi.



“Gel oğlum” dedi ihtiyar, “sana göstereceklerim var.” İlk başlarda korksa da cevaplara ihtiyacı olduğunu düşünerek kabul etti. Meydandaki camiye kadar yürüdüler. Avluya girdiler. İhtiyar avlunun meydana göre sol tarafında duran bir insan boyunun yarısı kadar bir direğin üstüne monte edilmiş olan küçük bir kutunun yanına gitti. Eliyle işaret ederek;



-“Bak oğlum” dedi, “biz buna sadaka kutusu deriz. Cemaat gönlünden ne koparsa içine atar. Cenab-ı Hakk bereketle çoğaltır bu parayı. Her gün namaz kılmaya gelen fakir fukara bu kutunun içinden bir çorba parası alırlar. Ne eksik ne fazla. Kimse haram lokma sokmaz midesine buralarda. Herkesin anlayışı İslam anlayışıdır.”



Yusuf hayretle dinliyordu ihtiyarı. Anımsamıştı olan biteni. Hırsızlık yapıp karnını doyurduğu anı. Hemde dua ettiği, düzelmek için yalvardığı bir günde yapmıştı. Utancından yerin dibine girdi. Yüzü kızardı ve başını eğdi. İhtiyar ağır adımlarla yaklaştı yanına. Pamuk gibi elleriyle başını okşadı Yusuf’un.



-“Allah seni kirlerinden arındırsın yavrum. Seni düştüğün kuyudan çıkarsın İnşallah.”



Âmin! Dedi derinden. İçi titredi ağlamaya başladı. Başını kaldırdığında ihtiyar meydanın öbür yakasına geçmişti bile. Arkasından koşmak istedi, fakat dermanı yoktu. Sanki elinden ayağından canı çekiliyordu. Oturacak bir yer aradı bulamadı. Birkaç saniye daha dayanabildi. Ve sonra yere yığıldı.



Araba kornaları kulakları sağır edecek seviyeye çıkmıştı. O ise gözünü yepyeni bir dünyaya, yepyeni bir anlayışa açtı. Yürekten kurdu bağlantıyı, sırtını ise mukaddes olan tek dine dayadı. Bütün kapıları açan İslam’a…


alinti
Profil anzeigen Homepage besuchen Nach allen Beiträgen dieses Users suchen
« vorheriges  nächstes »        print
Nach oben


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

Login

Benutzername:

Passwort:

Sprache
Sprache für das Interface auswählen

Deutsch Englisch Französisch Türkisch
Happy Birthday
Heute haben keine Benutzer Geburtstag!
Terminkalender
März 2024
  1 2 3
4 5 6 7 8 9 10
11 12 13 14 15 16 17
18 19 20 21 22 23 24
25 26 27 28 29 30 31

Messen
Veranstaltung
Konzerte
Treffen
Sonstige
Ausstellungen
Geburtstage
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Punkte
  2. asliyok: 4 432 Punkte
  3. HarmanYeli: 4 396 Punkte
  4. KizilZora: 2 048 Punkte
  5. life23: 1 675 Punkte
  6. gokkiz: 1 657 Punkte
  7. BirNefes: 1 048 Punkte
  8. Erasmus: 984 Punkte
  9. -Pozan-: 785 Punkte
  10. Siyahinci: 623 Punkte
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(7824 okuma)
Hatırlarmısın .!
(10865 okuma)
Mektup......
(11692 okuma)
ANADOLU GARIBI
(11732 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11531 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(11747 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11797 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 928 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Alle Logos und Warenzeichen auf dieser Seite sind Eigentum der jeweiligen Besitzer und Lizenzhalter.
Im übrigen gilt Haftungsausschluss. Weitere Details finden Sie im Impressum.

Die Inhalte dieser Seite sind als RSS/RDF-Quelle verfügbar.

Diese Webseite basiert auf pragmaMx 0.1.11.

Die Artikel sind geistiges Eigentum des/der jeweiligen Autoren,
alles andere © 2004 - 2024 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft