Konu: A?k ve Cesaret

Forum: Bizden Hikayeler

Konuyu açan: -Pozan-


-Pozan- - 9/8/2008 Saat 11:32

Aşkın gözü kördür ve cesaret her zaman onun yanındadır
Uzun zaman önce, dünya olusmamis, insanlar dünyaya ayak basmamisken, iyi ve kötü huyların canları sıkılmış.
SAFLIK ortaya bir fikir atmis;
- "Neden saklambaç oynamiyoruz?"hepsi bu fikri begenmis. Hemen CESARET bagirmis;
-"Ben ebe olmak ve saymak istiyorum." Baska hiç kimse CESARET'i arayacak kadar cesur olmadığı için hemen kabul etmisler.

CESARET bir agaca yaslanmis ve saymaya baslamis; CESARET saydikça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramislar. SEFKAT; Ay'in boynuzuna asilmis, IHANET; çöp yigininin içine girmis, SEVGI; bulutlarin arasina kivrilmis, YALAN; bir tasin altina saklanacagini söylemis ama yalan söylemis. Çünkü, gölün dibine saklanmis, TUTKU; dünyanin merkezine gitmis, PARA HIRSI; bir çuvalin içine girerken çuvali yirtmis. Ve CESARET saymaya devam etmis;

ASK'in disinda bütün iyi huylar ve kötü huylar o ana kadar zaten saklanmis.

ASK kararsiz oldugu gibi, nereye saklanacagini da bilmiyormus. Çünkü hepimiz ASK'i saklamanin ne kadar zor oldugunu biliriz. Ve CESARET; yüze geldiginde, ASK; siçrayip güllerin arasina saklanmis.

CESARET bagirmis;
"Önüm, arkam, sagim, solum sobe, geliyorum!!!"
Arkasini döndügünde, ilk önce TEMBELLIGI görmüs, o ayaktaymis. Çünkü saklanacak enerjisi yokmus.

Sonra SEFKAT'i ayin boynuzunda görmüs ve IHANET'i çöplerin arasinda, SEVGI'yi bulutlarin arasinda, YALAN'i gölün dibinde ve TUTKU'yu dünyanin merkezinde. Hepsini birer birer bulmus, birisi hariç!

Ve CESARET umutsuzluga kapilmis, saklananlarin bir tanesini bulamamis.

Derken HASET, ASK bulunamadigi için haset duyarak, CESARET'in kulagina fisildamis;

-"ASK'i bulamiyorsun, çünkü o güllerin arasinda saklaniyor!"

Ve CESARET çatal seklinde tahta bir sopa almis ve güllerin arasina çilginca saplamis, ta ki; yürek burkan bir haykirma onu durdurana dek.
sonra, ASK elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çikmis, parmaklarinin arasindan sicim gibi kan akiyormus.

CESARET, ASK'i bulmak için heyecandan ASK'in gözlerini çatal sopa ile kör etmis.

Ve haykiristan
-"Ne yaptim ben?"diye bagirmis.

"Seni kör ettim. Nasil onarabilirim?"

Ve ASK cevap vermis:
-"Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir sey yapmak istersen,benim rehberim olabilirsin.
Ve o günden beri de;
ASK'IN GÖZÜ KÖRDÜR, CESARET İSE HER ZAMAN ONUN KILAVUZUDUR

Rojin - 12/8/2008 Saat 10:27

Bir nasihat: Kendine dikkat et.
Bir rica: Sakın değisme!
Bir Dilek : Beni unutma.
Bir Yalan : Seni hiç sevmiyorum.
Bir Gercek : Seni çok özlüyorum.

Gecenin karanlığında, güneşin ışığında,
Suyun damlasında, selin coşkusunda
Kimi yanımdasın kimi rüyamda
Ama hep aklımdasın sakın unutma......

Senin kanadın olmak isterdim
Ben olmadan uçma diye
Senin baharın olmak isterdim
Ben olmadan açma diye

Benim için seni görmek suya benzer
Seninle yasamak ise nefes almaya
Susuz üç gün yaşarım ama nefes almadan asla

Sana ne demeliyim bilmiyorum,
Güneşim desem güneş batıyor,
Hayatım desem hayat kısa,
Gülüm desem oda soluyor,
Sana canım demeliyim.
Çünkü bu can seninle yaşıyor..

Sen kurumuş yaprak olsan
Çıkmaz tozlu sokak olsan
Ölsen kuru toprak olsan
Yine seni seveceğim..

Bir an buruk bir acı saplanırsa yüreğine,
gözlerin zamansız takılırsa,
kulakların zamansız deli gibi çınlarsa
bil ki bir yerlerde özlemişsindir.

Güneşin doğduğu da bir gerçek battığı da...
Kalbimin attığı da bir gerçek, günün bittiği de..
Ne çıkar tüm gerçekleri saysak tek tek.
Seni Seviyorum ya, iste o en büyük gerçek...

Sen bir pınarsın içilen ama kanılmayan,
Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan,
Varlığına doyulmayan, yokluğuna dayanılmayan..

Canımdaki her nefes nefesine eklensin,
İçimdeki her nefes hayalinle demlensin,
Bırak bu gönlüm varlığınla renklensin,
Sen benim gönlümde yaşadıkça özelsin!

Acı ve huzun bir yildiz kadar uzak
Mutlulugun gozbebegin kadar yakin
Umutlarin gercek gerceklerin mutluluk
Mutluluklarin sonsuz olsun

Mehtap sularda gümüşen bir iz bırakırken,
Gökte yıldızlar parlıyordu.
Yalnız kaldığım günler ve geceler,
Kalbim her yerde seni arıyordu.

Eğer birgün bulusacağımız yere gelemezsem.
Dünyanın bütün renklerinden oluşan bir demet çiçek yaptır.
Çünkü beni senden ayıracak olan tek kuvvet,
Ölüm beni yakalamış demektir.

Sevgilim bilki senden uzak ne güzellikleri avutur beni bu şehrin,
nede yıldızlı akşamları!... özlemin bir nehir olmuş
YARAR GİDER İÇİMDEKİ DAĞLARI

Kağıt önümde kalem elimde,
Duygular kalpte düşünceler yazıda,
Ay gökyüzünde yıldızlar daha ötede,
Tanrı yukarıda kullar aşağıda,
En zoru da canım sen orada ben burada

Önce düşügümde kalkmayı, sonra aleve dokundugumda acıyı sevmeyi öğrendim
Sonra terkedilip beklemeyi sayende unutulmayıda ögrendim
Herşeyi öğrendimde yalnız unutmayı öğrenemedim...

Cennet dedikleri yer eğer senin gözlerin ise,
Hep açık bırak gözlerini ölünce geleceğim yeniden,
Yaşamak için senin cennet gibi gözlerinde....

Hayatın bir sevgi öpücüğü kadar doyumsuz,
Sevinç gözyaşları kadar güzel,
Seven bir kalp kadar heyecanlı,
Aşkın dokusu kadar masum,
Bir gül kadar gururlu olsun...

Eğer bir gün biri senin için,
İsmini güneşe buzlarla yazabilirse,
Bilki o seni benden daha çok sevmişir...

Şarkıdaki melodi, doğadaki bahar.
Kalbimdeki yara, hepsi senin için.
Çoğu kez duygular anlaşılmaz ifadeler tutuk.
Eğer söyleseydin sevdiğini benim olurdu mutluluk..

BirNefes - 13/8/2008 Saat 10:27

Senin Bir Gözyaşı Şişen Yok Mu?


1993'lerin baharıydı, bir tarih hazinesi olan yurdumuzun güzel köşelerinden birini görmek için yola çıktık. Ahlat, her adımında bir sanat eseri yükselen bu şirin ilçe baharın yeşilliğiyle daha da bir şirinleşmiş, güzelleşmişi.İlk olarak orada rastlamışım bu kavrama ve beni çok etkilemişi;

"Göz Yaşı Şişesi". Neydi bu göz yaşı şişesi ne işe yarardı ? Sorduk soruşurduk bilenlerden öğrendik.

Hikayesi ilginç ve düşündürücüydü.Anneler ,eşler, nişanlılar hasret kaldıkları çocukları,eşleri, nişanlıları ölen yakınları için ağladıkları zaman göz yaşlarını bu şişelere akıtıp bu şişeler de topluyorlarmış. Daha sonra da kavuşuklarında kendilerine hediye ediyorlarmış. Ve hediye edilen bu göz yaşları değerli bir mücevher gibi saklanıyormuş.

Ağlayabilmek doya, doya birisi için göz yaşı dökebilmek bir dost için bir eş bir evlat için hasretle dolu yüreğin bir haykırışını dile getirmek değil mi?

Ya bu gün kaçımız her şeyin menfaate dayandığı şu dünyada birbirimiz için gerçekten ağlayabiliyoruz.Gerçekten diyorum, çünkü timsahlarda avını yakalayıp yerken göz yaşı döküyormuş.Bahsettiğim bu tür göz yaşı değil sevgiyle, hasretle, muhabbetle dökülmüş iki damla da olsa yürekten kopup gelen göz yaşları...

Ağlamak insanın yüreğini yumuşatır .Yüreğindeki kötü duyguları bahar selinin toprağı yıkayıp temizlediği gibi temizler.Hadi o zaman birer göz yaşı şişesi de sizin olsun insanların acılarını sıkıntılarını paylaşalım.Hiç yapacağımız bir şey yoksa hiç olmazsa birkaç damla göz yaşı dökebilelim.Göz yaşı şişesinde biriktirelim kendimizden başkaları için ne kadar ağlayabiliyoruz.

Yoksa göğüs kafesimizde yürek yerine bir taş mı taşıyoruz. Açlık ve yoksulluk içerisinde kıvrananlar varken, eğlenceler düzenleyip peçete savuran , tabak kıranlar, milyarlık şampanyalar patlatanlar birer göz yaşı şişesi de siz alın belki insanlığınızı hatırlar da ağlarsınız.

BirNefes - 13/8/2008 Saat 10:31

Adam Ve Su


Su pis bir adama:

- "Ey pis adam koş bana gel ki seni temizleyeyim." dedi.

Pis adam:

- "Sudan utanıyorum." dedi.

Su bunun üzerine:

- "Eğer utanırsan nasıl temizleneceksin, bu pislik benim dışımda nasıl temizlenir." dedi.


* Gönül ten havuzunda çamura bulandı, ama ten gönül havuzunda temizlendi.

* Ten deniziyle gönül denizi birbirine bitişiktir, fakat aralarında bir berzah - bir aralık - vardır, birbirlerine kavuşmazlar.

Bu konunun yazarı : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Bu sayfanın URL'u:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eBoards&file=viewthread&fid=226&tid=575