Konu: ?nsan? Sevmek ...

Forum: Serbest Kürsü

Konuyu açan: -Pozan-


-Pozan- - 13/11/2008 Saat 15:12

İnsan, yaratılıştan sevilmeye layık bir mahluktur. Nitekim Yaratıcısı mahlukat içinde en çok onu seviyor ki; kainatta ne varsa ona musahhar kılmış ve kâinattaki toprak, su, atmosferden Ay ve Güneş'in hareketlerine ve mesafelerine kadar her şeyi insana göre ayarlamıştır .

Tabir caizse Allah'a göre "her şey insan içindir" . Yine onu sevdiğinin bir emaresidir ki; onu en güzel biçimde yaratmış ve onu yeryüzünün halifesi kılmıştır .

İnsanlığın rehberi, büyük insan Hz Muhammed (sav) insanı seviyor ki ; onların imanını kurtarabilmek için kendisini heder edercesine çırpınıyor ve " iman etmeyecekler diye kendini öldürecek misin ? " itabına maruz kalıyor .

O'nun Habib’i Hz Sıddık-ı Ekber'in "Ya Rab vücudumu o kadar büyük kıl ki, cehennemi ben doldurayım, başkalarına yer kalmasın" niyazı insana olan muhabbetten nebean eden bir söz değil midir ?


‘’ Bozmuş olsan yine de gel ‘’ çağrısı Mevlana'daki insana olan derin muhabbetin şefkat derecesine çıktığını gösteriyor ki; çocuğunu kurtarmak için çırpınan bir anne gibi çırpınıyor, O'nu kurtarabilmek için adeta yalvartıyor .

O dertliler zincirinin son halkası, asrımızın gönül mimarının; "milletimizin imanını selamette görürsem cehennemin alevleri İçinde yanmaya razıyım, Kur'ân'ımız yeryüzünde cemaat-siz kalırsa cenneti de istemem; orası da bana zindan olur" sözü de aynı duygular değil midir ?

Hulâsa Allah insanı seviyor, O'nun peygamberi ve peygamberinin vârisleri de .

Bize gelince; değil hıristiyan, mecusi, putpereste el uzatıp kucak açmak, eli Kur'ân'lı, alnı secdeli Müslüman’ı dahi sevemiyor ve daha kötüsü sevmemek için adeta bahaneler arıyoruz .

Nasıl oluyor ki ; 20 asrın fitne-fesat asrı olduğunu, içindeki Müslüman’ların da peygamber ve melek olmadıklarını bildiğimiz halde onların kusursuz ve hatasız olmasını istiyoruz .
Her halde Müjdeci Peygamber'in (sav) " siz günah işlemeseniz, Allah sizi yok eder, yerinize, günah işleyip tövbe edecek bir kavim yaratır " buyurduğunu unutuyoruz .

Nasıl oluyor ki ; merhamet-kani mürşidin en büyük dayanağı sevgili amcası Hz Hamza (ra)-nın katili Vahşi’yi dahi İslam’a davetini, daha enteresanı Vahşi'nin cevabi mektubunda " Ben içki içtim, zina ettim, Allah'ın aslanını şehit ettim, ben Müslüman olsam bile bu günahlar nasıl affolunur ki ? "
Demesine mukabil ; içki içmiş olsan da gel, zina yapmış olsan da gel, Allah'ın aslanını parçalasan, ciğergahımı dağlasan da gel, gel manasında '' Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz, Allah (dilerse) bütün günahları afveder, muhakkak Allah Gafurdur, Rahimdir " mealindeki ayeti yazdırıp göndererek ona dahi kucak açtığını unutuyoruz .

Ve yine biz O Rahmet Peygamberi'nin yüz insan katili bir şahsın dahi tövbesinin kabul buyrulduğunu haber vermesini hatırlamıyor, hep hatasız dost arıyoruz .

Ve yine biz Mutlak Adalet sahibinin (cc) Mizan-ı Ekser’in de kullarının amellerini tartar, iyilerle kötüleri ayıkırken hasenatının seyyiatına galibiyeti mağlubiyeti noktasında hükmedeceğini, binaenaleyh; sevabı azıcık fazla gelenlerin bir ömür boyu işledikleri günahlarını affederek onları Salihlerle beraber Cennetine koyacağını düşünemiyor, Müslüman kardeşlerimizin üç-beş hatasına göz yumamıyoruz .

Ve yine nasıl oluyor da çeşitli İnsanlarla bir arada kalmak mecburi y eli n de " olduğumuz yerlerde Rabbimize, Efendimize, Kitabımıza ve nice mukaddesatımıza dil uzatıldığını, hakaretler savrulduğunu duyup, görüp ve ciğerimiz yanarak meğer Müslümanların en kötüsü dahi bunların en iyisi imiş " dediğimizi, namaz kılan birini görünce de, burnumuzun direği sızlayarak boynuna sarıldığımızı ne kadar çabuk unutuyoruz ?

Evet, unutuyoruz . Rabbimizin, Peygamberimizin, Kitabımızın, Kıblemizin, Vatanımızın bir olması gibi aramızda muhabbete vesile olacak binlerce vahdet rabıtaları bulunduğunu Müminin iyilikleri için sevilmeye, kötülükleri için ise adavete değil, acınmaya lâyık olduğunu ve en mühimi Cenabı Hakk'ın muvaffak kılması, aramızdaki muhabbet ve ittifaka bağlı olduğunu .

Bütün bunları nazar-ı itibara alarak muhabbet duygularıyla dolmamız, birbirimize daha müsamahakâr, daha merhametli olmamız rica ve niyazıyla ...


selam , sevgi ve saygılarımla ...

saklı düşlerim ...


anonim

BirNefes - 16/11/2008 Saat 16:12

:zalkis: :zalkis: :zk:

Bu konunun yazarı : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Bu sayfanın URL'u:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eBoards&file=viewthread&fid=117&tid=663