Thread: felsefe

Forum: Serbest Kürsü

Author: asliyok


asliyok - 9/2/2008 at 09:25

Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik. Yokluğa karşıt olarak var olan şey. Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden aynı kalan gerçeklik. Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal eden kalıcı gerçeklik. ...
Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik.

Yokluğa karşıt olarak var olan şey. Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden aynı kalan gerçeklik. Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal eden kalıcı gerçeklik.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Eski Yunan kültüründen doğmuş, uygarlık tarihinde merkezî bir yer tutmuştur. Eski Yunan terimi, Yunanca "Helias"tan dolayı "Helenler" de denen, Yunanistan Yarımadasında yaşayan kavimler ve onların kurduğu eski devlet ve uygarlıkları anlatmak için kullanılır.

Çiftçi bir halk olan Helenler ya da Eski Yunanlılar, tarihlerinin başlangıcında çok sade bir yaşam sürerler, sırtlarına kendilerinin dokuduğu yünden bir gömlek, ayaklarına sığır derisinden çarık giyerlerdi. Köylüler tek bir odadan ibaret olan kulübelerde oturur, evcil hayvanlarla birarada yatarlardı
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Yunanca philosophia (philia, "sevgi" ve sophia "bilgelik") sözcüğünden gelir. Filozof (phi-lisophos) sözcüğünü, "şeylerin yapısını araştıran kişi" anlamında ilk kullanan Yunan dili. 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir. Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır. Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır. Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır. Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Herakleitos'tur. Parmenides'in durağan ve değişmez varlığına karşi, niteliksel değişme olarak oluşun gerçekliğini öne süren Yunan filozofu.

Bilgi bakımından, empirik ya da duyusal bilgiye hiç değer vermeyen Herakleitos, gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu öne sürerek, rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır. Çok şey bilmeye, ansiklopedik bir bilgiye karşi çikan filozof, çok şey bilmenin akıllı olmayı ögretmedigini söylemiştir. Siyasi alanda, demokrasi karşitı eğilimlerini, çogunluk geniş ha
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Platon'un öğrencilerinden Herakleides Pontikos bu sözcüğü ilk kez Platon M.Ö. 427-347 yılları arasında yaşa­mış olan ve düşünce tarihinin tanıdığı ilk ve en büyük sistemin kurucusu olan ünlü Yunan filozofu. 20 yaşında Sokrates'le karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz yıl boyunca öğrencisi olmuştur; hocası ölünce, diğer öğrencilerle birlikte Megara'ya gitmiş ama burada uzun süre kalmayarak önce Mısır'a, oradan da ythagorasçıların etkili oldukları Sicilya ve Güney İtalya'ya geçmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Pythagoras'ın kendisi için kullandığını söylemişse de bu bilgi fazla güvenilir değildir.KökeniİÖ 6. yüzyılda Sokrates öncesi filozoflar içersinde, çok önemli diğer bir isim, Miletos okulunun en güçlü rakiplerinden biri olarak bilinen Pythagoras’dır. Çok önemli bir bilim adamı olmasına karşın, ruhun ölümsüzlüğü ile insan yaşamını düzenleyen kurallar üzerinde yoğunlaşarak, felsefenin doğuşuna büyük katkıda bulunmuştur.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ionya adı verilen bölgede (bugünkü İzmir ile Büyük Menderes ırmaklarının bulunduğu bölgeye yerleşmişlerdir. Polis adı verilen şehir devletleri şeklinde yaşamışlardır. En önemlileri İzmir, Foça, Efes, Milet’dir. Bu şehir devletleri; aralarında ticari rekabet bulunması ve hürriyetlerine düşkün olmaları nedeniyle siyasi birlik oluşturamamışlar ancak dini inanışlarının ortak olması sebebiyle kültür birliği sağlamışlardır.Fenike harf yazısının Ege havzasında tanınmasını sağlamışlardır.Bilim , sanat , alanlarında Anadolu’da İlkçağda en
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.İzmir ve İzmir, Türkiye'nin nüfus, sanayi, ticaret, turizm ve kültür yönlerinden üçüncü büyük şehridir.

Tarihi ve tabii güzellikleri ile de Türkiye'nin en güzel llerinden biridir.. 37° 45' ve 39° 15' kuzey enlemleri ile 26° 15' ve 28° 20' doğu boylamları arasında yer alır. Balıkesir, Manisa, Aydın ve Ege Denizi ile çevrilidir. İzmir, renkli bir tabiata, zengin bir tarihi mirasa ve bol ürün veren topraklara sahip bir ildir. Trafik plaka numarası 35'tir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Aydın illeri ile karşılarındaki adalar) "fizikçiler" ya da Aydın Ege bölgesinde "Efeler Diyarı" olarak tanınan ve dünyanın en iyi incirinin yetiştiği il. Ege denizi, Muğla, Denizli, Manisa ve İzmir ile çevrilidir. Türkiye'nin en dağlık illerinden biridir. 37°30' ve 38°03' kuzey enlemleri ile 27°00' ve 28°57' doğu boylamları arasında yer alır.

...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.doğa filozofları diye bilinen Sokrates öncesi Thales gibi doğayı konu edinen filozoflar.İlk Materyalistler
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Sokrates öncesi filozoflar, evrenin ve maddenin yapısını araştırmış, bu yapıyı oluşturan ilk öğe ya da temel ilkeyi (Sokrates M.Ö. 469-399 yılları arasında yaşamış olan ünlü Yunanlı düşünür, filozof. Pla­to]'un hocası olan Sokrates, görüşleri, tar­tışmaları yeni iktidarın temsilcileri tarafın­dan beğenilmediği için, yeni tanrılar icad ettiği, görüş ve tartışmalarıyla, gençleri baş­tan çıkardığı gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.arkhe) bulmaya çalışmış, maddenin özü üzerine sordukları soruları da ilk kez, içindeki öğelerle yanıtlamışlardır.

Batılı anlamda ilk filozof sayılan Arkhe (Yunancada "başlangıç," "ilk"), Batı felsefesinin ve Sokrates öncesi Eski Yunan felsefesinin en önemli kavramlarından biri. Felsefenin ana disiplini sayılan metafiziğin ve genellikle bilimin, özellikle de fizik biliminin gelişmesinde önemli rolü olmuştur.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Thales'e göre bütün varlıkların ilk öğesi suydu. Onu izleyen Batı Felsefesinin ilk filozofu.

Bilimsel Çalışmaları: M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış olan Thales felsefi faaliyetleri yanında bilimsel çalışmalarıyla da seçkinleşmiştir. Bu çalışmalar arasında ise, her şeyden önce, ona Yunan dünyasında abartılı bir ün kazandıran M.Ö. 585 yılındaki güneş tutulmasıyla ilgili doğru tahmini dolayısıyla astronomi çalışmaları gelir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Anaksimandros Miletli Anaksimandros 610'larda doğmuş ve 545'lerde ölmüştür. Thales'in öğrencisidir. Anaksimandros da, Thales gibi, şeylerin doğasını açıklamak istiyordu; ancak ona göre ilk öge apeiron'du. Apeiron, sonsuz, belirsiz, gözlenemeyen ve dokunulamayan anlamlarına geliyordu.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.apeiron (sınırsız) denen 'tözü, Eski Yunanca’da olumsuzluk bildiren a- önekiyle “sonlu”, “sınır(lı)” anlamındaki peras’tan türetilmiş sözcük. ilkçağ Yunan felsefesinde evrenin sonsuzluğunu, sınırsızlığını savunan Anaksimandros’un tüm şeylerin kaynağı, arkhe’si, diye betimleyerek felsefeye soktuğu terim.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Anaksimenes ise aer'i (hava) ilk ilke olarak kabul etti. Aynı geleneği sürdüren Herakleitos bir adım daha atarak evrendeki oluşumları dört temel madde (hava, ateş, su, toprak) arasındaki dönüşümlerle açıklamaya çalıştı. Miletli Anaksimenes, M.Ö. 585 doğdu, M.Ö. 525 öldü. Filozof.

İyonya okulundan bir filozof hocası Anaksimandros'u izledi ve onun yerini aldı. Anaksimenes'in öğretilileri de Anaksagoras ile Diogenes olmuştur. Ona göre, hava, her şeyin ana öğesidir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Empedokles ise, bir yandan değişmeyen, bütünlüklü bir evren kuramı getiren Agrigentumlu Empedokles aslen Sicilyalı olan Empedokles (M.Ö. 490-435) ilginç bir kişiliktir. Şairdir ve filozoftur; bazılarına göre bir kahraman, bazılarına göreyse bir şarlatandır.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Parmenides'in etkisinde kaldı; bir yandan da eski geleneği sürdürerek maddenin dört temel öğe ya da herşeyin "kökü" {risomatd) olan ateş, hava, su ve topraktan oluştuğunu ileri sürdü. Bu geleneğin vurguladığı başlangıç kavramı Platon'da zamansal öncelik anlamı taşımaktan çıkıp varlığın öyle olmasını sağlayan ilk biçimlere ya da idea'laia dönüştü.

Felsefi düşüncenin temelini oluşturan bu tür soru ve yanıtlara farklı düşünce sistemleri içinde de rastlanır. Önceleri mitoslarda, daha sonra hem Doğu, hem de Batı dinlerinde evrenin ve maddenin yapısı üzerine sorular sorulmuştur. Ama getirilen yanıtlar her zaman doğaüstü güçlerden kaynaklanan bazı kalıplaşmış inanç sistemlerine dayanmış, araştırılmadan benimsenmiştir. Felsefi düşünce biçiminin özelliği ise bu tür inanç sistemleri yerine theoria (kuram) üzerine kurulu bilgiye yönelmesidir.

Oluşumunu ve gelişimini izleyen yüzyıllar içinde felsefe bilimsel düşünce biçiminin ve bilimin yolunu açmış, zaman zaman da bilimin yanında yer almıştır. Ama son bir iki yüzyılda bilimler özelleşmiş, uzmanlaşmış ve felsefeden kopmuştur. Felsefe ve bilim öncelikle konuları ve yöntemleri bakımından farklılaşmıştır. Bilimler daha çok duyuma ve deneye öncelik verirken felsefe bunlardan da yararlanarak tikel deneyimlerden bağımsız düşünce biçimine ve Ksenofanes'in yetiştirmiş olduğu öğrencilerin en önemlilerinden birisi Parmenides'ti. Parmenides, görüneni değil, görünenin arkasındakini arıyordu; çünkü gerçek orada saklanmıştı. Ona göre, gerçeğe, gözlem ve deney ile değil, mantıksal düşünmeyle ulaşılabilirdi. Bir matematikçi gibi, "yokluk, boş bir mekandır; mutlak boşluktur; yokluk yoktur ama düşünülebilir" diyordu.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.a priori bilgiye ağırlık vermiştir. Bilim kesin sonuçlar içeren, kanıtlanabilir bilgiler verirken felsefe neyin, nasıl bilinebileceğini araştırmış, bilimin ve bilimsel bilginin yapısı üzerine de soru sormuş ve yanıt getirmiştir.GelişimiEski Yunan'da dinsel hayranlığın zamanla evrenin ilkelerine ve öğelerine ilişkin bir meraka dönüşmesi, felsefi düğünce biçiminin temelini oluşturdu. Önce içinde yaşadıkları evreni anlamaya çalışanlar, daha sonra içinde yaşadıkları toplumun ve birlikte yaşadıkları insanların yapısını anlamaya çalıştılar. Toplumsal ilişkilerden doğan sorunlar ve bunların çözümü öncelik kazandı. Kozmolojik spekülasyonların yerini ahlaki ve siyasi kuramlar aldı. Sokrates'in insanlara ne olduklarını göstermek için sorduğu sorular A Priori (Önsel)

1- Deneyden ve tecrübeden bağımsız olarak, başından ve peşinen doğru olan, doğru kabul edilen (önerme yahut bilgi).

2- Tecrübeden bağımsız olarak ve ondan önce bilinen, mevcut olan (bilgi).
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Platon ve Platon M.Ö. 427-347 yılları arasında yaşa­mış olan ve düşünce tarihinin tanıdığı ilk ve en büyük sistemin kurucusu olan ünlü Yunan filozofu. 20 yaşında Sokrates'le karşılaşınca felsefeye yönelmiş ve hocasının ölümüne kadar (M.Ö. 399) sekiz yıl boyunca öğrencisi olmuştur; hocası ölünce, diğer öğrencilerle birlikte Megara'ya gitmiş ama burada uzun süre kalmayarak önce Mısır'a, oradan da ythagorasçıların etkili oldukları Sicilya ve Güney İtalya'ya geçmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Aristoteles'te felsefe sistemleri haline geldi. Hıristiyanlık felsefeye yeni bir görev yükledi. Augustinus ve Kilise Babalan Platon ve Aristoteles'i kendi amaçları doğrultusunda yorumlayarak yaratılış, inanç, us ve gerçek gibi konuları açıklamada kullandılar. Aristoteles MÖ 384 - MÖ 7 Mart 322 tarihleri arasında yaşamış Yunanlı filozof ve bilim adamı. Platon ile birlikte Batı düşüncesini en çok etkileyen en önemli iki kişiden biri olarak düşünülür.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.12. yüzyılda yapılan Aristoteles çevirileri, 12. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.13. yüzyılın 13. yüzyıl olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Skolastik felsefesine yolu açtı ve Genel olarak Ortaçağda hakim olan Grek felsefesinin kavramsal araçlarından yararlanılarak oluş­turulmuş Tanrı merkezli düşünce sistemini 1 veya bu teoloji ağırlıklı felsefenin kullandığı yöntemi tanımlamak için kullanılan sıfat.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Albertus Magnus, Albertus Magnus (1207-1280) Dominiken tarikatına girmiş ve Aristoteles'i ve Fârâbî, İbn Sînâ, İbn Rüşd ve İbn Tufeyl gibi Müslüman filozofların Aristoteles felsefesine ilişkin yorumlarını öğrenmiştir; daha sonra bu yorumlara dayanarak Hıristiyan inançlarıyla bağdaşabilecek yeni yorumlar getirmiştir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Aquino'lu Tommaso, Thomas Aquinas 1225-1274 yılları arasında yaşamış olan, ünlü Hıristiyan filozof. Birçok bakımdan özgün bir düşünür olan Aquinalı'nın felsefesi önemli ölçüde Aristoteles'in metafiziğine dayanır.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Roger Bacon ve Duns Şcotus gibi filozofların düşünce sistemlerini etkiledi. Fransiskenlerin yetiştirdiği en önemli bilim adamı Roger Bacon'dur (1220-1292). Geniş bilgisi nedeniyle Batı Dünyası'nda Doctor Mirabilis (Olağanüstü Bilgin) lâkabıyla tanınan ve Robert Grosseteste'in öğrencisi olan Bacon'a göre, güvenilir bilgiye ancak akıl ve deney yollarıyla ulaşılabilir; akıl kanıtlayıcı, deney ise veri toplayıcıdır ve doğru bilgi için her ikisinden de yararlanmak gerekir; akılsal kanıtlama tek başına yeterli değildir; doğruluğunun deneyle denetlenmesi gerekir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ortaçağın sonlarına doğru, tümellerin bir gerçeklik olarak varlığını reddeden adcı Ortaçağ Milattan Sonra 5. yüzyıl ve 13. yüzyıllar arasını kapsayan dilimin adı. Bu kelime 17. yüzyıldan beri Avrupa tarihi sözkonusu olduğunda, kullanılmaya başlanmıştır. Bu kavram, genellikle insanların öznel bilincinde biçimlendiği için kesin başlangıç ve bitiş noktalarından söz edilemez. Ancak, bütün bu nedenlere rağmen, tarih kitaplarında Roma imparatorluğunun bölünme tarihi (M.S. 395) yada son Batı Roma İmparatorluğunun düşüş tarihi (476) gibi noktalar Ortaçağın başlangıcı olarak alı
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Ockhamlı William ve mistik deneyimlerinden yola çıkarak Tanrı'nın Tanrı olarak varlığını insanların ona yakanları ile bağımlı kılan Üstat Eckhart, yeni bir düşünce biçimine yol açtılar.

Ockhamlı William 1285-1347 yılları arasında yaşamış ünlü bir filozoftur. Ockham’ın Usturası, gereksiz spekülasyonları önlemeye, onlara değer vermemeye yarayan, O’nun geliştirdiği bir tutumluluk ilkesidir. Buna göre, herhangi bir şeyi açıklamak üzere öne sürülen birden fazla açıklama söz konusu olduğunda, açıklanmak durumunda olanı, en az sayıda açıklayıcı ilke ve kabulle açıklayan ve olabildiğince çok şeyi açıklamayı başaranın seçilmesi gerekir; en basit açıklama, gerçekliği olduğu şekliy
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.Rönesans'la birlikte felsefe laikleşti ve "ilahiyatın hizmetçisi" olmaktan çıktı. Bu kez doğal dünyanın gizleri ve derinliği gibi konulara eğilmeye başladı. 17. yüzyılın önde gelen filozoftan doğabilimlerinin temellerini araştırmaya koyuldu. Onların başarıları da Aydınlanma çağı filozoflarını bilgi felsefesine ve zihnin yapısını incelemeye yöneltti. Deneycilik ve usçuluk arasındaki uçurum gittikçe açıldı ve bilginin kaynağı sorunu uzun süre birincil araştırma konusu oldu. 19. yüzyılda Alman idealizmi doruğuna ulaşırken, olguculuk ve maddecilik onun karşısında yer aldı. Bu sistemlerin dışında kalan bağımsız düşünce biçimlerinin örnekleri de ( Schopenhauer ve Nietzsche gibi) gene bu yüzyılda ön plana çıktı.

20. yüzyılda bir yandan Marksizm hem düşünce sistemlerini, hem de toplum yapısını etkilerken bir yandan da kara Avrupa' sında ortaya çıkan varoluşçuluk ile Anglo-sakson geleneğinin ürünü olan analitik felsefe yüzyıla damgalarını bastı.Temel ayrımlarFelsefenin genel bir tanımının yapılmasının zorluğu, filozoflann ilgi alanlarının olduğu kadar bu alanlar içinde araştınlmaya değer gördükleri konuların da farklılığından kaynaklanır.

13. yüzyıl Dominiken papazlarından Aquino'lu Tommaso ve 18. yüzyıl İrlanda Kilisesi piskoposlarından George Berkeley gibi düşünürler felsefeyi dinin gerçeklerini ispat etme yolu olarak görmüş, maddeci ve uşçu yönlerinden anndırmaya çalışmıştı. İÖ 6. yüzyılda Pythagoras, Rönesans'ın sonlarına doğru Rene Descartes, 20. yüzyılda da Bertrand Russell birer felsefeci olduklan kadar matematikçiydiler; onlara göre evren ile insan bilgisi üzerine görüşleri de büyük ölçüde, sayı kavramı ve tümdengelim yöntemi ile belirlenmişti. Platon, Thomas Hobbes ya da John Stuart Mill gibi filozoflar ise siyasal düzen ve toplum yaşamı ile ilgilenmiş, felsefi görüşlerinin hepsi insanın toplumsal ve siyasal davranış-lannı değiştirmeye yönelik olmuştu. İlk doğa filozoflan gibi Roger Bacon ve 20. yüzyılda Alfred North Whitehead doğal dünyanın fiziki bileşimini araştırmaya girişmiş, daha çok doğabilimlerine eğilmişti.

Bütün bu farklı yaklaşım biçimlerinden, felsefe tarihi içinde monist, dualist ve çokçu görüşler; maddeci ve idealist görüşler, adcı ve gerçekçi görüşler; usçu ve deneyci görüşler; yararcı ve etik görüşler ortaya çıktı. Bunlara bağlı olarak da bilgi felsefesi, etik, bilim felsefesi, hukuk felsefesi, devlet felsefesi, sanat felsefesi gibi felsefe disiplinleri doğdu. Karşıt görüşler temelde eleştirel ve kurgusal olarak adlandınlabilecek iki yaklaşım biçiminden kaynaklanıyordu. Bu iki yaklaşım biçimi de iki farklı yöntemle açığa çıkıyordu: Analiz ve sentez. G. E. Moore'un Principia Ethica ( 1903; Etiğin İlkeleri) adlı yapıtı birincisine örnektir. Yapıtta "İyi nedir?" gibi genel bir sorudan yola çıkılarak bir dizi alt soruya geçilir; anlamlar tek tek ele alınır ve giderek daraltılır. Platon'un Politeia'sı (Devlet, 1958, 1980) ise ikinciye örnektir. Adalet ile ilgili yalın bir sorudan yola çıkılarak gittikçe daha fazla kavram ele alınır; önce etik, sonra politika, eğitim kuramı ve bilgi kuramı bu temel üzerine kurulur.

Analitik ya da eleştirel yaklaşımda herhangi bir konu açık seçiklik ilkelerine göre ayrıştırılır. Aristoteles, Petrus Abaelardus, David Hume, Rudolf Carnap, Russell ve Moore bu yöntemi kullanan başlıca filozoflardır. Sentetik ya da kurgusal yaklaşımda ise bütünün anlaşılmasına çalışılır; tek tek parçalar bir araya getirilir. Bu yöntemi kullanan başlıca filozoflar arasında Parmenides, Platon, Aquino'lu Tommaso, Spinoza, G. W. F. Hegel ve Whitehead sayılabilir. Bu tutumlara ek olarak, Descartes, Immanuel Kant, Arthur Schopenhauer, Friedrich Nietzsche ve Karl Marx gibi düşünürler de sistemlerine kendi özgün damgalannı vurmuşlardır.

alintidir

This thread come from : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Url of this website:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eBoards&file=viewthread&fid=117&tid=174