Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Çarşamba, 01. Mayıs 2024 10:15   User Online: 45 

Üye bilginiz

Üye merkeziniz

Özel Messajiniz

Ziyaretçi defteriniz

Üye lerimiz

Forumda çikiş

Forumlar

Genel

Kültür

Atatürk

Türkiye

Bilgilendirme

Spor

Site ve Radyo

Arsiv II Genel

Arsiv Kultur

Resim
Bayrak1Elde MumRenkli karanfilMaviorkideFantazi Resim 6Manzara -6Sevimli 9Sevimli 18Cicek -4Karanfil -1ZambakDostluk 7Beyaz karanfilSevimli 4TatliTabiat 4Sevimli 19Sevimli 21Dostluk 3Fantazi Resim 8

Portal Menüsü
Bilgiller
Bilgi ekle
Ekart
Pano
Haberler
Takvim
Resimler
Şiir
Fikra
Bizi tavsiye et
Site Anket
Site kural Impressum
Download tavsiyeler
 Link Tavsiyeler
Bize ulaşım

Bilgilendirme Sisteme girmen gerek


Aşağı git
« Ön  Diğer »
küçükten büyüğe do;ğru sırala büyükten küçüğe doğru sırala      print
Konuyu açan: Konu: MUHAMMED B. IDRÎS ES-SAFIÎ
Member
Member

Rojin
Cevaplar: 239
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 3/5/2008 Saat 17:22  
Safiî mezhebinin öncüsü ve müctehid imamlardan biri.


Hicrî 150/Miladî 767 yilinda Filistin'in Gazze sehrinde dogdu. Babasi Idris bir is için Gazze'ye gitmis, orada iken vefat etmisti. Dedelerinden biri olan Safiî Ibn es-Sâib'e nisbeten Safiî olarak bilinir. Soyu Abd-i Menâf'ta Hz. Peygamber'in soyuyla birlesir.


Henüz küçük yasta iken babasini kaybeder. Fakir bir sekilde yasayan annesi, oglunu alip Mekke'ye gitmege karar verir. Mekke'de, daha küçük yasta kendisini ilme veren Imam Safiî, yedi yasinda Kur'ân-i Kerim'i; on yasinda da Imam Mâlik'in el-Muvatta' adli hadis kitabini ezberlemis ve on bes yasina geldiginde, fetva verebilecek bir seviyeye ulasmisti.

Bundan sonra yirmi yila yakin bir süre çölde, Huzeyl kabilesi içinde yasayarak fasih Arapça'yi ve câhiliye siirlerini ögrendi. Hatta Asmaî, onun hakkinda; "Huzayl'in siirlerini Kureys'ten Muhammed b. Idris denen bir genç ile düzelttim" demistir. Böylece edip ve Arapçada söz sahibi olmustur.


Akabinde birçok alimden hadis okudu. Mekke valisinin bir tavsiye mektubu ile Medine'ye gitti. Burada Imam Mâlik'e el-Muvatta adli eserinin tamamini arzetti. Daha sonra tamamen fikha yönelerek Imam Mâlik'ten Hicaz fikhini ögrendi. Safiî'nin essiz kavrayis ve üstün zekâsini müsahededen Imam Mâlik, ona su anlamli tavsiyede bulundu: "Muhammed! Allah'tan kork, günahtan sakin; çünkü ben senin büyük bir sahsiyet olacagini ümid ediyorum. Gönlüne Allah'in koymus oldugu bu nuru günahla söndürme."

Medine'de Imam Mâlik'ten fikih ve hadis ilmi aldi. Süfyan b. Uyeyne'den, Fudayl b. Iyâz ve amcasi Muhammed b. Sâfi' ve digerlerinden hadis rivayet etti.

Imam Sâfiî, bu arada çalismak zorunda oldugu için bir süre Yemen'e gitti. Yemen kâdisi Mus'ab b. Abdillah el-Kuresî orada kendisine resmî bir is bulmustu. Bu arada, Halîfe Hârun er-Rasîd Hz. Ali taraftarlarinin bir harekâtindan korkuyordu. Yemen tarafindan yakalanip getirilen Siîler arasinda -Siî olmadigi halde- Sâfiî de Medîne'de Halîfe'nin huzuruna çikarildi. Suçsuzlugu anlasilinca Halife onu serbest biraktirdi ve maddî yardimda bulundu. Sonra H.183 ve 195'te Bagdat'a gitti. Orada Muhammed b. Hasan es-Seybânî'den Irak fakihlerinin kitaplarini okudu. Onunla fikir alis verisinde bulundu.


Imam Sâfiî bundan sonra H. i87'de Mekke'de ve i95'te Bagdat'ta Imam Ahmed b. Hanbel (Ö. 241/855) ile bulustu. Ondan Hanbelî fikhini ve usulünü, Kur'an'in nâsih ve mensuhunu ögrendi. Bagdad'ta onun eski mezhebinin esaslarini ihtiva eden "el-Hucce" adli eserini yazdi. Sonra H. 200'de görüslerinin en çok yayginlasacagi Misir'a gitti. 204/819'da Receb'in son cuma günü Misir'da vefat etti ve orada defnedildi (el-Hudarî, Tarihu't-Tesrîi'l-Islâmî, Kahire 1358/1939, s. 254 vd.; Muhammed Ebû Zehra, Usulü'l-Fikh, Kahire, t.y., s.12 vd.; ez-Zühaylî, el-Fikhu'l Islâmî ve Edilletüh, Dimask 1405/1985, I, 35, 36; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Islâm Hukuku, Istanbul 1983, 9, 78 vd).


Imam Sâfiî'nin "er-Risâle" adli eseri fikih usulünde ilk kaleme alinan usul kitabidir. Hanefilerde, usul müctehid imamlar devrinde yazili bir eser haline getirilmemis daha sonra fürûdan hareket edilerek usûl kaideleri belirlenmistir. Imam Sâfî, isin basinda er-Risâle'yi yazarak sonraki Sâfiî bilginlerini bu külfetten kurtarmistir. Imam Sâfii'nin "el-Ümm" adli eseri ise Misir'da mezhep görüslerini kapsayan bir fikih eseridir.

Onun ilmî ve edebî sahsiyeti yaninda, takvâsi, olgun karakteri ve güzel ahlâki da zikredilmesi gereken hususlardandir. Kendisine Siffin meselesi, sorulunca su anlamli cevabi vermisti: "Ömer b. Abdülazîz'e Siffîn'da ölenler sorulunca o; "Allah'in elimi bulasmaktan korudugu kanlardir" demisti. Simdi ben de dilimi bu kana bulastirmak istemiyorum."

Ögrencileri onun hakkinda, "Safiî Hz'leri bir âyeti tefsir etmeye baslayinca, sanki o âyetin indirilisini görmüs gibi büyük bir vukufla konusurdu" derler.


Imam Sâfiî, müstakil mutlak müctehid idi. Hicazlilar'in ve Iraklilarin fikhini kendinde toplamisti. Ahmed b. Hanbel onun için; "Allah'in kitabi ve Rasûlünün sünnetinde insanlarin en fakîhi idi"; "Eli hokka ve kalem tutup da, boynunda Sâfi'nin minneti olmayan kimse yoktur" demistir. Tasköprülüzâde, Miftahu's-Saâde'sinde onun için söyle der: "Ehli fikih usûl, hadîs, dil ve nahiv âlimleri, Imam Sâfiî'nin; emânet, adâlet ve zühdünde, vera, takvâ ve cömertliginde, güzel ahlâkinda, kiymetinin yüceliginde birlesmistir. Onu gerektigi sekilde anlatmak zordur" (ez-Zühaylî, a.g.e., I, 26).


Sâfiî mezhebinin usûlü kitap, Sünnet, icma ve kiyasa dayanmaktadir.

Hanefî ve Mâlikîlerin kabul ettigi istihsanla ameli terketti ve "istihsani kullanan kendisi seriat koymustur" görüsünü ileri sürdü. Istihsani geçersiz kilmak ve tenkid etmek için "Ibtalü'l-Istihsân"isimli risâlesini kaleme almistir (bk. "Istihsan" mad.).

Imam Sâfiî, râvisi sikâ, zabt ve hadis muttasil olunca âhâd haberle amel etmenin gerekli oldugunu savunur. O, Imam Mâlik'in sart kostugu gibi, âhâd haberin amelle desteklenmesini, Irak ekolünün gerekli gördügü râvinin fakih ve ameli haber-i vâhide uygun olma gibi sartlari aramaz (Ebû Zehra, a.g.e., s.i2 vd.). O'nun haberi vâhidin delil olmasiyla ilgili, dayandigi çesitli deliller vardir. Bunlardan birinde Hz. Peygamber (s.a.s)'in söyle buyurdugunu rivayet eder: "Benim sözümü dinleyip belleyerek ezberleyen ve oldugu gibi baskasina duyuran kimsenin Allah yüzünü agartsin. Bazan fikih hâmili, fakih olmayana nakleder, iceleri de kendisinden daha fakih olan kimseye nakleder..." (Ebû Dâvud, Ilm, i0; Tirmizî, Ilm, 7; Ibn Mâce, Mukaddime,i8). Bu hadisi aktardiktan sonra Imam Sâfiî görüsünü söyle açiklar: "Madem ki Hz. Peygamber, sözlerini dinleyip bellemege ve onlari baskalarina duyurmaga davet etmistir. Bunu yerine getiren kimse ister bir kisi olsun, ister cemaat olsun, O'nun davetine icabet etmis sayilir. Hz. Peygamber'den rivayet eden kimse bir kisi de olsa güvenilir ve âdil olmak sartiyla rivayeti makbuldür."

Diger yandan Imam Sâfiî istihsani ve Mâlikîlerin mesâlih-i mürsele delilini reddederken, kendisi bunlara benzer "istidlâl" adini verdigi bir aklî delil kullanir.


Sâfiîlerde, çesitli konularda fetvâ, Imam Sâfiî'nin yeni mezhebine göredir, Imam Safiî, eski mezhebini temsil eden el-Hucce'den dönmüs ve; "Onu benden rivayet edene hakkimi helâl etmiyorum" demistir. Ancak on yedi kadar meselede eskiye göre fetva verilmistir. Meselâ; eski görüsü, muarizi olmayan bir hadisle desteklenirse onunla fetva verilir. Onun söyle dedigi nakledilir: "Hadis sahih olunca, o benim görüsümdür. Benim böyle bir hadisle çelisen sözümü de duvara çarpin".

Imam Sâfiî Hicaz, Irak, Misir ve diger Islam beldelerinde çesitli talebeler yetistirmistir. Yeni mezhebini Sâfiî'den alan Misirli bes ögrencisi sunlardir:

i) Ebû Ya'kub Yûsuf b. Yahyâ el-Büveydî (Ö. H. 231). Halîfe Me'mun'un çikardigi "Halku'l-Kur'an" fitnesi yüzünden Bagdat'ta bir süre hapsedildi (bk. "Halku'l-Kur'an" mad.). Sâfiî, onu ders halkasina vekil olarak birakmistir. Sâfiî'nin sözlerinden derledigi ünlü bir özet eseri vardir.

2) Ebû Ibrahim Ismail b. Yahyâ el-Müzenî (Ö. H. 266): Sâfiî mezhebine göre yazilmis çesitli eserleri vardir. Mebsût adi verilen "el-Muhtasaru'l Kebîr" ve "el-Muhtasaru's-Sagîr" bunlardandir. Irak, Sam ve Horasan'dan pek çok ilim talibi ondan yararlanmistir.

3) Ebû Muhammed er-Rabî' b. Süleyman b. Abdilcebbâr el-Murâdî (Ö.H. 270): Imam Sâfiî'nin kitaplarinin ravisidir. Amr b. el-Âs Câmiinde (Fustat Câmii) müezzindi. Safiî'nin er-Risâle, el-Ümm ve diger kitaplari, el-Murâdî kanaliyla bize ulasmistir.

4) Harmele b. Yahya b. Harmele (Ö.H. 266): Imam Sâfiî'den er-Rabî'in rivayet etmedigi kitaplari nakletti. Kitabü's-Surût, Kitabü's-Sünen, Kitabü'n-Nikâh ve Kitâbü'l-Ibil ve'l-Ganem ve Sifatühâ ve Esnânühâ bunlar arasinda sayilabilir.

5) Muhammed b. Abdillah b. Abdilhakem (Ö.H. 268): Imam Mâlik'in de ögrencilerinden idi. Misirlilar onu diger fakihlerden üstün kabul ediyordu. Daha sonra Sâfiî'nin görüslerini birakarak Imam Mâlik'in ictihadlariyla amel etmeye basladi.


Sâfiî'nin mezhebi; Misir, Güney Arabistan, Dogu Afrika, Dogu Anadolu, Seylan, Endonezya, Cava, Filipinler, Malaya, Mâveraü'n-Nehir ve Horasan gibi yerlerde yayilmistir (ez-Zühaylî, a.g.e., I, 37 vd.; Hamdi Döndüren, a.g.e., s. 78 vd.).


Imam Sâfiî Ictihad'da izledigi usûl:


Delillerden hüküm çikarma ve ictihad'ta izledigi usulü "Ihtilâfü'l-Hadis", "Cimâu'l-Ilm" ve "er-Risâle" isimli eserlerinin çesitli yerlerinde açiklamistir. Özetle söyle der: "Kitap ve ihtilafsiz mütevatir sünnetle hükmolunur. Bu hüküm için "görünüste ve gerçekte (zahir ve batinda) hak ile hükmettik" deriz. Üzerinde ittifak edilmeyen ve âhâd yoldan gelen sünnetle hükmolunur. Bunun için, "görünüste hak ile hükmettik", deriz. Fakat "gerçekte..." diyemeyiz. Çünkü hadisi rivayet eden yanilmis olabilir. Icma, daha sonra da kiyas ile hükmederiz. Bu, ondan da zayiftir, fakat zaruret bulundugu yerde kullanilir. Çünkü haber varken kiyasi kullanmak helal degildir. Nitekim teyemmüm de, seferde su bulunmayinca temizligi saglar, fakat su bulununca teyemmüm bozulur (es-Safiî, er-Risâle, s. 512, 599, 600).


Safiî, Kitap ve Sünnet'in te'vile muhtaç kisimlarini dogru tevil etmek için Arapçanin, yapilan te'vile müsait bulunmasini ve Kitap, Sünnet ve Icma kaynaklarinda, anlasilan manâyi takviye eden bir delilin bulunmasini sart kosar. Te'vilini de bu dogrultuda yapar. Sünnete göre hüküm vermesi için, mütevatir olmayan hadiste sika, dogru, ne dedigini ve hadisin anlamini degistirecek sözleri bilen; hadisin anlamini tam olarak bilmiyorsa, onu manâ yoluyla degil, asil lafizlariyla rivayet eden; rivayetini hifzetmis, kitabini muhafaza etmis, sika ravilere muhalefetten uzak ve hadisin ilk kaynagina kadar ayni sartlari tasiyan raviler tarafindan rivayet edilmis bulunmasi sartini arar.

Istihsani, mesnedsiz, keyfî hüküm olarak anladigi için reddeden Imam Safiî, rey ictihadini kiyastan ibaret kabul etmis, kiyasi da delâlet yoluyla ilahî beyan çesitlerinden biri saymistir. Hakkinda nass bulunan meselenin illeti ile nass bulunmayan meselenin illeti ayni olursa, yapilan kiyasta ihtilaf edilmez. Ancak, asil mesele ile nass bulunmayan fer'î meselenin illeti ayni olmayip benzer olursa, bu konuda yapilan kiyasta ihtilaf olur ve farkli hükümlere varilir.


Imam Safii'nin ictihad ve taklid konusundaki su sözleri kayda deger: "Delilsiz ve hüccetsiz olarak bilgi toplayan kimse gece karanliginda odun toplayana benzer; topladigi bir arkalik odunu yüklenirken bunun içinde kendisini sokacak bir yilanin bulundugunu bilmez."; "Sahih hadis bulununca benim mezhebim odur."; "Kiblenin hangi yönde oldugunu kestiren bir kimsenin bir baskasini taklid etmesi nasil uygun olmazsa, mükellefin dininde, çagdasi olan bir kimseyi taklit etmesi de öyle uygun degildir."e

Ictihadina örnek:

"Cuma günü yikanmak vaciptir" hâdisini rivayet ettikten sonra Safiî, söyle der: "Hadiste geçen "vacip" ifadesinin "baskasina caiz degil, ahlaken gerekli, temizlik ve pis kokunun giderilmesi için tercih edilmeli." gibi manâya ihtimali vardir. Kur'an, abdesti abdestsiz olanlara; guslü, cünüplere tahsis ettigi göz önüne alinirsa, bu son manâ en uygun olanidir. Safiî burada te'vil ve anlayis ictihadi yapmistir.

Imam Safiî, annenin çocugu emzirecegini, babanin da yiyecek ve giyecegini temin etmesinin, süt anne tutulursa bunun da emzirme ücretini ödemesinin gerektigini belirten el-Bakara 2/233. ayeti ile Hz. Peygamber'in (s.a.s) Hind'e, Ebu Süfyan'in malindan kendisi ve çocugu için yetecek kadar mali habersiz olarak alabilecegini ifade eden hadisini naklettikten sonra; babadan olmasi nedeniyle, çocugun emzirilme ve beslenme külfetinin babaya ait oldugu hükmünü çikarir. Daha sonra da bu hükümden hareketle kiyas yaparak evlâdin da babaya bakmasi gerektigi hükmüne varir.o

Ictihadla kiyasi ayni anlamda kullanan Imam Safiî, yalanci sahidlikle bir kimsenin esini üç talakla bosadigini iddia ederek hâkimin esleri ayirmasina sebep olanlarin yalanciliklari anlasilinca, magdura esinin mehri mislini vermeye mecbur kilinmasi ictihadinda oldugu gibi, maslahat-i mürsele delilini de kullanir.

Hikmetli sözleri ve siirlerini ihtiva eden bir Dîvân'in sahibi olan Imam Sâfiî, edebî yönüyle de essiz bir sahsiyet sayilir. Asagidaki dörtlük ona aittir.

"Hafizamin bozuklugunu (hocam) Vekî'e sikayet ettim.

Bana günahlari terketmemi tavsiye etti.


Ve bana sunu bildirdi ki; ilim bir nurdur


Ve Allah'in bu nuru âsilere verilmez. "


Mehmed Emin AY





Kaynak: Sâmil Islam Ansiklopedisi, Cilt: 4


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster
« Ön  Diğer »        print
Yukarı git


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

0,063 saniye - 19 queries
Giriş

Kullanıcı Adı:

Şifre:

Sprache
Arabirim Dilini Seçin:

Almanca Fransızca Türkçe İngilizce
Son 5 Bilgi
Happy Birthday
Doğum Gününüz Kutlu Olsun!:

  • Hasretim: 43 Yaşında
Etkinlik Takvimi
Mayıs 2024
  1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31  

Fuarlar
Toplantilar
Konserler
Festivaller
Kültür Sanat
Anma Günleri
Dogum günü
Dini Bayramlar
Özel Günler
Resmi Bayramlar
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Puanlar
  2. asliyok: 4 432 Puanlar
  3. HarmanYeli: 4 396 Puanlar
  4. KizilZora: 2 048 Puanlar
  5. life23: 1 675 Puanlar
  6. gokkiz: 1 657 Puanlar
  7. BirNefes: 1 048 Puanlar
  8. Erasmus: 984 Puanlar
  9. -Pozan-: 785 Puanlar
  10. Siyahinci: 623 Puanlar
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(7859 okuma)
Hatırlarmısın .!
(10904 okuma)
Mektup......
(11738 okuma)
ANADOLU GARIBI
(11775 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11562 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(11787 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11844 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 935 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Bu sitedeki tüm logo ve markalar sahiplerinin malıdır. Diğer detayları Künye bölümünde bulabilirsiniz .

Haberlerimizi RSS kullanarak yayınlayabilirsiniz.

Bu site pragmaMx 0.1.11 tabanlıdır.

Yorumlar yazarların sorumluluğu altındadır,
geri kalan her şey © 2004 - 2024 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft