Milgram'ın deneyi, katılımcılar üzerinde yarattığı aşırı duygusal kaygı
nedeniyle bilimsel deneylerin etiği konusunda kuşkular uyandırdı.
Milgram'ın lehine bir gerçek: Katılanlar arasında yapılan ankete göre
katılımcıların %84'ü bu deneye katılmış olmaktan "memnun" veya "çok memnun"
olduklarını, %15'i nötr olduklarını (tüm katılımcıların %92'si ankete
katıldı)
ifade ediyorlardı.. Pek çoğu sonradan teşekkür mesajları yolladı. Milgram
eski katılımcılardan ardarda asistanlık ve ekibe katılma teklifleri aldı.
Altı yıl sonra, Vietnam Savaşının en ateşli olduğu günlerinde, deneyin
katılımcılarından biri Milgram'a bir mektup göndererek deneyde çektiği
strese rağmen neden "memnun" olduğunu açıkladı:
1964'te deneye katıldığımda, her ne kadar birisine acı çektirdiğimi sansam
da bunu neden yaptığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Ne zaman kendi inançları doğrultusunda hareket ettiklerini ve ne zaman
uysalca otoriteye itaat ettiklerini ayırt edebilen çok az insan var. ...
Kendimi otoritenin çok yanlış şeyler yapmamı isteyen emrine teslim
edeceğimi bile bile askere alınmama izin vermem, kendimden korkmama sebep
olacaktı.
Eğer bana vicdanî retçi statüsü verilmezse hapishaneye gitmeye tamamen
hazırım. ...
Bu gerçekten de inançlarıma sadık kalmamın tek yolu. Tek umudum, kurul
üyelerinin de kendi vicdanlarına göre aynı şekilde hareket etmesi...
alinti
Milgram deneyi, insanların erk (otorite) sahibi bir kişi veya kurumun
isteklerine, kendi vicdani değerleriyle çelişmesine rağmen itaat etmeye ne
ölçüde istekli olduklarını ölçme amacını güden bir deneyler dizisinin genel
adıdır.
Deneyi gerçekleştiren Yale Üniversitesi psikologlarından Stanley Milgram,
bu araştırmasını ilk olarak 1963'te Anormal ve Sosyal Psikoloji Dergisi
(İng.: Journal of Abnormal and Social Psychologydergisindeki makalesiyle
tanıtmış ve bulgularını 1974'te yayımladığı Otoriteye İtaat:
Deneysel bir Bakış (İng.: Obedience to Authority; An Experimental View)
isimli kitabında daha derinlemesine incelemiştir.
Deneyler Nazi savaş suçlusu Adolf Eichmann'ın Kudüs'te yargılanmaya
başlamasından üç ay sonra, Temmuz 1961'de başladı. Milgram, deneyleri şu
soruya cevap aramak üzere geliştirmişti: "Eichmann ve Yahudi Soykırımında
yer alan yüzbinlerce yardakçısı sadece onlara verilen görevi yerine
getiriyor olabilir miydi? Onların hepsi yardakçılık suçuyla suçlanabilir
miydi?"
Milgram ulaştığı sonuçları 1974 tarihli makalesi "İtaatin Tehlikeleri"nde
(İng.: The Perils of Obedience) özetledi:
İtaatin hukuksal ve felsefesel açılardan devasa önemi bulunmaktadır, ancak
bunlar çoğu insanın somut durumlarda nasıl davrandığı konusunda fazla bilgi
vermez.
Yale Üniversitesinde sıradan bir insanın sadece bir deney bilimcisinden
aldığı emirle başka bir insana ne kadar acı çektireceğini ölçmek için basit
bir deney düzenledim. Katılan deneklerin güçlü vicdani duyguları ile saf
otoriteyi çeliştirdim,
Ve kurbanların acı dolu çığlıklarının eşliğinde genellikle otorite kazandı.
Yetişkin insanların, bir erk makamının komutası doğrultusunda her şeyi göze
almakta gösterdikleri aşırı isteklilik, çalışmamızın acilen açıklama
gerektiren en önemli bulgusudur.
Sadece görevlerini yapan, kendi başlarına vahşi işlere kalkışmayan sıradan
insanlar, korkunç bir yoketme işleminin bir parçası olabilmekteler. Ek
olarak, yaptıkları işin yıkıcı sonuçlarını apaçık görmelerine rağmen, temel
ahlaki değerleriyle çelişen bu görevlerde pek az kişinin otoriteyi reddetme
potansiyeli olduğu görüldü.