Jeofizik Mühendisleri Odası, 17 Ağustos depreminin
yıldÖnümü nedeniyle bir basın
açıklaması yaptı.
"DEPREM KADER DEĞİLDİR"
17 Ağustos 1999 saat 03:02 !
2000'li yıllara girmeye çok az bir zaman kalmıştı.
ülkemizde çok büyük bir şok yaşandı.
Nüfus yoğunluğunun çok fazla olduğu, sanayimizin
ve ekonomimizin can damarı olan Marmara BÖlgemizde 7.4
büyüklüğündeki deprem, ülkemizin üzerine
karabulut gibi çÖktü. 30 bine yakın
insanımızı kaybettik. 30 milyar doların üzerinde
maddi bir kayıp. ülke insanımız büyük bir
travma yaşadı.
Peki, bÖyle bir depremi niçin bu kadar büyük zararla
atlattık? Niçin bu kadar insanımızı kaybettik?
Niçin bu kadar büyük maddi zarar ve sosyal yaralar
açtı ülkemizde? Nedeni çok açık!
Yıllarca bilim adamlarının tüm bilimsel
çalışmalarına, bilimsel verilerine yetkililer
kulaklarını tıkadılar. Demokratik kitle
Örgütlerinin ve meslek odalarının
uyarılarını Önemsemediler. Konuttan
ulaşımiletişim alt yapılarına, sanayi tesislerine
kadar yer seçimlerinde, zemin Özelliklerinde ve
yapılaşmada bilimselmühendislik verileri yetkililerce
umursanmadı. 1950'den bu yana uygulanan liberal ve son 20
yıldır da neo-liberal politikalardan
mühendislik-mimarlık ve şehir plancılığı
hizmetleri de nasibini aldı. Piyasalaşan, insanı
müşteri, sosyal devleti ise tüccar olarak gÖren
neo-liberal politikalar ülkemizin planlı bir afet
politikasının oluşturulmasının Önünde
engel olarak durdu. Halkımızın güvenli barınma
hakkı ve sağlığı hiçe sayılarak, depreme
dayanıklı yapı tasarım ilkeleri ve zemin
Özellikleri dikkate alınmadan konutlar, sanayi tesisleri
ulaşım iletişim alt yapıları yapıldı.
Bunlara birde kalitesiz ve yeterli kontrolü olmayan
yapılaşma eklenince yaşadığımız bu
büyük felaket kaçınılmaz oldu.
Yetkililer tarafından bu konular dikkate
alınmadığı gibi, halkın deprem Öncesi ve
deprem sonrası bilgilenmesi ve bilinçlenmesi, eğitilmesi
için Önlemler alınmadı, bu konularda
çalışmalar yapılmadı.
BÖyle büyük bir felaket yaşanmışken ve %90
nı deprem tehlikesi altında olan ülkemizde 1999
yılından bu yana yaşanan vurdumduymazlık halen devam
etmektedir. Deprem, kader olarak kabullenilmekte, etkin ve yeterli
çalışmaların yapılmadığı
gÖrülmektedir. Yetkililer halkımıza deprem ülkesi
olduğumuzu ve deprem tehlikesini unutturdular. Günlük
popülist gündemler ile halkımızın dikkatleri
başka yÖnlere çekilerek duyarsız hale getirildiler.
Hala bir afet yasası; halk yararına, halkımızı ve
ülkemizi koruyucu maddeler içerecek biçimde gündeme
gelmemiştir.
Depremde ve afette en Önemli konulardan biri;
yapılaşılacak zeminin Özelliklerinin ve yeraltı
yapısının tanınmasıdır. Yeraltı
yapısının ve zeminin tanımlanmasında en
Önemli bilim dalı Jeofizik Mühendisliği Önemi
maalesef yetkililer tarafından anlaşılamamış olup,
yasa ve yÖnetmeliklerde hak ettiği yer verilmemektedir. Zemin ve
yeraltı yapısının Özellikleri iyi
tanımlandıktan sonra konut, sanayi tesisi, iletişim ve
ulaşım alt yapısına müsaade edilmeli ve bu
yapılar yetkililerce çok iyi kontrol edilmelidirler.
Gelişmiş ülkelerde Jeofizik yÖntemler zemin ve yer
araştırmalarında birinci Öncelik sırasında
olmasına rağmen maalesef ülkemizde yasa ve
yÖnetmeliklerde Jeofizik uygulamalara yeterli Önem
verilmemektedir. Yasa ve yÖnetmeliklerimiz, tekrar irdelenip
gÖzden geçirilmeli, kamu yararına, halk
sağlığına, ülke ekonomisine, sosyal dengelerin
korunmasına yÖnelik çalışmalar
yapılmalıdır.
Bugün "Afet İşleri Genel Müdürlüğü"
kapatılarak, yerine kurulması düşünülen "Afet
Deprem ve Acil Durum YÖnetim Başkanlığı"ında
Jeofizik Mühendislerine ihtiyaç olmasına rağmen yeterli
düzeyde istihdamının düşünülmediği
gÖzlenmektedir. Bu çok büyük eksikliktir. BÖyle
bir yapılanma afet ve depreme karşı
duyarsızlığın devam ettiğinin bir
gÖstergesidir.
4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu'nda çok Önemli
ciddi eksiklikler vardır. Yapı denetim uygulaması, tam
anlamıyla bir kamusal denetim mantığıyla
yürütülmeli, asla
piyasalaştırılmamalıdır ve uygulama sadece 19 il
ile sınırlı kalmayıp, Özellikle az
gelişmiş bÖlgelerimiz başta olmak üzere tüm
yurtta eksiksiz uygulanmalıdır. Jeofizik mühendislerinin
yapı denetim kuruluşlarında sadece laboratuar denetçisi
olarak değil kurucu ortak ve denetçi olması acilen
sağlanmalıdır.
İktidar sahipleri; mühendislik, mimarlık ve şehir
plancılığı hizmetlerini Özelleştirmeci ve
piyasacı anlayışlardan soyutlamalı; planlı
kalkınma ve sosyal devlet ilkelerine uygun olarak halk içinhalkla
birlikte yürütülmesini sağlamalıdır. Bu
anlamda; TMMOB ve bağlı odaları ile uygulamacı kurum ve
kuruluşların birikimlerinden acilen faydalanmalıdır.
İmar planlarına altlık teşkil eden
jeolojik-jeofizik-geoteknik etütler yapılmadan plan
kararları verilmemelidir. Parsel ve ada bazlı tüm
yapılaşmalarda mühendislik hizmeti almayan hiçbir
uygulamaya ruhsat verilmemelidir. Tüm belediyelerimizde, kamu kurum ve
kuruluşlarımızda, gelişmiş ülkelerde
olduğu gibi mühendislik sismolojisijeofiziği
yapılmamış hiçbir zemin etüdü kabul
edilmemelidir.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak halkımıza
sesleniyoruz;
BÖyle büyük bir felaketi bir daha yaşamamamız
için, tüm siyasileri, yerel yÖnetimleri, devletimizin ilgili
genel müdürlüklerini deprem ve afetlere karşı
Önlem almaları için yasal düzenlemeleri yapmaları,
deprem ve afet konularını canlı tutarak eğitim
çalışmalarına Önem vermeleri için yasal
baskılar uygulayın, takipçisi olun.
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası olarak, tüm siyasilere,
yerel yÖnetim yetkililerine, ülkemizde ilgili tüm genel
müdürlerine, tüm bürokratlara sesleniyoruz;
Deprem ve afetler ile ilgili yasal düzenlemeleri kamu yararına
bir an Önce düzenleyip çıkarınız. Deprem ve
afetler konusunda Önemli bir yeri olan Jeofizik
Mühendisliğine yasa ve yÖnetmeliklerde hak ettiği yeri
ve gÖrevi veriniz. Halkımızın dinamik kalması
için gerekli eğitim çalışmasını her
yaş gurubuna uygulayınız.
Jeofizik Mühendisleri ve TMMOB Jeofizik Mühendisi Odası
mensupları olarak bizler, doğanın bir gerçeği olan
depremlerin Önlenemeyeceğini, ancak alınacak bilimsel
Önlemler ve bilinçli eğitim ile oluşacak her
türlü zararın en aza indirilebileceğinin
bilincindeyiz.
ülkemizdeki sade vatandaştan en üst yetkilisine kadar
tüm halkımızdan depremler ve afetler konusunda
duyarlılık bekliyoruz.
Tüm dileğimiz, ülkemizde ve dünyamızda afetlerin
ve depremlerin felakete dÖnüşmediği günlere
ulaşmamızdır.
"DEPREMLER KADER DEĞİLDİR"
"AFETLER VE DEPREMLERİN ZARARLARI ALINACAK ÖNLEMLER
İLE EN AZA İNDİRİLEBİLİR"
Saygılarımızla.
16.08.2008
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası
XII. DÖNEM YÖNETİM KURULU