Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Salı, 14. Mayıs 2024 20:01   User Online: 9 

Üye bilginiz

Üye merkeziniz

Özel Messajiniz

Ziyaretçi defteriniz

Üye lerimiz

Forumda çikiş

Forumlar

Genel

Kültür

Atatürk

Türkiye

Bilgilendirme

Spor

Site ve Radyo

Arsiv II Genel

Arsiv Kultur

Resim
EllerFantazi Resim 10Bayrak CamiDostluk 2Elde FidanKaplanTabiat 4GerberaBeyaz AmberDostluk Resimi 1KirmizigulUykusu kacmisSevimli 9Manzara -Sevimli 13AsterDostluk Resimi 8Dostluk Resimi 5Kedi -1Cicek -2

Portal Menüsü
Bilgiller
Bilgi ekle
Ekart
Pano
Haberler
Takvim
Resimler
Şiir
Fikra
Bizi tavsiye et
Site Anket
Site kural Impressum
Download tavsiyeler
 Link Tavsiyeler
Bize ulaşım

Serbest Genel - Allgemein - Rätsel Sisteme girmen gerek


Aşağı git
« Ön  Diğer »
küçükten büyüğe do;ğru sırala büyükten küçüğe doğru sırala      print
Konuyu açan: Konu: KADIN İNSANDIR..!
Junior Member
Junior Member


Cevaplar: 39
kayıt olmuş: 6/12/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bay
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 1/2/2008 Saat 06:24  
1 Şubat 2008

Kadın hakları raporu dağıttı idama mahkum oldu






Afganistan’da internetten kadın hakları ile ilgili rapor indirip dağıtan gazetecilik Öğrencisi genç İslamcı mahkeme tarafından Ölüme mahkum edildi. The Independent gazetesi serbest bırakılması için kampanya başlattı.


Kadınları yok sayan Taliban iktidarı, ABD'nin opersyonuyla birlikte yok oldu. Ama Afganistan'da o günden sonra çok az şey değişti. Kadınlar hala burkasız sokağa çıkamıyor, kız çocukları hala okullara gidemiyor. Birçok bÖlgede her türlü davaya şeriat mahkemeleri bakıyor. Son olarak yaşanan olay ise Taliban düzeninin tam gaz sürdüğünü bir kez daha ortaya koydu.

İnternetten kadın haklarıyla ilgili bir rapor indirip dağıtan gazetecilik Öğrencisi genç, İslamcı mahkeme tarafından Ölüme mahkum edildi. İngiliz The Independent gazetesi, Öğrencisi gencin serbest bırakılması için kampanya başlattı.

İngiliz The Independent gazetesinin manşetine taşıdığı haberinde, Afganistan’da gazetecilik Öğrencisi Said Pervez Kambas adlı gencin internetten kadın hakları ile ilgili rapor indirdiği için İslamcı mahkeme tarafından Ölüme mahkum edildiği belirtilerek gencin serbest bırakılması için kampanya başlatıldığı duyuruldu.


KARZAİ HüHüMETİ PARMAĞINI OYNATMADI

Raporu indiren gencin Ölüme mahkumiyetinin ülkenin yetkililerince onaylandığının kaydedildiği haberde Afganistan’ın artık Taliban dÖneminde olmadığı, Taliban’dan kurtuluşundan 6 yıl sonra, Batı'nın müttefiki olan Devlet Başkanı Hamit Karzai tarafından demokratik kurallara gÖre yÖnetildiği vurgulandı.

23 yaşındaki Kambas’ın Balkh üniversitesi'ndeki arkadaşlarına konu üzerinde tartışmak için raporu dağıttığı ancak şikayet edilerek tutuklandığı belirtildi.

Yakın dÖnemde Said Pervez Kambas’a Ölüm cezası verilmesini sivil haklarına yapılan bir hakaret olarak değerlendiren Independent gazetesi, Kambas’ın adil yargılanmasını sağlamak için bugün bir kampanya başlatıyor. Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları grupları, gazeteciler ve Batılı diplomatlar duruma engel olmak ve serbest bırakılması konusunda Karzai hükümetini uyardılar. Ancak dün Afgan senatosu Ölüm cezası hükmünü onayladı

'Kadınlarımız; bizim kadınlarımız,insanlık tarihi boyunca hor gÖrülmüs,asagılanmıs bizim kadınlarımız..GüN sizin gününüz..kapattırmayın basınıza namus adına bez parcasını..Siz annesiniz siz essiniz siz iscisiniz,Ögretmensiniz,doktorsunuz yani yasami kuran,yÖn verensiniz teslim olmayin cehalete..iste afganistan yarin GüZELİM TüRKİYE GİRECEK KARANLIGA...teslim olmayin karanliklara..gün BUGüN..YARIN ÇOK GEÇ OLACAKTİR..HAKLARİNİZİ GERİ VERMEYİN..
Profiline gir Bu üyenin tüm mesajlarını göster
Ziyaretçi

Ziyaretçi
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 1/2/2008 Saat 06:38  
eline yüreğine sağlık arkadaşım...

Kadınına sahip çıkamayan Cumhuriyet’ine sahip çıkamaz.
Kadınına değer vermeyen, insan haklarından söz edemez.
Kadının sömürüsüne karşı duramayan emperyalist sömürüden samimiyetle bahsedemez.

Kadının ezilmesine karşı başkaldırmayan, ülkesinin ezilmesine başkaldıramaz.
Kadının obje olarak medyada sunulmasını elinin tersi ile itmeyen…

Kadınlar ki, vatanın gerçek sahipleridir.

Kadınlar ki, o sarı ışıkları yanan evlerin kartallarıdır.

Kadınlar ki, yaşamın bütün sorumluluğunu güzel bir söz, sıcak bir bedelinde taşırlar.




Kadını, anneyi Anadolu’da öyle bir ezdiler ki.

Duygusunu anlatamayan, çiçeğini adlandıramayan sessiz, inceden gülümseyen bir canlıya dönüştürmüşler.

Kadınlara seçme ve seçilme hakkının tarihte ilk verildiği bir ülke der resmi tarih bana.

Ama.

Hala itilmiş, yok edilmiş, savrulmuş kadının yaşam öyküleri ile doludur Anadolu.

Töreleri, gelenekleri ile kadının emeğinden ve emekçiliğinden yararlanmışlar.

Korkak, sömürü bir yapı, erkekliğin ardına gizlenerek zorbalığını gerçekleştirmiştir.

Erkek yapıya sahip olduğumdan, gerçek insanların değil, zavallı erkeklerin yaptıklarını duydukça utandığım.

Sonra sahipsiz bırakılan kadınlarımız.

Bebeleriyle yaşamın kıyısına bırakılan.

Ben şöyle benzetirim denizin ortasına sandalın içine kadın ve bebeleri bırakılmıştır.

Ne küreği vardır kaderini yaşamını yönlendirecek nede bir desteği.
Ve fırtınalarında hangi son bekleyecektir. Kadını.
Türkiye’deki sosyalistlerin ve devrimcilerin de kendilerini kadın sorunsalı üzerine eleştirmeleri gerekir.

Kadın ülkemizde terk edilmiştir.
Aslında eğitimsiz bırakılan kadınlarında bunda payı vardır.
Oğluna gelince namus sorgulamayan yoz ve titrek namus anlayışı kızına gelince şahin kesilmektedir.

Bacısına ve anasına gelince namusu hatırlanan ama başkasının dişisine gelince bunu unutan bir yitik ve zavallı erkek egemen anlayış da vardır.

Sonra kadına ayaklarının üzerinde duracak, yaşamını onuru ile gururu ile kazanacak ekonomik özgürlüğü verilmez. Kul, köle edilir sisteme ve erkeğine.

Hadi çık çıkabilirsen kurtlar sofrasından.

Bu ülkede bazı anormallikler o kadar normalleştirilmiştir ki.
Siz, doğruya ve erdeme dayanan normali uyguladığınızda anormal olursunuz.

Kadını doğuda ağaların ve aşiretlerin o kahredesi kültürüne teslim eden kim varsa suçludur ve tarih önünde yargılanmalıdır.

Anasının, yüreğinin canından çok sevdiği varlığının dövüldüğünü, yok edildiğini, ağaların aşiretlerin, ellerinde süründürüldüğünü gören doğu genci bu konuda o kadar çaresiz kalmıştır ki. Bugün terör olgusunda bu da sorgulanmalıdır.

Ne anne anlatabilmiştir yaşadıklarını nede bebeleri.
En ilginci de bu kadar yaşanmış acılardan sonra yetişen erkeklerin bu acıları kadınlarına da yaşatmalarıdır.

Ah annelerimiz.

Tanrı bana güç vereydi de, her kadının uğrayacağı zulüm öncesine gidip zamanı durdursaydım ve ona çiçekler içinde bir gelecek sunsaydım.

Ne çare.

Tanrı bile müdahale etmez bu zulme.

Ve kadın acılarından yaşanmışlıklardan ders alarak gelecek kuramaz.

ĞÖrgütlenmenin, demokrasinin, hukukunda tartışılır olduğu ülkemizde. Değil kadın hiç kimse aydınlık çağdaş bir cumhuriyete kavuşamamıştır.

Herkes egemenlerin izin verdiği ölçüde aslında çıkış yolları aramaktadır.

Bugün kadının belki de ĞÂÂslami akımlara en fazla kapılmasının da temelinde bu vardır.

Herkesle uzlaşabilir bir özgürlük anlayışlı bu çıkışı tercih etmiştir.
Ailesi ile sistem ile hatta kendisini ikna ederek kendisi ile bile uzlaşmıştır.

Gerçekten iman ve itikat ile bunu hür iradesiyle, aydınlanması ile tercih edenler konum dışıdır. Ama kadına çıkış yolu bırakılmamıştır.

Ve hala kadınlar üzerinden rejim bile tercih tartışılır hale getirilmiştir
Burada kadınlar yine erkek egemen kültürün korkaklığını yaşamaktadır.

Bu ülkede kadınlar erkeklerden daha erkektir, kadına kendisini bulma ve onu yaşama yolu açılmamışken bile

Kadına onurunu, insanca yaşama ve kendisini anlatma demokrasisi oluşturulmamıştır.

Nerede ise 2010’lu yıllara geleceğiz. Hala kadının okula gidip gitmemesinin, aydınlanmasının, kendisin bir insan olarak yetip yetmemesinin tartışıldığı ülkemizde, kadına dair ve onu anlatan duygulara dair ne varsa saygıyla önünde eğilirim.

Sevgiyle
Cevap 1
Senior Member
Senior Member


Cevaplar: 683
kayıt olmuş: 6/11/2004
Durum: Çevrimdışı
posticons/thumbdown.gif Yazılış Tarihi: 1/2/2008 Saat 09:06  
sadece kadinlar icin köleligin versiyonu degisdi.

biz buna cagdas köle diyoruz.

erkegin rehaveti cagimizda kadini sosyal köle yapti....


:thumbdown:


____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 2
Junior Member
Junior Member

GULSENHANIM
Cevaplar: 76
kayıt olmuş: 22/10/2007
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 1/2/2008 Saat 09:25  
kadin insan demek de yanlis tabiki insan,.. neden yazma geregi duyuluyor anlamadim.. ne demek kadin insan.. ya ney olcaktii??? :thumbdown:


____________________
her türk müslüman degil, her müslümanda türk degil.. okdarrr
Profiline gir Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 3
Senior Member
Senior Member


Cevaplar: 683
kayıt olmuş: 6/11/2004
Durum: Çevrimdışı
posticons/thumbup.gif Yazılış Tarihi: 3/2/2008 Saat 08:04  
bazen gulsencim beni cok sasirtiyor senden ummadigim lafz lar duyuyorum ve işık oluyorsun cok haklisin...

erklik adina unutulanlari hatirlatmak zorunda kaliyoruz ne yazikki ve maaalesef...

saygilarimla...


____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 4
Junior Member
Junior Member


Cevaplar: 69
kayıt olmuş: 12/12/2007
Durum: Çevrimdışı
../../../images/forum/smiles/ros.gif Yazılış Tarihi: 3/2/2008 Saat 20:19  
KADIN HAKLARI


Türkiye'de kadın haklarını konuşmak havanda su dövmek gibi geliyor kulağa.
Hep aynı tık.. tık… tık… Dövülen su… Dövülen kadın… bazen kocaman bir tokatla… bazen kutsal yuva adına farkına bile varmadan… kĞ¢h kendi bedeninin tek ve gerçek sahibi olduğu unutturularak… kĞ¢h cehalete mahkum edilerek…

Sevimsiz sonuçları istatistikler ortaya koyuyor. Їalışan kadın nüfusu oranı… Her yıl namus cinayetleri yüzünden canından olan kadınların sayısı… Cehalete hapsedilmiş kız çocukları... Mecliste kadının temsil gücü…


AB de söylenip duruyor zaten… Türkiye’de kadınlar eziliyor!

Peki bu nasıl değişecek?

Farz edelim ki yasal düzenlemeler tamamlandı ve kanunlar önünde kadın ve erkek, kadın derneklerinin yönlendirdiği, istediği şekilde eşit sayıldı.

Kanunlar önünde gerçek anlamda bir eşitlik sağlamakla, kadına yapılmakta olan haksızlıklar engellenmiş olacak mı?

Erkeğin kadına, kadının kadına, çocuğun annesine, kocanın karısına bakışı değişmedikçe devletin kadına bakışını değiştirmek yeterli mi?


Kadının sorunlarına kadın hakları diye değil de kadına yapılan haksızlıklar diye bakarsak belki nüfusun yarısının hapsolduğu koşullara vicdani bir boyut getirilebilir.

Kadın hiç kuşkusuz fena halde eziliyor ülkemizde… Sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar…

Galiba yapılan haksızlıklar daha sabah kahvaltısında başlıyor bizlerin evlerinde. ĞÂÂster ince belli cam bardaklarda, isterse porselen fincanlarda içilsin aynı otomatikleşmiş eller taşıyor çayı masaya her sabah… Aynı anne eller… kimi “French” manikürlü, kimi nasırlı kadın elleri…

Beyaz peynir domates veya sütlü mısır gevreği yenilen evde de bu böyle, tarhana çorbası içilen evde de…

Evdeki veletlerin, yakışıklı delikanlıların, endamı yerinde genç kızların bile annelerinden hizmet beklediğini hayretle gözlemlerim hep. Eve adımını atan elini ayağını kapı dışında bırakır sanki…

Bir çift el de bozsa, beş çift el de bozsa, tek bir çift el oradan oraya sıçrayarak, temizler, düzenler, ütüler, diker, tarar, keser, doğrar, karıştırır…

Aslında düşünülecek olursa ne tuhaf bir düzen, ne çarpık hatta bana kalırsa çirkin bir fotoğraf…

Hep ayakta koşturup duran bir kadın ve ayağına hizmet bekleyen, dolapta hazır bulunan temiz çamaşırı, ütülü gömleği, sofrada güzel yemeği, yazın gelmesi, güneşin batması kadar doğal sayan aile fertleri… annelerinin canları, karılarının sevgili kocaları…


Hep birlikte yenilip içilen bir evde, yenilen içilenin hep bir tek kişinin sorumluluğunda olması, temizliğin düzenin hep aynı kişiden sorulması o evi ne kadar “yuva” yapar?
Hangi paylaşımdan söz edilebilir.

Yer kovasını, ütü masasını, ekmek tahtasını paylaşmadan hayatı paylaşmak, yuvayı paylaşmak mümkün müdür?

Peki paylaşmanın olmadığı evlerde mutluluktan söz edilebilir mi?

Bu işin duygusal tarafı çok önemli… ama daha da önemlisi var…

Bir de ekonomik tarafından bakmalı kadın konusuna…

Her gün sil baştan kurulan kutsal düzeni korumak için harcanan emek ve mesainin kim farkındadır gerçekten?

Bu kutsal düzeni tek başına korumanın, temiz bir evin yeminli bekçisi olmanın, hayata gerçek anlamda bir katkısı var mıdır?

Böylesini beyni durağanlaştırıp, lastik bir silgiye dönüştüren, insanın düşünce yeteneklerini kısırlaştıran bir mesai ve emek gerçekten gerekli midir?

Bunu düşünmeye vakti ya da mecali var mıdır kadınlarımızın...?

ĞÂÂstatistiklerin dediğine göre Türk kadınları eve kapanmış durumda… yetişkin nüfusun ezici çoğunluğu demektir bu…

ĞÂÂnsanın varlığına, yeteneklerine, enerjisine, duygularına ne büyük ihanet… Hele kredi kartı borcu yüzünden intihar eden insanların yaşadığı… her dört kişiden birinin yoksul olduğu resmi olarak açıklanan bir ülkede…


Milattan hemen önce ve sonra Antik Yunan’ı düşünsel, sanatsal ve bilimsel anlamda insanlık tarihinde bir güneş gibi parlatan faktörlerden biri kölelik olgusuydu.

Antik Yunan’da köle çalıştı, efendi okudu, yazdı, gelişti, araştırdı, düşündü, üretti, zenginleşti…

Bugünkü Avrupa uygarlığının temelleri kuruldu.

Eski Yunanlılar o tarihe kadar eşi görülmemiş kültürel bir miras hediye ettiler insanlığa…
Kölelerinin sayesinde… Evlerini temizleyen, yemeklerini pişiren, üzüm bağlarında çalışan köleleri sayesinde…

Evlerdeki karım deyip bağırlarına bastıkları gözlerinin bebeği modern köleleri sayesinde Turk erkeklerinin de düzenleri tıkırında.

Oysa evlerimizdeki modern köleliğin yerini paylaşım alırsa, kölelerin yerini de daha çok düşünen, daha çok üreten, hayata gerçek ve çok daha anlamlı katkılarda bulunan bireyler alabilir.

Kadınlar gerçek potansiyellerini kullanabilirler o zaman. ĞÂÂnsanın mutluluğu özündeki potansiyeli tam olarak kullanabilmesine bağlıdır. Yani kadınlarımızın mesaisi evin duvarlarından kurtulabilirse, hem daha mutlu, hem de daha üretken bireylere kavuşabiliriz…

Belki antik Yunan'daki gibi insanlığa ışık tutan büyük fikirlerden biri evinde kocasının gömleklerini ütülemekten kurtulan bir kadından gelir....

ĞÅ“stelik bugünün dünyasýnda fiziksel emeğe olan gereksinim hızla önemini kaybediyor… Evlere bedensel yorgunluklarını, sürünerek taşıyan erkeklerin sayısı her gün biraz daha azalıyor.


Bir şeylerin değişme zamanı geldi…

Hep birlikte süpürgeleriyle dans ederek evi temizleyen, düet yaparak yemek pişiren çiftlerin sayısı arttıkça milli gelirin de artacağına hiç kuşku yok.

Daha güzel bir Türkiye’de yaşarız o zaman.

şuev ve çocuk yükünü paylaşsa baylar eşleriyle... Sabah kahvaltıdan başlasalar bu işe… Bir tavşan kanı çay da karılarının önüne gelse…

Bir kerecik de “helalleri” otursa hazır bir kap sıcak yemeğin önüne…

Sevgili karılarını, çocuklarını şaşırtsalar… Biraz zaman verseler, nefes aldırsalar, korkmasalar karılarının düşünmesinden...

Katma değer yaratmalarına fırsat tanısalar…

Kadınlara da söylenecek iki çift söz var burada… Ama bu gün kadınlar günü… Kadınlara yüklenmek olmaz...

Bir tek şunu hatırlamak iyi olabilir…

“Kutsal görevi” erkeklerimizle paylaşmanın zamanıdır…

Evin bütün düzenini tek başına yüklenen kadınların kendilerini yeterince geliştirmeye, ne olup bittiğini düşünmeye, ne zamanları, ne de enerjileri kalıyor…

Geri kalmış kadınların ülkesi ileri olamıyor…

Türkiye’nin kadın aklına her zamankinden daha çok ihtiyacı var…

:t:



____________________
Bir Kitap Bastan Yazilabilir Ama Hayat Asla
Profiline gir Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 5
« Ön  Diğer »        print
Yukarı git


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

Giriş

Kullanıcı Adı:

Şifre:

Sprache
Arabirim Dilini Seçin:

Almanca Fransızca Türkçe İngilizce
Son 5 Bilgi
Happy Birthday


Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok!
Etkinlik Takvimi
Mayıs 2024
  1 2 3 4 5
6 7 8 9 10 11 12
13 14 15 16 17 18 19
20 21 22 23 24 25 26
27 28 29 30 31  

Fuarlar
Toplantilar
Konserler
Festivaller
Kültür Sanat
Anma Günleri
Dogum günü
Dini Bayramlar
Özel Günler
Resmi Bayramlar
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Puanlar
  2. asliyok: 4 432 Puanlar
  3. HarmanYeli: 4 396 Puanlar
  4. KizilZora: 2 048 Puanlar
  5. life23: 1 675 Puanlar
  6. gokkiz: 1 657 Puanlar
  7. BirNefes: 1 048 Puanlar
  8. Erasmus: 984 Puanlar
  9. -Pozan-: 785 Puanlar
  10. Siyahinci: 623 Puanlar
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(7866 okuma)
Hatırlarmısın .!
(10913 okuma)
Mektup......
(11747 okuma)
ANADOLU GARIBI
(11783 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11571 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(11795 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11854 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 935 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Bu sitedeki tüm logo ve markalar sahiplerinin malıdır. Diğer detayları Künye bölümünde bulabilirsiniz .

Haberlerimizi RSS kullanarak yayınlayabilirsiniz.

Bu site pragmaMx 0.1.11 tabanlıdır.

Yorumlar yazarların sorumluluğu altındadır,
geri kalan her şey © 2004 - 2024 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft