“KADINLAR ÇOK EŞLİLİĞİ KABUL
EDİYOR. BİR ERKEĞİN 10 KATLI BİR BİNASI
VARSA, HER BİR KATA BİR KADIN KOYABİLİR”
“EVLİLİK ASLINDA BİR SEVGİLİLİK
İLİŞKİSİDİR. ÇOĞU EVLİLİK
SEVGİLİLİK İLİŞKİSİ OLMADIĞI
İÇİN KADIN İKİNCİ EŞİ KABUL
EDEBİLİYOR
Çok eşlilik Türkiye’de dikkat çekici bir
biçimde yaygın. Daha ilginç olanı da şu ki,
kadınlar kocalarının çok eşli olmasını
yüksekçe bir oranda kabul ediyorlar. Buna ayna tutan bir olgu da
magazin dünyasından yansıyanlar. Mesela,
Kıbrıs’ta Deniz Seki ile tatil yapan Hüsnü
Şenlendirici’nin resmi nikahlı eşi Nazire
Şenlendirici bu durumu soran gazetecilere elindeki nikah
yüzüğünü gÖstererek, “Orada tatilde ama
tapusu bende” mesajı veriyor.
Ferdi Tayfur’un aynı anda üç kadını oluyor.
üç kadın da bunu biliyor. Bu kadınların
hiçbiri ekmeğe muhtaç olduğu için buna katlanmak
zorunda olan kadınlar değil. O halde kadın bu
“poligamik” duruma neden rıza gÖsteriyor. Ve neden
Türk kadını Avrupa kadınından farklı olarak
erkeğinin çok eşli olmasını kabul edebiliyor?
Türkiye’de erkekte çok eşlilik neden
Avrupa’dakinden çok daha yaygın? Bu durumu ekonomik olarak
muhtaç olmayan kadınlar da kabul edebildiğine gÖre,
derinde yatan sebepler neler olabilir?
Bu sorulara cevap aramak için Türkiye’nin değişik
bÖlgelerini iyi bilmesi, çok farklı sosyal kesimlerle ilgili
tecrübeleri olması ve Avrupa’yı da tanıması
itibariyle psikiyatrist Doç. Dr. Oğuz
Karamustafalıoğlu’nu seçtik.
Oğuz Karamustafalıoğlu’ndan
aldığımız yanıtlar bize, “Ey, Türk
kadını, titre ve kendine gel!” dedirtti. Bakalım siz
neler diyeceksiniz.
-Türkiye’de erkeğin çok eşliliği
Avrupa’dakinden çok daha fazla mı yaygın?
Evet. Bunun için müsait bir sosyo –kültürel zemin
de var Türkiye’de zaten. Bizde resmen çok evlilik daha
1930’larda kalktı. Cumhuriyet ilk kurulduğunda resmen
çok eşlilik hala mümkündü. Bunu kanunen
kaldırmak Cumhuriyet’in kuruluş yıllarından sonra
1930’larda oldu. Hatta benim bizzat tanıdığım
resmen çok eşli evliler vardı. 1970’li yıllarda
resmen çok eşliliğin hala mümkün olduğu
yıllarda evlenmiş iki kadın gÖrmüştüm.
İkisi de, Ölmüş olan kocalarının
maaşını paylaşıyordu. Çok eşlilik
1930’larda kalktı tabii daha sonra ama insanların
algısının değişmesi bu kadar kolay
gerçekleşmiyor. Türkiye’de birçok kentte yenilere
kadar imam nikahlı evlilikler çok normal
karşılanıyordu. Çok eşliliğin toplumsal kabul
edilirliği hala devam ediyor. Bunun dışında,
birçok kadında henüz kendi becerisi ile ayakta durma
kapasitesi yok. Kadın bir evlilik yapınca erkeğin
kaynaklarından güç alıyor. Evlilik biterse kadın
bu kaynaklardan güç alma imkanını yitiriyor. Bu
güç kaybına uğramamak için de evliliği
bitirmiyor.
-İmam nikahı Türkiye’de ne kadar yaygın?
Bu konuda istatistik yok.(hangi konuda var ki: SU’nun notu) Arap
ülkelerinde, Afganistan’da, Pakistan’da imam
nikahların kayıt defterleri var. Ben Afganistan’da ve
gittiğim Arap ülkelerinde bu defterleri gÖrdüm. Bizde
defter yok, kanunen yasak zaten. Ama imam nikahı veya ikinci eş
hala çok yaygın. Burda iki grup var. Birinci durumda 1.kadın
2.kadından haberli. Yani durum aşikar. İkinci durumda
birinci eş ikinci eşten habersiz. Anadolu’da 1.grup daha
fazla, şehirlerde ise ikinci grup daha fazla.
-İkinci grup gizli ilişkiyi uzun süre nasıl
sürdürebiliyor?
İkinci bir ev var. Zamanın bir bÖlümü ikinci
eşle geçiyor. Birinci eşe iş veya benzeri bahaneler
ileri sürülerek, ikinci evde geçirilen vakit gizleniyor.
-İstatistik yok, biliyoruz ama, his olarak Türkiye’de
yetişkin insanların yüzde kaçında iki eşlilik
durumu var.
Yüzde 20.
-Türkiye’de kadınlar geniş mideli mi?
Bu sorunun cevabını doğru vermek için şunu
gÖrmek lazım. Evlilik bir sosyal statü. Birçok
evliliğin amacı evli olduğu bireyin kaynaklarından pay
çıkarma. Bu para olabilir, mevki olabilir, başka kaynaklar
olabilir. Çoğu evlilikte sevgililik ilişkisi yok. Evlilik
aslında bir sevgililik ilişkisidir. Sevmek, sevilmek
ilişkisidir.Çoğu evlilik sevgililik ilişkisi
olmadığı için kadın erkeğin ikinci
ilişkisini kaynak paylaşımı
karşılığında kabul ediyor. Kadın
kocasıyla sevgili değil, buna rağmen ayrılmıyor.
Ayrıldığında var olan kaynaklar üzerindeki
yetkisini kaybedeceği için evliliği bitirmiyor.
Kocasının ikinci eşini bu nedenle mi kıskanmıyor
kadınlar?
Evliliklerin tanımında yaygın olan ilişki tarzı
ortak kaynak kullanımı ve çocukların annesi ve
babası olmak olduğu için ikinci eş birinci kadın
için sadece yatak kaybı anlamına geliyor. Kocasıyla
sevgili olmayan kadın yatağını kaybetmeyi kabul ediyor.
Tek kayıp yatak çünkü. Kaynaklar onda olduğu
müddetçe bunu kabul ediyor. Parayı, malı,
mülkü değil ama yatağı paylaşıyor.
-Peki ikinci kadın kıskanmıyor mu?
Bunun cevabı çeşitli. Bazı hallerde ikinci kadın
da erkeğin imkanlarından istifade etmek istiyor. Onun maddi
imkanlarından ve manevi korumasından yararlanıyor.
İkinci kadının aradığı aşksa,
kıskanıyor. İkinci kadın aşıksa
çoğu durumda ilişkinin evliliğe
dÖnüşmesini talep ediyor. Veya bazı ikinci
kadınlar bağımsız kalmak istiyor ve evlilik talep
etmiyor, bazen de başka bir erkeğe geçiyor. Erkeğin
ikinci kadınla aşk ilişkisi varsa, birinci kadınla
yatak ilişkisi ya ortadan kalkıyor veya gÖrev yapmaya
dÖnüşüyor. Bazı erkekler birinci kadını
sevmese de, dini gÖrev olarak, yani birinci kadının da
cinsel ihtiyaçlarını giderme gÖrevi olarak birinci
kadınla yatak ilişkisine giriyor. Bu ama sevgisiz bir ilişki
oluyor. Birinci kadın kendi ayakları üzerinde durmaya
başladığında evliliği bitirebiliyor.
-Ekonomik bağımsızlığı olduğu halde
ikinci eşi kabul eden kadınlar?
Burda da çeşitli sebepler olabiliyor. Bazı kadınlar
geçmişlerinden, mesela çocukluklarından kalma
Örselenmişlikler nedeniyle kocaya bağımlı oluyor.
Kadınların çok eşliliği kabul etmesi
anlamında iki ana prototipi var.
1-Sosyal Örüntü: Çevre etkenleri. Diğer
insanların “nikahını verme” demesi etkili
oluyor.
2-Psikolojik Örüntü: Bağımlı kişilikler.
Kaçıngan ve sosyal korkuları olanlar. Geçmişteki
Örselenmeleri nedeniyle var olan düzeni bozmaktan korkan, yenilik
zorluğu olan kadınlar.
-Türkiye’de yetişkin ve evli erkeklerde uzun veya kısa
süreli aldatma anlamında aldatma oranı nedir
tahmininizce?
Yüzde 50.
-Kadınlar? Onlar ne kadar aldatıyor?
Yüzde 20 civarı.
-“Çalışan kadın aldatır” dedi bir imam
geçenlerde duyduysanız. Buna ne dersiniz?
ŞÖyle birşey var. Çalışan kadının
erkeklerle bir araya gelme imkanı daha fazladır. Başka
erkeklerle bir araya gelme durumu etkileşim imkanını ve
ihtimalini artırır. Çoğu çalışan
kadın iş arkadaşlarını kocasından daha fazla
gÖrür, onlarla daha çok vakit geçirir. Ama şu da
var. Artık internet gibi iletişim imkanlarının
yaygınlaşması nedeniyle çalışmayan
kadınlar da çalışanlar gibi ilişki kurabiliyor
artık.
-Geleneksel kumalara gelelim biraz. Anadolu’da veya Arap
ülkelerindeki kumalar birbirini kıskanmıyor mu?
Orda durum daha da farklı. Kumalıkta bir başkadın var,
yani birinci kadın, bir de onun hiyerarşik olarak altında
olan kadın veya kadınlar. Kuralları baş kadın
koyuyor, diğeri de buna uyuyor. Eğer hiyerarşi
tanımında bir karışıklık yoksa, tanımda
sorun yoksa kıskançlık olmuyor. Çünkü kumalar
kocanın sevgilisi değil. Sevgili rolünde
olmadığı için kıskanmıyor. Kumalık bir
düzen ve bir gÖrev dağılımı.
-Sevmediği halde kıskanan kadın yok mu?
Var. Kişilik yapısı rekabetçiliğe uygunsa, verme
vasıfları zayıf ve sahiplenme vasıfları
güçlüyse, her şey benim olsuncuysa kıskanabilir
sevmese de.
-Hülasa, Türk kadını çok eşliliği kolay
kabul ediyor diyebilir miyiz?
Evet. Kocasını sevgili olarak gÖrmüyor
çünkü. Çok eşliliğin sosyal kabul
edilirliği hala yüksek.
-Poligami yatkınlığı denebilir mi buna?
Türkiye’ye bakıldığı zaman bir kadın
daha sıradan bir erkeğin tek kadını olmaktansa,
güçlü bir erkeğin ikinci karısı olmayı
kabul edebiliyor. Bir erkeğin 10 katlı bir apartmanı varsa
her bir katına bir kadın koyabilir. Otururlar beraber.
-Arkadaş da olurlar mı?
O kadarını bilmem.
-Doğada çok eşlilik nasıl?
Mesela güçlü orangutan erkekleri dişi
orangutanları çekerler. Güçlü bir orangutanın
birden fazla dişisi olurken, güçsüzlerin hiç
dişisi olmayabiliyor.
-İnsan için sağlıklısı nedir? Nasıl bir
ilişkidir?
Tek eşlilik. Sevme ve sevilme. Sevgili olunan evlilik. Bir ilişki
içinde kendi kimliklerini oturtmuş insanlar ikinci ilişkiye
ihtiyaç duymazlar.
Safile USUL