Konu: Yusuf Hayaloglu Kayip etik Siirlerimiz yetim kaldi

Forum: Dogum GÚnÚ - KutLama - Geçmis olsun

Konuyu açan: life23


life23 - 3/3/2009 Saat 11:59

Şair ve sÖz yazarı Yusuf Hayaloğlu Kayipetik



BakırkÖy Acıbadem Hastanesi'nde solunum yetmezliği nedeniyle 8 gündür tedavi gÖren Yusuf Hayaloğlu , 03.03.2009 sabahi hayata gÖzlerini yumdu.

Akciğerinde oluşan Ödem nedeniyle son 24 saatini yoğun bakım ünitesinde geçiren Hayaloğlu 56 yasinda , evli ve 3 çocuk babasıydı.

Onur sahip bir insan daha aramizda ayirdi
iyi kalpli insanları tek tek kaybediyoz yerine doldurmasi zor kisilikler ard ard kayip ediyoruz.

Bir Bülent Ecevit yeri doldurecek bir siyasetci ufukda yok.
Bir Asik Mahzuni Serif ozanlik abidesinin yetimligi oldu.
Bir Ahmet Kaya siz cagdas protest muzig anlamini kayip eti
ve siirlerin Özü olmus benim kanitimce Nazim Hikmet Ran de bu yana Sairlerin icinde bir ufuk du ve yeri dolmasi cok ama cok Zor
:offf:

Ulan Riza varmidi bizi bÖyle birakip terk etmek.
Bu tarafin neyine begenmedin de Öte yere tasindin.
yani artık yazmıyacakmısın !


Bence68 - 3/3/2009 Saat 12:27

Onun dediği gibi Keşke yalan olsaydı. ĞŞair ve söz yazarı Yusuf Hayaloğlu, 56 yaşında hayatını kaybetti. Ayrılık hediyesini bırakıp gitti.

Bazen acı dinmez,
bazen de yağmur..
sevgilim üzülme,
her şey unutulur..
suskunuz bu aksam üstü,
hasrete yanmışız, neylersin..
ve
birazdan kudurur deniz..
birazdan dalgaların sırtından,
üst üste fışkıran rüzgarlar,
bir intikam gibi saldırınca üstüne;
yüzüne şarkılar çarpar,
yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın..
sen artık buralarda duramazsın...

Rojin - 3/3/2009 Saat 13:07

Gercekten bir degeri kaybetik... Mekani cennet olsun.Sarki Sözleri öküsz kaldi :(

Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun;
Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız
artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekĞ¢r yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun,git...
Beni viran bir şehir gibi terket...
Haydi git!
Dışarısı ispiyon...Dışarısı ihanet...
Seni bir gören olmasın,dikkat et!..

Dostlukmuş...ölüme yürümekmiş...
ĞÅ“stüne titremekmiş...vefaymış!..
Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Їıkıncaya kadarmış!..
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı,uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun,git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz!
şunu cbine koy,ne olur ne olmaz..

Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk..
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
ĞŞehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun,git..
Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam..
Sorma git!
Dışarısı panik..dışarısı izdiham!
Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üstüste..
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
Нçerden çürümüşüz meğerse...
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun,git..
Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut..dışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile..
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralım
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle!

Beni öldürüyorsun,git..
Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim...


[tarihinde dzeltildi 3/3/2009 Saat 15:41 Yazar Rojin]

HarmanYeli - 3/3/2009 Saat 15:01




KНM SUSTURABНLНR


Kim susturabilir bizim türkümüzü, kim?
Biz ki bu hasreti,
Semahların seyrinden alıp gelmişiz,
Biz ki onu sitemkar anaların
Kirpiğinden derlemişiz;
Süzülsün de acının derin izler bıraktığı
Gül yanaklardan,
Yere dökülsün istememişiz!

Bizim türkümüzü rüzgĞ¢r söyler her gece
Ay vurdukça parıldar,
Gün doğdukça hız alır.
Nevruz ateşleriyle sağaltarak
Їırpınan yarasını,
Can havliyle, kardaş,
Kan içinde bir kartal gibi,
Vadilere saldırır!

Türkülere ilişmeyin!
Türküler nehirdir, gecenin bağrına akar.
Fazla eşelemeyin kardaş,
Taşınca ne siperler kalır,
Ne dev barikatlar.
Deşmeyin diyorum... deşmeyin!..

Kim susturabilir bizim türkümüzü, kim?
Biz ki nice amansız badirelerde,
Serden geçmişiz.
Biz ki, ilmikler boynumuza takılıyken bile
Türkü söylemişiz.
Sonra ırmak boylarında gövertip,
Körpe otların serinliğinde,
Dağlara emanet etmişiz!

Biz ki her yangının külünden,
Diri canlar yaratmışız.
Biz ki mazlumların defterine
Kanlı resimlerle sıralanmışız.
Banaz yaylasından Kerbela'ya
Kar götürsün turnalar!
ĞÖlürüz sanma kardaş,
Dostun attığı gülden yaralanmışız...

Türküleri dövmeyin!..
Türküler gökyüzüdür, karanlığa yıldızlar çakar..
ĞÅ“stümüze gelmeyin kardaş,
Namuslu bir delikanlının
Alnında kavga ışıldar!
Нncitmeyin diyorum... incitmeyin!..

Kim susturabilir bizim türkümüzü, kim?
Biz ki Karacaoğlan'ı aşkla,
Veysel'i toprakla yüceltmişiz...
Biz ki Köroğlu'nun narasıyla nice beyleri
Yere çökertmişiz!
Yine de masum bir bebek gibi,
Avuç-avuç sevdamızı,
Kalanlara vasiyet etmişiz...

Adam dediğin, sapına kadar yiğit olmalı,
Ne karıncayı incitmeli,
Ne de ozanları yakmalı...
ĞÖyle sansar gibi pusu kurup
Punduna getirmek de neymiş?
Adam dediğin, kardaş,
Yüreği varsa eğer,
Getirip ortaya koymalı!..

Türküleri yakmayın!..
Türküler çiçektir, en umutsuz zamanlarda açar.
Kavgayı uzatmayın kardaş,
Yüzyıllardır tuz döke-döke
Їürüdü bu yaralar,
Kanatmayın diyorum... kanatmayın!..

Yusuf Hayaloğlu


boylesi degerlerimizin ardinda biraktiklariyla unutulmazligina atilan imzanin yureklerde tasinmasini yasatacagiz bundan sonrasi icin, elde kalan (varolan) degerlerin tekrar gozden gecirilme gunudur (her yenigun)

yakinlarina sevenlerine bu ayriligi yasarken dayanabilme gucu kendisine Yaradandan isikli mekan diliyorum

guzelliklerle.............

CEM_ss - 3/3/2009 Saat 18:58

içim acıyor....'



NEYLERSНN



Bazen acı dinmez, bazen de yağmur

Sevgilim gülümse, her şey unutulur

Suskunuz bu akşam üstü

Hasrete yanmışız, neylersin



Bir gün, bu mahzun sevdadan geriye

Kalırsa, sadece o hüzün kalır..

Sen de anladın ki yapa-yalnızız...

Buluşmamız yasak,

Görüşmemiz uzak...

Devrilmiş kadehler gibi, dönüyor başımız,

Neylersin...



Ah güzelim,

Нncinmiş bir sesi vardır yağmurun;

Yanaklarına vurduğunda hissedersin.

Ve bir veda sözcüğü, saçlarına,

Titreyen bir öpücükle dokunduğunda;

Bu anı dondurmaya yetmez nefesin.

Bir film sahnesi gibi

Akar gider ayrılık,

Neylersin...



Biz zaten hiçbir romanda

Kendi hayatımıza rastlamadık.

Bütün şarkılar bizi yanlış anlatmıştı.

Ve bütün bulmacalar yarım bırakılmıştı.

Tenha sokaklarda üşüyüp durdu sırtımız.

Oysa tuttuğumuz balıkları bile

Yeniden denize bağışlamıştık.

Biz, hayata dair

Hiçbir yanlış yapmamıştık...

Neylersin...



Biz bu sonucu haketmedik,

Hayır, etmedik...

ĞÖmrümüz bu talana lĞ¢yık değildi.



Bazen acı vurdu, bazen de yağmur

Hiç gülmedi yüzümüz,

Hiç büyümedi gülümüz...

Bizi yalnızca akşamlar kucakladı,

Biliyorsun,

Sabaha çıkmayan bir yoldu yürüdüğümüz...



Bir gün, bu öykünün sonuna gelince

Ansızın desem ki: hoşça kal canım!

Unutursun,

Mecburen unutursun...

Yıldızlar söner, bu aşk da biter!

Bazı gün hatırlayınca, sessizce ağlarız.

Neylersin...



Ah bebeğim, ah..

Kekremsi bir tadı vardır gözyaşının,

Dudaklarına sızınca farkedersin.

Нçindeki vurgun aşklar mezarlığında,

Ayrılık, ölümden üste yazılınca,

Gideni durdurmaya yetişmez sesin...

Bir inme gibi dolaşır bedeninde pişmanlıklar,

Neylersin...



Biz zaten hiçbir sinemaya

Tam vaktinde yetişemedik.

Bütün vapurlar bizden önce kalkmıştı.

Ve bütün biletler biz gelmeden satılmıştı.

Boşuna telaşlarda yorduk günlerimizi.

Oysa Nuh'un Gemisi'nde bile

Bize yer kalmamıştı.

Ve hiçbir mutluluğa adımız kaydolmamıştı.

Neylersin...



Biz bu aşkı sürdüremezdik,

Нnan, sürdüremezdik...

Kalbimiz bu heyecana müsait değildi.



Bize hep acılar kaldı, bize hep yağmur...

Unutmasan bile artık

Unutur gibi yapacaksın.

Ve buruşturup-buruşturup attığım kağıtlarda,

Hiç bitiremediğim

Bir şiir olarak kalacaksın...




sevgili yusuf hayaloğlun'dan..sevgiyle ..güle güle.. büyük USTA..bizde gelecegiz güzel bir mekanda bulusmak dilegiyle..!

bernamelek - 4/3/2009 Saat 07:50

:t: bende katiliyorum, evet müthis bir sair ve söz yazarlarindan yusuf hayalogluyu kayipettik, allahtan mekanin cennet olmasi dilegimle tüm türk halkina ve yakinlarina bas sagligi dilerim :t:


[tarihinde dzeltildi 4/3/2009 Saat 07:51 Yazar bernamelek]

Agirabi - 4/3/2009 Saat 19:21

Peki binlerce yıl içinde ölüm neyi ortadan kaldırdı? ĞÖlüm Onu ortadan kaldırmadı. Їünkü, işte şurada gözlerinizin önünde
ve kılına bile dokunulmamış halde duruyor. ĞÖlümün yok ettiği şey, bilincimizin güçsüzlüğünün, ancak zaman içinde algılayabildiği
biçimi ve gölgesidir onun ..............................Hayatın kısa rüyasına karşılık, sınırsız zamanın gecesi ne kadar uzun!

Bence68 - 5/3/2009 Saat 06:01

Hayal gibi geldin hayal gibi gittin be usta...



Duygu dünyamız suskun,
Dizeler suskun, gönül bahçemizdeki lale sümbül nergiz suskun
Ay karanlık Güneş üzgün
Bir şiir ustamızı bir gönül adamımızın aramızdan ayrılışının burukluğu ve üzüntüsünü yaşıyoruz
Nur içinde yatsın
Duygu Dünyası ve insanlığın başı sağ olsun

çok üzgünüm
Їünkü şiir dünyasında en karanlık en hüzünlü günüm
Kalemler üzgün kağıt üzgün mürekep üzgün,ay güneş yıldızlar üzgün
Derya Deniz Okyanuslar üzgün uçuşan kanadı kırık güvercinler çiçek çiçek dolaşan kelebekler bal tutan arılar üzgün,
ırmaklar çağlayanlar üzgün,
Yürekteki heyecan coşku, sitem, isyan, sevda, aşk üzgün
Нnsanlık adına duygu adına, her taraf zifiri karanlık bu gün
Düşler yorgun hayaller yorgun, dil üzgün yürek üzgün, tema üzgün nota üzgün, nokta virgül bu gün üzgün
Saniyeler, dakikalar, saatler durmuş sanki, gün doğumu üzgün gün batımı üzgün,
Denizlerde kayalara vuran kızgın öfkeli dalgalar üzgün
Uçuşan martılar üzgün, ağaç dallarındaki sararan yapraklar üzgün çiçek çiğ tanesi üzerindeki kırağı üzgün
Yusuf Hayaloğlu büyük usta,neden neden ansızın bırakıp gittin bizi bıraktın yasta
Yüreğimiz sensiz suskun ne yazzıki çok karanlık sensiz bu hafta

NEDEN
Neden yaptın bu vefasızlığı bize
Bize neden yaptın bu vefasızlığı bee, gözüm
Sensiz yetim kaldı şiirler, duygular, ezgiler
Duygular, şiirler sen siz yasta, yasta be özüm

Pınar olmuş akıyor gözlerimiz iki çeşme
Neden, neden çekip gittin be yürekli, arif isyankar sözüm
ĞŞimdiden, şimdiden özledik arar olduk sizi be, iki gözüm
Yapmayacaktın bize, bize bu şakayı yapmayacaktın bee özüm


DUYGU DĞÅ“NYASININ SEVENLERНNНN НNSANLIАIN ASALETНN ĞÖZĞÅ“N BAĞŞI SAĞOLSUN

KizilZora - 12/3/2009 Saat 23:43

Kelimler kifayetsiz kaliyor bir degeri daha keybetik.Türk halkinin basi sagolsun.Sirlerin türkülerin basi sagolsun.Yeri dolmayacak bir degeri kaybetik.

Bu konunun yazarı : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Bu sayfanın URL'u:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eBoard&file=viewthread&fid=7&tid=1112