Konu: 2 Temmuz --Sivas Olayları, Düne Dair Bugünün Yangını

Forum: ÖnemLi GÚn ve HaftaLar

Konuyu açan: Bence68


Bence68 - 26/6/2008 Saat 11:05

O güne düşmüş dış mührakların oyunlarına gelmiş güruhun yaptıkları

Unutamadıklarımız




Sivas Madımak Olayı veya Sivas Katliamı, 2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 35 yazar, ozan ve aydının yakılarak katledilmesi ve oteli ateşe verenlerden de ikisinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.

Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bÖlümünün de Pir Sultan Abdal’ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması ÖngÖrülmüştü. Bu kapsamda pekçok aydının yanı sıra Aziz Nesin ve Ozan Türkyılmaz bu etkinlik nedeniyle dÖnemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in Özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.

2 Temmuz 1993 günü organize biçimde Öğle saatlerinde Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar Önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün Önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak Önlendi.

Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan saldırgan grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı. Grup Önce Madımak Oteli Önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı bunun sonucunda taşlanarak camları kırılan Madımak Oteli'ne sıçrayan yangın sonunda otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok, Hasret Gültekin,Ozan Türkyılmaz'ın bulunduğu 37 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne gÖtürüldü.

Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel gÖrevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Gene olaylar sırasında Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi Önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.

== Yargılama ==evet Olaylardan bir gün sonra 35 kişi gÖzaltına alındı. Daha sonra gÖzaltına alınanların sayısı 190’a çıktı. GÖzaltına alınan 190 kişiden 124’ü tutuklandı, geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No`lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994’te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15’er yıl, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.

Müdahil avukatlar, DGM’nin kararını taraflı, hukuka ve adalete aykırı olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi “Katliamın Cumhuriyete, Laikliğe ve Demokrasiye yÖnelik olduğunu” belirterek DGM’nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No`lu DGM, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.

28 Kasım 1997’de açıklanan kararda 33 sanığa idam cezası verildi. Yargıtay 9. ceza dairesi 24 Aralık 1998’de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usül noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık DGM’ce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezası'nın yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet hapis cezalarına dÖnüştürüldü.

Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasinda, tek bir davada, bu kadar çok idam cezasinin verildiği ilk davadır.

Ayrıca davayla ilgili unutulmaması gereken bir nokta da sanıkların avukatlığını Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan üstlenmiştir.


Hayatını Kaybedenler

* Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
* Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
* Gülender Aka - 25 yaşında
* Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar
* Ahmet Alan - 22 yaşında
* Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci
* Sehergül Ateş - 30 yaşında
* Behçet Aysan - 44 yaşında, şair
* Erdal Ayrancı - 35 yaşında
* Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
* Belkıs Çakır- 18 yaşında
* Serpil Canik - 19 yaşında
* Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktÖr
* Nesimi Çimen - 67 yaşında, şair, sanatçı üç telli curanın son ustası
* Carina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
* Serkan Doğan - 19 yaşında
* Hasret Gültekin - 22 yaşında şair, sanatçı, şelpe tekniğinin Önderi
* Ozan Türkyılmaz -20 yaşında,araştırmacı tarihci ve düşünür (Hasret Gültekin'in Öğrencisi)
* Murat Güneş Murat Gündüz - 22 yaşında
* Gülsüm Karababa - yaşında
* Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
* Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
* Koray Kaya - 12 yaşında
* Menekşe Kaya - 17 yaşında
* Handan Metin - 20 yaşında
* Sait Metin - 23 yaşında
* Huriye Özkan - 22 yaşında
* Yeşim Özkan - 20 yaşında
* Ahmet Öztürk - 21 yaşında
* Ahmet Özyurt - 21 yaşında
* Nurcan Şahin - 18 yaşında
* Özlem Şahin - 17 yaşında
* Asuman Sivri - 16 yaşında
* Yasemin Sivri - 19 yaşında
* Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
* İnci Türk - 22 yaşında
* Kenan Yılmaz - 21 yaşında


Ne olursa Olsun bu olay alnımıza kara bir lekedir ve ülkeyi bir kaosun içerisine çekmek isteyenlere karşı bilinçli olup birbirimizle didişmeyi durdurmalıyız...

Ş.ÖZASLAN

Sevgiyle

umut1960 - 26/6/2008 Saat 12:15

Hani bir şiir vardı
Onlar: sna düşman ,bana düşman ...
düşnen insana düşman ....dizeleri aklıma geldi hemen
Bir ĞÅ“lke düşünürünü yakıyorsa,ozanını susturuyorsa. o ülkenin vay haline.

Bu ülkede yeniden sivas madımak olayları tezgahlanmıyormu ?
ĞÅ“lkemizde kendi gibi düşünmeyenleri Linç etmek moda haline geldi nedeni açık tabiki.
Devlet ve Basında linç kültürünü desteklercesine açıklamalarla Linç kültürünü desteklemekte.
Hatta haklı göstermekte.
Bu gidişlede daha çookk Madımaklar yaşayacağız.
bizler birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız başka bir dünya yok.
ATEĞŞLERDE YANANLARI SAYGIYLA ANIYORUM.
türküler asla susmaz....

Rojin - 26/6/2008 Saat 13:46

Güneşin ak yüzüne bir duman çöktü
Bir türkü çığlıkla ateşe düştü
Kuytu bir köşede bir çiçek küstü
Döktü yaprağını boynunu büktü

şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz
Güllerim yandı yüreğim dayanmaz

Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz
Bilmez misin ki türküler yanmaz
Günü gelir sanma hesap sorulmaz
Dayanır kapına pir sultan ölmez

şu Sivas'ın elinde sazım çalınmaz
Güllerim yandı yüreğim dayanmaz

Edip AKBAYRAM

Rojin - 26/6/2008 Saat 13:53



"EKНLНR EKНN GELНRНZ
EZНLНR UN GELНRНZ
BНR GНDER BНN GELНRНZ
BНZН YAKMAK KURTULUĞŞMU?"


"PНR SULTANLAR ĞÖLMEZ BНNLER YETĞÂĞŞĞR"

Bence68 - 1/7/2008 Saat 09:53

Ates düstügü yeri yakmamalı bu sefer. Belki ilk kez ateş yüregi insanlık sevgisi, dostluk ve barıştan yana olanların canını yaktı. Sivas katliamının 15. yılında bu ates hala can yakmaga devam ediyor...

Alman Neonazilerinin 29 Mayis 1993’de Solingen’de gerçeklestirdigi katliamin yasandigi yer, yakilan ev bugün anit mezar...

2 Temmuz 1993’de Sivas’ta katliamin gerçeklestigi Madimak Oteli yangin yeri ise, simdi kebap yeri! 37 kisinin diri diri, devletin, polisin, askerin gözü önünde cayir cayir yakildigi yer bugün Kebap Lokantasi. Burada kebap yeniyor!

Bu kabul edilemez manzaranin bir an önce düzeltilmesi için yetkililerin harekete geçmesini saglamak için bütün Alevileri, demokratlari, yüregi insanlik, dostluk ve kardeslikten yana atan tüm duyarli insanlari bu Girisim'e destek vermeye çagiriyoruz....

Taleplerimiz

1. Kültür Bakanligi en kisa zamanda Madimak Oteli'ni kamulastirmali ve müzeye dönüstürülmesi için gereken girisimi baslatmali.

2. Kültür Bakanligi, Madimak Oteli'nin Müzeye dönüstürülmesini, ilgili Demokratik Kitle ĞÖrgütleri ve Otelde yitirdigimiz canlarin yakinlari ile esgüdüm içinde yürütmelidir.

3. Olusturulacak 2 Temmuz Kültür Merkezi Baris ve Dostluk Müzesi 2 Temmuz 1993 tarihinde yitirdigimiz canlarin inanç ve dünya görüsleri de göz önüne alinarak Anadolu'nun inançsal çok renkliligine ve çok sesliligine uygun dostlugun, barisin simgesi olmalidir.

Samyelim   - 1/7/2008 Saat 21:05

HНЇBНR ĞŞEY EYLEME GEЇEN CEHALET KADAR KORKUTUCU OLAMAZ " olamaz diyordu Usta tiyatrocu Genco ERKAL.

Sivas 93 belgesel oyununu izlerken bu söz yankılandı durdu kafamın içinde.

" Biz şenliğe gitmiştik.
Onlar öldürmeye gelmişlerdi.
Biz devlete güvenmiştik.
Devlet onların yanındaydı.
Onlar ölüme inanıyorladı.
Biz sevgiye.
Onlar kalabalıktı.
Biz bir avuç kadar.

Oyun bu sözlerle başlıyor. Oyun değil aslında 1993 yılında yaşanmış ve hepimizin tanıklık ettiği bir insanlık ayıbı. Gerçeğin ta kendisi. "Нnsanım" diyen herkesin düşünmesi gereken acı bir gerçek!

"Yak yak" çığlıkları arasında 37 insanın öldürüldüğü bu katliamın failleri bulunamadı (!) Ve hepimiz bu cinayetleri seyrettik.

Genco Erkal'ın oyunda okuduğu şiir Nazım Hikmet'ten:


Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi,

Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.

Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi kapalı rahat.

Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.

Bir değil,

Beş değil,

Yüz milyonlarlasın maalesef.

Koyun gibisin kardeşim,

Gocuklu celep kaldırınca sopasını
Sürüye katılıverirsin hemen
Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.

Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,

Hani su derya içre olup
Deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.

Ve bu dünyada, bu zulüm
Senin sayende.

Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin,

-demeğe de dilim varmiyor ama-

Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim
S.G.

Bu konunun yazarı : Dostsesi - Stimme der Freundschaft
http://dostsesi.com/forum

Bu sayfanın URL'u:
http://dostsesi.com/forum/modules.php?name=eBoard&file=viewthread&fid=24&tid=874