|
Junior Member Cevaplar: 69 kayıt olmuş: 12/10/2007 Durum: Çevrimdışı
|
|
Yazılış Tarihi: 4/5/2008 Saat 19:16 |
|
|
Medeni dünyanın bireyi merkeze alan, devleti, fertlerin özgürlük alanını
genişletmekle ve gelir düzeyini yükseltmekle memur kılan anlayışını herkese
sınırsız özgürlük ve sınırsız refah şeklinde algılamak en iyi niyetli
yorumla modern dünyanın gerçeklerinden habersiz bir saflığın
göstergesidir.
Öncelikle ve kısaca refah konusuna değinmek gerekirse; dünyanın mevcut
kaynakları ile yaşayan insan sayısı karşılaştırıldığında görülmektedir ki,
herkes için sınırsız refah mümkün değildir. Dünya nüfusunun sınırsız refah
içinde yaşayan azınlığı, açlıktan ölüme mahkum edilen çoğunluğun haklarıyla
beslenenlerdir. Bu adaletsizliğin mimarı dünya nimetlerinin yalnızca
kendilerine ait olduğunu düşünen sömürgeci güçlerdir. Afrika ve Hint
coğrafyasını yüzyıllarca alenen sömürüp biçare bırakanların oturdukları
sırça köşklerden refah, demokrasi ve insan hakları ahkamı kesmeleri
samimiyetle asla bağdaşmamaktadır. Dünya liderliğine soyunanlar, küresel
sorunların çözümüne dönük elle tutulur hiçbir gayret göstermezken, yeni
işgaller, yeni sömürüler, yeni ölümler meydana getirme konusunda azim
içindedirler. Afrika’nın açlık ve su sorunu, dünyada bir yılda
kozmetik ürünlerine harcanan paranın yarısıyla çözülebileceği halde hala
sürüyorsa, bu modern dünyanın, refahı yalnızca kendi toplumlarına layık
gördüğünün yüz karası bir göstergesidir. Bu bağlamda sınırsız refah fikrini
değil, dengeli/adaletli dağılım fikrini evrensel boyutta hayata geçirmek
nihai amaç olmalıdır. Bu milli, İslami ve insani amaç, Türk-İslam Medeniyet
tasavvurunun vazgeçilmez bir parçasıdır.
Özgürlüklerinin korunup geliştirilmesi konusu, egemen güçler tarafından
işlerine geldiği gibi kullanılan ve istismar ettirilen bir konudur.
Özellikle ifade özgürlüğü konusu belli çevrelerce devamlı suretle istismar
edilmektedir. Öncelikle şu gerçeği vurgulamak gerekir ki ne özgürlükler
mabedi olarak sunulan batıda ne de dünyanın bir başka yerinde sınırsız
özgürlük yoktur. Bütün bireysel özgürlüklerin olduğu gibi, ifade
özgürlüğünün de öncelikli ve tabii sınırı bir başkasının özgürlük alanının
başladığı yerdir. Bu doğal sınırın yanında, ayrıca, Batılı devletlerde
bireysel özgürlükler; milli güvenliğin, toprak bütünlüğünün, kamu
emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suçun önlenmesi,
sağlığın, ahlakın, başkalarının haklarının korunması veya yargı gücünün
otoritesinin sağlanması söz konusu olduğunda sınırlanabilir. Günümüzde
insan hak ve özgürlükleri konusundaki iki büyük uluslar arası sözleşmeden
biri olan İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü
düzenleyen 10. maddesine baktığımızda konu daha da netlik kazanacaktır. 10.
madde şöyledir: ’’1) Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım
özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin
müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak
ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve
sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir. 2)
Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir
toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak
bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve
suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve
haklarının korunması, veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının
sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve
yaptırımlara bağlanabilir.’’
Buradan anlaşılması gereken şudur. Özgürlükler beraberinde
‘’görev ‘’ ve ‘’
sorumluluk’’ getirir. Bu görev ve sorumluluk bir yönüyle
devletin diğer yönüyle de özgürlükleri kullananlarındır. Kamu güvenliği ve
çıkarı ile kişisel özgürlük ve fayda arasında hassas bir denge vardır. Bu
denge devletten yana da bireyden yana da bozulamaz. Demokratik hukuk
devletlerinde özgürlükler özenle korunurken kamu düzeni de itinayla
muhafaza edilir. Zaten kamu düzenini bozma özgürlüğü diye bir kavram
olamaz. Anarşist ruhlu, patolojik, marjinal tipler dışında hiç kimse kendi
devletinin ve milletinin birliğini, huzurunu, düzenini aşındırmaya/bozmaya
çalışmaz.
Tabi devleti ve milleti kendisinden görmeyenler de olacaktır ve onlar
da kendilerinden beklenen düşmanlıkları yapacaklardır! Maalesef bu
tiplerden ülkemizde ziyadesiyle vardır. Ve her ne hikmetse bu tiplerin
tamamına yakını ‘’aydın’’ ismiyle anılmaktadır. Bu
sözde aydınlar hem milletimizin engin hoşgörüsü ve toleransıyla rahat
yaşamlar sürerler, hem de bu milleti bölmeye, parçalamaya, zor durumda
bırakmaya dönük faaliyetler içerisinde bulunurlar. Bunların özgün
fikirler/projeler ürettiğini gören duyan yoktur. Batıdan arakladıkları ve
hain emellerini maskelemek adına kullandıkları bir ‘’özgürlük
teranesi’’ tutturmuşlardır, her fırsatta ısıtıp ısıtıp gündeme
getirirler. Bir gladyo vardır bunların jargonunda, bir de kontrgerilla...
Demokratik toplum derler, anadilde eğitim derler, otonomi derler. Bu aralar
da ‘’ermeniyiz’’ demeye başladılar. Ki zaten biz
Türk Milliyetçileri olarak bunların Türk olmadıklarını öteden beri
biliyorduk, söylüyorduk! Hain emellerini ve ağa babalarını baştan deşifre
etmiştik. Hal böyle olunca yegane düşman olarak
‘’milliyetçileri’’ hedef seçmişlerdir. Bıkmadan
usanmadan milliyetçilere saldırırlar. Çünkü milliyetçiler onların
oyunlarını bozmaktadırlar. Nasıl mı bozmaktadır? VARLIKLARIYLA!
Söz buraya gelince bu zorbalara iki çift kelime yazmadan duramayacağım.
Ulan hain oğlu hainler! Bu milletin ekmeği elinize gözünüze dursun lan
sizin! Ne kötülük gördünüz bu milletten? Bu topraklardan ne zarar gördünüz?
Yediniz içtiniz rahat rahat yaşıyorsunuz işte kim size ne diyor? Kim size
baskı yaptı? Bu devleti yıpratınca, bu milleti bölünce ne geçecek elinize!?
Ağa babalarınız sizi koruyup kollayacak mı sanırsız? Nankörlük yapmayın!
Aklınızı başınıza alın. Bakın 1991’de amerika ırak’ı kaderine
terk edip gittiğinde saddam’ ın zulmünden kaçıp sığınanlar neden
Türkiye sınırına yığılmışlardı? Çünkü Türk Milleti’nin alicenaplığını
çok iyi biliyorlardı. Bin yıldır bu topraklarda hoşgörü ve güven var. Bu
topraklarda kardeşlik var, barış var. Allah’ın izniyle de bunu
bozmaya kimsenin gücü yetmez.
Yahya Kemal’in tarifiyle bizler gönlümüzle, dilimizle, kanımızla
ve mizacımızla bu milletteniz. Çok şükür Türk’üz. Bizim dünyamızda
millet-memleket sevdası var. Bu ülkeyi lider ülke yapma hedefi var.
Dünyadaki bütün haksızlıkları ortadan kaldırmak var. İnsan onurunu ve
haysiyetini korumak var. Açlığı sefaleti adaletsizlikleri yok etmek var.
Biz atalarımız gibi dünyaya adaletli ve onurlu bir nizam vermek
istiyoruz.
Bizim literatürümüzde kölelik yok; bize özgürlük palavralarıyla
ihanetten bahsetmeyin artık.
Bizim literatürümüzde ırkçılık, ayrımcılık yok, bize insan hakları
yalanlarıyla bölücülükten bahsetmeyin artık!
BİZE KARDEŞLİKTEN , BİZE SEVGİDEN , BİZE MEMLEKETTEN BAHSEDİN!
[tarihinde düzeltildi 4/5/2008 Saat 19:18 Yazar dava_adami]
|
|
Member Cevaplar: 289 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 5/5/2008 Saat 21:01 |
|
|
BİZE KARDEŞLİKTEN , BİZE SEVGİDEN , BİZE MEMLEKETTEN BAHSEDİN!
Ellerine saglik sevgili kardesim.
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 5/5/2008 Saat 22:56 |
|
|
Eline yüreğine sağlık. Aslına bakarsanız paylaşamadığımız bir şey yok.
Maalesef birilerinin güdüsüyle kırılma noktasındayız. Gerek etnik bölücü
hareketler gerek se aşırı milliyetçi akımlar bu zeminin hazırlanması
sürecini biraz daha hızlandırdı.
Siyaseti fazla bilmem ama şöyle bir düşünüyorum da bir ülkeyi kaosa
sürüklemek için üç unsuru kullanmak yeterli gibi görünüyor ve maalesef
ülkemiz üzerindede bu oyun oynanıyor.
1. Ülkeyi borçlandırırsınız (maşallah yaklaşık 500 milyar dolar borcumuz
var ve özvarlıklarımızda satıldı)
2. Etnik grupları ve aşırı milliyetçi akımları güdülersin (Eh bereket
versin bu olguyuda çok güzel tezgahladılar)
3. Din olgusunu ortaya sürersin (Binlerce şükür olsun çok güzel yapıldı o
da)
eh kendimize çeki düzen vermezsek ilerisini düşünemiyorum bile...
Sevgiyle
|
|
|
0,028 saniye - 24 queries
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|