İsrail askerleri,Filistinliler’e yaptığı eziyeti İngiliz Independent
gazetesine anlattı
İşgal altındaki Filistin’de görevli İsrail askerleri, hapse atılmak
pahasına Filistinliler’e yaptığı eziyeti İngiliz Independent
gazetesine anlattı: 10 yaşındaki çocuğu ailesinin gözleri önünde dövdük.
Dükkanlardan çaldığımız malları İsrail’de satıyorduk. Uydudan
herhangi bir evi seçip, topla atış talimi yapıyorduk.
İsrail ordusunun kontrolündeki Filistin’in El Halil kentinde görev
yapan askerler Filistinliler’e çektirdiği eziyeti ve işkenceleri
İngiliz Independent gazetesine anlattı. Eski asker Yahuda Shaul’ın
kurduğu ve askerlerin işgal altındaki topraklarda yaşadıklarını sıradan
İsrailliler’le paylaşarak gerçeğin ortaya çıkması için çalışan
Sessizliği Kırmak (Breaking the Silence) grubu, bugün yayınlayacağı bir
raporla Hebron’da 2005 -2007 arasında görev yapan 39 askerin
yaşadıklarını kamuoyuyla paylaşacak.
İşte kentte yaşayan Yahudileri korumak amacıyla El Halil’de bulunan
Kfir Tugayı’nda 2 yıl görev yapan İsrail askerlerinin anlattığı ve
kanları donduran sindirme yöntemleri:
Kimi görürseniz vurun emri
- Bir gün aşiretler arasında kavga olduğu haberi geldi. Komutanımızla
bölgeye gittik. Bize kimi görürsek vurmamızı söyledi. Önümüze kim gelse
dövüyorduk. Asker olduğumuzu anlamadılar. Birbirleriyle dövüştüklerini
sanıyorlardı.
- Bir keresinde bize taş atan bir grupla karşılaştık. Hepsi 14-16
yaşındaydı. Elimize 10 yaşında bir çocuk geçti. Komutanımız bize taş
atanları bulmak istiyordu. Bu çocuğu önce feci şekilde dövdü. Daha sonra
boynundan tutarak arazide açılan çukurları tek tek gösterdi ve
“Hangisinde ölmek istiyorsun” diye soruyordu. Çocuk ağlayarak
“Hayır ölmek istemiyorum” diyordu.
- Bu sırada çocuğun ailesi ve komşuları çevremizi sardı. Komutan, silahını
çekti ve çocuğun ağzına soktu. Ve herkese “Yaklaşırsanız çocuk ölür.
Hiç acımam yoktur bilirsiniz” diye bağırdı. Çocuğun annesi, komşulara
ve kocasına hiçbir şey yapmamaları için yalvardı.
Dükkanları yağmalıyorlardı
- Evleri seçerek atış talimi yapıyorduk. Kafamıza göre uydudan bir ev
seçiyorduk, daha sonra da top ateşleriyle yıkıyorduk.
- En sevdiğimiz oyun ise bahis oynamaktı. Filistinli gençleri, bir duvara
diziyorduk. Sonra da arkalarını döndürüyor ve “Bacaklarınızı
açın” diye bağırıyorduk. Kimin seçtiği genç düşmeden bacaklarını en
çok açarsa o kazanıyordu.
- Bir de boğma oyunu vardı. Yine gençleri topluyorduk ve herkes bir adam
seçiyordu. Sonra da onların boğazlarını tek tek sıkıyorduk. Kim en uzun
süre bayılmadan nefesini tutarsa onu boğan kazanıyordu.
- İstediğimiz dükkana gidip istediğimiz şeyleri alıyorduk. Bir oto ses
sistemi satan dükkan vardı. Askerler, oraya gidip hoparlör, oto teyp falan
alıyordu. Dükkan sahibi bir şey söylerse, dükkanını kapatmakla tehdit
ediyorlardı. Adam başa çıkamayınca, “Bari ayda 10’dan fazla
teyp almayın. Aç kalıyorum” diye yalvardı. Oradan aldıklarını
İsrail’e dönünce satıyorlardı
____________________