|
Member  Cevaplar: 289 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 22/3/2008 Saat 00:07 |
|
|
Duru bir sudan daha derindi ayna. Binlerce demir parçasının ateşte eritilip
bir bütün demir parçası elde edildiği gibi onu da kim bilir kaç kum
tanesinden elde etmişler, içine kim bilir daha neler katmışlardı.
İlk halini hatırlıyor, kendini göremiyordu... Yeni doğmuş bir çocuk gibi
şuursuzdu.
Bir yanı siyah giyindiği gün içi gibi her yeri ışıldıyordu. Hele altın
rengindeki çerçeveye sahip olduğu gün tacını giymiş kral gibi
gülümsüyordu.
Beyaz bir duvara asıldı. Artık sırtını dayadığı duvara bir çivi ile
bağlanarak onunla dost olmuştu.
Yaşamın bir penceresi olmuştu. Her şeyi olduğu gibi gerçek, tarafsız ve
yorumsuz yansıtan bir pencere.
Ağlayanla ağlıyor, gülenle gülüyordu. Görmek istediği gibi bakanlar
oluyordu aynaya. Onlara görmek istediklerini göstermenin, içinde açtığı
yarayı anlayabilmek çok zordu.
Maskeli yüzlerin maskesiyle karşılaşmak, yüreklerindeki acımasızlığın
riyanın vefasızlığın yüzlerine akseden yönleriyle karşılaşmak kolay
değildi.
Özellikle geceleri, son ışık da terk edip gittiğinde, ayna sessiz sessiz
ağlıyordu. Bazen kendi gözyaşlarını siliyor, bazen de yakalanıyordu. Neyse
ki sıcaklık farkından oluştuğunu düşünerek siliyorlardı üstündeki damla
damla yaşları. Oysa ayna ağlıyordu.
Kimi zaman yalnız başına kaldığında, bir gün dilinin çözülüp kendisine
bakanlarla konuşacaklarını karşısında birine söyler gibi kendi kendine
konuşuyordu:
"Siz insanlar ne tuhafsınız. Olduğunuz başka, olmak istediğiniz başka.
Aradığınız başka, bulduğunuzu sandığınız daha başka. Dört bucakta
aradığınız huzurun yanı başınızda olduğunu inatla görmek istemeyen garip
varlıklar.
Bir gün ellerinizi şakaklarına dayayıp karşıma geçseniz... Düşünseniz...
Kendi gözlerinizin içine baksanız derin derin. Her şeyin çaresini
bulacaksınız. Huzurun, başarının, dostluğun, sadakatin, samimiyetin ta
kendisini...
Sorun da içinizde, çözüm de... Maskeyi yırtmanın yolu da bu...
Bir kalem alıp elinize kendinizi çizseniz yüzünüzü nasıl çizersiniz. Masum
çocukluğunuzun kaybolan hüznüyle mi?
Ya benim halim?... Sizi her saniye görmek istediğiniz şekille resmetmek
zorundayım. En zoru da; olmak istediğinizi anlamakta çekiyorum.
Nelerinizi görmüyorum ki... Benden ayrı olduğunuzda yaptıklarınızı bile
okuyorum yüzlerinizde.
Bazen uyarmak istediğim oluyor sizi, olduğunuz gibi gösteriyorum. "Şimdi
kötü görünüyorum" diyorsunuz. Yine de kötü olduğunuzu kabullenmiyorsunuz.
Sizin üzdüklerinizi unutup, sizi üzmekten korkarak eski halime
çekiniyorum.
Az da olsa gözlerinizin içinin güldüğü oluyor. Bazen ilahi bir lütuf gibi
samimice gözlerinizin yaşardığında sizi, ne çok seviyorum.
Gerçek hayatta yaptıklarınızı romanlarda, hikayelerde, filmlerde bir
başkasının yaptığını gördüğünüzde; sanki onları siz yapmamışçasına mağdur
olandan yana olup sizi temsil edene kızıyorsunuz. Ne büyük çelişki?.
Ben aynalığımdan utanıyorum. Ama siz...
Kendinize böyle yabancı olmasanız... Biraz olsun ruhunuzu dinleseniz
karşımda. Kendinizi sorgulasanız...
İçinizden birinin dediği gibi Suçlarınız yüzünüzde görünseydi biz aynaları
satın almazdınız' Yüzünüzde maske var. Yaşlanınca maskeyi bir parça
çıkarıyorsunuz. Bu kez de, aynalar yalan söylüyor diye yalancılıkla
suçluyorsunuz.
Görmeyi bilseniz, görmek isteseniz, her biriniz bir ayna. Ama siyah
gözlüklerle gizliyorsunuz gözlerinizi. Cenazelerde ağlamadığınız
bilinmesin, dışarıda nereye baktığınız fark edilmesin diye.
Merhametin yokluğu, kıskançlığın hakimiyeti belli olmasın diye.
Yalan söyleyen dudaklarınızı boyalarla kapatıyor, kirlenen yüzünüzü
fondötenlerle kremlerle örtüyorsunuz.
İmrenilecek halinizde yok değil. Siz, yanlışlarınızı bana göre çok kısa
hayatınızda kolayca taşırken, ben doğruluğu sonsuza yakın taşımak
zorundayım.
Fanilik bazen, ne güzel diyorum.
Bir tırtılın kelebeğe dönüştükten sonraki ömrü, gül bahçesinde de geçse en
fazla bir gün.. Sizlerin de atmış, yetmiş, nihayet yüz yıl... Bu süreler
içinde yer, içer çoğalır; dilediğiniz gibi yaşarsınız. Her gün üzerime
konan karasinekler bile 3 gün yaşar.
Oysa ben büyüyemem, çoğalamam. Sekiz bin yıl önce Çatalhöyük'te var olan en
eski atam bile sizin elinizde. Rahat bırakmamışsınız...
Sizin toprak olma hakkınız var. Biz aynaların kuma dönüşme hakkımız yok
nedense?"
Ayna böyle söylüyor, kırılgan bir yürekle hayata tutunmaya çalışan insanlar
gibi, beyaz duvara ufacık bir çiviyle tutunuyordu.
Duvar bir gün "yeter" dedi.
Çivinin prangasını çözdü.
Ayna yere düştü.
Kırıldı.
Şimdi ayna bir köşede özellikle geceleri, son ışık da terk edip gittiğinde,
sessiz sessiz ağlıyor. Her şeye rağmen kendi doğrularıyla var olmanın
mutluluk gözyaşları bir yandan; eğilenlerin, bükülenlerin açması haline
yönelik hüzün bulutları diğer yandan. Sahi sizin de aynanız var mı? Aynanız
ağlıyor mu?
Ben aynami aglatmamaya bakiyorum ))
Sizde aglatmayin,icinizdeki kücük cocugu sevin...ben seviyorum!!! salya
sümük agladiginda,basini,sacini oksuyorum.
Ben seni seviyorum sen benim icin önemlisin diyorum ve aynaya baktiginda
ayna gülümsüyor.
|
|
Junior Member  Cevaplar: 70 kayıt olmuş: 12/12/2007 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 22/3/2008 Saat 13:44 |
|
|
Tsk bu guzel paylasimlar icin gokkiz.
Ayna gercekleri yansitir görmek istesekte istemesekte,Kendimizde birsler
yapmak ister iken neden ayna seceriz en basit örnekSacimiza sekilmi verdik
yada Kiyafetimizi giydik nasil durmus diye yanimizda olna sormak aklimiza
gelmez cünkü gercegi gösteren Ayna gideriz.
Kimi zaman Aynalarda yalan sölyüor der ve kizariz aslinda gercegi
gördügümüz icin aynayi bahane ederiz,Icimizdeki cocguga gelince o zate hic
büyümez büyr ise zate biz yok olmusuz demektir.
Kimi zaman aglar kimi zaman ciglik atar kimi zaman ele avuca sigmaz
icimizdeki cocuk,Iste bir yerde de bize hayat veren icimizdeki cocuktur
____________________ Bir Kitap Bastan Yazilabilir Ama Hayat Asla
|
|
Member  Cevaplar: 289 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 23/3/2008 Saat 02:14 |
|
|
Kimi zaman aglar kimi zaman ciglik atar kimi zaman ele avuca sigmaz
icimizdeki cocuk,Iste bir yerde de bize hayat veren icimizdeki cocuktur
Evet sevgili Dostaynasi,icimizdeki cocuk ve aynalar herdaim gülsün!!!
Tesekkürler yorumun icin.
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 23/3/2008 Saat 04:02 |
|
|
Tsk gokkiz abalcim ve dostaynasi paylasimlariniz icin ve aynen diyorum
icimizdeki cocgu öldürmeyelim aynlarda gülümsemeyi unutmayalim. ____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
|
0,041 saniye - 28 queries
|
Happy Birthday |
Doğum Gününüz Kutlu Olsun!:
|
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|