Dünyanın en eski bayramı: Nevruz
Dünyanın en eski bayramı Nevruz, Türk dünyasında Göktürkler’in
Ergenekon’dan çıkışı ve 12 hayvanlı Türk takviminde yeni yılın
başlangıcı olarak 5 bin yıldan bugüne kutlanıyor.
ANKARA - Kimi topluluklar, bu günü Tanrı’nın dünyayı yarattığı gün,
kimileri Nuh Peygamber’in yere ilk ayak bastığı gün, kimileri ise ilk
insanın yaratıldığı gün olarak kutlarken, gece ile gündüzün eşit olduğu bu
gün, bir bahar müjdecisi kabul ediliyor
Farsça “yeni gün” anlamına gelen Nevruz, dünyadaki çeşitli Türk
topluluklarında “Noruz”, “Navrız”,
“Ergenekon”, “Bozkurt”, “Çağan”,
“Mart Dokuzu”, “Sultan Nevruz”, “Mart
Bozumu” gibi adlarla anılıyor. Yüzyıllardır bu bayramı titizlikle
muhafaza eden Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan,
Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan, resmi tatil ilan ettikleri
Nevruz’u, bir “milli bayram” olarak her yıl kutluyor.
COŞKUYLA KUTLANIYOR
Bütün Türk dünyasının coşku içinde kutladığı, gönüllerin geleceğe yönelik
neşe, sevinç ve ümitle dolduğu bu özel günde, kederli olmak en büyük ayıp
ve suç sayılıyor.
Kutlama törenlerinde bölgelere göre çok farklı oyunlar oynanırken, bu güne
özel bazı yemekler pişiriliyor ve eğlenceler düzenleniyor. Topluca yenilen
Nevruz yemeğinden sonra insanlar birbirlerinin yeni yılını kutluyor ve
mezar ziyaretleri yapılıyor.
Bu günde dargınlar barıştırılırken, parçalanmak üzere olan aileler
mahallenin ileri gelenleri tarafından barıştırılıyor. Fakirlere,
kimsesizlere ve yaşlılara maddi ve manevi yardım eli uzatılıyor. Gençler,
yakılan Nevruz ateşinin üzerinden atlıyorlar.
“ERGENEKON’DAN ÇIKIŞ”
Türk dünyasındaki yaygın inanışa göre, Nevruz, Göktürkler’in
Ergenekon’dan çıkışı ve istiklalini kazandığı gün olarak kabul
ediliyor.
Ebulgazi Bahadır Han’ın ölümsüz eseri “Secere-i Türk”te,
Ergenekon menkıbesinde 400 yıl dört tarafı yüksek dağlarla çevrili bir
vadide kalan Türk’ün, buradan baharın başladığı gün çıkarak, ata
yurduna döndüğü ve hürriyetini, istiklalini kazandığı, dosta, düşmana
Türk’ün varolduğunu tekrar duyurduğu bildiriliyor.
Bu nedenle, 21 Mart, bütün Türk dünyasında istiklalin kazanıldığı kurtuluş
günü olarak kutlanıyor. Özellikle Orta Asya Türkleri, Nevruz
Bayramı’nda yapılan toplantılarda Ergenekon Destanı’nı
okuyarak, yeni nesillere de bu günün önemini anlatıyor. Türk dünyasındaki
diğer inanışa göre, 12 hayvanlı Türk takviminin başlangıcı olarak kabul
edilen 21 Martta, doğanın yeniden canlanması, bolluk ve bereketin habercisi
baharın gelişi kutlanıyor. Bu günlerde ortaya çıkan kardelen çiçeğine ise
“Nevruz Çiçeği” deniliyor. Bu günde doğan çocuklara göbek adı
olarak “Nevruz” konuluyor.
YÖRELERDE NEVRUZ
Türkiye ve Türk kültürünün yayıldığı coğrafyalarda Nevruz Bayramı, ilginç
adetlerle kutlanıyor. Bu adetlerden bazıları şöyle:
Mersin-Silifke bölgesindeki Toros Türkmenleri’nde “Mart
İpliği” adıyla bilinen Nevruz’da ağaçlara bez bağlanıyor ve
Nevruz günü yaylalara çıkılıyor. Yayla evlerinde bulunanlar gelen
misafirleri evlerinde ağırlıyor, gelen grup silah atarak gelişini
bildirirken, yayladakilerin başkanı da buna bir el ateş ederek cevap
veriyor. Daha sonra karşılıklı silahlar atılıyor ve birbirlerine
“Nevruz’unuz kutlu, dölünüz hayırlı ve bereketli olsun”
temennisinde bulunuluyor. O yıl 20 kuzu veya oğlağı olan sürü sahibi bir
kurban kesiyor ve orada pişirilerek yeniliyor.
Tahtacı Türkmenleri’nde Nevruz, “Sultan Nevruz” adıyla
anılıyor. Eski Mart ayının 9. günü kutlanarak yaylalara çıkılıyor. Bununla
ilgili olarak, halk arasında “Mart dokuzundan sonra dağlar misafir
alır” deniliyor.
Gaziantep ve çevresinde 22 Mart gününe “Sultan Navruz” adı
veriliyor. Halk arasındaki inanca göre, Sultan Navruz güzel bir kızdır ve
21 Martı 22 Marta bağlayan gece batıdan doğuya doğru göç eder, bir başka
inanca göre ise kuş kılığında uçan bir derviştir. Nevruz gecesi Sultan
Navruz’un geçtiği saatte uyanık olanların bütün dileklerinin
gerçekleşeceğine inanılıyor.
Malatya’nın bazı köylerinde halk Nevruz’u “Kış Bitti
Bayramı” olarak kutluyor.
Ağrı ve çevresinde o gece gençler bir dilek tutarak kapıları dinleyip
içerideki konuşmaları yorumlayarak niyetlerinin tutup tutmayacağını
anlamaya çalışıyor. Bir başka uygulama, bekar bir delikanlı o akşam
“tuzlu gılik” denilen tuzlu hamurdan yapılmış bir çöreğin
yarısını yiyor ve su içmeden yatıyor ve rüyasında kendisine su veren kızla
evleneceğine inanılıyor. Ertesi gün çöreğin diğer yarısını evin damına veya
bacasına bırakıyor. Gelen bir karga çöreği kapıp hangi evin damında yerse o
evin kızıyla evleneceğine, karga hiç bir evin damına konmayıp uzaklaşırsa
uzaklardan biriyle evleneceğine inanılıyor.
Giresun’da “Mart Bozumu” adıyla kutlanan Nevruz’da
çevredeki akarsulardan su getirilip hayvanların üzerine serpiliyor.
Edirne’de eski hasırlar yakılıp “mart içeri, pire
dışarı” diyerek üzerinden atlanıyor.
SOFRAYA “S” İLE BAŞLAYAN YİYECEKLER
Özbekistan’da Nevruz sabahı yeni elbiselerini giyen halk,
hazırladıkları halim, sümelek, samsa, çorba, pilav gibi yiyecekleri alıp
kırlara çıkıyor. Sofralara “s” ile başlayan yedi yiyecek
konuluyor.
Türkmenistan’da hazırlıklarına bir hafta önceden başlanan
Nevruz’da yeni yılı yeni elbiselerle karşılama adeti bulunuyor.
Nevruz gününde ne kadar çok yiyecek hazırlanırsa yeni yılın da o kadar
bereketli geçeceğine inanılıyor.
Kazakistan’da her evin sofrasında ak olan yiyecekler, yeşillikler ve
kırmızı et yemekleri bulunduruluyor. Nevruz’a özgü yemek
“Nevruz koje” hazırlanıyor.
Kırgızistan’da bahara giriş bayramı olarak kutlanan Nevruz’da
açık renk elbiseler giyiliyor.
Azerbaycan’da niyet tutanlar akşamları “kulak pustu”ya
çıkıyor. Niyet tutup kapıyı dinliyor, eğer bu evden kötü söz gelirse
niyetlerinin kabul olmayacağına, iyi söz gelirse kabu olacağına
inanılıyor.
alintidir.
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz