|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 11:43 |
|
|
Çanakkale’den bahsedilirken “destan” sözü de peşinden
gelir. Çanakkale, destanla özdeşleştirilmiştir. Çünkü Çanakkale’de
yaşananlar, yaşatılanlar gerçek olmasına rağmen insana gerçeküstü imiş gibi
gelir. Gerçeküstü gibi görünen ama, yüzde yüz gerçek olan olaylarla
doludur.
Bu çocuk yüzler, tıpkı Çanakkale türküsündeki gibi, 'Ana ben gidiyom
düşmana karşı' deyip, Çanakkale'de şehit olan meçhul çocuk askerler.
1915'te üç lise tek mezun veremedi çünkü bütün öğrencileri şehitti
Çanakkale ve İstiklal Savaşı'na katılan çok sayıda çocuk vatan savunmasında
kahramanlık örnekleri sergiledi. Öyle ki bütün öğrencileri şehit düşen
Galatasaray, Konya ve İzmir liseleri 1915'te tek bir mezun veremedi
Çanakkale ve İstiklal Savaşı'na katılan çok sayıda çocuk, vatan
savunmasında destan niteliğinde kahramanlık örnekleri sergileyerek, "meçhul
çocuk askerler" olarak Türk tarihinde yerini aldı. Selçuk Üniversitesi
Eğitim Fakültesi Tarih Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuri
Köstüklü, Türk milletinin vatan savunması verdiği dönemlerde erkek ve
kadınlar kadar çocukların da çok önemli görevler üstlendiğini söyledi. Türk
çocuklarının milli bir sorumluluk şuuru içinde gösterdikleri fedakarlıklar,
çektiği çileler ve eziyetlerin tam olarak bilinmediğini vurgulayan
Köstüklü, Anadolu'nun hemen her köşesinde, özellikle işgal gören yörelerde,
çocukların da bir destan niteliğinde kahramanlık örnekleri sergilediğini
anlattı. Çocuk askerler üzerine bir araştırma yaptığını ve elde ettiği
bilgileri bazı seminerlerde sunduğunu dile getiren Köstüklü, bunlardan
bazılarını şöyle sıraladı: "Antep savunmasında Kebapçı Said Ağa'nın oğlu
küçük Mehmet, Şahin Bey'in oğlu Hayri, şehit Yolağası'nın oğlu Mehmed Ali
gibi 11-12 yaşlarındaki çocukların özverisi göz yaşartıcı boyuttadır. Bu
çocuklar Arslan Bey'in başında bulunduğu milis kuvvetlerinin içinde diğer
Kuvayi Milliyeciler gibi silahlı olup yeri geldiğinde çatışmalara
katıldılar ve çoğu zaman da istihbarat hizmetinde bulundular.
Karamanlıkları türkü oldu
Adanalı çocukların da İstiklal Savaşı'nda milli heyecan içinde hareket
ettiğini dile getiren Köstüklü şöyle dedi: "Urfa'da 14 yaşındaki Bozan,
Fransızlar kaçarken Kuvayi Milliye önünde harbe katıldı. Bu yavrunun
kahramanlığını gören halk, Bozan için türkü bile yazdı. Sebeke dağından
indim dereye/Atılıyor bombalar, bilmem nereye/Türk çeteleri dönmez
geriye/Be yürü! yürü Bozan Yavrum yürü!/Vursun kırsın Fransızları, aslanım
yürü!..." Köstüklü, Maraş savunması sırasında kendisine verilen köprü
uçurma görevini yerine getiren Sarıca Köyü'nden 14 yaşındaki Ali ile milis
kuvvetler arasında bir çok yeri dolaşmak suretiyle bilgi alışverişini
sağlayan 10 yaşındaki Osmaniyeli Niyazi Aykan'ın da tarihe adını altın
harflerle yazdırdığını ifade etti.
YÜZLERCE GAZİ ÇOCUK
Köstüklü, Çanakkale Savaşı'na katılan Galata-saray, Konya ve İzmir Liseleri
gibi birçok okulun öğrencisinin şehit düştüğünü belirterek, savaşın olduğu
dönemde bu üç lisenin mezun bile veremediğini söyledi. Türk milletinin
kadını erkeği ve çocuğuyla tek vücut olarak düşmana karşı koyduğunu ve
yabancı unsurları Türk topraklarından attığını belirten Köstüklü, "Türk
çocuğu yeri geldiğinde omzunda silahla cephede savaştı, yeri geldi
istihbarat için haber taşıdı, yeri geldi Türk askerine mermi götürdü"
dedi.
12 YAŞINDAKİ NEZAHAT ONBAŞI
Tabur Komutanı Binbaşı Halit Bey'in kızı 12 yaşındaki Nezahat onbaşının da,
elinde silahı asker kıyafetiyl e çeşitli muharebelere katıldığını anlatan
Köstüklü, "Ata binmesini ve silah kullanmasını çok iyi bilen bu kız çocuğu
Milli Mücadele boyunca 70. Piyade Alayı'nın bir mensubu olarak tam bir
asker gibi, cepheden cepheye koştu. Hatta bu Alaya, o bölgede 'Kızlı Alay'
denmişti" diye konuştu.
FAKÜLTE SİYAHA BOYANDI
Çanakkale destanında bugünkü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi eski
adıyla Darul Fünun öğrencilerinin ise ayrı bir yeri var. 1915'te Darül
Fünun 1. sınıfta öğrenim gören 2 bin 500 tıbbiyeli, okullarını bırakarak
Çanakkele'ye koştu. İki tümen hâlinde Gelibolu'ya gelen gençler, bir Anzak
baskını sonucu şehit oldular. Bu nedenle sonraki yıl açılışta siyaha
boyanan Darul Fünun, 1921 yılında hiç mezun veremedi.
TEK BACAĞIYLA SAVAŞTI
Çocuk askerlerden Mehmet ve İsmail, şehrin durumu ile ilgili orduya dilenci
kılığında bilgi götürürken düşman askerlerine yakalandılar ve hiçbir konuda
düşman kuvvetlerine bilgi vermediler. Serbest bırakıldıktan sonra ateş
açılması nedeniyle küçük Mehmet 4, İsmail ise 9 yerinden yaralandı.
Mehmet'in hastanede ayağı kesilerek kurtarıldı. Ancak İsmail hastanede
şehit oldu. Bir ayağı kesilen Gazi Mehmet, geri döndükten sonra tek
ayağıyla Milli Mücadelede yine görev aldı.
İngiliz askerlerini bulut aldı götürdü
Kahramanlıkların tarih kitaplarına yazıldığı, ardında binlerce dramatik
hikayelerin anlatıldığı Çanakkale Savaşları, 91 yıl sonra bile bazı
bilinmeyenleriyle anılıyor. Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'a ulaşmak
isteyen İtilaf Devletleri, binlerce askerle Gelibolu Yarımadası'na ayak
atmış, vatan topraklarını işgal etmişti. Her karış toprağında kanlı
savaşların yaşandığı, anaların oğullarının başına kına yakarak savaşa
gönderdiği bölgede, İngiltere'den gelen 4. Norfolk Taburu'nun Anzak
Koyu'nda, bir bulut kütlesinin içinde kaybolduğu söylentileri, 91 yıldır
hala konuşuluyor. Gelibolu Yarımadası'ndaki savaşa katılan İngiliz Kraliyet
Ordusu'na ait 4. Norfolk Taburu'nun, 12 Ağustos 1915 tarihinde Anzak Koyu
mevkiindeki 60. Tepede büyük bir bulut kütlesinin içinde kaybolduğu iddia
edilmiş, bu olay savaştan sonra çeşitli tarih kitaplarında yerini almıştı.
Yeni Zelanda Kıtası'nın 1. Sahra Birliği'ne bağlı 3. Bölükte savaşa katılan
F. Reichardt, R.Nevnes ve J.L. Newman adlı üç asker, bu olaydan 50 yıl
sonra olayın görgü tanığı olduklarını iddia etmiş, güneyden esen 70
kilometre hızındaki rüzgara rağmen, yaklaşık 250 metre uzunluğunda, 65
metre yüksekliğinde ve 60 metre genişliğindeki bulut kültesinin yer
değiştirmeden 60. Tepe üzerinde durduğunu ve İngiliz askerlerinin bu
kütlenin içinde kaybolduğunu anlatmışlardı. Bu olay, kimilerine göre
gerçek, kimilerine göre rivayetten başka bir şey değildi. Ancak, bu tür
olaylar, tek bir gerçeği değiştirememişti; o da,
"Türk'ün vatan ve millet sevgisi uğruna verdiği binlerce candı..."
Bu yazıyı ulaştıran DoçDr. Mithat ATABAY a teşekkürler.
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 12:25 |
|
|
Eline yüreğine sağlık güzel dostum. Gerçekten güzel bir paylaşım.
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 13:39 |
|
|
Yuregine saglik Samyelim bu guzel paylasimin icin
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Senior Member  Cevaplar: 808 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 16:06 |
|
|
baba annem.
yil canakkale savaslari yili,
13 yasinda telli duvakli davullu zurnali gelin oluyor.
esi 17 yasinda,
ilk gece askere aliyorlar.
dönmemis.
bizler babaannemin 2. esinden yani dedemden devamiz.
zaten babaannem bir daha görmemis ilk esini.
anneannem,
canakkale savaslarinda 4 dayisi gidmis dönen biri oda gazi.
kör ve sagir olarak alninda bir suru sacma barut.
madalyalari varmis.
sehitlerimizin ruhu sad olsun
samcim emegine yuregine saglik degerli dost  ____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 21:08 |
|
|
Samyelim her ne kadar aktarımım sizin gibi olmasada o günlerin az bilinen
bir anısınıda ben aktarayım.
Elbette kaynak yine can arkadaşım Doç Dr. Mithat Atabay...
Çanakkale Savaşı sırasında Kocadere köyünde büyük bir sargı yeri
kuruluyor.
Kimi Urfalı, kimi Bosnalı, Kimi Adıyamanlı, Kimi Gürünlü, Kimi Halepli
çok sayıda yaralı getiriliyor...
Bunlardan biri Lapsekinin Beybaş Köyündendir ve yarası oldukça ağırdır.
Zor nefes alıp vermektedir. Alçalıp yükselen göğsünü biraz daha tutabilmek
için komutanının elbisesine yapışır. Nefes alıp vermesi oldukça zorlaşır
ama tane tane kelimeler dökülür dudaklarından.
"Ölme ihtimalim çok fazla... Ben bir pusula yazdım... Arkadaşıma
ulaştırın..."
Tekrar derin nefes alıp, defalarca yutkunur:
"Ben... Ben köylüm Lapsekili İbrahim Onbaşından 1 Mecit borç
aldıydım... Kendisini göremedim. Belki ölürüm. Ölürsem söyleyin hakkını
helal etsin"
"Sen merak etme evladım" der Komutanı, kanıyla kırmızıya boyanmış alnını
eliyle okşar.
Ve az sonra komutanının kollarında şehit olur ve son sözü de "söyleyin
hakkını helal etsin" olur...
Aradan fazla zaman geçmez. Oraya sürekli yaralılar getiriliyor. Bunlardan
çoğu daha sargı yerine ulaştırılmadan şehit düşüyor. Şehitlerin üzerinden
çıkan eşyalar, künyeler komutana ulaştırılıyor. İşte yine bir künye ve yine
bir pusula. Komutan gözyaşlarını silmeye daha fırsat bulamamıştır. Pusulayı
açar, hıçkırarak okur ve olduğu yere yığılır kalır. Ellerini yüzüne
kapatır, ne titremesine nede gözyaşlarına engel olamaz...
PUSULADAKİ NOT:
"Ben Beybaş Köyünden arkadaşım Halil'e 1 mecit borç verdiydim. Kendisi beni
göremedi. Biraz sonra taarruza kalkacağız. Belki ben dönemem. Arkadaşıma
söyleyin ben hakkımı helal ettim.
Yorumum...
Bu Millet o zamandan bu zamana hangi özelliklerini kaybetti ve ısrarla
kaybettirilmeye devam ediyor da bu hale geldi düşünmek gerek...
Birşeylerin davası güdüp de ecdadın ayaklarındaki toz olamayanların, vatan
millet sevdasında olup ülkeyi yiyip bitirenlerin ve yetim hakkına bile göz
dikenlere ithaf olunur.
|
|
Member  Cevaplar: 289 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 13/3/2008 Saat 21:46 |
|
|
Ellerinize Yüreklerinize saglik!!! Sevgili arkadaslar.
Bende Rahmetli iki dedemi hatirladim,Canakkale Savasina katilip biri
Gazi,Digeri Yedi Yil Esir kalmis...Dedelerimize ve tüm emegi gecen
Kahramanlarimiza ALLAHTAN RAHMET DILIYORUM:
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 14/3/2008 Saat 09:17 |
|
|
Çanakkale Zaferini kazanarak,
vatanı ve bayrağı için şehit olan kahraman MEHMETÇİK leri minnet ve
şükranla anıyoruz. Aziz ruhları şad olsun.
Çanakkale savaşı ile ilgili söylenen bazı sözleri paylaşmak istedim...
“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı
hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale
Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
M. Kemal ATATÜRK
“Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır. Bunlardan biri taş
duvara körükörüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız
harekata dağıtıp körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle
karşı karşıyayız.”
İngiliz Başbakanı Asquith
“Ordunun yardımı olmaksızın Filo’nun başarı sağlayabileceği
ümidine kapılmıştım; fakat şimdi bu işte müşterek bir harekatın zorunlu
olduğunu anlıyorum.”
Churchill
"Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip
güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
Churchill
“... Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle
takdir ve senaya liyakatı, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının
ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşmamn
taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza
etmişlerdir.” [439]
Alman Generali Liman von
Sanders
“Avrupa’da hizbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını
çiziyorum, Türklierle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi
oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas
edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim
gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı.
Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün
muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”
General Tawshend
“Çanakkale Seferi, Türk milletinin eski kudret ve kuvvetini muhafaza
ettiğini, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin
varlığını meydana koydu.”
General Fahri BELEN
“Müttefiklerin gayreti kalmamıştır. Türkiye insan menbalarını
(kaynaklarını) sarf ederek bitab (bitkin) kalmış, müttefikler, hissolunur
derecede zayıflamamışlardır. Fakat Çanakkale Muharebesi’nin
Rusya’nın akibeti ve Balkanlar’daki tesiriyle Türkler müteselli
olabilirler.”
Larşer
“... Türk askerinin savaş ve dövüş hususunda haiz bulunduğu evsafın
bidayette layikiyle takdir edilmemiş olması, Ingilizler için felaket
olmuştur.... Türk askerinin ne yaman muharip olduğunu, Ingilizler
kendileriyle dövüştükten sonra bittecrübe anlamışlardır.”
Ingiliz Generali Oglander
“Yenilmez Ingiliz donanmasının uğradığı akibetten komutanlar değil,
strateji kurallarını ihmal eden devlet adamları sorumludur. Boğazlar ve
Trakya bölgesinde altı Türk kolordusu varken, donanmayı tahkim edilmiş bir
Boğaz’dan geçirmek ve Boğaz kıyıları işgal edilmeden beş tümenlik bir
kuvvei seferiyeyi Istanbul’a getirmek planının şansı çok azdı.”
General Fahri BELEN
“Çanakkale Savaşları, Avusturalya ordusunun gelişimine birçok etkide
bulunmuştur. İlk olarak Avusturalya ordusu kuvvetlerinin bir yabancı
tarafından değil, bir Avusturalyalı subay tarafından idare edilmesini temin
edecek bir uygulamaya başlanmıştır. Ve Çanakkale olayları, bu uygulamayı
başlattı.”
Avustralyalı Yarbay D. M.
HORNER
“Çanakkale Savaşları, savaşa İngiliz bayrağı altında katılan Yeni
Zelanda’nın uluslaşma sürecine çok önemli katkılarda bulunmuştur.
1915’te Yeni Zelandalılar, kimliklerini İngiliz İmparatorluğu
içerisinde tanımlamaktaydılar ve bağımsızlık kazanmak gibi istekleri
yoktu.”
Yeni Zelandalı Prof. Dr. J.
PHİLLIPS
“Çanakkale Savaşları, modern savaş tarihinde birleşik kara ve deniz
savaşlarımn başlangıcı ve ilk örneğidir.”
Japon Prof. Dr. Em. Krg. Hideo
MIKI
“Avrupa diplomasisinin çıkmazlarında ihtiyatla yolunu arayan ve
Avrupa devletleri’nin birbirine düşmüş meclislerinde kendi lehinde
fırsatlar kollamaya çalışan ürkek ve tereddütler içindeki Osmanlı, artık
yerini, dimdik adeta mağrur ve kendine güvenen, kendi hayatını yaşamaya
azmetmiş, Hristiyan düşmanlarına tam bir istihfafla bakan şahsiyete
bırakmıştı.”
Alan Moorhead
“Çanakkale Boğazı’ndaki Türkler ve Almanlar da 18 Martı
aralıksız takip eden sessiz günler, şaşkınlık ve sonra da, büyük bir sevinç
uyandırdı. Moral, son derece yüksekti. Kaleler ve tabyalardaki hasar da
kolaylıkla giderilmiş olmakla beraber, ağır bataryaların cephane durumu
ciddiyetini koruyordu.”
Robert Rhodes James
“Çanakkale Müharebelerinde Türk ordusunun başında daha başlangıçtan
itibaren orayı, üç kez ve yalnız kendi inisiyatifiyle kurtarmış olan Türk
Başbuğu (Atatürk) bulunmuş olsaydı, bu gün tarih, bir Çanakkale Savaşı
yerine, karaya ayak basmasıyla beraber, akim kalan bir Çanakkale
teşebbüsünden bahsederdi.”
M. Şevki YAZMAN
“Çanakkale fecayi’ine (çok acıklı olaylarına) ait mesuliyetin,
her iki taraftan hangisine ait ve raci olduğu keyfiyeti henüz tahakkuk
edemediyse de, bahri hücumun (deniz hücumu) altında mündemiç (saklı) olan
hakayik (gerçekler), o kadar basittir ki, bu hususta en müptedi (ilkel)
olanlar bile bunu anlarlar.
Biz en müşkülü’l-icra (yapılması zor) harekete tasaddi ettik
(başladık) ve esas noktalara dair maluunatı sahiha (gerçek bilgiler) elde
etmeden evvel mutadımız (adetimiz) olduğu üzere, düşmanı hakir (küçük)
görerek, böyle bir külfetli işe sarıldık. Neticedeyse, herkesin kabul ve
itiraf edeceği bir hezimete, mağlubiyete uğradık ki, bunun izin, hiçte
şikayete hakkımız yoktur.
18 Martta mağlup olduk. Bu bapta tevile felana (başka anlam vermeye falan)
hacet yoktur.”
İngiliz Yazar Ellis Ashmit
BARTLETT
“Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir Hali kurtardı;
maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedi
yaptı.”
Sami Paşazade Sezai
Sevgiyle
|
|
Senior Member  Cevaplar: 808 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 14/3/2008 Saat 11:32 |
|
|
canakkale zaferlerinden cikarilacak ders cokdur.
gercek bir strateji olayidir.
eger bu savasi ataturk kazanmasaydi aslaa kurtulus savasina girismezdi.
sehitlerimiz ve gazilerimizn bizlere gönderdigi iki mesaji görmezden
gelemem:
1. tek bilek ve tek yurek olarak birlik gucdur.
2.emeksiz zafer olmaz.
(emeksiz basari olmaz)
 canlar emeginize yureginize bileginize
saglik!!! ____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Junior Member   Cevaplar: 12 kayıt olmuş: 29/8/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 15/3/2008 Saat 03:38 |
|
|
paylasimlariniz icdenlikel teskür ederim
Samyeli cok güzel bir konuya dayanmisiniz
Bence  burda paylasiminiz insani gercekde bilgilendiryor
O cocuklarin verdigi mücadel takidr dir
ama o cocuklarin verdigi mucadele 1 kurus menfat icin icin saatanlara ne
denilir
 ____________________ ver bir selam al bir merhaba ikilige yar degiliz Hudey
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 16/3/2008 Saat 16:57 |
|
|
Samyelim in sunduğu bu güzel paylaşıma günümüzü bulaştırmadan eklemeler
yapmaya çalışacağım... Aziz şehitlerimizeve gazilerimize haksızlık yapmam
istemem...
Çanakkale Geçilmez diye kazınan Çanakkale Savaşlarında, müttefik güçlerin
başvurduğu savaş hileleri çok can yakmıştı. Bunları ektarmaya çalışacağım.
Her ne kadar karşı olsada katkılarından dolayı Doç.Dr. Mithat ATABAY a
teşekkürlerimi sunuyorum.
Denizde ve karada yaklaşık 1 yıl devam eden ve çok şiddetli çarpışmalara
sahne olan, dünya savaş literatürüne ''Çanakkale Geçilmez'' diye kazınan
Çanakkale Savaşları'nda, müttefik güçlerin başvurduğu savaş hileleri çok
can yaktı.Çanakkale Savaşları, vatanını ve bayrağını korumak için yokluklar
içinde hiç düşünmeden cepheye koşan, ''ölürsem şehit, kalırsam gazi
olurum'' anlayışıyla Gelibolu Yarımadası'nda canını ve kanını hiçe sayıp,
düşman kuvvetlerinin üzerine korkusuzca atılan Mehmetçiğin kahramanlık
destanı olarak hafızalardaki yerini aldı.
Dünyanın en güçlü donanmasına karşı, gelecek nesillere gurur ve heyecanla
anlatılacak bir destanın temsilcisi olan kahraman Türk askeri, cephede
düşman ve yoklukların yanı sıra savaş hileleriyle de mücadele etti.
Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlayan müttefik güçleri, başta İngiltere
olmak üzere çekilmenin hesabını yaparken, Türk askerlerinin çekilmeden
haberdar olmaması için değişik savaş hilelerine başvurdu.
General Hamilton'un, anılarında savaş hileleriyle ilgili olarak şu anektod
yer alıyor: ''Türk askerlerini şaşırtmak için yolcu gemilerine, şileplere
sahte bacalar, sözde toplar, uydurma direkler eklendi. Böylece İngiliz
gemileri 'Tiger' ya da 'lnflexible' kruvazörlerine benzetildi. Karşı taraf
bu gemilere ateş edip, boşuna pek çok mermi harcadı.''
Hamilton'un, 17 Ekim 1915'te görevden alınmasının ardından yerine atanan
İngiliz General Charles Monro, Gelibolu Yarımadası'nda yaptığı
incelemelerin ardından İngiltere'ye, Gelibolu'daki askeri birliklerin
tahliye edilmesi yönünde rapor gönderdi. Bunun üzerine düşman askerlerinin,
8-9 Aralık 1915 gecesi Gelibolu Yarımadası'nı deniz yoluyla tahliyesine
başlandı. Her akşam ortalık karardıktan sonra Anzak ve Suvla koylarına
kurtarma sandalları, çıkarma tekneleri yanaşıp, durmadan asker, hayvan, top
ve diğer savaş malzemelerini taşıdı.Önce hasta ve yaralılar nakledildi,
onları savaş esirleri takip etti. Son olarak sıra askerlere geldiğinde,
Mehmetçiğin ayak seslerini duymaması için postallar paçavralarla kaplandı.
Personel kaybını en aza indirmek amacıyla her şey en ince ayrıntısına kadar
düşünüldü. Cekilmenin başarılı sonuçlanması için geride karşılıklı iki
konserve kutusundan diğerine damlayan suyun ağırlığıyla ateş alan ayarlı ve
sonradan patlayacak tüfekler, takip edilmelerine karşı mayınlar bırakıldı.
Askerlerin gittiğinin Mehmetçik tarafından anlaşılmaması amacıyla
mevzilerde içi samanla doldurulan ve üniforma giydirilen maketler
yerleştirildi, tahtadan atlar yapıldı. Düşman askerleri 20 Aralık 1915'te
Anafartalar'dan, son düşman birliği ise 9 Ocak 1916'da Seddülbahir
bölgesinden bir daha gelmemek üzere Gelibolu Yarımadası'nı terk etti.
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 17/3/2008 Saat 16:03 |
|
|
Mektupla Naklen Savaş
Hepimiz biliyoruz; 20.yüzyılın son çeyreğinden sonra dünya yüzünde meydana
gelen savaşlar veya çatışmalar canlı kameralar vasıtası ile izleyicilere
naklen seyrettirilmektedir. Savaş muhabirleri ellerindeki kameralarla
çatışmaların meydana geldiği yerlerde çekim yaparak, canlı yayınlarla bu
çekimler, TV kanallarında tüm dünyaya izlettirilmektedir. Açılan bu çığır,
belki de geleceğin dünyasında –şayet insanlar savaşlarla geleceğin
dünyasını karartmazlarsa- daha yeni icatlarla daha enteresan olayların
yaşanmasına sebep olacaktır.
Ancak burada anlatılan bir olay var. Bu olay bize gösteriyor ki, Çanakkale
savaşlarında da, cephedeki savaşın dehşeti 15000 kilometre uzaklıktaki
asker ailelerine adeta izlettirilmiştir. Elbette o devirde, radyo yaygın
değil, televizyon ise hiç bilinmezdi. Geriye mektup kalıyor.
Evet tahmin ettiğiniz gibi mektupla savaş izlettirilmesi... Avustralyalı
asker Mc Anulty, 8 Ağustos 1915 tarihinde, ölüm anından saniyeler önce,
ailesine mektup yazarak, adeta kendi ölümünü kendi ailesine izlettirmiştir.
Okuyoruz:
“Cuma günü saldırıya geçeceğimiz bildirildi. Türk ateşi çok yoğundu
ve etraf cehenneme dönüşmüştü. Ben ve 4 arkadaşım hızla ilerlemiş ve
diğerlerinin soluna düşmüştük. Tepemizde Türk şarapnelleri uçuşuyordu.
Orada daha fazla kalamazdık, hemen çıkmamız gerekiyordu. Arkadaşlarıma; bu
bir intihar, ama deneme atlayışı yapacağım, dedim. Onların da aynı şeyi
düşündüklerini ve beni izleyeceklerini biliyordum. Ayaklarımın üzerinde
yaylanıp atladım...”
Avustralya Savaş Tarihi yetkilileri, burada biten mektubun altına bir
açıklama koymuş. Notta şöyle deniliyordu:
“Asker Mc Anulty’in satırları burada, yarıda kesiliyor. Başka
bir şey yazılmamış. Resmi kayıtlar kendisinin, Kanlısırt’ta 7-12
ağustos tarihleri arasında girişilen bir çatışmada yaralandığını ve daha
sonra öldüğünü gösteriyor. Cecil Mc Anulty, büyük bir olasılıkla bu
satırları yazarken, cümlesini tamamlayamadan ölmüştür. Hatıra defteri
arşive, annesi tarafından verilmiştir.”
Naklen savaş izlettirilmesi olayının ilki, herhalde bu olaydır. Zaten
biliyoruz ki, Çanakkale savaşlarının en belirgin özelliklerinden birisi,
birçok ilklerin bu savaşta yaşanmış olmasıdır.
(Bu gerçek olay Ekrem ŞAMA’nın yazdığı "HİLELERLE ÇANAKKALE" isimli
kitaptan alınmıştır.)
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 01:00 |
|
|
Çanakkale
Çanakkale, bir tarihin yazıldığı yer:
Taşıdığı 250 kiloluk mermisiyle Seyyid Onbaşı’nın,
Türk Milleti için kendini feda eden 57. Alay’ın,
İsimleri dahi sır olan kahraman Mehmetçiklerin,
“Çanakkale Geçilmez! ” diyen Mustafa Kemal’in
Yazdığı bir tarih.
Çanakkale, bir vahşetin yaşandığı yer:
Denizdeki her katrenin kızıla boyandığı,
Mermilerin vücutları lime lime ettiği,
Memleketimde nice ocakların söndüğü,
Vahşi hayvanların bile gıptayla izlediği
Korkunç bir vahşet.
Çanakkale, Allah lafzının susmadığı yer:
Düşünen bir zihinde, çarpan bir yürekte gizlenen,
Nidalarla, tekbirlerle, iniltilerle arşa yükselen,
Dualarla, dillerde, dudaklarda huşuyla vücut bulan,
Şehitlerimizin son nefesinde hayat bulan
La ilahe illALLAH lafzı.
Hasan Karahisar
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 01:03 |
|
|
Bugün
Unutulmaz destanın yazıldığı gün
Türkün efsaneleştiği bugün
Düşmanın Çanakkale de boğulduğu gün
Yedi düvelin Türk’e yenildiği gün
Çanakkale’nin kurtuluş bayramı bugün
Halil Çolak 18.3.2006 Ankara
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 01:09 |
|
|
Çanakkale
ÇANAKKALE
Övün ey Çanakkale, cihan durdukça övün! Ömründe göstermedin bin düşmana bir
gün. Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün, Başına yüz milletin birden
üştüğü yersin!
Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla. Karşına çıktı düşman çelikten bir
alayla. Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy
ölçtüğü yersin!
Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden, Koştu senin koynundan çıkar
çıkmaz evinden. Sen onların açtığı bayrağın alevinden, Kaç bayrağın tutuşup
yere düştüğü yersin!
Toprağından fazladır sende yatan adamlar, Irmağın kanla çağlar, yağmurun
kanla damlar. O cenkten armağandır sana kızıl akşamlar, Sen silahın inançla
son sövüştüğü yersin!
Bir destana benziyor senin bugünkü halin. Okurken duyuyorum sesini
ihtilalin. Övün ey Çanakkale, ki sen Mustafa Kemal'in, Yüz milletle yüz
yüze ilk görüştüğü yersin!
Faruk Nafiz Çamlıbel
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 01:11 |
|
|
Çanakkale
Söyle Arkadaşım' dedi Anadolulu Mehmet
yanıbaşındaki Anzak erine
'nereden kopup gelmişsin,
neden çökmüş bu mahsunluk üzerine?'
'DUNYANIN ÖBÜR UCUNDAN' dedi gencecik Anzak
'Öyle yazmışlar mezar taşıma.
doğduğum yerler öylesine uzak,
örtündüğüm topraksa gurbet bana.'
'Dert edinme arkadaşım'dedi Mehmet
'değil mi ki bizlerle birleşti kaderin,
değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet,
sende artık bizdensin,
sende bencileyin bir Mehmet'
Çanakkale'de toprağının
üstü cennet altı mezar
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.
'ya sen dedi Mehmet
oyun çağındaki İngiliz erine,
'yaşın ne senin kardeş
böylesine erken buralarda işin ne?'
'yaşım sonsuza dek onbeş'
dedi ufak tefek İngiliz eri.
'köyümde askercilik oynar
coştururdum trampetimle bizimkileri
derken kendimi cephede buldum
oyun muydu, gerçek miydi anlamadan,
bir sahici kurşunla vuruldum.
Sustu boynumdaki trampet,
son verildi böylece oyundan bozma işime
Gelibolu'da bana da bir mezar kazıldı
mezar taşıma ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ' yazıldı.
Öyküm de künyem de bundan ibaret.'
Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
gozyaşları düşerek üstüne sanki
damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
sahibini yitiren bir trampet.
'ya sizler' dedi Mehmet
dünyanın dört kıtasından
mezarlar dolusu erlere,
'hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiniz yerlere'
kimi İngilizdi, kimi İskoç
kimi Fransızdı, kimi Senegalli
kimi Hintli kimi Nepalli
kimi Avustralya'dan kimi yeni Zelanda'dan Anzak
gemiler dolusu asker
her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu'nun oya gibi koylarından şizarak
tırmanmışlardı dağa bayıra
siper siper yara gibi yarılan toprak
mezar olmuştu savaş ardından onlara.
Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR
Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ
kiminin de mezar taşında
on altı on yedi on sekiz yaşında
EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı.
Çanakkale topraklarında,
her birinin erken biten yaşam öyküsü
eski yazıtlar gibi taşlara böyle kazılı.
'Anlamaz mıyım' dedi 'halinizden kardeşler'
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet
'ben de yuzyıllarca yaban ellerde
neyin uğruna bilmeden can vermişim
kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
ilk kez Çanakkale'de ermişim.
Uğrunda can verdikce vatandı ancak
ekip biçtiğim padişah mülkü toprak
değil mi ki sizler alamasanız bile
bu topraklar almış sizi sizleri basmış bağrina
sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale.
Çanakkale'de toprağının
üstü cennet altı mezar
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.
Bir garip savaştı Çanakkale savaşı
kızıştıkça kızginlığı dindiren
ara verildikçe ateşe
düşmanı kardeşe
döndüren bir savaştı.
Kıyasıya bir savaştı
ama saygı üreten bir savaş
yaklaştıkça birbirine
karşılıklı siperler
gönüller de yakınlaştı
düştükçe vurusanlar toprağa
dostlar gibi kaynaştı.
Savaş bitti.
Ölenler kaldı sağlar gitti
köylü köyune döndü evli evine
kır çiçekleri geldiler akın akın
çekilen askerlerin yerine
yaban gülleri, dağ laleleri, papatyalar,
kilim kilim yayıldılar toprağa.
Siper siper
toprağın savaş yaralarını örttüler
koyunlar koruganları yuva yaptı kendine
kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine.
Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle
silah yerine saban tutan elleriyle
geri aldi savaş alanlarını doğa
can geldi toprağa silindikçe kan izleri.
Yeryüzünde cennet oldu öylece
o cehennem savaş yeri
şimdi Çanakkale Gelibolu
bahçe bahce, ülke ülke
mezar dolu.
Üstü cennet altı mezar
Çanakkale toprağının
kavga bitmiş mezarlarda
kaynaş olmuş yiten canlar.
Huzur içinde uyusun
vuruştukları toprakta
kavgadan kinden uzakta
yanyan dostça yatanlar.
Bülent Ecevit
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 01:19 |
|
|
Çanakkale Şehitlerine
Onsekiz Mart günü tarihe geçti,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Onbinlerce düşman Ceddime hiçti,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
İngiliz yurduma göz dikmiş meğer,
Fransız halkıma hiç vermez değer,
Türk Milleti buna boyun mu eğer?
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Hileyle Anzak'ı sürerler öne,
Dualar ediyor Fatma'yla Döne!
Kurşunlar yağıyor hemen her yöne,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Soluyormuş düşman öfke burnunda,
Bırakmaz bayrağı süngü karnında!
Mehmetçik and içmiş Arıburnu'nda,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Bir gülle yolladı Mehmet Onbaşı,
Düşman gemisini sardı telaşı,
Sorarım size; bu neyin savaşı?
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Bitse de rengarenk ot çayırında,
Şehitler yatıyor bak bayırında!
Anafartalar'da, Conkbayırı'nda,
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
Geçmez vatanından, geçer aşından,
Vurulmuş yatıyor 'Ya Rab' başından!
'Şehittir' yazıyor mezar taşından!
Bir destan yazıldı Çanakkale'de!
28.02.2006
Abbas YURT
Abbas Yurt
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 01:21 |
|
|
Çanakkale Bu
Anneler evladını kına yaktı gönderdi,
Lakin Çanakkale bu dönmesi zor yerdi,
Koptu kıyamet tufan, dayan Mehmedim dayan,
Bak şehitler, gaziler sana yardıma geldi.
Anneler cephaneyi yüreğine yamarmış,
Evladından önce ona örtü sararmış,
Ufuklar Çanakkale'de kan barutla kaplıyken,
Türk'ün çelik hançeri düşmanına saplanmış.
Ümüt Güngör
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Site kurucusu   Cevaplar: 660 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 13:34 |
|
|
Canakkale sehidlerimiziin ruhlari sad olsun.
____________________ Dört sey geri gelmez atılan ok, söylenen söz, kacırılan fırsat ve gecen
zaman .
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 13:53 |
|
|
cok guzel hazirlanmis bir paylasim. yureginize emeklerinize saglik.
Sehitlerimizi saygi veminnetle aniyoruz.
|
|
Junior Member  Cevaplar: 70 kayıt olmuş: 12/12/2007 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 14:09 |
|
|
Tsk bu guzel paysimlariniz icin,Yureginize Saglik  ____________________ Bir Kitap Bastan Yazilabilir Ama Hayat Asla
|
|
Senior Member  Cevaplar: 808 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 18/3/2008 Saat 14:31 |
|
|
harikasiniz canlar.  ____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
|
0,069 saniye - 49 queries
|
Happy Birthday |
Doğum Gününüz Kutlu Olsun!:
|
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|