ŞEHİTLERİMİZE
Dünyanın başka bir ülkesinde,hukuk,özgürlük,demokrasi ve insan hakları adı
altında etnik ayrışmaya yönelik şiddetin varlığını ortaya koyanlara
sağlanan hoşgörü ve onu koruyanlara bu kadar tahammül var mıdır
bilmiyorum?Ama bildiğim içimin acıdığı ve yüreğimin yandığı…
Bu durumu nereden ele alırsak alalım,anlaşılmaz bir durum var
ortada.Sürekli şehit veriyoruz.Akan kanlar kansızları mutlu etse de,bizim
yüreğimizden ılık ılık aşağılara doğru akıyor.Şehit ailelerinin feryatları
gece ve gündüz kulaklarımızda..Çaresizliği kabullenememenin hırçınlığı
yumruklarımızı kenetlemiş.Ümitlerimizi yasladıklarımız onları askıda
tutmuş.Peki bu acıların ve mezarlıkta sıradağlar gibi duranların bedeli ne
olacak?
Bedeli;askerlerimizi şehit edenlere mecliste kardeşimiz diyenlere
gösterilen hoşgörümüdür…Bedeli gazeteci kılığında Barzani’yle
yan yana oturan yada biraz daha fazla para kazanmak için onun kucağından
inmeyenler midir?Bedeli;anma programlarında onları milyonlar yerine
yüzlerle,binlerle sahiplenmek midir?Bedeli,Türk ağzı yerine her ağızla
konuşanlara gösterilen sabır mıdır?
İspanya’da 40 yılda 850 insanı öldüren Bask bölgesine bağımsızlık
isteyen ETA terör örgütünün siyasi kolu olan Batasuna partisi terörü
kınamadığı ve ETA’yı reddetmediği için 2003 yılında kapatıldı ve tüm
yöneticileri gözaltına alındı.Yine İngiltere’de İRA,İtalya’da
Kızal Tugaylar,Almanya’da Baider Mainhoff örgütlerinin sonlarına
bakıldığında Türkiye’deki demokrasinin onlarda olmadığı
görülür.Söylenecek söz yok …
Arif Nihat Asya’nın ‘’Bayrak’’ şiirini tüm
şehitlerimize ithaf ediyorum…Selam ve Dua ile…
Ey mavi göklerin kızıl ve beyaz süsü…
Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü.
Işık ışık,dalga dalga bayrağım.
Senin destanını okudum,senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın, Mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun,
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde,ne korku,ne keder…
Gölgende bana da,bana da yer ver!
Sabah olmasın,günler doğmasın ne çıkar,
Yurda ay-yıldızının ışığı yeter…
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün,rüzgarlarda dalgalı;
Barışın güvercini,savaşın kartalı…
Yüksek yerlerde açan çiçeğim,
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
Tarihim,şerefim,şiirim,her şeyim;
Yer yüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen
Söyle,seni oraya dikeyim!