|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 6/2/2008 Saat 12:45 |
|
|
Sevgili dostlar sevgililer günü yaklaşırken ATATÜRK ün az bilinen bir
hikayesini sizinle paylaşmak istedim.
Selanik'te öğrenci iken, Nadire diye bir komşu kızı varmış.
Ciğerlerinden hasta olan bu kız Mustafa'ya pek hayranmış.
Her geçişinde pencereye koşar, ona bakarken yüzünü al basarmış.
Bir gün komşu kızı Hatice'ye açılmış:
"Mustafa Bey, öteki arkadaşlarına
hiç benzemiyor" demiş.
Bu gizli sevdayı Mustafa'ya hissettirmeye karar vermişler.
Hatice, Zübeyde hanımların evine girer çıkarmış. Bir cuma, ailece oturmaya
gitmişler.
Mustafa evde yokmuş.
Hatice, üst kattan bir şey getirmesi istendiğinde aklındaki planı
uygulamaya koymuş.
Sofadan geçerken, saksı içindeki kırmızı karanfillerden birini gizlice
koparmış. Mustafa'nın üst katta soldaki yatak odasına dalmış. Karyolasının
başucundaki masanın üzerinde açık duran tarih kitabının üzerine karanfili
bırakmış.
Korkudan titreyerek koşar adım aşağı inmiş.
Çiçeğin Nadire'den geldiğinin anlaşılacağına eminmiş.
Az sonra Mustafa eve gelmiş.
Zübeyde Hanım'ın ve Hatice'nin annesinin ellerini öpmüş.
Hatice'nin de elini sıkmış.
O dönem Türkler arasında el sıkma adeti olmadığından Hatice şaşırmış
biraz... Zaten gizlice bıraktığı çiçekten dolayı pek heyecanlıymış.
Mustafa bu heyecanı hissetmiş; gözlerini Hatice'nin gözlerine dikmiş.
Küçük kız ne yapacağını bilememiş.
Mustafa "Ders çalışmam lazım"
deyip yukarı çıkmış. Çıkar çıkmaz da tekrar aşağı indiği ayak
seslerinden anlaşılmış.
Hatice kalbinin duracağını hissetmiş.
Çünkü, geldiğinde Mustafa'nın elinde o kırmızı karanfil varmış.
"Bu çiçeği benim kitabımın arasına
kim koydu?" diye bağıracak diye çok korkmuş
Hatice...
"Ben ettim, sen etme" der gibi
bakmış ona...
Mustafa, Hatice'yi müstehzi gözlerle süzdükten sonra dışarı çıkmış.
Hatice hemen gidip olanları Nadire ablasına anlatmış.
"Ölüyordum korkudan. Bir daha beni
böyle işlere sokmayın" diye yalvarmış.
Nadire, çiçeğinin adresine ulaşmasının keyfiyle beklemeye başlamış.
Aradan epey bir zaman geçmiş.
Bir gün Hatice, Zübeyde Teyze'sinin kendisini oğlu Mustafa'ya istediğini
öğrenmiş.
Ama Hatice'nin annesi, Mustafa asker olup uzaklara gidecek diye bu izdivaca
yanaşmamış.
Konu kapanmış.
Mustafa, Harbiye'de okumak için İstanbul'a gitmiş. Lakin annesine
gönderdiği her mektubun altına "Hemşiremiz Hatice Hanım'a da mahsus selamlar ederim"
cümlesini eklemeyi hiç ihmal etmemiş.
Harbiye'den erkânıharp yüzbaşısı olarak çıktığında Hatice'yi yeniden
istetmiş.
Bu kez Hatice'nin ailesi razı olmak üzereyken sarayda çalışan bir ahbapları
onları uyarmış:
"Ben, onun hakkında saraya gelen
jurnalleri okudum. İstikbali çok karanlık. Aman uzak durun" demiş.
Hatice'nin annesi, kızını alelacele bir başkasıyla evlendirmiş.
Yıllar geçmiş.
Mustafa Kemal, "Atatürk" olmuş
Evlenip çoluk çocuğa karışan Hatice, yaşadıklarını 1920'lerde bir kış günü,
Kocaeli'nde Maarif Müdürü olan apartman komşusu Münir Hayri Bey'e
anlatmış.
Münir Hayri, daha sonra sinema tahsili için yurtdışına gitmiş.
Döndüğünde Atatürk kendisinden hayatını perdeye yansıtacak bir senaryo
yazmasını istemiş. Senaryonun esaslarını da bizzat dikte ettirmiş.
"Filme başka neler koymalıyız?"
diye sorduğunda Münir Hayri, biraz da çekinerek, "Her filmde kadın ve aşk unsuru aranır,
bilmem nasıl emredersiniz" demiş ve yıllar önce Hatice'den dinlediği
hikâyeyi Atatürk'e nakletmiş.
Hatırlamış Atatürk; gülmüş:
"Ben, Hatice'nin o karanfili kendi
hesabına koyduğunu sanmıştım" demiş.
Ve devam etmiş:
"Hatice zekâsı, güzelliği ve
terbiyesiyle örnek bir kadındı. Her vakit hayatımın en değerli hatıraları
arasında kalacaktır."
Sonra Nadire'yi de hatırlamış:
"O kızcağızı da bir kâtiple
evlendirdiler. Sonra öldü."
Hazin değil mi?
Devamı var:
Birkaç gün düşündükten sonra Münir Hayri'yi yeniden çağırmış
Atatürk:
"Tamam" demiş; "Bizim çocukluk hikâyesini filme
koyalım. Yalnız Hatice'nin ismini koymayalım. Bu, çok masum ve hiç de
şerefsiz olmayan bir hikâyedir, ama belki Hatice'nin torunları filan
istemezler."
Münir Hayri'nin senaryosu "Ben Bir
İnkılap Çocuğuyum" adını taşıyordu; Atatürk rahatsızlandığı için
çekilemedi.
Hatice mi?
Son sürprizimiz de bu:
Hatice Hanım milletvekili seçildi ve Meclis'e girdi.
Torunları hayatta mıdır acaba?
Sevgiyle
|
|
Junior Member  Cevaplar: 7 kayıt olmuş: 4/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 7/2/2008 Saat 06:38 |
|
|
Çok güzel bir paylaşım, emeklerine sağlık iyiki varsın.
 Artık daha fazla göreceksiniz beni
|
|
Senior Member  Cevaplar: 808 kayıt olmuş: 6/11/2004 Durum: Çevrimdışı
|
 |
Yazılış Tarihi: 7/2/2008 Saat 13:04 |
|
|
varligindan onur duyuyorum.
ne mutlu bize zynp71  ____________________ kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Member  Cevaplar: 289 kayıt olmuş: 27/1/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 7/2/2008 Saat 21:40 |
|
|
Zevkle okudum bu harika paylasimdi.
Emeginize yüreginize saglik.
|
|
|
0,049 saniye - 26 queries
|
Happy Birthday |
Doğum Gününüz Kutlu Olsun!:
|
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|