Yurdun dört bir yanını yazıp Konyadan bahsetmezsek olmaz
a) Alaeddin Tepesi :
Konya Selçukluların başkenti iken Sultan Alaeddin bir cami yaptırmak
istedi, bunun için şehir meclisi şehrin ortasında bir tepe meydana
getirilmesinin ve bu tepenin üzerine camiin yapılmasını kararlaştırdı. Bu
maksatla bir toprak vergisi kondu. Herkesin hissesine düşen toprağı çuval
ve torbalarla getirmesi suretiyle meydana geldi. Camiin inşasına başlandı.
Bir gün Sultan Alaeddin tepeye çıktı ve şehir halkının evlerinin damlarında
yarı çıplak yattıklarını gördü. Bunun üzerine tepeye yalnız camiinin
yapılmasını, sarayın ise tepenin eteklerine inşasını istedi.
b) Üçler :
Üç dervişe hasta olan efendileri "Sizin kısmetiniz burada kesildi, Konya'ya
gidin" demesi üzerine Horasan'ı bırakıp Konya'ya göç ederler. Kale kapısına
vardıklarında önlerine yüzüpeçeli derviş kılıklı bir adam çıkar ve "Gelin
der ,sizin yeriniz Mevlâna Dergahı'dır, oraya yerleşeceksiniz." Yol
gösteren derviş peçesini kaldırır. Bir de ne görsünler, hasta olan kendi
mürşitleri değil mi? Mehmet, Mahmut ve Ahmet adlarında bu üç derviş ölünce
Mevlâna'ya en yakın yere gömüldüler. Mezarlığa Fatih Sultan Mehmed
zamanında Üçler adı verildi.
c) Şems'in Kuyusu :
Konya'lı iki hacı Kabe'yi ziyarete giderler. Su alırken tası zemzem
kuyusuna düşürerler, fakat çıkaramazlar. Konya'ya geldiklerinde aynı tası
Şems'in türbedarının elinde görürler. Nereden aldın bu tası ? diye
sorduklarında türbedar, Şems'in kuyusundan aldığını söyler.
d) Deve Taşı Efsanesi (Seydişehir ) :
Seyyid Harun küpe dağının eteklerinde şehri kurarken bir haber ulaşır.
Ilgın- Kadınhanı arasındaki Mahmuthisar köyündeki tekke de müridleri ile
oturan Didiği Sultan adlı bir ermiş şeyh, ayıya gem vurarak binmiş,
müridleri ile birlikte Seyyid'in ziyaretine gelmektedir. Haberi alan Seyyid
Harun, müridlerini toplar, oradaki kocaman bir kayaya "Deve ol" der, deve
şekline giren kayaya binerek Didiği Sultanı karşılar. Keramet ehli iki pir,
Seydişehir'in girişinde buluşurlar. Didiği Sultan bindiği ayıdan iner, onu
dağa sürer. Seyyid Harun'da bindiği taş deveyi çöktürür, oda iner, böylece
halleşip görüşürler. Seyyid Harun'un bindiği taş deve, çöktüğü yerde olduğu
gibi kalır. Yüzyıllar boyunca, deveye benzeyen bu kaya parçası, halk
tarafından ziyaret edilerek efsanesi anlatılır. Devetaşı olarak bilinen
kaya bu gün Aliminyum tesisleri lojmanları arasında kalmıştır.
Bu efsanelerin dışında daha çok sayıda Konya'ya ve ilçelerine ait efsane
mevcuttur. Bunları isim olarak zikretmek faydalı olacaktır. "Kaşıkcı
güzeli", "Nasreddin Hoca", "Güllü Baba", "Neyzen Hamza", "Dede Efsanesi",
"Amazonlar Efsanesi", "İtri Efsanesi", "Yunus Efsanesi", "Tahir ile Zehre
Efsanesi", "Kızlar Kayası Efsanesi" vs.
Sevgiyle