Olur ya arkadaşlar yolunuz düşerse görmeden geçmeyin.
Van ın 50 kilometre kuzeyinde küçük bir köy vardır: Amik. Bugün,dinlenme
yeri olarak çok rağbet gören bu küçücük köyümüzde Van Gölünün harikulade
görünüşlerini adeta şaşkınlıkla seyredersiniz. Bu güzelliğe bir de gölün
karşı yakasında,heybetli duruşu ile Süphan Dağını eklerseniz seyrine doyum
olmaz bir manzara ile karşı karşıya kalırsınız. Süphan Dağının güney
etekleri ile Van Gölünün kuzeyi arasında yer alan, bugün daha çok
arkeolojik kazıları ile ün yapan Adilcevaz ilçesiyle Amik köyünü sonsuz bir
aşk bağı ile birleştiren şu hikaye Van dolaylarında herkesin bildiği,
söylediği bir efsane olarak anlatılmaktadır. Vaktiyle Amik köyünden
delikanlının biri Adilcevaz dizdarının güzel kızın aşık olur. Delikanlı her
gece koskoca gölü yüze yüze karşıya geçer,sevdiğiyle görüşürmüş.Dizdarın
kızı da,sevgilisi kendisini kolayca bulabilsin diye, kıyıdaki yüksekçe bir
taşın göle bakan cephesinde ışık yaktırırmış. Bu iki sevgili, böyle uzun
bir müddet buluşmaya devam ederler. Delikanlı her gece gölü yüzerek geçer,
sevgilisi de kıyıda ışığı yakar. Ne delikanlı gölün dalgalarından korkar,
ne de dizdarın kızı babasından... Bir gece kuvvetli fırtına ışığı söndürür.
Bütün aramalarına rağmen ışığı göremeyen delikanlı azgın dalgalarla boğuşa
boğuşa perişan olur. Sonunda kaybolup gider. Sevdiği gencin gelmediğini
gören genç kız sabaha kadar bekler. Sonunda Allaha yalvarmaktan başka çare
bulamaz. Allahım, ya benim de canımı al, veya beni taş yap; kıyamete kadar
sevgilimin başucunda kalayım. Duası kabul olan kız taş olur. Bugün
Adilcevazda,gölün kıyısında bir taş vardır. Adına Kıztaşı derler ve ilâve
ederler. Bu, gölün dalgaları arasında kaybolan sevgilisini bekleyen
dizdarın kızıdır.
Sevgiyle