Kırşehir ilinin bulunduğu topraklar, tarihte Anadolu’da ilk
siyasi birliği kuran Hititlerin toprakları içinde bulunuyordu.
Hititlerin iç savaş ve iktidar kavgaları ile dağılıp yıkılmasından sonra
bu topraklara Asurlular hakim olmuştur. Persler MÖ. 6. asırda bu bölgeyi
istila etmişlerdir. MÖ. 4. asırda Makedonya kralı İskender Persleri
yenmiş,Anadolu ve İran’ı istila ederek Makedonya devletine
katmıştır.
İskender’in ölümü ile bu bölge (Asya) Selevkos
Devleti’nin nüfusunda kalmış ise de aslen bu bölge Kapadokya
Krallığının olmuştur. Kapadokya Krallığı Roma İmparatorluğunun
hakimiyetini tanımış ve bilahare Roma İmparatorluğu Kapadokya Krallığı
ile birlikte bu bölgeyi kendine bağlamıştır. MS: 395 senesinde
Roma İmparatorluğu Batı ve Doğu olarak ikiye bölününce bütün
Anadolu gibi bu bölgede Doğu Roma (Bizans) ın payına düşmüştür.
1071’den sonra Anadolu toprakları Türklere açılınca,
Kırşehir’in Türk tarihine katılma devri başlıyor.
Kutalmış oğlu Süleyman Şah, kent ve çevresini Anadolu
selçuklular’ına bağlıyor. 1402’de Osmanlı’lar Ankara
savaşında, Timur’a yenilince, Kırşehir ve yöresi,
Karamanlılar’a veriliyor. Çünkü bu savaşta
Karamanlı’lar Timur tarafını tutup ona yardım
etmişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’in Karamanlı’ları
yok etmesinden, Yavuz Sultan Selim’in
Dulkadiroğullarını tarihten silmesinden sonra, Kırşehir kesinlikle
Osmanlı’ların egemenliğine geçiyor. Celali isyancıları zaman zaman
şehre saldırıp yağmalama yapmışlardır.
Bir ara Selçuklulara bağlı Danişmendoğulları bu bölgede hakim
olmuşlar ve 1120’de Selçuklulara bağlı bir vilayet daha sonra Konya
Selçukluların bir vilayeti olmuştur. 12. asırın 2. yarısında
şehir gelişmiş ve Anadolu’nun bağrın da en büyük ilim ve kültür
merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Kırşehir Anadolu da “ahlaki” denen tasavvufi esnaf
teşkilatının en mühim merkezlerinden biri olması ile 14. asırda
oldukça gelişmiştir. Meşhur Ahi Evran Kırşehir’e yerleşmiş,
Mevlevi tarikatı gelişmiş ve büyük mutasavvıf ve Türk şairi Aşık Paşa
burada yaşamıştır.Bu asırda müstesna bir kültür ve ilim merkezi
olmuştur.
1.Dünya savaşı bitmiş, Osmanlılar savaşta yenilince savaşın
galipleri, Anadolu’yu bölgelere ayırıp, istila etmeye
başlamışlardır. Osmanlı sultanları, saltanatlarını sürdürmek için
herşeye göz yummuşlardır. Halk durumunda menmun değildir. Bu
görüşü savunanların başında Mustafa Kemal Paşa gelmektedir. Ya istiklal, ya
ölüm parolasından yola çıkarak; er geç geldikleri gibi gideceklerdir,
demektedir.
Kırşehir bu tarihi yol ayırımında Mustafa Kemal Paşadan yana
çıkar. Gerek yiyecek-giyecek, gerek para ve gerekse asker olarak tüm
Gücünü Paşa’nın emrine verir. Kurtuluş savaşı sona erdiğinde,
Kırşehir’li her aile ya birkaç Şehit vermiştir. Ya da her ailenin
birkaç gazisi vardır.
19. yy ikinci yarısında Kırşehir sancağı Ankara vilayetine bağlandı.
Cumhuriyet devrinde il merkezi oldu. 1954’te ilçe merkezi
olarak yeni kurulan Nevşehir iline bağlandı ise de 1957 yılında yeniden
kurulan Kırşehir iline merkez oldu.