Deprecated: Function set_magic_quotes_runtime() is deprecated in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_system.php on line 22

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 315

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w00c089c/dostsesi.com/forum/includes/mx_api.php on line 1415

  Pazar, 22. Aralık 2024 09:45   User Online: 50 

Üye bilginiz

Üye merkeziniz

Özel Messajiniz

Ziyaretçi defteriniz

Üye lerimiz

Forumda çikiş

Forumlar

Genel

Kültür

Atatürk

Türkiye

Bilgilendirme

Spor

Site ve Radyo

Arsiv II Genel

Arsiv Kultur

Resim
Dostluk 2Dostluk Resimi 4Bebek -5Tabiat 10KaranfilTatliFantazi Resim 8Manzara -Tabiat 4Manzara -4AglayanSevimli 12Bayrak Gul1Sevimli 10Cok Hosiki kalpElde MumSen gitinFantazi Resim 9Uykusu kacmis

Portal Menüsü
Bilgiller
Bilgi ekle
Ekart
Pano
Haberler
Takvim
Resimler
Şiir
Fikra
Bizi tavsiye et
Site Anket
Site kural Impressum
Download tavsiyeler
 Link Tavsiyeler
Bize ulaşım

Türkiye tanitim - Türkei Sisteme girmen gerek


Aşağı git
« Ön  Diğer »
küçükten büyüğe do;ğru sırala büyükten küçüğe doğru sırala      print
Konuyu açan: Konu: Türk Birliği
Junior Member
Junior Member


Cevaplar: 13
kayıt olmuş: 18/3/2009
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bay
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 23/3/2009 Saat 19:42  
Türk Birliği; rüyadan idaele, oradan gerçeğe uzanan yolun neresindeyiz.
Bu konuda neredeyiz - ne yapmalıyız?

Sovyetler Birliği dağılmaya başladığı ve üyesi olan bir çok ülke arka arkaya bağımsızlıklarını ilan etmeye başladıkları 1991 senesinde özellikle ülkemizde çok büyük bir heyecan – sevinç yaşanmaktaydı. Artık yüzyıllık hasret bitecek Türk milletinin en batı da yaşayan bir devletin halkı kardeş halklarla bir araya gelecekti. Çoğu vatandaş o güne kadar çoğunun adlarını duymadığı sadece son günlerde yayınlanan Sovyet Rusya ile ilgili haberlerde ve yine oralarda yapılan gösterilerde taşıdıkları Türkçe pankart ve Türkiye cumhuriyeti bayrağından Türk olduklarını öğrendiği bu unutulmuş, unutturulmuş kardeşlerine, akrabalarına karşı yoğun bir ilgi vardı.

Artık 100 yıllık hasret bitecekti. Dünya Türklüğünün yegane devleti olan Türkiye’nin yanı sıra bir sürü kardeş ülke geliyordu. Artık karşılaştığımız, bizi bölmek, parçalamak isteyen güçlere karşı daha kavi ve dayanıklı olacaktık. Belki dağılan Sovyetler Birliği gibi bir yapı oluşturacak, tek kimlikle arzu ettiğimiz devlete rahatla gidebilecek orada yaşayabilecektik. Sahip olduklarımız yer altı ve üstü kaynaklarımızı öncelikli olarak birbirimizle paylaşarak dünyanın en güçlü ekonomisini oluşturacak, üzerlerinde Bilge Kağan, Atilla, Timur, Şah İsmail, Fatih, Kanuni ve Atatürk gibi Türk dünyasında milletinin gururu olmuş yöneticilerimiz ile Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Fuzuli, Yunus Emre, Abay, Cengiz Aymatov, Mahtumkulu, Ahmet Cevat gibi edebiyat değerlerimizin resimlerinin olduğu paralar basacaktık. Gaspıralı İsmail’in 20. yüzyılın başında yayınladığı Tercüman gazetesinin o günlerde ki Türk coğrafyasının her yerinde okunduğu gibi, yine İstanbul’da basılan bir gazete Bişkek’te, Yesi’de oralarda basılan bir dergi İzmir’de, Ankara’da okunabilecek ve tam anlamıyla bir gönül birliği oluşacaktı. Türkçe sadece Türkiye’de kullanılan bir dil olmaktan çıkacak 7 ülkenin birbirleri ile temas kurmada kullandığı Rusçanın yerini alarak uluslar arası bir iletişim dili olacaktı. Ordumuz Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin ordusunun teknoloji ve insan gücü seviyesine çıkacak, eskisi gibi dünya düzeninde görülen haksızlıklar bizim de süper güçlerin aralarına girmemiz sayesinde sonlanacaktı.

Peki bunlar çok ütopik kavramlar mıydı? Hayır, bunların dünya üzerinde örnekleri vardı. Dili, dini, milliyeti birbirinden ayrı ülkelerden birlikler oluşurda nasıl her şeyi ile bir olan ortak tarih, kültür, din, dil gibi bir topluluğu millet yapan özelliklerin hepsinin bulunduğu bir milletin devletleri nasıl olur da birleşmesin, neden biz kurmayalım? Türkiye’nin ve yeni kurulan devletlerin kaybedilmiş onlarca yılı vardı. Bunlar telafi edilmeli, eksikler tamamlanmalı, sorunlar giderilmeliydi.

Sovyetler Birliğinin hızlı bir şekilde dağılması sonucu ortaya çıkan yeni Türk devletleri olgusu Batı Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletlerini de sarsmış, etkilemişti. O günlerde dünyanın en büyük haber ajanslarının muhabirleri Türkiye’ye gelmiş bu gelişmelerin akabinde ortaya çıkacak yeni Türk birliğinin doğuş anına şahit olmak için gelmişti. Batı Avrupa ve ABD’de faaliyet gösteren bir çok strateji kuruluşunun bu konuda ortaya çıkarttıkları haritalar ve istatistiki çalışmalar dünya medyalarında devamlı yayınlanıyor, üzerine tartışmalar yapılıyordu.

Peki ne oldu? Ogünleri hatırlayıp, bu günleri gördükçe utanmaktayım. Biz dünyanın bizden umduğunu şu ana kadar gerçekleştiremedik. En azından Azerbaycan’la ve Türkmenistan’la olsun bir birliktelik kuramadık.

Bunda ki etmenler nelerdir? Rusların, Çinlilerin entrikaları, ABD’nin olumsuz istihbarat çalışmalarımı, yoksa böyle bir projeyi gerçekleştirmekten yoksun devlet adamlarımızın olması ve bürokratlarımızın cahilliği, ilgisizliğimi veya yeni Türk devletlerinin başında olanların bu birlik algısını liderlik konumlarını sarsacağı düşüncesi ile uzak durması mı? İnanıyorum ki bugün anket yapılsa bunun başarılamamasının nedeni olarak hepimiz yukarıda belirttiğim hususlardan kendimize göre bir sıralama yaparız.

Günümüzde durum nedir?

Bugün yeryüzünde K.K.T.C dahil olmak üzere 7 tane bağımsız Türk devleti bulunmaktadır. Ne yazık ki Türk esaslı olan bu devletlerin vatandaşlarının çoğu hala Türklük bilinci üzerinde uzlaşabilmiş değildir. 100 yıllık Rus emperyalizmi o coğrafyalarda yaşayan insanlarımızı önce kimliksizleştirmeye çalışmış akabinde ise yeniden formatlayarak farklı bir etnik yapıya sahip oldukları bilincini onlarda oluşturmaya çalışmıştır. Bu baskılar ve çalışmalar sonucunda insanlarımızın içinden çıkan, kendini menfaatlerini yönetimin menfaatleri ile örtüştüren sahte aydınlar ve yine milletinden kopmuş yönetici zümre dışında arzu ettikleri insan tipini o coğrafyada oluşturamamışlardır. Fakat bu tür çalışmalar insanlarımızın zihinlerinin bulanmasına ve geçmişi net algılayamamasına sebep olmuştur. Ruslar milleti millet yapan özelliklerden dille bile oynamış ağızdan lehçe lehçeden sözde dil türetmiş bunu da topluma empoze ettirmiştir. Ama onlar Türklerin bir değerini ki bu Türkleri birbirine bağlayan en önemli etmen ve aynı milletten olmanın kanıtı olan adetleri, gelenekleri yani halk kültürünü ortadan kaldıramamışlardır.

Eğer millet olmanın kıstası ortak değer yargıları ve kültür ise bugün Türklerin yaşadığı bütün bir coğrafya aynı değerleri paylaşmaktadır. Bu biz Türklerin kültürümüze olan bağlılığının mükafatıdır.

Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilan etmesinden bu yana gerçekleştirdikleri en büyük adımlardan biri alfabe değişikliği yaparak Latin alfabesine geçişleridir. Bundan başka bir çok öğrenci gerek o ülkelerden Türkiye’ye gelirken, bir çok gencimizde yine okumak için atavatan topraklarına gitmiştir.Bugün hem ülkemizde, hem de kardeş ülkelerde eğitim için bulunmuş oldukları ülkeyi tanıyan, oralarda arkadaşları, dostları bulunan binlerce insanımız bulunmaktadır. Ayrıca 1991 yılında ki bağımsızlık ilanından bu yana binlerce Türk iş adamı o coğrafyalarda işletme açmak ve ticaret yapmak için gitmiş olup hala da çalışmalarını genişleterek sürdürmektedirler. Bunun yanı sıra o ülkelerden gelen yatırımcılar da Türkiye’de faaliyetlerini geliştirmektedirler.

Neler yapılması hususunda başlıkları belirtmeden mevcut coğrafya üzerinden bir jeostratejik tahlil yapmanın yerinde olacağını düşünüyorum.

Bugün Türk dünyasına Türkiye’nin doğrudan ulaşım imkanı ne yazık ki bulunamamaktadır. Orta Asya’ya yegane ulaşım koridorumuz olan Güney Kafkasya Gürcistan, Ermenistan ve İran’la çevrelenmiştir. Türk dünyası ve hatta Azerbaycan ile aramızda adeta bir tampon oluşturan bölgelerin, bilinçli bir şekilde dünya güçleri tarafından oluşturulduğu malumdur. Bugün ismi değişmiş ama zihniyeti değişmemiş o güçlerin mevcut konumdan memnun olduğu ve devamını istediği bir gerçektir.

Günümüz stratejik oluşumunda Gürcistan’ın tam anlamı ile ABD ve Avrupa Birliğinin menfaatleri ile örtüşür bir oluşum içinde olduğu görülmektedir. Ermenistan geleneksel Türk düşmanlığı siyasetini sürdürmektedir. İşin ilginç yanı bu siyaset ona prim sağlamakta olup küçük olması, nüfusunun azlığı ile denize çıkışının olmaması gibi etmenler bile yayılmacılık emellerini engel dizginleyememektedir. Diğer yandan kadim Türk toprağı olan ve halihazırda Azerbaycan vilayeti olarak adlandırılan kadim Türk toprağı üzerinde 35 milyon soydaşımız yaşamaktadır. Bir darbe ile Türk Kaçar hanedanlığını yıkarak iktidara gelen Farsi kökenli Rıza Şah İran nüfusunun yarısını oluşturan Türklere karşı mezhepçilik altında yoğun bir Farsilik propagandası başlatmıştır. Bu asimile çalışmasını oğlu Şah Muhammed Rıza Pehlevi de devam ettirmiş olup, İslam devrimi akabinde iktidara gelen dini kesim mezhep farkını buna alet etmiş, milliyetçiliğin günah olduğu söylemini öne çıkarırken alttan Farsiliği dayatmıştır. İslam devleti yapısını her ortamda öne çıkaran İran söz konusu Türkiye, Azerbaycan ve Türkler olduğunda çok farklı yaklaşımlar sergilemektedir. Sözgelimi kuzey komşusu Azerbaycan’a ait toprakların %20 sini işgal etmiş olan Ermenistan’a her türlü desteği vermekte ve çeşitli kolaylıklar göstermektedir.

Bu mevcut jeo stratejik durumu özetlersek Ermenistan’a 1923 de Türkiye Türklüğü ile Azerbaycan Türklüğü arasında tampon olması maksadı ile verilmiş olan yine eski bir Türk toprağı olan Zengezur bölgesi problem olmaktan çıkarılmalıdır. Bu toprak parçasının asli sahiplerine dönmesi hususu Karabağ ve hatta Karabağ’dan daha da önce gereklilik arz etmektedir. İran’da yaşayan soydaşlarımıza gelince onların halihazırda yaşadıkları coğrafyada Türklük için çok büyük önem taşımakta olup Türkiye’yi baş Orta Asya’yı vücuda benzetirsek, orasının Türklüğün boynu olduğunu söyleyebiliriz. O bölgenin ileride ki durumunu yine o ülkede Farsiler ile Farsileşmiş soydaşları tarafından yönetilen ve Farsileştirilmek istenen Türkler belirleyecektir. Farsilerin unutmaması gereken bir husus var. O da ülkeleri hudutları içinde yaşayan Türklerin yüzlerce yıl onları idare etmiş olması ve dillerinin de devlet dili olarak kullanılmış olması gerçeğidir. Yani Türkler silik bir azınlık olmayıp İran'ı yönetmiş bir milletin kendisidirler.

Daha önce belirttiğim gibi dünya üzerindeki bir çok mazlum ülke için bile bir çıkış noktası olarak görülen Türk birliği projesi tabi ki mevcut güçler için çıkarlarını tehdit eden bir düşünce ve oluşumdur. Buna izin vermemek için ellerinden geleni yapacaklardır. Ama inanıyorum ki karşımıza çıkacak en ciddi muhalefet yine bu projenin gerçekleşmesini arzu etmeyen yabancılardan beslenerek onların menfaatleri doğrultusunda yayınlar, olumsuzluk yüklü tartışmalar yapacak ve bu proje takipçilerini hayal peşinde koşmak veya Turancı olmakla itham edecek kökü yine bizden olan sözde aydın, akademisyen, siyasetçilerin ortaya çıkması olacaktır. Onlara verilecek tek cevap dünyada benzeri olan birbirinden farklı din, dil ve kültüre sahip olan milletlerin – ülkelerin nasıl bir araya gelerek birlikler, örgütler kurduğu sorusu olacaktır. Lütfen o zaman kendilerine bu tanıtım filmini izlemelerini tavsiye edin veya izlettirin. http://video.google.com/videoplay?docid=-680042511743914144 &hl=en Bakalım o zaman yine aynı fikirlerinde ısrarcı olabilecekler mi.

Dünya Türklüğünün 80 yıllık tek temsilcisi olarak bu Anadolu coğrafyasını düşmandan kurtararak ve tek bağımsız devletini kuran büyük Atatürk’ün – Türk Birliğinin bir gün hakikat olacağına olan inancım tamdır. – Vecizesini esas alarak her birimiz bulunduğumuz ülkelerde gayretli bir şekilde yılmadan ve usanmadan çalışmalıyız. Unutmayalım ki yine Atatürk’ün soydaşlarımızın Sovyet idaresinden kurtulacağı gün için çalışılması vasiyetini tutmamanın getirdiği gafilliğin bize kaybettirdiği zaman kaybını bu yolda çok sıkı çalışarak en kısa zamanda kapatmalıyız. Unutmayalım ki aksi halde sadece Türkiye ve Türk alemi, kaybedecek değildir. Türklerin oluşturacağı böyle bir birliğin bölgesinde oluşturacağı adil dünya düzeni içinde huzur ve güven içinde yaşamayı ummakta olan ama halihazırda neo emperyalist güçlerin kıskaçları içinde kıvranan mazlum insanlık olacaktır. Unutmayalım ki gelişmeyi ve büyümeyi göze almaz bu yolda çalışmaz isek, küçüldüğümüzü, parçalandığımızı görme bahtsızlığına düşeceğiz. Onun için bu tarihi ve kutsal amaç doğrultusunda bütün soydaşlarımı içinde bulundukları toplumunda, Türk Birliği hususunda istekli olabilmesi ve bulundukları ülkenin siyasetine bu konuda demokratik baskı gücü oluşturabilecek seviyeye ulaşabilmeleri için onları sürekli bilgilendirmeye çalışmamız gereklidir. Bu sadece bir Türklük değil aynı zamanda insanlık görevidir.

Ayrıntılı Bilgi ve Kaynak : http://www.turkbirdev.org
Profiline gir Bu üyenin tüm mesajlarını göster
Member
Member

Rojin
Cevaplar: 174
kayıt olmuş: 11/9/2006
Durum: Çevrimdışı
Cinsiyet: Bayan
red_folder.gif Yazılış Tarihi: 26/3/2009 Saat 14:29  
Bende bu paylasima Pir Sultanin begendigim bir eseri ile yanit verim ;)

Ne kadar bilirsen bilene danış
Danışan dağları aşar mı aşar
Danışmadan yola düşse bir kişi
Yorulup yollarda şaşar mı şaşar

Uzak ol cahilden kamile yakın
Sözümde mana yok darılma sakın
Hasmın karıncaysa merdane takın
Ummadığın taş başa düşer mi düşer

Altından bir pula olur mu kail
Konuş ki ehl ile olasın ehil
Konuşma cahille olursun cahil
Kişi itibardan düşer mi düşer

Abdal Pir Sultan'ım böyle mi olur
Herkes ettiğini elbette bulur
Alıcı kuşların ömrü az olur
Akbaba zararsız yaşar mı yaşar

Pir Sultan Abdal


____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman ...
Profiline gir Web siteyi ziyaret et Bu üyenin tüm mesajlarını göster Cevap 1
« Ön  Diğer »        print
Yukarı git


mxBoard, © 2006 by pragmaMx.org, based on eBoard, XMB and XForum

0,061 saniye - 21 queries
Giriş

Kullanıcı Adı:

Şifre:

Sprache
Arabirim Dilini Seçin:

Almanca Fransızca Türkçe İngilizce
Son 5 Bilgi
Happy Birthday


Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok!
Etkinlik Takvimi
Aralık 2024
  1
2 3 4 5 6 7 8
9 10 11 12 13 14 15
16 17 18 19 20 21 22
23 24 25 26 27 28 29
30 31  

Fuarlar
Toplantilar
Konserler
Festivaller
Kültür Sanat
Anma Günleri
Dogum günü
Dini Bayramlar
Özel Günler
Resmi Bayramlar
üye Puani
  1. Rojin: 10 976 Puanlar
  2. asliyok: 4 432 Puanlar
  3. HarmanYeli: 4 396 Puanlar
  4. KizilZora: 2 048 Puanlar
  5. life23: 1 675 Puanlar
  6. gokkiz: 1 657 Puanlar
  7. BirNefes: 1 048 Puanlar
  8. Erasmus: 984 Puanlar
  9. -Pozan-: 785 Puanlar
  10. Siyahinci: 623 Puanlar
Son Şiirler
SAKLI SEVDAM
(8098 okuma)
Hatırlarmısın .!
(11182 okuma)
Mektup......
(11996 okuma)
ANADOLU GARIBI
(12021 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(11783 okuma)
YAŞAMAYA DAİR
(12011 okuma)
SALKIMSÖĞÜT
(12176 okuma)
TOP Download
  1. AntiVir Personal - Free Antivirus
       [Hits: 979 x]
Link ler
  1. VOLKAN KONAK
  2. Yusuf Hayaloglu
  3. Full dizi izle

Bu sitedeki tüm logo ve markalar sahiplerinin malıdır. Diğer detayları Künye bölümünde bulabilirsiniz .

Haberlerimizi RSS kullanarak yayınlayabilirsiniz.

Bu site pragmaMx 0.1.11 tabanlıdır.

Yorumlar yazarların sorumluluğu altındadır,
geri kalan her şey © 2004 - 2024 by Dostsesi - Stimme der Freundschaft