İlk parti nasıl kapatıldı?
08 Nisan 2008 Salı 09:37
Kapanan ilk parti Ata'nın silah arkadaşları tarafından kurulmuştu. Onun
kapatılma sebebi neydi dersiniz?
Cumhuriyet tarihi boyunca 26 parti kapatıldı. Kapısına kilit vurulan ilk
partiyi ise Atatürk'ün silah arkadaşları kurmuştu: Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası...
Kurucuları arasında milli mücadelenin sembol isimlerinden Kazım Karabekir
Paşa da vardı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, tüzüğünde yer alan 'Dine
saygılıyız' ifadesinden dolayı siyasi arenanın dışına itildi.
ATA'NIN SİLAH ARKADAŞLARI TUTUKLANDI
Haziran 1926'da Atatürk'e karşı tertip edilen ve tarihe 'İzmir Suikastı'
olarak geçen olayın ardından Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası bir yılını
bile dolduramadan siyasi ömrünü tamamlarken, Atatürk'ün silah arkadaşları
Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Fethi Okyar ve Ali Fuat Cebesoy azmettirici
oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Kazım Karabekir ve arkadaşları, er ve
erbaşların yoğun protestoları altında yargılandı. Dava sonucunda
aklandılar.
'İSMET ÇAYA ÇAĞIRIYOR'
Ancak dönemin Başbakanı İsmet İnönü'nün, silah arkadaşı Kazım Karabekir'i
tutuklamak için başvurduğu yöntem, Karabekir ailesini derinden etkilemiş.
Karabekir'in halen hayatta olan kızlarından Timsal Karabekir Yıldıran,
babasının 'İsmet çaya çağırıyor' denilerek gece yarısı evinden alınıp
götürüldüğünü belirtiyor. Bu söz Karabekir ailesi için korku ve endişenin
parolası olmuş yıllarca.
ATATÜRK DE GECE ÇAĞIRINCA
Zaman gazetesine konşan Timsal Hanım, bu ruh halini 'Bizim evde 'İsmet çaya
çağırıyor' lafı korku demekti.' ifadesiyle anlatıyor. Olaydan yıllar sonra
Mustafa Kemal'in barışmak için babasını çağırdığını anlatan Timsal Hanım,
ancak davet yine gece geldiği için annesi İclal Hanım'ın izin vermediğini
vurguluyor: 'Annem 'İsmet çaya çağırıyor' sözünü hatırlatmış babama. 'Paşam
geç oldu. Gece gitmeyin.' demiş.'
DİNE SAYGILIYIZ İFADESİ NEDENİYLE KAPANDI
Şeyh Sait İsyanı'nın ne kadar karmaşık olduğunun yıllar sonra bile tam
anlaşılamadığını vurgulayan Timsal Karabekir, Terakkiperver Cumhuriyet
Fırkası'nın tüzüğünde yer alan 'Dine saygılıyız' ifadesinden dolayı
kapatılmasını bir türlü anlayamamış: 'Laik devlet hepimizin, ancak dine
saygısız bir parti de olamaz diye düşünüyorum. Müslüman bir ülkede bundan
daha doğal ne olabilir? Üstelik de ilk özel parti denemesinde. Kapatmayı bu
ifadeye dayandırdılar. 'Siz bu isyana kucak açtınız' denildi. Gerçekten
talihsiz ve çok haksız bir suçlamaydı.'
SUİKASTİ PLANLAYANLA TOKALAŞINCA
Timsal Hanım, babasının İzmir Suikastı'yla ilişkilendirilmesini ise 'Ayrı
bir üzüntü ve dehşet vesikası' olarak görüyor. Paşa'nın suçlandığı olay ise
bir hayli ilginç: 'Babam, suikastı düzenlediği gerekçesiyle idam edilen
Ziya Hurşit'in ağabeyi Faik Günday Bey'le TBMM'nin çıkışında karşılaşıp
tokalaşıyor. Faik Bey eğilip babamın elini öpmek istiyor. İki dakikalık bir
sohbeti oluyor. Bunun karşılığında 'Sen suikastın planlayıcısının
ağabeyiyle görüştün bu işte senin de parmağın var' deniliyor.'
POLİSLER BAHÇEMİZDE YATIP KALKARDI
Timsal Hanım, babasının, İzmir Suikastı'ndan aklanmasına rağmen mutlu bir
hayat süremediğini söylüyor. Vatana yaptığı onca hizmetten sonra bir
doktora verecek parası olmadan emekli edildiğini iç çekerek anlatıyor. Ama
asıl ağırlarına giden, gözaltında yaşamak olmuş: 'Asıl üzücü olan, uzun
yıllar bugün müze olan evinde göz hapsinde kaldı. Bahçede polisler
yatıyordu. Karşı evi polisler kiralamış, oradan evimizi gözetliyorlardı.'
Paşa ve ailesini takip sırasında gülünç olaylar da yaşanmış. Timsal Hanım,
trajikomik olayları şöyle anlatıyor: 'Babam, annem ve ablalarım Cafer
Tayyar Paşa'nın oğlunun sünnetine gidiyorlar. Tramvay değiştirmeleri
gerekiyor. Ancak peşlerinde olan hafiyeler durumun farkına varamıyor. Babam
hemen vatmana haber veriyor, 'Evladım içeride beni takip edenler vardı,
gelsinler.' diyor. Annem çok kızıyor, 'Paşam madem atlatmışız, niçin
çağırdın?' diyor. Babam, 'Olur mu hiç İclal, ekmek paralarını kaybederler.'
diye cevaplıyor. Yine annemler alışverişten eve dönüşte ellerinde
paketlerle istasyona gelmişler. Annem arkadaki hafiyeye 'Gel bakalım oğlum.
Zaten eve kadar geleceksiniz, paketleri taşıyın bari' demiş.'
Timsal Karabekir'in anlattığına göre Mustafa Kemal, vefatına yakın
aralarındaki soğukluğu gidermek ve helalleşmek için ikinci kez çağırtır
Paşa'yı. Ancak bu bilgiyi Kazım Karabekir'e ulaştırmazlar. Timsal Hanım,
Paşa'nın o olaya ilişkin düşüncelerini şöyle aktarıyor: 'Ablalarım babama
sormuşlar 'Haberin olsaydı gider miydin?' diye. O 'Tabii giderdim. O
Mustafa Kemal'di.' diye cevap vermiş. Birileri Mustafa Kemal'le babamın
arasına girdi. Görüşmelerine engel oldular.'
İNTERNET HABER
____________________
Zengin bir kalp yoksa , servet çirkin bir dilencidir