Urfalı lar asırlardan bu yana damak zevkinin en güzel örneklerini veren
zengin çeşitte yemeklerle beslenmesini bilmişlerdir. Yöre yemeklerinin l
ezzetleri yanı nda besin değerleri de çok yüksektir. Yemek yapma
becerisinin yanında yaptıkları yemekleri misafirleriyle paylaşmak geleneği
bütün Anadolu insanına mahsus bir özelliktir. Ancak Urfalıların misafir
sevme özelliğinin, hiç bir öğün misafirsiz yemeğe oturmayan Hz. İbrahim
(A.S.)'dan geldiği söylenmektedir.
"Halil İbrahim Sofrası" herkesçe bilinen bir deyimdir. Urfalılar bugün de
misafir ağırlamak ve onlara çeşitli yemekler ikram etmekten büyük zevk
duymaktadırlar. Yemek kültürü oldukça zengin olan Şanl ı urfa'da Ayran
Şorbası, Hamurlu, Pıt Pıt, Sarı Şorba, Çağala Aşı, Pakla Aşı, Hıttı
Bastırması, Soğan Tavası, Su Kabağı, Bütün Balcan, Sarımsak Aşı, Kaburga,
İsot Çömleği, Bamya Çömleği, Acır Annaziği, Tatlı Bamya, Erik Tavası, Lolaz
Dürmüğü, Saca Basma, Döğmeç, Ekmek Aşı, Kenger Aşı, Semsek, Has (Marul)
Dolması, Mimbar, Acır Bastırması, Soğan Tavası, Ağzı Açık, Ağzı Yumuk,
Pendirli Ekmek, Elma Aşı, Masluka, Lebeni, Boranı, Kuzu Pilav, Meyhane
Pilavı, Pilavı, Baklalı Bulgur Köftesi, Aya Köftesi, Köfteli Erik, Tiritli
İçi, Duvaklı Pilav, Üzlemeli Firikli Pilav, Ciğerli Bulgur Pilavı, Mığrıbi
Pilav, Basma Lıklıkı Köfte, Dolmalı Köfte, Köfte, Yuvalak, Kıyma, Yumurtalı
Köfte, Mercimekli Köfte, Frenkli Köfte, Yağlı Köfte, Etli Kebabı, Kemeli
Kebap, Tike Kebabı, Kazan Kebabı, Tepsi Kebabı, Kemeli Tas Kebabı, Balcanlı
Kebap,
>Halk Mutfağı...
Camiler
Medreseler
Manastır ve Kiliseler
Anıtlar Köprüler ve Su Bentleri
Çeşmeler
Hamamlar
Şehir Surları ve Kale
Hanlar
Çarşılar
Tarihi Hastaneler
Köşk-Konak ve Evler
Meydanlar
Sokaklar
Urfa Kapıları ve Kapı Tokmakları
Hz. Eyyüp Makamı ve Kuyusu
Geleneksel El Sanatları
Süslenme ve Takı
Halk Oyunları
Halk Mutfağı
At-Keklik-Kuşçuluk
Edessa Mozaikleri
Şanlıurfa Müzesi
Soğanlı Kebap, Müftehi Tas Kebabı, Frenkli (Domatesli) Kebap, Kemeli
Cacık, Bostana, Zeytin Bostanası, Koruk Salatası, Pencer Cacığı, Peynirli
Kadayıf, Katmer, Daş Ekmeği, Aşır Aşı, Palıza, Haside, Küncülü Akıt,
Kuymak, Zingil, Zerde, Kadı Beyni, Peynirli Helva, Un Bulamacı, Palıza
geleneksel yöresel yemekler arasında sayılabilir. Urfalılara iki şeyi zor
beğendirisiniz biri müzik diğeri yemek ve tatlılardır.
ŞILLIK TATLISI
Günümüzde bazı evlerde nadiren yapılmaktadır.
Malzeme: 2 su bardağı un, 300 gr. ceviz içi, 600 gr. şeker, 3 yemek kaşığı
sadeyağ.
Yapılışı: Derin bir tencerede 2 su bardağı un, 4 bardak su ile hamur
kıvamına gelinceye kadar elle çırpılır. Sacın altı yakılır, hamurların
yapışmaması için yüzeyi yağlanır. Hazırlanan ekmekler sayılarak iki kısma
ayrılır. Bir tepsiye ilk yarısı üst üste serilir ve ceviz dökülür. Sonra
ikinci yarısı da üst üste serilir ve bıçakla baklava dilimi halinde
kesilir.
Hazı rlanan şurup sıcak olarak hamura dökülür ve üzeri örtülerek 10 dakika
beklenir. Sıcak olarak tepsiyle servis yapılır.
PALIZA ( Yöresel bir tatlı .)
Malzeme: 1 kğ . süt, 2 bardak su, 4 yemek kaşığı nişe (nişasta), şurubu
için 2 parça şeker boyası (palıza boyası), 3 su bardağı şeker.
Yapılışı: Süt bir kapta ölçülü suya katı lır. Üzerine nişe eklenerek
sürekli karıştırılır. Ocağın üzerine konur ve nışe kokusu gidinceye kadar
karıştırılarak pişirilir. Bir tepsiye 2 parmak kalınlığında yayılır ve
donması beklenir. Şekere 1 bardak su eklenir ve şeker boyası katılarak
eriyinceye kadar karıştırılır. Kutu kare şeklinde kesilen palızalar, şurup
ve buz eklenerek ikram edilir.
BOSTANA
C vitamini yönünden çok zengin olan ve çok lezzetli bir salata çe şididir.
Malzeme: 4 Domates, 2 ye şil biber, 1 so ğ an, 1/2 demet maydanoz, 100 gr.
pırpırım (semizotu), 1 salatalık, 4-5 nane yaprağı, 1 su bardağı koruk suyu
veya nar suyu, tuz.
Hazırlanışı: Sebzeler yı kanır, iyice ayıklanır ve kabukları soyulacak
olanların kabukları soyulur. Bütün sebzeler çok ince doğranır. Tuz atılıp
iyice ezilir. Koruk suyu veya nar suyu eklenir ve istenirse üzerlerine buz
konup servis yapılır.
Bostana genellikle çiğ köfte gibi acılı yemeklerle yenildiği gibi, Kebap ve
Söğülme ile de yenilir
MIRRA Yöresel acı kahve.
Mı rra, Arapça " Murr " yani acı kelimesinden gelmektedir.
Malzemeler: Yeterli miktarda çekirdek kahve, kahve tavası , kahve kaşığı,
kahve dibeği, kahve tokmağı, 2 kahve gümgümü, kahve fincanı, kahve ibriği.
Yapılışı: Kahve günlük kullanı ma yetecek kadar kavrulur, dibekte dövülür.
Gümgümde bir miktar kaynatılır dinlendirilir ve süzülerek diğer gümgüme
alınır; tekrar kaynatılır ve süzülür. Dinlendirilen sıvıya yeniden kahve
atılarak tekrar kaynatılır. Bu kaynatma işlemi birkaç kez devam eder ve
kontrol edilerek içilecek kıvama geldiği anlaşılınca kahve ibriğine alınır
ve ikram edilir. Önce kahve sahibi içer ve tadına bakar.
İyi bir kahve fincanda iz bırakır ve fincanı tutar. Her misafire iki kez
ikram edilir. Her defasında fincana az miktarda kahve konulur. Burada amaç,
kahvenin mideye ulaşması değil, ağızda kahve tadı bırakmaktır.
Acı kahvenin kendine özgü kuralları vardır. şöyle ki; kahveyi içen, fincanı
yere koymamalı ve mutlaka dağıtana geri vermelidir. Kahveyi içenin, fincanı
yere veya masaya koyması, kahveyi verene büyük hakaret sayılır. Eskiden
bunun cezası, kahveyi dağıtan bekarsa evlendirilmesi ya da fincanın altınla
doldurulup ona verilmesi imiş. Bu kuralı bilmeyen misafirler, kahve
fincanını yere koyarsa, bu kural hatırlatılır ve de hoş görülür.
____________________
Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?