|
Member   Cevaplar: 174 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 22/2/2008 Saat 02:05 |
|
|
Tarihçe Sivas'ın bugünkü sınırları içerisinde yer alan Hafik Gölü,
Pılır Höyüğü, Zara Tödürge Gölü kıyısındaki Tepecik Höyüğü ile Kangal
İlçesi Çukurtarla ve Kavak Nahiyesi Höyük değirmeninde Prehistorik
buluntular elde edilmiştir. Yıldızeli Argaz Höyük ve çevresinde Kalkolitik
çağ (maden taş devri M.Ö.5000-3500) ile Tunç devri (M.Ö.3000-1500)
buluntuları elde edilmiştir. Sivas'ın yazılı tarihi M.Ö.2000 yılı
başlarında Hititlerle başlamakta olup, merkez Tatlıcak Köyü ile Uzuntepe
köylerinde bulunan höyük ve Gürün Şuğul Vadisindeki Hititçe yazılar başlıca
Hitit yerleşim alanlarıdır. Balkanlar üzerinden Anadolu'ya gelen Friglerin
Hititleri ortadan kaldırmaları sonucu Sivas'ta Frig yerleşimi Hitit
yerleşim alanlarının üst katlarında görülmektedir. Lidyalılar zamanındaki
meşhur Kral Yolu da Sivas'tan geçmektedir.
Anadolu'daki Pers egemenliğinden sonra kurulan şehir devletlerinin zamanla
Roma İmparatorluğuna bağlandığı, önemli yol kavşağı üzerinde bulunan
şimdiki şehir merkezinin iskan edildiği ve Sebasteia adını aldığı
bilinmektedir. Bu ad, rivayete göre Pontus Kralı Polemonos'un karısı
Pitodoris'ce verilmiş ve Roma İmparatoru Augustus'a ithaf edilmiştir.
Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren şehir, 395'te Doğu Roma (Bizans)
İmparatorluğuna ayrılan topraklar içerisinde kaldı.1059'da Anadolu'ya giren
Türkmen güçleri ve 1064'te Alparslan'ın önünden kaçan Selçuklu şehzadesi
Elbasan Sivas yöresinde kısa süre hakimiyet sağlamışsa da, bölgenin Türk
egemenliğine girmesi 1071 Malazgirt Zaferinden sonra gerçekleşti. Kısa bir
süre Selçuklu hakimiyetinde kalan Sivas'ta 1075'te Danişmend Beyliği
kuruldu. Danişmend Beyliğinin taht kavgaları ile zayıf düşmesinden sonra
Anadolu Selçuklularını yeniden birleştiren I.Mesud, 1152'de Sivas'ı ele
geçirdi.
Bizanslıların da karıştığı taht ve egemenlik kavgaları sırasında Anadolu
Selçukluları ile Danişmendliler arasında sürekli el değiştiren Sivas,
1175'te II.Kılıçarslan tarafından kesin olarak Selçuklulara bağlandı. Daha
sonra İzzeddin Keykavus Sivas'ı başkent yapmış, uzun müddet Sivas'ta
kalarak günden güne genişleyen Sivas Şehri mamur edilmiş ve 1217 yılında
Şifaiye Medresesini yaptırmıştır. İlim adamlarını Sivas'ta toplayarak şehri
büyük bir ilim merkezi haline getirmiştir. İzzeddin Keykavus'un türbesi,
yaptırdığı medrese içinde bulunmaktadır.
1220 Yılında İzzeddin Keykavus ölünce yerine I. Alaeddin Keykubat hükümdar
oldu. Bu dönem Anadolu Selçuklularının en parlak dönemi oldu. Moğol
istilasını dikkatle izleyen ve önlemler almaya çalışan sultan 1224'de
Sivas'ı surlarla çevirerek korunaklı duruma getirdi. Yerine geçen
II.Gıyasettin Keyhüsrev'in kötü yönetimi sırasında sıkıntı çeken halk, 1240
yıllarında ayaklanarak Sivas'ı yağmaladı. Selçuklu askerlerinin sivilleri
sindirmek için seferber olduğunu gören Moğollar Anadolu'yu ele geçirmek
üzere harekete geçtiler. Gıyasettin Keyhüsrev'i 1243'te Kösedağı Savaşında
yenilgiye uğratan Moğol güçleri, Sivas'ı işgal ettiler. Moğollara bağımlı
duruma gelen Selçukluları, bir süre de Moğollar tarafından kurulan İlhanlı
devleti ile idare etti. Sivas ili bu dönemlerde büyük bir gelişme
göstererek önemli bir ticaret ve bilim kenti olmuştur.
Anadolu'da yarım asır kadar devam eden İlhanlılar devrinde Vali Demirtaş
Sivas'a yerleşmiş ve istiklalini ilan ederek Sivas'ta uzun yıllar
saltanatını sürdürmüştür. Demirtaş'tan sonraki Sivas Valisi sırayla,
Alaeddin Eratna oğlu Gıyasettin Mehmet, Alaeddin Ali ve oğlu Mehmet
Bey'dir. Ali Bey'in ölümünden sonra yerine geçen yedi yaşındaki Mehmet
Bey'i Kadı Burhaneddin saltanatından uzaklaştırarak Sivas'ta kendi adıyla
anılan devletini kurmuştur. Sivas'ı onarmak için de birçok çabalar
göstererek surların etrafında hendekler kazdırılmış, kaleleri tamir
ettirilmiştir. Akkoyunlu aşireti reisi Kara Osman'la yaptığı muharebe
sonunda katledilmiş yerine oğlu Alaeddin geçmiştir. Bu sırada Timurlenk
Anadolu'ya akınları başlamıştır. Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt
Amasya'yı almış Sivas'a yaklaşmıştır. Güneyde Karamanlıların baskısına
dayanamayan Alaeddin, şehri Osmanlılara teslim etmiştir. Bir davetle
Sivas'ı teslim alan Yıldırım Beyazıt, şehri vali olarak tayin ettiği en
büyük Şehzadesi Emir Süleyman'a vermiştir. Sivas Osmanlıların eline
geçtikten bir yıl sonra 1400 yılında Timur'un istilasına uğramış, bir süre
sonra tekrar Osmanlı hakimiyetine geçmiştir. Sivas Osmanlı İmparatorluğu
döneminde eyalet merkezi haline getirilerek Amasya, Çorum, Tokat kısmi
olarak Malatya ve Kayseri illeri Sivas'a bağlı birer sancak olmuştur.
Evliya çelebi Seyahatnamesi'nde belirtildiği gibi Sivas zamanının en önemli
eyaletlerinden biridir (40 ilkokul, 1000 dükkan, 18 han, 40 kadar çeşmesi
olduğundan bahsedilir).
Sivas'a birçok vali atanmış, bunlar içinde belki de ismi hiç unutulmayacak
olan Halil Rıfat Paşa'nın yaptırdığı yollar, köprüler, hanlar ve konaklar
halen halkımızın hizmetindedir.
[tarihinde düzeltildi 22/2/2008 Saat 02:06 Yazar Rojin]
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
|
0,029 saniye - 18 queries
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|