Kırklareli (Yunanca: Saranta Eklesiez
(Σαράντα
Εκκλησιές
, Kirklareli
(Κιρκλαρελί
; Bulgarca: Lozengrad
(Лозенград
, K'rklareli
(Къркларели
), Kırklareli ilinin merkezi olan şehirdir. Eski adı Kırkkilise'dir. Daha
da öncesinde Kırkkimesne şeklinde de anılmıştır
Tarihi [değiştir]
Lüleburgaz Sokullu KülliyesiKırklareli tarih öncesi konum itibariyle dikkat
çeken pek çok antik [Hem tarih öncesi hem antik! Bu nasıl oluyorsa?]
yerleşim merkezine sahip bir ilimizdir. Buzul çağı sonlarında uzunca bir
süre sular altında kaldığı anlaşılan Kırklareli ve civarında insana dair
ilk maddi belgeler neolitik dönem özelliklerini vermektedir. Daha sonra
bilinen ilk yerleşik kabilelerden ismini alan Trakya, Kırklareli de dahil
olmak üzere Roma dönemi ortalarına kadar kısmen veya tamamen
bağımsızlıklarını küçük birer krallık veya prenslik olarak devam
ettirebilmişlerdir.
Bir geçiş bölgesi olması nedeniyle Roma ve Bizans dönemlerinde pek çok
istilalara uğrayan Kırklareli ilk defa 1. Murat zamanında 1363 yılında
Osmanlıların eline geçmiştir. Bu tarihten itibaren uzunca bir barış süreci
yaşayan Kırklareli Balkan Savaşı ve 1.Dünya Savaşı sıralarında Bulgar ve
Yunan işgaline maruz kalarak büyük eziyet ve sıkıntılar yaşadıktan sonra 10
Kasım 1922’de nihai özgürlüğüne kavuşmuştur.kahramn olarak anılan
mesut gamlı,evren koç,sedat kırmızı,berke erman savaş esnasında çok büyük
katkıları olmuştur özellikle evren gaz bambası sallamıştır...
Avcılık ve Toplayıcılık Dönemi [değiştir]Paleolitik Çağ : M.Ö. 1 Milyon -
M.Ö. 12000
İnsanların Trakya'ya ilk olarak yaklaşık 1000000 yıl önce geldiği
düşünülmektedir. Günümüzden 14000 yıl öncesine kadar süregeldiği kabul
edilen ve kültür tarihinin en uzun dönemi olan bu süreç "Eski Taş Çağı" ya
da "Avcılık ve Toplayıcılık Dönemi" olarak adlandırılmaktadır. Bu dönem
boyunca av ve yenebilir bitki, yemiş toplayıcılığına dayalı bir beslenme
düzeni ve göçebe bir yaşam biçimi hakim olmuş, kalıcı barınaklar
yapılmamıştır. Oldukça uzun olan bu süreç içerisinde, dünya iklimi ile
birlikte Trakya'nın ikliminde de önemli değişiklikler olmuş, bir biri
ardına kuru soğuklardan yağışlı sıcağa kadar değişen iklim dönemleri, on
binlerce yıl bölgeye hakim olmuştur. Bu dönemde, insanların el
becerilerinde önemli gelişmeler olmuş, aletlerin büyük bölümü çakmak
taşından ya da ağaç ve kemiklerden yapılmıştır. Bu döneme ait, Trakya'da
bilinen en eski ve önemli buluntular, İstanbul yakınlarındaki Yarımburgaz
Mağarası, Eskice Sırtı ile Ağaçlı Kumluğu'ndan gelmektedir. Yapılan
arkeolojik kazılardan, Balkanlar ve Yakın Doğu'nun en uzun ve süreli
tabakalaşmasının burada olduğu saptanmıştır. Yarımburgaz Mağarası'nda,
Marmara Bölgesi'nin doğal çevre değişimini çok açık bir şekilde sergileyen
jeolojik katmanlar ile birlikte, yaklaşık 600000 yıl öncesine ait kültür
katları da çok iyi korunmuş olarak bulunmuştur.
İlk Tarımcı Köy Toplulukları Dönemi [değiştir]Neolitik Çağ : M.Ö. 5800 -
M.Ö. 4800
Dünya ikliminin günümüz koşullarına yakın bir duruma gelmesi ile birlikte,
yaklaşık 8000 yıl önce Trakya'nın doğal çevre ortamı ve bitki örtüsü de
bugünküne benzer özellikler kazanmış, insanlar değişen çevre koşullarına,
gelişen teknolojileri ile uyum sağlamışlardır. Bu değişim, Anadolu'da 10 -
12 bin yıl kadar önce başlamıştır. İnsanlar ilk kez buğday, arpa, mercimek
gibi tahılları tarıma alıp koyun, keçi, sığır ve domuz gibi hayvanları
evcilleştirerek çiftçiliğe başlamış; ahşap, kerpiç ve taştan ilk kalıcı
konutları yapmışlardır. Ancak bu gelişmelerin, çok zengin doğal çevre
olanaklarına sahip olan Trakya'da Anadolu'dan daha sonra, yaklaşık olarak
günümüzden 7000 yıl önce başladığı görülmektedir. Dönemin başlarından
itibaren beslenmede su ürünleri, avcılık ve yaban yemiş toplayıcılığı da
çiftçiliğin yanında devam etmiştir. Bölgede bilinen en eski çiftçi
yerleşmeleri Edirne-Enez yakınlarındaki Hoca Çeşme ile İstanbul
yakınlarındaki Fikirtepe'dir. Hoca Çeşme'de yapılan arkeolojik kazılar,
M.Ö. 6200 yıllarında tarihlenen ve tümü ile Orta Anadolu özellikleri
gösteren, tarım ve hayvancılık yapan bir topluluğun ilk olarak burada
yerleştiğini, daha sonra bunların yerel koşullara uyum sağlayarak,
Bulgaristan'da bilinen kültürleri oluşturduğunu ortaya koymuştur. Hoca
Çeşme'nin en eski katmanları, Balkanlarda şimdiye dek bilinen en eski
neolitik kültürü oluşturmaktadır.
Trakya'nın Neolitik Dönem kültürlerini en iyi yansıtan merkezlerden biri de
Kırklareli'ye 3 kilometre uzaklıktaki Aşağıpınar tarih öncesi yerleşim
alanıdır. Burada şimdiye kadar rastlanan en eski kültür katı M.Ö. 5800
yıllarına tarihlenmektedir. Anadolu Kronolojisi'ne göre Son Neolitik,
Balkan Kronolojisi'nde ise Orta Neolitik Çağ'a, Karanavo II döneminde
tarihlenen bu ilk yerleşim Demir Çağı'na dek süregelecek olan Trakya
kültürünün de temellerinin atıldığı bir süreci temsil etmektedir. Bu dönem
yapıtları, kalın ahşap direklerden oluşan bir çatı sistemine sahiptir. Yine
bu direklerin arası dallarla örülmekte ve kalın bir kerpiç toprağı ile
sıvanmış duvarlar yapılmaktaydı. Çok odalı olan yapıların içlerinde, ayrıca
dallar ile örülmüş bölme duvarları, kil sekiler, ocak, fırın ve ambar gibi
işlevsel alanlar da bulunmaktaydı. Bunların yanısıra bazı yapıların içine
kült amaçlı (dinî) olduğu düşünülen küçük bir bölüm, dokuma tezgahına
ayrılmış bir alan ile çok sayıda tahıl taneleri bulunmuştur. Yanarak
kömürleştiği için günümüze kadar gelebilen tahıl tanelerinin
incelenmesinden, M.Ö. 5800 yıllarında Aşağıpınar insanlarının iki tür
buğday, arpa, burçak ve mercimek ekip biçtikleri, büyük bir olasılıkla da
yağı için badem depoladıkları anlaşılmaktadır. Beslenmede ayrıca domuz,
koyun, keçi ve sığırın yanısıra geyik, karaca ve yaban sığırı avının da
önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır. Şiddetli bir yangın ile tahrip
olduğu anlaşılan Aşağıpınar'ın ilk tabakası her bakımdan Balkan Neolitik
Kültürlerinin özelliklerini taşımaktadır. Ancak bu en alt tabaka, Anadolu
kökenli çiftçi-köylülerin aradan geçen 300-400 yıl içinde Trakya'nın yerel
koşullarına uyum gösterdiğini ortaya koymuştur. Artık bu topluluklar
evlerini kerpiç ya da taş yerine meşe ağaçları, saz ve kamış kullanarak
yapmaya başlamış, köylerde evler bitişik olarak değil, bağımsız birimler
durumuna getirilmiştir. Yine bir değişiklik de evcil hayvanların arasında
koyun ve keçinin yerini, Trakya ortamına daha yugun olan sığırın almş
olmasıdır.
Gelişkin Köy Toplulukları Dönemi [değiştir]Kalkolitik Çağ: M.Ö. 4800 -
M.Ö. 3200
Anadolu'da genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalı yaşam biçiminin
giderek geliştiği, daha kompleks toplumsal düzenin oluşmaya başladığı ve
uzmanlk alanlarının belirlendiği, köy topluluklarının kentleşme ürecine
girdiği bu zaman dilimi, Trakya tarih öncesi kültürlerinin de en gelişmiş
ve görkemli dönemidir. Bu dönemin ilk başlarında, Orta Balkanlar'dan
Anadolu içlerine kadar yayılan, parlak yüzeyli, siyah renkli çanak-çömleği
ve ilginç insan biçimli heykelcikleri ile belirginleşen büyük kültür
bölgesi, zaman içinde daha çok yeni özelliklerin hakim olduğu küçük
gruplara bölünmektedir.
Kent Toplulukları ve Devletin Ortaya Çıkışı [değiştir]Tunç Çağı: M.Ö.
3200 - M.Ö. 1200
Anadolu ve Yakın Doğu'da M.Ö. 3. bin yıl, kentleşme hareketinin başladığı,
yavaş yavaş şehir devletlerinin oluştuğu bir süreci temsil etmektedir. Batı
Anadolu'da en iyi Truva ile tanınan bu kent kültürleri, artık yavaş yavaş
çömlekçi çarkını kullanmakta, yeni oluşan yönetici snıf, toplmuun diğer
kesimlernden ayrı olarak, sur ile çevrili, küçük de olsa bir iç şehirde
oturmaktadır. Ekonomiyi denetleyen bir ruhanî sınıfın da ortaya çıktığı,
anıtsal tapınak yapıları ile belirginleşmektedir.
Siyasî Yapılanma ve Trak Beylikler Dönemi [değiştir]Demir Çağı: M.Ö. 13 -
M.Ö. 6. yy
Tunç Çağı gelişim süreci içinde, geniş boyutlu ilişkilerin kurulduğu, büyük
göçlerin yaşandığı ve ticaretin ortaya konduğu bir devir olarak dikkat
çekmektedir. Yakın Doğu'nun büyük bölümünde olduğu gibi, Anadolu ve Ege'de
de Tunça Çağı, bütün bu bölgeleri yakıp yıkan bir göç dalgasının etkisiyle
sona ermiştir. Anadolu'da Hitit, Ege'de Miken uygarlıklarına son veren ve
yaklaşık 300 yıl süren bir "karanlık çağ"ı başlatan bu göç dalgasının,
Anadolu'yu etkileyen bir bölümünün Kırklareli-Trakya üzerinden geldiği
sanılmaktadır.
Persler - Odrysler ve Makedonya Hakimiyeti [değiştir]
Klasik ve Helenistik Dönemler: M.Ö. 5 - M.Ö. 1. yy [değiştir]
Büyük İskender BüstüM.Ö. 513-512 tarihinde, [Persler]'in [İskit Seferi]'ni
mütekip Kırklareli topraklarına girdiği ve uzun bir süre [tarih kayıtlarına
göre otuzdört yıl] burada kaldığı kesin olmakla birlikte, Trakya'da
satraplık oluşturduğu yönünde bilgi de bulunmaktadır. Bu satraplığın
merkezi, bugün Kırklareli'nin bir ilçesi olan Vize'dir. [Odrisler]'in
oluşturduğu yeni yapılanmayla birlikte, Trakya ve Kırklareli'de [Bu
cümlenin düzeltilmesini yazarına bırakalım. Ancak, çok anlamsız ve yuvarlak
bir cümledir! Ayrıca, o tarihte Kırklareli'nin yerinde herhalde henüz
ormanlar vardır!] yaşam biçimi ve kültürel yaşamda da değişiklikler
olmuştur. Eski teokratik oluşumun yerine, soylu savaşçıların odağını
oluşturduğu bir sistem geçmiştir. Bu durum soyluluk belirtisi olan bir atlı
kavramı çevresinde odaklanarak, sanatta da kendini göstermiştir.
Galatlar-Roma Hakimiyeti ve Got İstilası [değiştir]
Bizans Dönemi [değiştir]
Türk Hakimiyeti, Barış ve İstikrar Dönemi [değiştir]
Son İşgaller, Millî Mücadele ve Ebedî Özgürlük [değiştir]
Atatürk'ün Kırklareli'ye Gelişi [değiştir]
Coğrafya [değiştir]
KırklareliKırklareli, Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara Bölgesi'nin
Trakya kesiminde yer almaktadır. Dünyadaki konumu itibariyle, 41 derece, 13
dakika, 34 saniye ve 42 derece, 05 dakika, 03 saniye kuzey enlemleri ile 26
derece, 54 dakika, 14 saniye ve 28 derece, 06 dakika, 15 saniye doğu
boylamları arasında bir yerdedir. Kuzeyinde Bulgaristan; doğusunda
Karadeniz; güneydoğusu ve güneyinde Tekirdağ (Saray, Çorlu, Muratlı ve
Hayrabolu); batısında ise Edirne, güneyi ve güney batısında (Uzunköprü,
Havsa ve Lalapaşa ilçeleri) bulunmaktadır. Toprakları, kuzeyden Bulgaristan
sınırını oluşturan Revze Deresi Vadisi, doğudan Karadeniz, güneyde Ergene
Irmağı ana vadisi ve batıdan ise Ergene Irmağı'na karışan Teke Deresi'nin
su bölüm çizgisi olan sırtlarla kuşatılmıştır. Yüzölçümü 6650 km2 olup, il
merkezinin denizden yüksekliği 203 metredir.
Başlıca akarsuları Ergene Nehri ve Rezve Deresi'dir. Bitki örtüsü olarak
ormanlık ve step özelliği göstermektedir.
Sanayi [değiştir]İlimizde sanayi daha çok D-100 karayolu etrafında ve
özellikle Lüleburgaz’da yoğunlaşmıştır. Kırklareli’nde sanayi
artan bir hızla gelişmektedir. 1987-2001 döneminde yüzde 6,7 ile sanayi,
İl’in en hızlı büyüyen sektörü olmuştur. Kırklareli’nin
İstanbul ve Avrupa’ya yakın olması bunun temel nedenlerindendir.
Kırklareli’de toplam 224 sanayi tesisi bulunmaktadır. Bunların yüzde
87’si Merkez, Babaeski ve Lüleburgaz ilçelerinde geri kalan yüzde
13’ü diğer ilçelerde yer almaktadır. Merkezde 64, Babaeski’de
38, Demirköy’de 2, Kofçaz’da 1, Lüleburgaz’da 94,
Pehlivanköy’de 2, Pınarhisar’da 9, Vize’de 14 sanayi
tesisi mevcuttur.
Kırklareli ilinde, "gıda ürünleri ve içecek imalatı", "tekstil ürünleri
imalatı", "kimyasal madde imalatı" ile "metalik olmayan diğer mineral
ürünlerin imalatı" sektörleri öne çıkmaktadır.
Gıda ürünleri ve içecek imalatı sektöründe, unlu mamuller ve öğütülmüş
tahıl ürünlerini içeren imalatlar dışında, “süthane işletmeciliği ve
peynir imalatı”, “çiftlik hayvanları için hazır yem
imalatı”, rafine sıvı ve katı yağların imalatı” ile
“kakao, çikolata ve şekerleme imalatı”; tekstil ürünleri
imalatı sektöründe, “giyim eşyası dışında hazır tekstil ürünleri
imalatı” ile “dokumanın aprelenmesi”; kimyasal madde ve
ürünleri imalatı sektöründe, “farmasötik preparat imalatı”,
“boya, vernik benzeri kaplayıcı maddeler ile matbaa mürekkebi ve
macun imalatı” alt sektörleri önde gelmektedir. Metalik olmayan diğer
mineral ürünlerin imalatında, cam imalatı önemli bir yer tutmaktadır.
Gıda, içki ve tütün imalatı yapan 92; tekstil, giyim ve deri imalatı yapan
58; orman ürünleri ve mobilya üretimi yapan 15; kağıt, kağıt ürünleri ve
basım imalatı yapan 2; kimya, petrol, kömür, kauçuk ve plastik ürün imalatı
yapan 13; taş ve toprağa dayalı 19; metal eşya, makine ve teçhizat imalatı
yapan 17; diğer imalat yapan 8 tesis bulunmaktadır.
Bu tesislerde 19 bin dolayında kişi çalışmaktadır. 500’ün üzerinde
çalışanı olan 8 tesisi bulunmaktadır. Bu 8 tesiste toplam çalışanların
yüzde 37’si istihdam edilmektedir. 1000 ve daha fazla kişi çalışan 2,
500-999 kişi çalışan 6, 250-499 kişi çalışan 14, 100-249 kişi çalışan 27,
50-99 kişi çalışan 16, 10-49 kişi çalışan 74, 10’dan az kişi çalışan
54 tesis bulunmaktadır.
Ülkemizin önemli sanayi tesislerinin bir bölümü Kırklareli’nde yer
almaktadır. Cam, gıda, tekstil, ilaç alanında önemli tesisler
bulunmaktadır. Bunların arasında Türkiye'nin ilk şeker fabrikası Alpullu
Şeker Fabrikası, Danone, Bafsar Gıda, ACT Tekstil, Akın Tekstil, Edip
İplik, Konteks Mensucat, Tüp Merserize, Zorlu Linen, Gossard Tekstil,
Eczacıbaşı İlaç, Kırklareli Cam, Trakya Cam, Trakya Otocam, Trakya Çimento,
Trakya Döküm, 2002 TEKSTİL, BURGAZ RAKI, AKMAYA AŞ ve Anadolu Efes Pilsen
ilk akla gelenlerdir. Bu tesislerin hem ülke hem de il ekonomisine büyük
katkıları olmaktadır. Üretilen mamüllerin önemli bir kısmı ihraç
edilmektedir.
Tarım [değiştir]
Ayçiçeği Kırklareli'de tarımı yaygın olarak yapılan bir bitkidir.İlin
yüzölçümü 655.000 hektar olup, arazi varlığının yüzde 41’i kültür
arazisi, yüzde 37’si orman, yüzde 11’i çayır-mera geriye kalan
yüzde 11’i ise kültür dışı arazidir. 268.311 hektar tarım arazisinin
yüzde 17’sinde sulu tarım, geriye kalan yüzde 83’ünde de kuru
tarım yapılmaktadır.
Türkiye genelinde olduğu gibi ilimizde de çiftçi aile sayısına göre arazi
dağılımı dengeli değildir. Bu bakımdan tarımla uğraşan aile sayısı fazla
olduğundan ilimizde daha çok küçük işletmeler bulunmaktadır. Tarımsal
işletmelerin yapısına baktığımızda, işletmelerin toprak büyüklüğü
bakımından 50-200 dekar arasında yoğunlaştığı, çoğunluğunun hem
hayvancılık, hem de bitkisel üretimi birlikte yaptıkları görülmektedir.
Tarım yapılan arazinin 45.229 hektarlık yani yüzde 17’lik bölümünde
de sulama yapılabilmektedir. Bu alanın 33.230 hektarı yani yüzde 73’ü
devlet, 11.999 hektarı yani yüzde 27’si çiftçi imkanları ile
sulanmaktadır.
===Bitkisel Üretim
İlimizin tarımsal yapısıı içinde hububat, ayçiçeği, şeker pancarı, mısır,
yemeklik tane baklagiller, bağ önemli rol oynamaktadır. Tarım ürünlerinde,
ağırlıklı bitkisel ürünlerimiz buğday ve ayçiçeğidir. 2005 yılında 140.300
hektar buğday ekilmiş olup toplam 597.250 ton ürün elde edilmiştir. Böylece
dekar başına ürün miktarı 425 kg olmaktadır.
Bitkisel üretim içinde ikinci ağırlıklı ürünümüz ayçiçeğidir. 2005 yılında
66.500 hektar alana ayçiçeği ekilmiş olup, toplam 146.190 ton ürün elde
edilmiştir. Böylece dekar başına ürün miktarı 220 kg olmaktadır.
Kırklareli’nin, Türkiye ayçiçeği ekimindeki ve üretimindeki payı
yıllara göre pek fazla değişmemekte ve takriben yüzde 12 civarında
olmaktadır.
Hububat ve ayçiçeğinden sonra ağırlıklı ürünlerimiz sırasıyla şeker
pancarı, mısır ve patatestir.
Sulanabilir sahalar içerisinde ikinci ürün ekilişi yıllara göre bir artış
göstermektedir. İkinci ürün olarak hububat hasadı sonrası silajlık mısır,
kuru fasulye ve hasıla biçilen ayçiçeği ile güzlük ekilişlerde macar fiğ
sonrası ayçiçeği ve mısır ekilişleri yapılmaktadır.
İlimizde bağ bahçe tarımı işlenebilir arazinin yüzde 2’sinde
yapılmaktadır. Bu sahanın yüzde 84’ünde sebzecilik, yüzde
12’sinde bağcılık ve yüzde 8’inde meyvecilik yapılmaktadır.
Hayvancılık [değiştir]İl düzeyinde 95.795 adet büyük baş, 228.013 adet
küçük baş ve 359.312 adet kümes hayvanı mevcuttur. Hayvancılık nispeten
fenni usüllerle yapılmaktadır. Büyük baş hayvan mevcudunun yüzde
97’sini kültür ırkı ve melezleri, yüzde 3’ünü ise yerli ırk
teşkil etmektedir. Hakim ırk Holstein’dir. İl bazında 19.342 adet
hayvancılık işletmesi mevcut olup, işletmeler daha çok küçük aile
işletmeciliği şeklindedir.
Hayvansal ürün olarak yılda 2.620 ton et, 202.418 ton süt ve 30 milyon adet
yumurta üretilmektedir.
Su Ürünleri [değiştir]İlimizde İğneada, Kıyıköy, Beğendik ve Limanköy
Karadeniz sahilinde yer alan yerleşim yerleridir. Buralarda 1.139 ruhsatlı
balıkçı tarafından 232 adet kayıtlı tekne ile balıkçılık yapılmaktadır.
Bunun dışında baraj ve göletler ile alabalık tesislerinde de balıkçılık
faaliyetleri sürdürülmektedir. İlimizde su ürünleri yönünden önem arzeden
Hamam, Mert ve Pedina gölleri olmak üzere üç adet tabi göl, Kırklareli,
Armağan ve Kayalı barajları olmak üzere üç adet baraj ile 34 adet gölet
mevcut olup, buraları balıklandırılmıştır. Kültür balıkçılığı kapsamında
faaliyette bulunan 5 tesis bulunmaktadır.
Nüfus [değiştir]2007 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam il
nüfusu 339.461 ’dir. Nüfusun yüzde 58’si şehirlerde, yüzde
42’si kırsal kesimde yaşamaktadır. Kırklareli'de yıllık nüfus artış
hızı binde 5.94’dür.
Nüfus büyüklüğü bakımından ilçe merkezi 79.002 olan Lüleburgaz başta yer
almakta, bu ilçeyi 53.221 nüfus ile Merkez, 25.559 nüfus ile Babaeski
izlemektedir.
Kırklareli’nin nüfus yoğunluğu 50’dir. 1965 yılına kadar
Kırklareli yoğunluğu ülke ortalamasının üzerinde olmuştur. Bunun nedeni
ilin mübadele ve muhaceret yoluyla Balkan ülkelerinden aldığı göçtür.
1940-1945 yılları arasında II.Dünya Savaşı nedeniyle Kırklareli’nin
nüfusu azalmış, 1950-1955 arasında ise yeniden yurtdışından gelen göçmen
aileler ile nüfus artmaya başlamıştır. 1960’a kadar yüksek olan nüfus
yoğunluğu bu yıldan itibaren il dışına göçün başlamasıyla beraber
1965’den sonra azalmaya başlamıştır.
İdari Yapı [değiştir]Kırklareli fethedildikten sonraki uzun yıllar, Vize
sancağına "liva" bağlı bir kaza merkezi olarak idare edilmiş, sonra kendisi
de sancak yapılmıştır. Sultan Mecit zamanında ilçe haline getirilmiş ve bu
durum 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbine kadar devam etmiştir. Rusların
tahliyesinden sonra Kırklareli mutasarrıflık olmuştur. İdari bağımlılık
olarak önceleri merkezi Manastır olan Rumeli Eyaletine bağlı iken sonra
Silistre Eyaletine bağlanmış, daha sonra da Edirne Vilayetinin bir livası
haline getirilmiştir.
Kırklareli 1924 yılında il olmuştur. Bugün, Kırklareli’nin Babaeski,
Demirköy, Kofçaz, Lüleburgaz, Pehlivanköy, Pınarhisar ve Vize olmak üzere
yedi ilçesi, 26 belediyesi ve 177 köyü bulunmaktadır.
Eğitim [değiştir]Kırklareli’nde okuma yazma oranı 2000 Genel Nüfus
Sayımı sonuçlarına göre yüzde 93’dür. 1970’de 71, 1975’de
75, 1980’de 80, 1985’de 86, 1990’da 88 olan okuma yazma
oranı 2000 yılında yüzde 93’e çıkmıştır. 2000 sonuçlarını ilçelere
göre değerlendirdiğimizde okuma yazma oranının ilçe merkezleri için
Merkez’de 94, Babaeski’de 94, Demirköy’de 92,
Kofçaz’da 96, Lüleburgaz’da 95, Pehlivanköy’de 94,
Pınarhisar’da 94, Vize’de 92, bucak ve köylarde yüzde 91 olduğu
görülmektedir.
Genel Okul Durumu [değiştir]İlimizde 2005-2006 öğrenim yılında toplam 299
okulda, 60.987 öğrenci eğitim görmekte ve 2.394 öğretmen görev
yapmaktadır.
Okul Öncesi Eğitim [değiştir]Okul öncesi eğitimde, üç bağımsız anaokulu,
iki kız meslek lisesi bünyesinde uygulama anasınıfı bulunmaktadır.
99‘u da ilköğretim okulu bünyesinde anasınıfı olmak üzere toplam 104
okul öncesi eğitim kurumunda 111 öğretmen görev yapmakta ve 3.140 öğrenci
eğitim görmektedir. Okul öncesinde okullaşma oranı yüzde 26'dır.
İlköğretim [değiştir]İlimizde 151 ilköğretim okulu bulunmaktadır. Öğrenci
sayılarının yetsiz olması nedeniyle 105 köyümüzün okulu kapalıdır. Bu
okullarımızın öğrencileri taşımalı eğitim uygulamasından yararlanmaktadır.
İlköğretimde ikili öğretim yapan okulumuz bulunmamaktadır. İlköğretimde
1.401 öğretmen görev yapmaktadır. İlköğretim okulu öğrenci sayısı
37.139’dur. Bir dersliğe 21, bir öğretmene 26 öğrenci düşmektedir.
İlköğretimde okullaşma oranı yüzde 96'dır.
Orta Öğretim [değiştir]İlde 19’u genel lise, 18’i mesleki ve
teknik lise olmak üzere toplam 37 lise bulunmaktadır.
Orta öğretim kurumlarında 801 öğretmen görev yapmaktadır.Orta öğretimde
eğitim ve öğretime devam eden öğrenci sayısı 15.169’dur. Bir dersliğe
27, bir öğretmene 19 öğrenci düşmektedir. Orta öğretimde okullaşma oranı
yüzde 62'dir.
Yüksek Öğretim [değiştir]Kırklareli'nde yüksek öğretim faaliyetleri,
Trakya Üniversite'sinin(Edirne) bünyesinde bulunan yüksek okulların
varlığından dolayı uzun senelerdir devam etmektedir. Geçtiğimiz sene
itibariyle Kırklareli Üniversitesi kurularak bu yüksekokullar da Kırklareli
Üniversite'si bünyesine aktarılmış olup. Yapılanması halen sürmekte olan
Kırklareli Üniversitesi'nin önümüzdeki senelerde Kırklareli'nin ekonomisine
de büyük katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kültür [değiştir]Merkez ve beş ilçemizde 12 halk kütüphanesi
bulunmaktadır. İlimiz tarihi yapılar bakımından zengin bir kültür mirasına
sahip illerden biridir. Bu eserler arasında camii, hamam, çeşme, şehitlik,
külliye, köprü ve türbeler yer almaktadır. Keza ülkemizde en çok tümülüs
grubu il sınırları içinde, özellikle Vize ilçesinde bulunmaktadır. Ayrıca,
bir çok dolmen de ilimizde yer almaktadır. Kale ve kule kalıntıları da
ilimizin kültür zenginliğini arttırmaktadır.
Höyük ve tümülüs kazılarına devam edilmektedir. Bu kazılar
Kırklareli’nin yakın zamana kadar hiç bilinmeyen erken dönemlerine
ait yeni bilgileri ortaya çıkarmaktadır. Vize Çömlektepe’de yapılan
kazıda tüm Trakya’da şimdiye kadar bilinen tek antik tiyatro açığa
çıkarılmıştır.
İstanbul’un Türkler tarafından fethi sırasında kullanılan top
güllelerinin bir bölümü Demirköy ilçesinde bulunan Dökümhane’de imal
edilmiştir. Burada yapılan kazılar büyük bir uygarlığı ortaya
çıkaracaktır.
İl merkezinde bir müze bulunmaktadır. 1999 yılında 12.915, 2000 yılında
11.730, 2001 yılında 10.249, 2002 yılında 11.677, 2003 yılında 15.524, 2004
yılında da 14.723 kişi müzeyi ziyaret etmiştir.
İl Kültür Müdürlüğü [değiştir]Kültür Bakanlığı'nın taşra teşkilatı olarak
faaliyetini sürdürmektedir. Bu doğrultuda ildeki kültür hizmetinin
yaygınlaştırılması, geliştirilmesi ile ilgili araştırma ve planlamaları
yapmak, her türlü kültürel, sanatsal etkinliği gerçekleştirmekle yükümlü
olan İl Kültür Müdürlüğü, Kırklareli Müzesi ve 9 adet halk kütüphanesinden
oluşan toplam 10 bağlı birimde hizmet vermektedir.
Müdürlük, her yıl düzeni olarak tiyatro gösterileri, çeşitli konserler ve
sergilere evsahipliği yapmakta, güncel konularda konferanslar, paneller,
açık oturumlar vb. kültürel etkinlikler düzenlemektedir.
İl Kültür Müdürlüğü, önceleri Valilik Binası'nda hizmet vermekte iken, 1994
yılında, İstasyon Caddesi altında bulunan, metruk haldeki Gümrük (Oktavra)
Binası'nın Kültür Bakanlığı tarafından restore ettirilmesiyle kazanılan
yeni binasına taşınmıştır.
Kırklareli Müzesi [değiştir]Kırklareli Müzesi binası, 1894 yılında
Mutasarrıf Neşet Paşa ve Belediye Başkanı Hacı Mestan Efendi zamanında
yaptırılmıştır. 20 Aralık 1930'da Büyük Önder Atatürk tarafından ziyaret
edilen bina, 1962 yılına dek fiilen Belediye Binası olarak kullanılmış,
1970'li yıllarda ise tamamen boşaltılarak terk edilmiştir. 1983 yılında
başlayan ve çeşitli aralıklarla devam eden restorasyon çalışmaları 1993
yılında tamamlanmıştır. Tarihî binanın müze olarak düzenlenmesi çalışmaları
ise Aralık 1990 tarihinde başlatılmış ve 14 Ocak 1994 tarihinde Kırklareli
Müzesi resmen ziyarete açılmıştır. Bodrumu hariç iki katlı betonarme olan
yapının dört cephesinde kemerli pencereler yer almakta olup, girişte dört
sütuna oturan cumba vardır. Arkeoloji ve etnografya seksiyonları üst katta
yer almakta, giriş katında ise kültür ve tabiat sergisi salonu
bulunmaktadır. Kırklareli Müzesi'nde hâlâ 553 etnografik, 1189 arkeolojik,
1995 adet de sikke olmak üzere, toplam 3737 adet kayıtlı eser mevcuttur.
Gelişmişlik göstergeleri [değiştir]Devlet Planlama Teşkilatı'nın 2003
verilerine göre, Kırklareli sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamasında 81 il
içerisinde 11. sırada bulunmaktadır. Eğitim sektörü gelişmişlik
sıralamasında 7, sağlık sektörü gelişmişlik sıralamasında 15, imalat sanayi
gelişmişlik sıralamasında 14. sırada yer almaktadır. İlçeler sıralamasında,
872 ilçe içinde Lüleburgaz 35, Merkez 106, Babaeski 147, Pınarhisar 214,
Vize 219, Demirköy 259, Pehlivanköy 262 ve Kofçaz 460. sırada yer
almıştır.
Turizm [değiştir]
Doğal yerler [değiştir]Kırklareli'nde gezip görülebilecek doğal yerler
arasında göl ve barajlar, mağara, tabiatı koruma alanları, orman içi
dinlenme ve mesire yerleri ile plajlar bulunmaktadır.
Göl ve barajlar [değiştir]Kırklareli'nde Hamam, Pedina, Mert, Erikli ve
Saka gölleri ile Kırklareli, Armağan ve Kayalı barajları bulunmaktadır.
Mağaralar [değiştir]Merkezde Bedre, Demirköy'de Dupnisa Mağarası,
Pınarhisar'da Pekmezdere, Vize'de Domuzdere, Kaptanın, Kıyıköy ve Yenesu
mağaraları bulunmaktadır. dubnisa mağarasının içi yaz aylarında bile çok
sağuk olduğu biliniyor. gidenler tetbirli gitsinler. gerçekten gidilmeye ve
görülmeye değer bir mağara.
Tabiatı Koruma Alanları [değiştir]Demirköy ilçesinde Saka Gölü Longozu
Tabiatı Koruma Alanı ve Vize İlçesinde Kastro Körfezi Tabiatı Koruma Alanı
bulunmaktadır.
Plajlar [değiştir]Demirköy'de İğneada,
Vize'de Panayır "Panayır İskelesi", Kıyıköy ve Kastros plajları
bulunmaktadır.
Tarihi Yerler [değiştir]"Kırklareli, tarihi yapıları bakımından Osmanlı
kültür mirasına sahip zengin illerden biridir", demek doğru olmayacaktır!
Mevcutlar arasında cami, hamam, imaret, şehitlik [Cumhuriyet'ten sonra
yapılmış bir şehitlik ne kadar tarihi sayılacaktır!?] çeşme, köprü ve
türbeler yer almaktadır.
Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'u fethetmek için kullandığı bir kısım
topların döküldüğü Tophanesi' ise düzenleme çalışmaları hâlen devam ediyor.
Demirköy ilçesinde bulunan ve İstanbul'un fethi sırasında kullanılan
topların döküldüğü Tophane'nin çevresi teller ile koruma altına alınmış ve
çevre temizliği yapılmıştır. Tophane'nin çevre düzenleme çalışmalarına
devam edilmektedir.
Dupnisa Mağarası'nın daha rahat ziyaret edilebilmesini sağlayacak tedbirler
alınıyor.
Kırklareli Valiliği tarafından hazırlanan "Dupnisa Mağarası Düzenleme
Sistemi Projesi" uygulaması sürdürülmektedir. Proje ile mağaranın
aydınlatması sağlanacak ve gezi yolları ve giriş bölümü çevre düzenlemesi
yapılacaktır.
alintidir.
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz