İstanbul, tarih boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapan,
Türkiye'nin ve Avrupa'nın en kalabalık şehri.
Yaklaşık 12 milyonluk nüfusuyla dünyada Bombay'dan sonra 2. en kalabalık
şehirdir. 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 34. sırada yer
alır. Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir. İstanbul, 41° K, 29° D
koordinatlarında yer alır. Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi)
boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında
kurulmuştur. İstanbul'un Avrupa'daki bölümüne Rumeli yakası, Asya'daki
bölümüne ise Anadolu yakası denir. Dünyada iki kıta üzerinde kurulu tek
metropoldür. 32 ilçesi vardır.
Dünyanın en eski şehirlerinden olan İstanbul, 330 - 395 yılları arasında
Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Bizans
İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453
- 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.
Konumu [değiştir]İstanbul, 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır.
İstanbul Boğazı boyunca ve Haliç'i çevreleyecek şekilde Türkiye'nin
kuzeybatısında kurulmuştur. İstanbul, batıda Avrupa yakası ve doğuda Asya
yakası olmak üzere iki kıta üzerinde kurulu tek metropoldür. 32 ilçesi
vardır. Sanal olarak 360tr[1]üzerinden gezilebilir.
Dünyanın en eski şehirlerinden olan İstanbul, 330 - 395 yılları arasında
Roma İmparatorluğu, 395 - 1204 ile 1261 - 1453 yılları arasında Bizans
İmparatorluğu, 1204 - 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453
- 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır.
Etimoloji [değiştir]M.Ö. 667 yılında; İstanbul'a yerleşim kuran kolonist
Megaralılar şehri o dönemdeki kralı Byzas için "Bizantium" ismini
koymuştur. M.S. 196 yılında da Roma İmparatoru Septimius Severus şehri bir
saldırı sonrasında ele geçirmiş, ancak bu sırada şehir bir harabe haline
gelmiştir. Şehri yeniden onarınca, bir çok Romalı da İstanbul'a göç
etmiştir. Her ne kadar Severus şehre oğlunun ismi Augusta Antonina
(İmparator olunca ismi Antoninus Caracalla olmuştur) vermek istese de
rivayete göre, Konstantin şehre Konstantinopolis ismini vermesinden
öncesine kadar halk arasında bu şehre Nova Roma (Yeni Roma) deniliyordu.
Konstantin de en başında şehrin resmi ismini Nova Roma koymak istedi; ancak
dini anlaşmazlıklar çıkınca bundan vazgeçti. İstanbul adının kökeninin
Antik Yunancaya da dayandığı rivayet edilir. Türkler İstanbul'u ele
geçirmesi sırasında ve öncesinde; Selçuklularda olduğu gibi şehre
Stamboul-Stambul demekteydiler. Türklerin yanı sıra; 10'uncu yüzyılda
Arapların 12'inci yüzyılda da Ermenilerin şehre bu isimle çağırdıklarını
öngörürler. Ancak; devlet işlerinde Osmanlı İmparatorluğu Konstantiniyye
ismini kullanır.
Şehrin İstanbul-İstambol ismini sık kullanması ise 17'inci yüzyılda; Evliya
Çelebi'nin şehirden bu isimle bahsetmesiyle başlar. İstanbul kelimesi
Yunanca "εις την
Πόλιν" ya da "στην
Πόλη" (eis tén pólin ya da sten pole =şehire doğru ya
da şehirde ) tümcesinden gelir. 18'inci yüzyılda III. Mustafa döneminde
ise; paraların üzerinden Konstantiniyye kaldırılarak, İstambol'u koyunca
resmiyete dönüşür. (1770)
İstanbul'a farklı isimler veren pek çok dil vardır:
Rumca: Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis, Vizantion
Latince: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma
Slavca: Çargrad, Konstantingrad
İbranice: איסטנבול
(İs-tan-bul), Ortaçağ'da קושטא (Kuş-ta)
Vikingce: Miklagard
Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli
Arapça: Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma
Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul
Eski Rusça: Çargrad, Vizantiy, Konstantinopol, Stambul
Osmanlıcada: Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol,
Darü's-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü'l-Hilafetü 'l Aliye,
Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet, Kostantiniyye (
قسطنطينيه )
İstanbulFransızca : Stamboul
İspanyolca : Estambul
Macarca : Isztambul
Litvanca : Stambulas
Letonyaca : Stambula
Arnavutça : Stambolli
Galce : Iostanbúl
Loglanca: Gonstantinupol
Lazca: Poli
Ladino: Estanbol
Farsça: Estanbol
Rumence:İstambul
Tarihçe [değiştir]Ana madde: İstanbul'un tarihi
Her ne kadar 300.000 yıldan bu yana Dünya 3 kez Buzul Çağı geçirip, toprak
kütlesi yer değiştirse de; Küçükçekmece'deki Yarımburgaz mağarasında
Neolitik ve Kaltolitik insanlara değin izler bulunmuştur. Dudullu'da Alt
Paleolitik Çağ, Ağaçlı'da Orta Paleolitik Çağ ve Üst Paleolitik Çağ'da
kullanılan aletlere rastlanılmıştır. Ancak, Dünya'nın herhangi bir yerinde
bu çağlara değin izlere rastlanabilir. Yaşadığımız son buzul çağı
sonrasındaki izler M.Ö. 5000 yıllarına aittir.M.Ö. 5500 yıllarına ait
fikirtepe yazıtlarının bulunması ile kalkolitik çağda da başkent olduğu
tespit edilmiştir.
İstanbul'un kent tarihini 4 ana başlıkta toplayabiliriz. Bunlar;
İstanbul'un isminin Byzantium olduğu ikinci yerleşim dönemleri, Konstantin
tarafından kurulan Bizans İmparatorluğu'ndaki Konstantinopolis dönemi,
Osmanlı İmparatorluğu dönemi ve Cumhuriyet sonrası dönemi.
İstanbul, Roma İmparatorluğu (330-395)'nun, daha sonra Bizans İmparatorluğu
(395-1204, 1261-1453) ve Latin İmparatorluğu (1204-1261)'nun, son olarak da
Osmanlı İmparatorluğu (1453-1922)'nun başkenti olmuştur. Romalılar ve
Bizanslılarca başkentleri Konstantinopolis, Osmanlılarca başkentleri
Stambul, İslambol, Konstantiniyye, Dersaadet v.b. anılmıştır. Türkiye
Cumhuriyeti'nce şehir 1930 yılından beri resmi olarak İstanbul diye
adlandırılmaktadır.
Bizans Dönemi [değiştir]Ana madde: Byzantion
Bu dönem M.Ö. 660 ile M.S. 324 yılları arasını kapsar. M.Ö. 667'de Megara
halkı; şehre yerleştikten sonra; kralı Byzas için, Byzas'ın yeri veya şehri
anlamındaki Bizantium (Byzantium ya da Bizantion -
Βυζάντιον
ismini koyar.
Bilinen efsaneye göre Megaralılar Ege Denizi'nde kuzeye doğru yol alır, bu
sırada Kral Byzas'a da Delfi kahininden "körün zıttı"'nda yeni bir şehir
kuracağını söyler. Mageralılar da Boğaziçi'ye ulaştıktan sonra, koyları
gezer ve dönemin Kalkedon'u
(Χαλκηδών
günümüzde Kadıköy olan yere şehrin ilk temellerini kurar.
Bizantium çizimiMegaralılar daha sonra Sarayburnu'na da yerleşmiş; ancak
bir çok kez şehir istilaya uğramıştır. M.Ö. 269'da Bitinyalılar tarafından
ele geçirilmiştir. M.Ö. 202'de Bitinyalılar Makedonların istilasından
korkarak; Roma'dan yardım talebinde bulunmuş ve Roma kültürü yavaşça şehri
etkilemeye başlamıştır. M.Ö. 146'dan itibaren de Roma İmparatorluğu'nun
egemenliği altına girmiştir. Şehir o dönemden itibaren; Bitinya-Pontus
eyaletinin içinde olmuştur.
Roma İmparatoru "Septimus Severus" şehri, halk Partlıları tuttuğu için M.S.
196'de şehri istila eder ve şehir neredeyse tamamen yokolur. (Başka bir
görüşe göre de Severus şehirdeki tüm yerleşim yerlerini yakmıştır) Severus
şehri oldukça beğendiği için; şehri tamamen yeniden kurar. Bu dönemde
Roma'da yaşanan sorunlardan dolayı; Roma halkının büyük bir çoğunluğu
İstanbul'a göç eder. Bu dönem içerisinde; Roma'dan İstanbul'a gelenler
şehre "Nova Roma" (Yeni Roma) diyecektir; ancak bu isim hiç bir zaman
resmiyet kazanmaz.
269 yılında Gotların egemenliğine geçen şehir; 313'de de Nikomedyalıların
eline geçer. Konstantin da Nikomedyalılardan şehri alır ve Roma
İmparatorluğu'nun başkenti olur.
Bizans İmparatorluğu Dönemi [değiştir]Ana madde: Konstantinopolis
Konstantinopolis haritası. Detaylı harita.Bu dönem 324 - 1453 yılları
arasını kapsar. I. Konstantinus şehri ele geçirip Roma İmparatorluğu'nun
başkenti yaptıktan sonra, şehir ayrıca Roma'nın doğusunun yönetim merkezi
olur. Romalı nüfusu bu dönemde, Romalı soyluların göçü de dahil olmak üzere
önemli boyutta arttı. Bu dönemde; yeni bir mimari yapıyla şehir oldukça
genişledi. 100 kişilik bir hipodromun (Sultanahmet Meydanı) yanı sıra,
limanlar ve tu tesisleri yapıldı.
Konstantinus'un döneminde şehre Nova Roma dese de; 11 Mayıs 330 da şehrin
ismi Konstantinopolis oldu. Döneminde Dünya'nın en büyük katedrali olan
Ayasofya'yı 360'da kuran Konstantin; böylece Roma İmparatorluğu'nun dinini
de Hristiyanlık olarak değiştirdi. Pagan Roma dinine inanan batı ile ilk
kopuş da bu dönemde başladı. Her ne kadar; Bizans İmparatorluğu I.
Theodosius'un ölümü ile başlasa da; Bizans İmparatorluğu Konstantinus
Hristiyanlığı getirmesine duyduğu saygıdan kendisini hep bir Bizans
İmparatoru olarak görmüş; 1453'deki çöküşüne kadar da 10 İmparatorunun daha
ismi Konstantinus olmuştur. Bu dönemde İstanbul'un rolü oldukça
stratejiktir; Avrupa ve Asya arasında bir kapı olmuştur. Bu vesile ile,
ticaret, kültür ve diplomasinin yapıldığı bir merkezdir. Bu dönemde şehrin
ismi "Poli" (şehir) de olmuştur.
476'da Batı Roma'nın yıkılması sonrasında da; Batı Roma İmparatorluğu'ndaki
Romalıların büyük bir çoğunluğu buraya göç etmiş, ve Bizans
İmparatorluğu'nun da başkenti İstanbul olmuştur. 543'de nüfusun yarısının
ölümüne sebebiyet veren veba salgınından sonra; şehir İmparator I.
Jüstinyen döneminde yeniden inşa edilmişdir.
700lü yıllarda Sasaniler ve Avarlar'ın saldırısına uğrayan şehir; 800lü
yıllarda Bulgarlar ve Arapların, 900lü yıllarda ise Ruslar ve Bulgarların
saldırısına uğramıştır.
Ancak; saldırılar arasında en yıkıcı olanı 1204 yılında olmuştur. Haçlılar
tarafından; 4. Haçlı Seferi'nde 1204 yılında ele geçirilen şehir
yağmalanmış; halkın büyük bir çoğunluğu şehirden kaçmış; yoksul ve enkaz
içinde bir kente dönüşmüştür. Bunun sebebi Batı Roma'da büyüyen Latinlerin;
Katolik Hristiyanlık anlayışı ile Bizans'daki Ortodoks Hristiyanlık inanışı
arasındaki farklılıklar ve uyumsuzluklardır. Bu dönem sonrasında, 1261
yılında Palailogos Hanedanından; Michael VIII Palaeologus şehri tekrar ele
geçirmiş ve Latin'lerin dönemini sona erdirmiştir.
Bu dönemden sonra giderek küçülen Bizans; Osmanlı İmparatorluğu tarafından
1391'den sonra kuşatılmaya başlamış; en sonunda 29 Mayıs 1453'de Osmanlı
İmparatorluğu'nun himayesine geçmiştir. İstanbul'un fethi, Dünya tarihinde
Orta Çağ'ın sonunu simgelemektedir.
Osmanlı Dönemi [değiştir]Ana maddeler: Osmanlı İmparatorluğu ve
İstanbul'un fethi
İstanbul'un Fethi
1895 öncesi çekilmiş, Süleymaniye Camii ve etrafını gösteren bir görüntü.Bu
dönem 1453 - 1923 yılları arasını kapsar. 29 Mayıs 1453'de; Osmanlı
İmparatorluğu padişahı Fatih Sultan Mehmet'in 53 gün süren kuşatması
sonrasında; İstanbul Osmanlı'nın 3'üncü ve son başkenti olur.
Osmanlının ele geçirmesinden sonra; Topkapı Sarayı ve Kapalı Çarşı'nın da
kurulması ardından bir çok okul ve hamam açılır. Dünya'nın ve
İmparatorluğun dört bir yanından insanlar İstanbul'a taşınır. Yahudilerin,
Hristiyanların ve Müslümanların beraber yaşadığı kozmopolit bir toplum
olur. Bizans döneminden kalan, eski binalar ve surlar onarılır. Fetihten 50
yıl sonra; İstanbul Dünya'nın en büyük şehirlerinden biri olur. "Küçük
Kıyamet" olarak da adlandırılan; 14 Eylül 1509 İstanbul Depremi sonrasında
(8 şiddetinde olduğu ileri sürülmektedir); 45 gün süren artçı sarsıntılarla
binlerce bina yıkılır ve bir çok insan yaşamını kaybeder.
1510 yılında; Sultan II. Beyazıd; 80.000 kişinin çalışmasıyla şehri yeniden
kurar. Günümüzde de varolan eserlerin büyük bir çoğunluğu bu dönemden
kalmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde; mimari ve sanat konularına
önem verilir. Mimar Sinan camiler ve diğer binalar kurar. Lale Devri
döneminde; Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa 1718 yılından itibaren;
itfaiye'yi kurmuş, ilk matbaayı açmış ve fabrikalar kurmuştur. 3 Kasım
1839'da ilan edilen Tanzimat Fermanı sonrasında da batılaşma süreci
hızlanmış; ve bir çok alanda yenilikler yaşanmıştır.
Haliç'in üzerine köprü; Karaköy'e tünel, demiryolları, kentin içindeki
deniz taşımacılığı, belediye örgütlerinin, hastanelerin kurulmasıyla modern
bir şehir halini almıştır. 1894 yılında; Üçyüzon Depremi'ni yaşayan
İstanbul, tekrar büyük bir zarar görmüş, Birinci Dünya Savaşı'nın
sonlarında 13 Kasım 1918'de İtilaf Devletleri donanmasınca da işgal
edilmiştir.
29 Ekim 1923'de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla da İstanbul'un 2500
yıldır süren başkentlik dönemi de sona ermiştir.
1890lı yıllarda Galata Kulesi'nden panorama.
Cumhuriyet Dönemi [değiştir]Ana madde: Türkiye
Ayasofya ve Sultanahmet Camii
Sultanahmet CamiiCumhuriyet sonrası 1923-1950 yılları arasında fiziksel
atılımlar olmuştur. 1900'lerin başında 1 milyon olan nüfus, 1927'de
690.000'e düşmüştür, 1935'de 740.000 ve 1945'de tekrar 900.000'e
ulaşmıştır. 1950'lerde Balkanlar'dan göç almıştır. Bu dönemde şehirleşmede
gecekondular önplana çıkmaktadır. 1960'larda ise gecekonduların yanında,
apartmanlaşma başlamıştır. 1970'lerde hızlı nüfus artışı ile konut ve
ulaşım sorunları önem kazanmıştır. Bu dönemde otomobil sayısının artması ve
sonucunda trafiğin artması Boğaziçi Köprüsü'nün yapılmasında etkili
olmuştur ve ulaşımda önemli bir yere gelmiştir. İstanbul metropoliten alanı
1970-1975 yılları arasında merkezde 50 kilometre yarıçaplı bir alan iken
1980'de 60 kilometre yarıçapa ulaşmıştır. 1990'ların nüfus artışı, nüfusun
dış taraflara yayılması ile sonuçlanmıştır ve sonucunda İETT'nin yetersiz
gelmesi ile dolmuş ve minibüsler bu açığı kapatmaya çalışmışlardır.
Coğrafya ve İklim [değiştir]
Coğrafya [değiştir]İstanbul'un kuzey ve güneyi denizlerle
çevrili.Kuzeyinde Karadeniz,güneyinde Marmara Denizi vardır. Batısında
Tekirdağ'ın Çerkezköy, Çorlu, Marmara Ereğlisi ve Saray ilçeleri, doğusunda
Kocaeli'nin Gebze, Körfez ve Kandıra ilçeleri bulunur. Boğaziçi'ndeki Fatih
Sultan Mehmet ve Boğaz Köprüleri şehrin iki yakasını birbirine bağlar.
İstanbul, idari olarak 32 ilçe, 112 köye ayrılır.
İklim [değiştir]İstanbul'un yazları sıcak ve nemli; kışları soğuk,
yağışlı ve bazen karlıdır. Yıllık yağmur düşüşü 870mm dir. Nem yüzünden,
hava sıcak olduğundan daha sıcak; soğuk olduğundan daha soğuk
hissedilebilir. Kış aylarındaki ortalama ısı 7°C ile 9°C civarındadır ve
kar yağışı genelde görülür. Kış aylarında bir iki hafta kar yağabilir.
Haziran'dan Eylül'e kadar otalama sıcaklık 28°C dir.
En sıcak ay Haziran (23.2)°C, en soğuk ay da Ocak (5.4°C) dır. Şu ana kadar
en sıcak hava; Ağustos 2000'de 40.5°C olarak kaydedilmiştir. En soğuk hava
ise; Şubat 1927'de -16.1°C olarak kaydedilmiştir.
Şehir biraz rüzgarlıdır; ortalama rüzgar hızı saatte 17km dir.
Yaz en kuru mevsimdir, ama Akdeniz iklimlerin aksine kurak mevsim
yoktur.
Aylar Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Arl
Ort.En Yüksek °C 9 9 11 16 21 26 29 29 25 21 15 11
Ort.En Düşük °C 3 2 3 7 12 16 18 20 15 12 9 5
Kaynak: meteor.gov.tr
Nüfus [değiştir]İstanbul'un nüfusu son 25 yılda 4 katına çıkmıştır.
İstanbul'da yaşayanların yaklaşık %65'i Avrupa yakasında; %35'si de Anadolu
yakasında yaşar. İşsizlik sebebi ile bir çok insan İstanbul'a göç etmiş,
genelde şehir etrafında gecekondu mahalleleri oluşturmuştur.
İstanbul'un nüfusu tarih boyunca tahmini olarak (1927-2000 araştırmaların,
1927 öncesi tahmini rakamlardır) şöyledir :
İstanbul Demografisi[2]
2000 Türkiye İstanbul İller arası sırası
Toplam nüfus 76.028.600 10,018,735 1
Yılık nüfüs artış hızı(binde): +18.3% +33.1% 3
Nüfus yoğunluğu 100,2 /km² 1885/mi² 1
Okur Yazarlık Oranı(yüzde) 87.3 93.4 1
Bağımlılık oranı 55% 45% 71
Üniversite mezunlarının oranı 7.8% 11.2% 3
Doktor başına kişi sayısı 764 486 3
Net İç Göç Oranı(Binde): ... 46.1 5
Hastane yatağı başına kişi sayısı(2001) 430 295 7
Yıl Nüfus
330 40,000
400 400,000
530 550,000
545 350,000
715 300,000
950 400,000
1200 150,000
1453 36,000
1477 14.803[3]
1566 600,000
1817 500,000
1860 715,000
1885 873,570
1890 874,000
1897 1,059,000
1901 942,900
1914 909,978
Yıl Nüfus
1927 680,857
1935 741,148
1940 793,949
1945 860,558
1950 983,041
1955 1,268,771
1960 1,466,535
1965 1,742,978
1970 2,132,407
1975 2,547,364
1980 2,772,708
1985 5,475,982
1990 7,620,241
1997 9,260,438
2000 11,803,468
2005 14,797,536
2006 15,034,830
İstanbul Nüfusu - İlçelere göre [değiştir]Gaziosmanpaşa : 1,013,048
Ümraniye : 897,260
Küçükçekmece : 785,392
Kadıköy : 744,670
Bağcılar : 719,267
Büyükçekmece : 688,774
Üsküdar : 582,666
Bahçelievler : 571,711
Kartal : 541,209
Pendik : 520,486
Esenler : 517,235
Fatih : 422,941
Kağıthane : 418,229
Maltepe : 415,117
Eyüp : 325,532
Avcılar : 323,596
Güngören : 318,545
Şişli : 314,684
Zeytinburnu : 288,743
Sarıyer : 276.407
Sultanbeyli : 272,758
Bayrampaşa : 272,196
Beyoğlu : 247,256
Beykoz : 241,833
Bakırköy : 214,821
Beşiktaş : 191,513
Tuzla : 165,239
Silivri : 125,364
Çatalca : 89,158
Eminönü : 32.557
Şile : 25,169
Adalar : 10,460
[kaynak belirtilmeli]
İlçeleri [değiştir]Adalar, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy,
Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Eminönü,
Esenler, Eyüp, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal,
Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sarıyer, Sultanbeyli, Silivri, Şile, Şişli,
Ümraniye, Üsküdar, Tuzla, Zeytinburnu yeşilpınar ilçelerine sahiptir.
[4].
Ekonomi [değiştir] İstanbul ile ilgili bu madde bir taslaktır. İçeriğini
geliştirerek Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.
Eğitim [değiştir]
Üniversiteler [değiştir]
Tarihi Maçka Silahhanesi şu an İTÜ Maçka Yabancı Diller Yüksekokulu
olmuştur.İstanbul'da yedi devlet üniversitesi, on altı vakıf üniversitesi
bulunmaktadır.
Devlet Üniversiteleri [değiştir]Boğaziçi Üniversitesi
Galatasaray Üniversitesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
İstanbul Üniversitesi
Marmara Üniversitesi
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi
İstanbul ile ilgili bu madde bir taslaktır. İçeriğini geliştirerek
Vikipedi'ye katkıda bulunabilirsiniz.
İstanbul'daki Vakıf Üniversiteleri
Bahçeşehir Üniversitesi
Beykent Üniversitesi
Bilgi Üniversitesi
Doğuş Üniversitesi
Fatih Üniversitesi
Haliç Üniversitesi
Işık Üniversitesi
Kadir Has Üniversitesi
Koç Üniversitesi
Kültür Üniversitesi
Maltepe Üniversitesi
Okan Üniversitesi
Sabancı Üniversitesi
Ticaret Üniversitesi
Yeditepe Üniversitesi
İstanbul'daki önemli mekânlar [değiştir]
Surlar [değiştir]Ana madde: İstanbul Surları
İstanbul Surlarıİstanbul Surları, İstanbul'un etrafını çeviren surlar
tarihte 7. yy.dan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla
dört defa elden geçmiştir. Son yapımı M.S. 408'den sonradır. II. Theodosius
(408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu'ndan Haliç kıyısı boyunca
Ayvansaray'a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule'ye,
Yedikule'den Topkapı'ya, Topkapı'dan Ayvansaray'a uzanıyordu.
Surların uzunluğu 22 km.dir. Haliç surları 5.5 km., kara 6,5km. Marmara
Surları 9 km.dir.
Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur,iç sur. Hendekler bugün
tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m. aralıklarla kara surları
tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. Bu
burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 m.lik çıkıntıda,
çoğunlukla kare planlı ve 25 m. yüksekliğindedir.
Saraylar [değiştir]
Dolmabahçe Sarayı
Beylerbeyi SarayıAna madde: Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı: Dolmabahçe Sarayı, Karaköy'den Sarıyer'e uzanan sahil
şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara
Denizi'nden Boğaziçi'ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar'ın
karşısında yer alan saray. Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan
alana yapıldığı için dolmabahçe adını almıştır. Yapımı için dış
devletlerden borç alınmıştır.
Ana madde: Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi Sarayı: Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir
sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan'a
yaptırılmıştır.
Ana madde: Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı: Topkapı Sarayı, İstanbul'da yer alan ve dünyada günümüze
gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir.
Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara denizi gören,
İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi
İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km'yi bulan surlarla
çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir.
Ana madde: Yıldız Sarayı
Yıldız Sarayı: Yıldız Sarayı ilk kez Sultan III. Selim'in (1789-1807)
annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış, özellikle Osmanlı padişahı II.
Abdülhamit zamanında Osmanlı Devletinin ana sarayı olarak kullanılmış,
günümüzde Beşiktaş İlçesi’nde yer alan bir saraydır. Dolmabahçe
Sarayı gibi tek bir bina halinde değil, Marmara denizi sahilinden
başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı
kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim,
koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür.
Ana madde: Çırağan Sarayı
Çırağan Sarayı: İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan
tarihi saray.
Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere
saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok
olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir
ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı
Serkis Balyan’a yaptırılmıştı. Dört yılda 4 milyon altına mal olan
yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Yapımı için
Avrupa devletlerinden borç alınmıştır.
Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekanlar
tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef
kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan
da birçok önemli toplantıya mekan olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş
cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir
köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar
boyu harabe halinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya
olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile beş yıldızlı, güzel bir sahil
oteline dönüştürülmüştür. Bahçesinde süs havuzu, bir iskele ve bir
helikopter pisti bulunmaktadır. Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev
sahipliği yapmaktadır.
Meydanlar [değiştir]
Taksim Meydanı [değiştir]
Taksim MeydanıAna madde: Taksim Meydanı
Taksim semti ve meydanı adını, eskiden Galata-Beyoğlu suyunun "taksim
edildiği", Taksim Maksemi'nden almıştır.
Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt,
meydan haline getirilip genişletildikten sonra zamanla bugünkü görünümünü
almıştır. Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri
olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyor. Meydanın
başlangıcından Tünel'e kadar nostaljik tramvay çalışır.
Taksim Meydanı’nın simgesi haline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan
heykeltraş Pietro Canonica'ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine
yerleştirilmiştir. Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz
kullanılarak yapılmıştır. Maliyeti için halktan para toplanmıştır.
Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk'ü
ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir. Anıt dikilmeden önce Taksim'de alan
özelliği yoktu.
Sultanahmet Meydanı [değiştir]
Sultanahmet MeydanıAna madde: Sultanahmet Meydanı
İstanbul'un en önemli meydanlarından biri. Bizans devrinde Hipodrom olarak
bilinirdi. “Hipodrom” Yunanca "hippos" (at) ve "dromos" (yol)
sözcüklerinin bileşiminden oluşan ve "atyolu" anlamına gelen bir kelimedir.
Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi.
Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri
Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen
İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına
kadar uzanırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu
gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde
arasında Milerium zafer takı bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan
yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı.
Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece
süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı. İstanbul'da
Halide Edip'in işgale karşı konuşma yaptığı 1920 Sultanahmet mitingi de
burada yapılmıştır.
Meydanın orta yerinde Kayzer Wilhelm'in ziyaret hatırası olarak yapılmış
olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi
yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul'un en önemli turistik
merkezidir.
Beyazıt meydanı [değiştir]İstanbul'un Eminönü ilçesinde bulunan tarihi
bir meydandır.İstanbul Üniversitesi ve Tarihi Kapalı Çarşı'ya ev sahipliği
yapmaktadır.Beyazıt Camiini de içinde bulunduran meydan turistlerin uğrak
noktasıdır.
Ulaşım [değiştir]
Atatürk Havalimanı
Şehre ulaşım [değiştir]Şehre havayolu, karayolu, denizyolu ve demiryolu
ile ulaşmak mümkündür. Şehrin 2 adet uluslararası havalimanı
mevcuttur.Bunlar Yeşilköy Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı
dır.
Büyük İstanbul Otogarı 1980'li yıllarda Topkapı'da bulunan İstanbul Trakya
Otogarı'nın yetersiz gelmesi üzerine, 1987'de İstanbul Büyükşehir
Belediyesi ile Büyük İstanbul Otobüs İşletmeleri Anonim Şirketi arasında
imzalanan antlaşmayla yapımına başlanmış, 1994 yılında hizmete
girmiştir.Avrupa'nın en büyük otogarı olmakla beraber dünyanın en büyük 3.
otogarı konumundadır.
Haydarpaşa Garı, 1908'de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç
istasyonu olarak inşa edilen tren garıdır. Gar, TCDD'nin ana istasyonudur.
İstanbul'un Anadolu Yakasında Kadıköy'de bulunur. Osmanlı İmparatorluğunun
son dönemlerinde Bağdat Demiryolu yanında İstanbul-Şam-Medine (Hicaz
Demiryolu) seferleri de yapılmaya başlanmıştır.
Ayrıca bakınız: İstanbul halk taşımacılığı
İstanbul Raylı Sistem Haritası
Tünel
Şehir içi ulaşım [değiştir]'İstanbul'da ulaşım, ağırlıklı olarak İETT
yönetiminde otobüs seferleri ve dış semtlerde minibüs ve dolmuş
taşımacılığı ile birbirinden farklı sistemlerde raylı ulaşım sistemlerinin
desteği ve İstanbul'un coğrafi konumundan faydalanarak İDO'ya ait klasik
vapurlar ve modern deniz otobüsleri ile sağlanmaktadır. İstanbul'da her
gün, 5712 km²'lik bir alanda 11 milyondan fazla kişi bu ulaşım imkanlarını
kullanmaktadır.
Şehirde; Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ismi ile iki tane
uluslararsı havaalanı bulunmaktadır.
Kentin doğu- batı ekseninde geçen iki çevreyolu bulunmaktadır. Güneydeki
çevreyolu Boğaziçi Köprüsü ile kuzeyindeki TEM karayolu ise Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü ile karşı yakaya ulaşımı sağlar.
İstanbul metrosu:
Ana madde: İstanbul metrosu
İstanbul şehri, 1876'da yapılan "Tünel" ile toplu taşımada metronun
öncüleri arasındaydı. İstanbul şehri için kamu yararı ve ulaşım rahatlığı
gözönüne alınarak 1912'den bu yana çeşitli ülek firmaları tarafından
yapılmış öneriler olduğu bilinmektedir. İstanbul'da geniş kapsamlı bir
metro yapılması fikrinin 1908'de ortaya çıktığına dair kayıtlara İETT
arşivinde rastlanıyor. "Mecelle-i Umur-ı Belediye"nin 3. cildinde
Mecidiyeköy ile Yenikapı arasında bir metro imtiyazı verildiğine dair kayda
rağmen, projenin gerçekleşmediği anlaşılıyor. Yine 1912'de bir Fransız
mühendisin Karaköy-Şişli arasında bir hat önerdiği ve Kurtuluş'a doğru bir
giriş yaptığı anlaşılıyor. İlk etraflı proje ise 1912'te rastlıyor.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Levent'teki iş merkezleri
Stadlar ve Salonlar [değiştir]Kulüp faliyeti Lig Saha Kuruluşu
Fenerbahçe SK Futbol Türkiye Süper Ligi Şükrü Saracoğlu Stadyumu 1907
Galatasaray SK Futbol Türkiye Süper Ligi Ali Sami Yen Stadyumu 1905
Beşiktaş Jimnastik Kulübü Futbol Türkiye Süper Ligi İnönü Stadyumu 1903
İstanbul Büyükşehir Belediyespor Futbol Türkiye Süper Ligi Atatürk
Olimpiyat Stadı 1990
Kasımpaşa SK Futbol Türkiye Süper Ligi Recep Tayyip Erdoğan Stadı 1921
Kartalspor Futbol Lig A Kartal Stadı 1949
İstanbulspor AŞ Futbol Lig A Bayrampaşa Çetin Emeç Stadı 1926
Efes Pilsen Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Abdi İpekçi Arena 1976
Beşiktaş Cola Turka Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Akatlar Spor ve Kültür
Kompleksi 1903
Beykoz Basketbol Türkiye Basketbol Ligi R. Şahin Köktürk Spor Salonu 1908
Alpella Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Caferağa Sports Hall 2006
Fenerbahçe Ülkerspor Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Abdi İpekçi Arena
1907
Galatasaray Cafe Crown Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Ayhan Şahenk Spor
Salonu 1905
Tekelspor Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Haldun Alagaş Spor Salonu 1941
Darüşşafaka Basketbol Türkiye Basketbol Ligi Ayhan Şahenk Spor Salonu 1914
alintidir.
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz