Zonguldak ilinin merkezi olan şehirdir. Karadeniz kıyısında bulunan
şehir, özellikle limanıyla Türkiye'nin Karadeniz ülkeleriyle arasındaki
deniz ticaretinde önemli bir yere sahiptir. Ayrıca Türkiye'nin en zengin
taşkömürü madenlerini barındırır
Tarihçe [değiştir]Yörenin ilk sakinleri
Frig boylarından oluşan Bithin, Mariandyn ve Migdon adlı göç
topluluklarıdır. M.Ö. VI. yüzyılda Batı Anadolu’da başlayan
kolonizasyon sürecinde yörede de ticari iskeleler kurulmuştur.
M.Ö.334’e kadar Perslerin egemenliğinde kalan bölge, bu tarihten
sonra Makedonyalıların eline geçmiş; ancak yöre halkının ayaklanması sonucu
kısa bir süre boyunca bağımsız yönetilmiştir.
Zonguldak ve çevresi M.Ö. 27’de Roma İmparatorluğu'na bağlanmış, daha
sonra da Doğu Roma toprağı olmuştur.
Yöreye Anadolu Selçuklu ordusu 1084 yılında gelmiş ve yöreyi fethetmiş.
Daha sonra ise yöreyi Cenevizliler ele geçirmiştir, beylikler döneminde ise
Candaroğulları bölgede hakimiyet kurmuştur. 1460 yılında Fatih Sultan
Mehmet’in Amasra’yı almasıyla birlikte Zonguldak ve çevresi
tamamen Osmanlıların eline geçmiştir.
II. Mahmut döneminde, 1829 yılında bölgede ilk kömür bulunmuştur.1848'de
ise ilk kömür oacakları açılmıştır.Bu ocakları Belçikalı ve Fransız
şirketler işletmiştir.
Zonguldak limanı Birinci Dünya Savaşı'nda Sarıkamış'a gidecek malzemelere
ev sahipliği yapmış, Kurtuluş Savaşı'nda ise SSCB ile ilişkilerde önemli
bir rol oynamıştır.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1919 yılında Fransız şirketlerinin
haklarını korumak bahanesiyle Fransız askerleri önce Zonguldak’ı,
ardından da Kdz.Ereğli’yi işgal etmiştir; ancak, Zonguldak ve
çevresindeki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine bağlı güçlerin karşı koymasıyla
tehlikeye düşmüşler, 21 Haziran 1920'de de bölgeyi terketmişlerdir.
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...