Giresun ili Karadeniz Bölgesi'nin Doğu Karadeniz bölümünde, kuzetinde
Karadeniz sahili ile güneyinde Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırası
arasında yer alana yer almaktadır. Batısında Ordu, güneybatısın´da Sivas,
güneydoğu´da Erzincan, doğu´da Gümüşhane ve kuzeydoğusunda´da Trabzon ile
çevrilidir.
Rakım : 10
Ortalama Yağış : 1349.9 mm.
Ortalama Sıcaklık : 14.3 C
2003 Yılındaki en yüksek sıcaklık : 37.3 C
2003 Yılındaki en düşük sıcaklık : -2 C
Önemli Yükseltiler : Dereli Bektaş Yaylası Karagöl Tepesi (3 107 Metre.)
İl Merkezi ; Aksu ve Baltama vadileri arasında denize doğru uzanan bir
yarımada üzerinde kurulmuş olup, bu yarımadanın doğusunda ve 2km. açığında
Doğu Karadeniz’in tek adası olan Giresun Ada’sı
bulunmaktadır.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GİRESUN,FINDIĞIN BAŞKENTİ
Giresun, Anadolu'nun kuzeydoğusunda, yeşille mavinin kucaklaştığı
Karadenizin inci kentlerinden birisidir. Şehir, denize doğru uzanan
yarımadanın üzerinde yer almaktadır. Yarımadanın karşısında Karadenizin tek
adası olan Giresun Adası (Aretias), kentin bir kolyesi gibi durmaktadır.
Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu
tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer
almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun
kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien
Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular
tarafından kurulduğunu yazmıştır. Şehir hakkında Roma, Bizans ve Rum Pontus
İmparatorluğu dönemine ait tatminkar bilgiler yoktur.
Eski Anadolu tarihi araştırmalarında, şehir ve kasaba tarihlerinde dil
incelemeleri sonucunda, bu bölgede M.Ö. 2000'li yıllardan beri Türk
varlığının mevcut olduğu anlaşılmıştır.
M.Ö. 7.y.y.da İskitlerin Karadenize göç etmesi ile Oğuz unsurları da bu
bölgeye yerleşmişlerdir. Bu bölgede Oğuz boylarından Yazır, Döğer, Avşar,
Karkın, Halaç'ların; Akhun, Kuşan, Peçenek, Hazar, Hun, Kıpçak Türklerinin
yerleşimi mevcuttur.
Karadeniz bölgesinde, ilk ve orta çağlarda, İskit, Kimmerler, Hun, Hazar,
Bulgar, Uz, Peçenek göçlerinin sonucu Türk iskanının olduğu, Karadeniz
ağızlarının fonetik ve morfolojik yapısıyla birlikte yer adlarından da
anlaşılır. Giresun'un batı yakasındaki Çıtlakkale mahallesinin adının
Deliorman ve Selanik civarından gelerek buraya yerleşmiş olan Türk
topluluğu Çıtaklardan geldiği, bölgede konuşulan lehçenin ve kültür
unsurlarının Çıtak ve Gagavuz Türklerinin ki ile benzerlik gösterdiği
görülür.
Hitit İmparatorluk dönemi tabletlerine dayanan tarihi kaynaklarda,
Giresun'un Azzi Bölgesi sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Karadeniz
bölgesinde 90'a yakın koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu
şehirlerinin de kurucularıdır. Amaçları bu bölgeyi kendilerine yurt edinmek
olmayıp, buraların her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarını sömürmekti.
Bu yüzden yerleşim birimlerinin korunabilecek kısımlarını alıp buralara
yerleşmişlerdir.
Çevresinde önemli gümüş ve demir üretim yerleri olan Giresun'a Romalılar
tam bir hakimiyet kurmamışlardır. Onların döneminde bu bölgede para
basıldığı rivayet edilmektedir. Roma idaresinin ilk dönemlerinde Romalı
yazarlardan Ammianus Marcel'e göre Romalı komutan Lucullus buraya
geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görmüş ve bu ağacın fidanlarını Roma'ya
götürmüştür. Bu bilgi kirazın dünyaya Giresun'dan yayıldığı inancının
kaynağı olmakla birlikte Roma'da daha önce de kirazın varolduğu
belirtilmektedir. Giresun Romalıların ardından Bizanslıların denetimine
geçmiştir. Bizans egemenliği döneminde Yunan medeniyetinin büyük bir hızla
gelişip yayılmasına karşılık, Yunan soyu gittikçe zayıflamıştır. Bu
sebeple, Bizans İmparatorları, ülkelerinin içerisinde yaşayan ve başka
soydan gelen insanları asimle etmeye çalışmışlar ve bu yolda en çok dil ve
dinden yararlanmışlardır. Doğu Karadeniz'in ormanlık alanlardaki kabileleri
itaat altına almak için ormanlar kesilerek yollar açılmış, yol boylarına
muhafız kulübeleri yapılmış, hatta bir miktar Hıristiyan Bulgar Türk'ü de
getirilip bölgeye yerleştirilmiştir. Bizanslılar bu yolda çaba harcarken
705 yılında ilk kez Müslüman Arap orduları bölgeye gelip İslamlığı
tanıtmaya başlamıştır.
Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244'te Moğolların
egemenliği altına giren Trabzon Türklerin bir eyaleti haline gelmiştir.
Trabzon'a bağlı bulunan Giresun ve çevresi Moğol nüfuzu altına girmiştir.
İşte bu sırada, Oğuzların Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler;
Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sınırlarına yerleşmeye başlamışlardır.
Bayram Bey, Ordu ve çevresini kontrol altına alan Çepni Türkmenlerinin
beyidir. Oğlu Hacı Emir Bey döneminde bu bölgeye "Bayramlu Beyliği"
denilmeye başlanmıştır. O da aynı şekilde Trabzon Rum İmparatorluğunu
sıkıştırmaya devam etmiş olup, Hacı Emir Beyin Oğlu Emir Süleyman Bey de,
1397'de Giresun'u fethetmiştir.
Böylece onun zamanında Giresun ve çevresinin fethi ve Türkleşmesi tam
manasıyla sağlanmıştır. Bu beylik iç ve dış çatışmalar sonucu zayıflayıp
Sivas Hükümdarı Kadı Burhaneddin'in hakimiyetine girmiş ve dolayısıyla
Giresun da bu devletin sınırları içinde kalmıştır.
Bugüne kadar yanlış bir kanaat olarak Giresun'un Türkleşmesi Fatih Sultan
Mehmet'in 1461'de Trabzonu fethiyle beraber gösterilmiştir. Giresun'un
Osmanlı Devletine bu tarihte katıldığı doğrudur. Oysa Giresun'un
Türkleşmesi 1397'de Bayramlu Çepni Türkmen Beyi Emir Süleyman Beyin
Giresun'u fethetmesiyle gerçekleşmiştir. Bu yanlış kanaat yüzünden
Giresun'da onun adını taşıyan hiçbir eser bulunmamaktadır. Dolayısıyla
Giresun'un ilk fatihi tanınmamaktadır
İsim [değiştir]Ege kıyısında yaşayan Miletlierin MÖ 7. yüzyılda Karadeniz
kıyısında kurduğu Yunan kolonilerinden birisi olup kent adı başta Anabasis
olmak üzere pek çok antik kaynakta kayıtlıdır. Romalı general Lucullus'un
antik Kerasus kentinden İtalya'ya kiraz meyvesini getirdiği için bu
meyvanın adını Giresun'dan aldığı söylencesinin [1] yanlış olduğu daha
Lucullus'un seyahatinden daha eski Latince kaynaklarda eski kaynaklar da
ispatlanmıştır. Kentin adı Yunanca boynuz anlamına gelen keras
(Κερασο
kelimesi olup kelimenin boynuz formu anlamında da kullanıldığı
ispatlanmıştır [2]. Yunanca kaynaklarda kent adı Kerasunta
(Κερασούντα
formunda geçmektedir. [3]
Coğrafya [değiştir]Karadeniz Bölgesinin Doğu Karadeniz Bölümünde yer alan
Giresun ili, 37, 50 ve 39 12 doğu boylamları ile 40 07 ve 41 08 kuzey
enlemleri arasında bulunmaktadır.İl doğusunda Trabzon ve Gümüşhane,
batısında Ordu, güneyinde Sivas ve Erzincan, güneybatısında yine Sivas
illeriyle komşu olup, kuzeyi Karadeniz ile kuşatılmıştır.
Giresun ili, 6934 km karelik yüzölçümü ile ülke topraklarının binde 8.5'ini
kaplamaktadır. 1997 nüfus sayım sonuçlarına göre, il nüfusu 471.876 olup,
km'ye 72 kişi düşmektedir. Nüfus yoğunluğu kıyı şeridinde il ortalamasının
üzerinde iken, bu oran, kıyı şeridinden iç kesimlere doğru gidildikçe
belirgin bir şekilde il ortalamasının altına düşmektedir.
İl Merkezi, Aksu ve Batlama vadileri arasında denize doğru uzanan bir
yarımada üzerinde kurulmuş olup, bu yarımadanın doğusunda ve 2 km. açığında
Doğu Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası bulunmaktadır.
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
Giresun ili, yüzey şekilleri bakımından arızalı(engebeli) bir görünüşe
sahiptir ve yüzey şekillerinin çatısını, Karadeniz kıyısı boyunca uzanan
oldukça dar ve alçak düzlüklerden oluşan bir kıyı şeridi ile güneyde Kelkit
Çayı Vadisi arasını kaplayan Giresun Dağları meydana getirir. Doğu
Karadeniz dağlarının batıya doğru uzanan kollarından biri olan Giresun
Dağlarının doruk çizgisi, Kelkit vadisine Karadeniz kıyıısından daha
yakındır ve dik yamaçlarla iner, vadilerle yarılmış Karadeniz tarafından
ise eğim daha azdır. Kıyı genellikle tepelik bir görünüşe sahiptir. Kıyıya
paralel bir duvar gibi duran dağların ortalama yüksekliği 2000 m olmakla
birlikte bazı yerlerde 3000 metreyi aşar. Balaban, Gavur Dağı Tepesi,
Cankurtaran, Karagöl, Kırkkızlar bunlardan bazılarıdır.
Dağlardan kıyılara geçit veren önemli noktalar, Eğribel geçidi, Şehitler
Geçidi, Fındıkbel geçidi gibi önemli birkaç geçitten oluşmaktadır.
Şebinkarahisar, Alucra ve Güce ilçelerini içine alan ve daha az arızalı
olan kesimde ortalama yükseklik 1000-1500 metre civarında olup, arazi
Kelkit Vadisine doğru eğimlidir.
İl genelinde az yer kaplayan ovaların büyük bölümü kıyı kesiminde
toplanmıştır. Bu ovalar, su sorunu olmayan verimli tarım alanlarıdır. Kıyı
kesimlerden başka, iç kesimlerde Kelkit Vadisi'nde Avutmuş Deresi'nin
Kelkit Çayı ile birleştiği bölümde küçük, bazı düzlüklere rastlanır.
Giresun Dağlarının 2000 metreyi aşan bazı kesimlerinde hayvancılık
açısından önem taşıyan birçok yayla yer alır. Giresun dağları üzerindeki bu
yaylaların başlıcaları, Kümbet, Kulakkaya, Bektaş, Tamdere, Karagöl,
Eğribel, Kazıkbeli ve Sis Dağı yaylalarıdır.
Dağlar [değiştir]Doğu Karadeniz Dağları'nın orta kesimleri il sınırları
içerisinde yer almakta olup Giresun Dağları adıyla bilinir ve yer yer 2.000
m yüksekliğe ulaşırlar. Derin vadilerle parçalanmış Giresun Dğları üzerinde
eski buzuların açığı topoğrafik formların yanısıra buzul göllerine de
rastlanmaktadır. İl sınırlarında yeralan önemli yükseltiler şunlardır [4]:
Abbas Musa Dağı (3.331 m), Gavur Dağı (3.248 m), Küçükkor Dağı(3.044 m),
Cankurtaran Dağı(3. 278 m)
Akarsular [değiştir]Kuzey Anadolu Dağları’nın kaynaklanan pek çok
akarsu ili güneyden kuzeye geçerek Karadeniz'e dökülmektedir. Aksu Deresi,
Yağlıdere Deresi ve Harşit (Doğankent) Çayı ile Pazarsuyu bu nehirlerin
önemlileridir. Ayrıca İlin güney kesiminden doğu-batı doğrultusunda geçen
Kelkit Irmağı’da bu tür bir vadide akmaktadır.
Göller [değiştir]İl sınrıları içerisinde öenmli bir göl olmamakla
birlikte Karagöl Dağı üzerinde küçük buzul göllerine rastlanmaktadır.
Bitki Örtüsü [değiştir]İlin kuzeyi ile güneyi arasındaki iklim farkı,
yağış miktarının güneye doğru azalması doğal bitki örtüsünün yapısını da
aynı ölçüde etkilemektedir.Giresun ve çevresi zengin tarım alanlarına
sahiptir. Kelkit Vadisi ile kollarının civarı bozkır görünümünde olmasına
karşın kıyı ile dağlar arasında kalan kesimi ormanlarla kaplıdır.
Yaylalar [değiştir]Genellikle Kargöl Dağlarının batısında yeralan önemli
yaylalar şunlardır [5]: : Kulakkaya, Tamzara, Tamdere, Karagöl, Sağrak,
Kümbet, Bektaş [[Sisdağı][[fatih ve abdurrahman ]]
Tarihi [değiştir]
Antik Çağ [değiştir]Yunan kolonizasyonu öncesinde bölgede Anadolu'nun
yerli halklarının varlığı bilinmekte olup Hitit kaynaklarında "Kaşka" adyla
geçen kendir ziraati yapan savaşçı bir halkın bahsi geçmektedir. MÖ 7.
yüzyılda Miletli kolonistler tarafından kurulan kent merkezinin çevresi
sonradan Laz oalrak anılacak Kolh halkına ait köyler bulunmaktadır [6]. MÖ
6. yüzyılda Pers krallığı'nın’in eline geçen bölge, daha sonra
Kapadokya ve Makedonya krallıklarının yönetiminde kalmış, Pontus
Krallığı'nın kurulmasınınardından tüm Karadeniz bölgesi gibi Mithridat
hanedanı tarafından yönetildikten sonra, Roma İmparatorlu'ğunun Anadolu'yu
işgal etmesini sağlayan Zela savaşında Mithridates yenilince MS. 1.
yüzyıldan 13. yüzyılda Trabzon İmparatorluğu'nun kuruluşuna dek Roma
yönetiminde kalmıştır.
Roma [değiştir]Pontus Devletinin yıkılıp Roma hakimiyetinin başlamasından
sonra Giresun yöresinin diğer yerli halkları süratle kimliklerini
kaybederek tarih sahnesinden çekildi. Ancak bunların aksine Canlar Roma ve
hatta Bizans döneminde bile kimliklerini kaybetmediler. Roma döneminde
Giresun Karadeniz'in oldukça önemli bir şehri durumundaydı. Bu dönemde
şehir kendi adına para basma yetkisine sahip olacak kadar gelişmişti.
Trabzon İmparatorluğu [değiştir]Antik Trapezus (Bk), Sinop’lu
kolonistler tarafından MÖ 756 yılında kurulan, doğudaki en eski Yunan
kolonilerinden biri-sidir.
Antik Trabzon hakkında en eski ve de-taylı bilgiyi MÖ 401 yılında Onbinler
olarak anılan paralı askerlerin arasında bulunan Yunanlı yazar
Xenophon’un, Anabasis adlı eserinden almaktayız.
Modern Trabzon’un çevresindeki illere bir göz atınca ister istemez
antik Trape-zus’la aynı yerleşim alanı olup olmadığı so-rusuna cevap
aranmaktadır:
Antik Kotyora, modern Ordu’yla, Kerasunda, Giresun’la,
Argyropolis, Gümüşhane ile farklı alanlarda gelişmişlerdir. Acaba Palaia
Tra-pezous (Eski Trabzon) denilen ve bugünkü Rize sahilinde Furtuna
Deresi’yle, Hakorda Deresi boyunca 2 km. uzunluğundaki alan-da yer
alan alan Ksenophon’un, Trapezus di-ye tanımladığı yermidir? Rus
ordusu 1. Dünya savaşında 5 Mart 1916’da bu bölgeye çıkarma yapmış ve
yaşayanları Megreli (Lazcanın Megrelceyle benzerliğin-den dolayı) olarak
tanımlamıştır CBF 370.
Osmanlı [değiştir]Osmanlı döneminde Giresun
Merak ediyor musunuz? Şu an yaşadığımız Giresun Osmanlı döneminde
nasıldı?
İşte size kısa da olsa cevabı:
Osmanlı idaresi altında Giresun bir liman şehri olarak gelişme gösterdi. Bu
dönem boyunca zaman zaman bazı önemli olaylarla karşı karşıya kaldı. XVI.
yüzyılın sonlarına doğru görülen eşkıyalık hareketleri Giresun ve yöresini
de etkisi altına aldı.
Daha bu yüzyılın başlarında Giresun'un Çepniler'le meskûn dağ köylerinin
bir kısım halkı Safevî propagandasının tesiriyle İran'a kaçmıştı.
Yüzyılın son çeyreğinde ise Pazarsuyu kazasında toplanan otuz kadar
medreseli (suhte) etrafta eşkıyalıkta bulunarak Giresun'da pek çok yeri
basıp yağmalamışlar ve bunlar has voyvodası Zünnün'un yöreden topladığı il
erleri vasıtasıyla 1574 yazında bertaraf edilmişlerdi. 1586 ve 1587'de
şehirde muhafız olarak bulunan yeniçeriler bazı karışıklıklar çıkardılar.
1594'te bu eşkıyalık hareketleri had safhaya ulaştı, yöreden 200 hâne
"terk-i vatan" etti. XVII. yüzyıl başlarındaki bu tür sıkıntılar ve Celâlî
gruplarının faaliyetleri halkın merkeze başvurmasına yol açtı. Ordu
bölgesinden Hacı Şamlu, Giresun Kalesi'ni kuşatmış, bu tehlike Seyyid
Mehmed Paşa'nın gayretiyle atlatılmıştı.
1634'te ise Kazaklar, Giresun yöresini yağmaladı. Evliya Çelebi,
Kazaklar'ın, Giresun karşısındaki adaya kayıklarını saklayarak
saldırdıklarını belirtir. 1683'teki Viyana Seferi için 300 er gönderen
Giresun, XVIII. yüzyılın ikinci yarısına doğru bölgede etkili olan âyanın
mücadelesine sahne oldu.
1756'da Canik muhassılı olan Süleyman Paşa ve kardeşi Ali Bey, 12.000 kadar
kuvvetle şehri basıp yağmaladılar. Kaleye kapanan halk, yirmi üç gün süren
kuşatmadan oldukça etkilendi. Bu sırada şehir yakıldı, mallar gemilerle
Samsun'a taşındı. Söz konusu tahribatın izleri kolay kapatılamadı.
Hemen ardından devlet tarafından takibata uğrayan idam mahkûmu iki âyan,
kaleye sığındı ve kendilerini kuşatan Canikli Ali Bey'e altmış gün kadar
direndikten sonra ele geçirildi. 1789'da başlayan savaş dolayısıyla,
Soğucak ve Anapa taraflarına gitmekle görevlendirilen bölge âyanı arasında
Giresun yöresindekiler de vardı.
Bu dönemde şehirde dizdar Lâçinoğlu Hacı Mustafa nüfuz tesis etmişti. XIX.
yüzyılın ilk çeyreğindeki Tuzcuoğulları İsyanı, Giresun'un da içinde
bulunduğu bölgeyi etkiledi. Bunlara katılan Laçinoğulları, 1816'da
Giresun'a tam olarak hâkim oldular.
II. Mahmud'un gönderdiği iki fırkateyn ile bir korvet Giresun önlerine
gelerek yeniden kontrolü sağladı. Şehir, asıl önemli olayları, Milli
Mücadele döneminde yaşadı. İşgale uğramamasına karşılık Ruslar'ın Trabzon'u
alıp Harşıt'a kadar ilerlemesi, şehirde büyük endişeye yol açtı. Yörede
Pontus Rum Devleti kurmaya yönelik hareketler, Rum çetelerinin faaliyetleri
ve bunlara karşı direniş, pek çok karışıklığa sebep oldu. Direnişi
örgütleyen belediye reisi Topal Osman Ağa önemli faaliyetlerde bulundu.
Giresun askerlik şubesi başkanı ve Türk dili, kültürü hakkında yazıları
olan Hüseyin Avni Bey de bu mücadelede rol oynadı.
Cumhuriyet döneminde vilayet merkezi haline getirilen (1923), Giresun'un
Rum nüfusu, Lozan Antlaşması sonrasında yapılan mübadele ile burayı
terketti.
Milli Mücadele [değiştir]Anadoluda yaşayan her türk insanının katıldığı
İstiklal Savaşının Giresun için de önemli bir yeri ve kahramanlık yönü
vardır. 19 Eylül 1924 Cuma günü Hamidiye Vapuruyla Giresun'u ziyaret eden
Atatürk, "Afyonkarahisar'da, Dumlupınar'da sizin Uşaklar da vardı"
cümlesiyle Giresun'u milli mücadele tarihine mal etmiştir.
Giresun uşağının milli mücadeledeki kahramanlıkları yalnız
Afyonkarahisar'da değil daha önceki yıllarda Kafkas cephelerinde
başlamıştır.
I.Dünya Savaşından önce Giresun'un etnik yapısı incelendiğinde, nüfusun
yarısının Türk, diğer yarısına yakın bir kısmının Rum ve ikinci yarıyı
tamamlayan az bir kısmının da Ermeni olduğu görülmektedir.
Bu topraklar üzerinde hayatiyet bulmuş, nesillerine
gelecek garantisi sağlamış Rumlar, savaş öncesi kasabanın her türlü
ticaretine hakimdiler. Yerli Türk halkı daha çok çiftçilik ve hayvancılıkla
uğraştığı için ağır vergiler altında ezilerek fakir düşmüşlerdir. Zenginlik
ve refah içinde bulunan Rumların en büyük gizli hayali, bu bölgede Pontus
Rum Devletinin yeniden kurmak ve Türkleri bölgeden kovmak ve imha
etmekti.
Trablusgarp ve 1.Balkan savaşlarında Türklerin
mağlup olmaları Rumları şımartmış, İttihat ve Terakki Fırkası taraftarları
ile kavgaya başlamışlardır. Birinci Dünya Savaşında Bayburt hattında
dövüşen 37. Fırkanın emrinde Giresun'lulardan oluşan gönüllü bir birlik
vardı. B aşında Gazi Topal Osman Ağa'nın bulunduğu bu birlik, Harşıt Irmağı
çevresinde Rus saldırılarını püskürtebilmiştir. 14 Şubat 1914 günü
Kanlıdere mevkiinde Çarlık Ordusu perişan edilmiş, Giresun ve çevresinin
işgali böylece önlenmiştir.
Bu başarıdan sonra Giresun'lu gençler yeniden birleşerek Batum'a gitmişler,
Doğu Karadenizin işgalini önlemek yolunda da büyük mücadele
vermişlerdir.
15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgaliyle Giresun'da da sokağa dökülen Rumlar,
taşkınlıklarını artırmaya başlayınca, 17 Mayıs 1919'da Giresun'lular
büyük bir mitingle tepki göstermişlerdir. Rumlar daha da ileri giderek,
İngiliz Hükümetiyle işbirliği yapıp, Rum Pontus Hayalini bu karışık dönemde
gerçekleştirebilmenin yollarını ararken, Dizdarzade Eşrefbey'in
başkanlığında, Niyazi Tayyip, Doktor Ali Naci, Ethem Nazif ve İbrahim
Hamdi'den oluşan ilk Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti şubesi Giresun'a
da açılmış oldu.
Bu cemiyet, Erzurum kongresine iki delege (Dr. Ali Naci, Mühendis İbrahim)
gönderdi. 23 Nisan 1920'de Milli Hükümetin kuruluşu ile birlikte Askerlik
Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan Bey, bu hükümete bağlılığını ilan
etmiştir. İlk etapta 1000 kişilik bir tabur halinde teşkil edilen birlik
Kars'ta Kazım Karabekir emrine gönderilmiştir.
Atatürk, muhafızlığını yapması için Giresun'lu gönüllülerden bir manga
asker isteyince, Osman Ağa tarafından bu sayı daha sonra 250'ye kadar
yükseltilmiştir. Bu birliğin resmi adı "Giresun Gönüllü Müfrezesi"dir.
Atatürk yine milli mücadeleye başlanacaağı günlerde bir alay kurma emrini
vermiş, bunun sonucunda 47. Alay kurulmuştur. Bu alay Koçgiri isyanının
bastırılmasında etkili olmuştur. Daha sonra Binbaşı Hüseyin Avni Beyin
komutasında 42. Alay da teşkil ettirilerek Samsun'daki Pontusçu rumların
üzerine gönderilmiştir. Daha sonra bu iki Alay,
Samsun'da birleşerek Sakarya cephesine sevk edilmiştir. Sakarya Savaşında
başta Hüseyin Avni Bey olmak üzere 42. Alayın büyük bir kısmı şehit
olmuştur. 47.Alay savaşın sonuna kadar çarpışmış, zaferi kutlayarak şehit
olan kardeşlerine dualar okuduktan sonra Ankara'ya dönmüşlerdir.
Gönüllü asker, Giresun uşağı, başlı başına bir tarih sayfasıdır. Atatürk'ün
gerek Anadolu seyehatlarinde, gerekse Ankara'da muhafızlığını yapmış,
cephelerde cansiperane çarpışmış, cesur, vatanperver ve milliyetperver
insanların oluşturduğu bu topluluk, Türk'ü temsil eden kudretin yarattığı
bir tarih sayfasıdır.
Cumhuriyet [değiştir]GİRESUN TARİHİ(CUMHURİYETTEN SONRA)
Giresun Merkez, Tirebolu ve Görele ilçeleri ile bunlara bağlı Bulancak,
Keşap ve Espiye bucaklarından ibaret olan Giresun 1933 yılında
Şebinkarahisar ilinin kaldırılması ile Şebinkarahisar Merkezi ve Alucra
ilçeleri Giresun iline bağlanmıştır. 1942 yılında Bulancak, 1945 yılında
Keşap, 1957 yılında Espiye, l958 yılında Dereli, 1960 yılında Eynesil, 1987
yılında Piraziz ve Yağlıdere, 1990 yılında Çanakçı, Güce, Doğankent ve
Çamoluk ilçelerinin kurulması ile ilçe sayısı 15 olmuştur.
2000 Yılı Genel Nüfus Sayımlarına Göre ilçe Nüfusları ve Toplam Nüfus:
İlçe ----------- Toplam Nüfusu --- Köy Nüfusu --- Şehir Nüfusu
MERKEZ---------- 112.501 ------- 83.636 ------- 28.865
ALUCRA----------- 25.685 ------ 14.365 -------- 11.500
BULANCAK--------- 59.841 ------- 32.182-------- 27.659
ÇAMOLUK---------- 14.715------- 4.192----------10.523
ÇANAKÇI ---------- 15.245------- 6.644 --------- 8.601
DERELİ--- ---------27.860 ------- 8.124--------- 19.736
DOĞANKENT-------- 7.477-------- 3.789---------- 3.688
ESPİYE----------- -30.567------ 12.990--------- 17.577
EYNESİL -----------21.110------ 10.667--------- 10.443
GÖRELE----------- -52.420------ 27.214--------- 25.206
GÜCE--------------- 8.679-------- 3.461---------- 5.218
KEŞAP------------ 22.468-------- 9.475--------- 12.993
PİRAZİZ----------- 17.901------- 9.416---------- 8.485
ŞEBİNKARAHİSAR--- 50.926------ 36.713-------- 14.213
TİREBOLU- ---------36.947------ 16.112--------- 20.835
YAĞLIDERE -------- 19.297-------- 4.336--------- 14.961
TOPLAM ------- 523.819----- 283.316------ 240.503
Giresun ilinin 2000 yılındaki nüfusu 523.819, yıllık nüfus artışı ise
%o4.7’dir. İle bağlı bulunan 15 ilçeden Bulancak ilçesi 59.841 nüfusu
ile en fazla nüfusa , Doğankent ilçesi ise 7.477 nüfusu ile en az nüfusa
sahip olan ilçelerdir. İlin yıllık nüfus artış hızı en yüksek olan ilçesi
%o32.4 ile Çamoluk iken en az olan ilçesi %o-24 ile Yağlıdere’dir.
Nüfus yoğunluğu olarak ifade edilen bir kilometrekaraye düşen kişi sayısı,
İl genelinde 77 ve il merkezinde 380’dir
2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI
İklim [değiştir]Giresun ilinin sahili ılıman ve nemli bir iklime sahipken
dağlık güneyi Doğu Anadolu Bölgesinin özelliklerini taşımaktadır.
Kültür [değiştir]Mayıs Yedisi (Aksu Şenlikleri)
Her yıl Mayıs ayının 7'sinde (Miladi 20 Mayıs) kutlanır. 1977 yılına kadar
"MAYIS YEDİSİ" adıyla sürdürülen törenler bu tarihten sonra "AKSU
ŞENLİKLERİ" adını almıştır. Daha sonra 1992 yılı başında alınan yeni bir
kararla daha geniş kitlelerle sosyal ve kültürel ilişkilerin sağlanması ve
sürdürülmesi amaçlanarak adının "ULUSLARARASI KARADENİZ AKSU FESTİVALİ"
olması kabul edilmiştir. Her yıl 20 Mayıs günü Giresun'un doğusunda bulunan
Aksu Deresinin deniz ile birleştiği yerde insanlar toplanırlar. Özellikle
hastalar, dertliler, çocuğu olmayanlar, dilekleri olanlar Aksu Deresinin
kıyısına giderler bir dilek dileyip yedi çift bir tek taşı suya atarlar.
Aksu mahallinde yapılan bu törenler üç ana bölümden oluşur.
1-SACAYAKTAN GEÇME GELENEĞİ:
Soyun sürdürülmesi kültürüne dayanır. Çocuğu olmayanlar dilekte bulunarak
üç kez sacayaktan geçerler. Üç kutsal sayılan bir rakamdır. Sacayak ana
rahminin simgesidir.
2-DERE TAŞLAMA GELENEĞİ:
İlkbahar , doğanın hayat bulduğu mevsimdir. Doğanın getirdiği yaşama
zevkiyle insanlar da bütün kötülüklerden arınmak gereğini duyarlar. Aksu
Deresinin denize döküldüğü yerde toplanan insanlar "Derdim Belam Denize"
diyerek yedi çift bir tek taş atarlar. Yedi kutsallığı olan bir rakamdır.
Tek taş, dileğin yerini bulması için atılan sonuncu taştır.
3-ADANIN ETRAFINI DOLAŞMA GELENEĞİ:
Soyun sürdürülmesi inancıyla yapılan sacayaktan geçme geleneği Ada'nın
etrafının dolaşılmasıyla tamamlanır. Ada turu Hamza Taşı'nın önünde başlar.
Yine Hamza Taşı'nın önünde son bulur. Törenin amacı; soyun sürdürülmesi,
belaların denize atılması, döllenmenin bu mevsimde başlaması ve toprağın
bereketlenmesi.Gelenek ve Görenekler Yöre halkı büyük şehirlere göçe
başladığından beri eski gelenekleri az da olsa terk etme yolunu tutmuştur.
Ancak büyük çoğunluk eski, göreneklerine bağlıdır. Bu gelenek ve görenekler
çoğunlukla eski söylentilere dayanır. Her yıl Mart ayının 14' ünde yılbaşı
tutulur. O sabah erkenden kalkılır, deniz veya akarsudan su alarak eve
gelinir ve sağ ayak ile eşikten geçilerek eve girilir. Su evin dört bir
tarafına serpilir. Eğer hayvanlar varsa onların üzerine de serpilir. O gün
kimse evine uğursuz gelir diye misafir kabul etmez, ancak ayağı denenmiş
birisi varsa o eve çağrılır. Gelen kişi sağ ayağını içeriye atar yeni
yılınız hayırlı olsun martınızı bozuyorum der o gece evde ısırgan veya paça
pişirilir içine yeşil boncuk atılır. Bunları yerken boncuk kimin ağzına
gelirse o yıl bu şahıs ekine başlar, aile içerisinde bol rızıklı kabul
edilir. Yine Mart'ın 14 ünde gün tutulur. Mart'ın 14'ü, Mart 15'i , Nisan
16'sı, Mayıs v.b. aylar olarak adlandırılır. O günlerdeki havanın durumuna
göre o ayların nasıl geçeceği hakkında fikir yürütülür. 6 Mayıs'ta
hıdrellez tutulur. Bu gün Hızır ve İlyas Aleyhissamların bir araya
geldiğine ve artık kış ayının bitip güzel günlerin geleceğine inanılır.
Yine akşamdan 3-5 genç kızlar niyet tutarak bir gül ağacının dibine
yüzüklerini gömerler. Sabahleyin mani okuyarak onları çıkarırlar. Söylenen
maninin manasına göre talihlerini denerler.
Turizm [değiştir]GEZİLECEK VE GÖRÜLECEK YERLER
Giresun Adası, Giresun Kalesi, Topal Osman Anıtı, Kulakkaya,Dokuzgöz, Salon
çayırı orman içi dinlenme tesisleri, Belediye plajı, Giresun, Arda,
Kaledere, Kuşluhan, Andoz, Eynesil, Şebinkarahisar, Merkez(Saint Jean), ve
Bedrama(Bodrum) kaleleri, Giresun, Hisarköy,( Dereli),ve Şebinkarahisar
Meryem Ana Kiliseleri ve Manastırları, Gebe Kilisesi, Hacı Hüseyin, Hacı
Miktad, Kale, Fahreddin Behramşah, Fatih ve Kurşunlu Camileri, Taş Mescit,
Kurşunlu Hamamı ve Çeşmesi, Pertevniyal Çeşmeleri, Taşhanlar, Sis Dağı,
Kümbet Yaylası, Karabörk Gelinkaya Efsanesi ve Karabörk Islık Dili, Espiye
Kalesi.
Giresun Adası, Giresun Kalesi, Topal Osman Anıtı, Kulakkaya,Dokuzgöz, Salon
çayırı orman içi dinlenme tesisleri, Belediye plajı, Giresun, Arda,
Kaledere, Kuşluhan, Andoz, Eynesil, Şebinkarahisar, Merkez(Saint Jean), ve
Bedrama(Bodrum) kaleleri, Giresun, Hisarköy,( Dereli),ve Şebinkarahisar
Meryem Ana Kiliseleri ve Manastırları, Gebe Kilisesi, Hacı Hüseyin, Hacı
Miktad, Kale, Fahreddin Behramşah, Fatih ve Kurşunlu Camileri, Taş Mescit,
Kurşunlu Hamamı ve Çeşmesi, Pertevniyal Çeşmeleri, Taşhanlar, Sis Dağı,
Kümbet Yaylası, Karabörk Gelinkaya Efsanesi ve Karabörk Islık Dili, Espiye
Kalesi.
GİRESUN KALESİ
Giresun kalesi kentin kuzeyindeki yarım adanın kente hakim tepesi üzerinde
yer almaktadır. Kalenin günümüze kadar gelebilen kalıntıları merkez kule ve
ona bağlı güneydeki sur duvarlarıdır. Sur duvarlarının tabanındaki
dikdörtgen büyük blok taslardan yapılmış bölümü, surların ve kalenin Roma
Dönemine kadar gittiği izlenimini vermektedir.
Giresun Adası
Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası kıyıdan bir mil açıkta yer
almaktadır. 40.000 metrekare alana sahiptir. Adada özellikle Akdeniz
defnesi ve Yalancı Akasya başta olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu
bitki türü bulunmuktadır. Sonradan 10 adet ağaç türü daha ilave edilmiştir.
Karadenizde Karabatak ve martıların doğal olarak ürediği Ada aynı zamanda
göçmen kuşların uğrak ve dinlenme yeridir. Hakkında bir çok efsaneler
anlatılan, Amozanların ve bir çok kavmin yaşadığı Ada'da mitolojik çağlara
ait birçok kalıntıların bulunmaktadır. İkinci derece sit alanıdır. Yaz
mevsiminde yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Ada günübirlik
olarak ziyaret edilerek piknik yapılmaktadır. Ayrıca halk arasında Mayıs 7
si şenlikleri olarak bilinen 20 Mayıs Uluslararası Aksu Festivalinde Ada
etrafıda küçük ve orta boy teknelerle özel turlar düzenlenmektedir.
İLİMİZİN YAYLALARI
Kümbet
Kümbet Turizm Merkezi Giresun'a yaklaşık 60 km. mesafede bulunan Kümbet
Turizm Merkezi, Kümbet Yaylası başta olmak üzere çevredeki diğer bazı
yaylalar ile Aymaç mevkiinden oluşmaktadır. Yaylaya Giresun -
Dereli-Şebinkarahisar yolu üzerinden 2 şekilde ulaşmak mümkündür.
Dereli'den sonra Güdül-Yüceköy üzerinden gidildiğinde 60 km.'lik bir yol
üzerinden ulaşılır. Ayrıca Şebinkarahisar yolundan devam edilerek,
İkisu-Uzundere üzerinden de ulaşmak mümkündür. Bu durumda da Yaklaşık 84
km. yol katetmek gerekir. Daha önce stabilize durumdaki yol 2004 yılı
temmuz ayından itibaren asfaltlanmıştır.Yaylada elektrik, su, ve telefon
mevcut olup, ayrıca sağlık ocağı da hizmet vermektedir.
Aymaç Mevkii
Aymaç mevkii Kümbet yayla merkezinin yaklaşık 2 km. kuzeybatısındadır. Her
sene Temmuz ayının üçüncü Pazar günü Kümbet şenliklerini kutlandığı Aymaç
Mevkii, doğal güzellikler yönünden zengin, çevre manzarasına hakim bir
tepedir. Yol boyunca ladin ormanları ve kır çiçekleri etrafı süslemektedir.
Yayla çimlerle kaplı ve orman içine serpilmiş düzlüklerden oluşmaktadır.
Salon Çayırı Piknik Alanı
Giresun'dan Kümbet yaylasına girişte yayla merkezine yaklaşık 1km. mesafede
Orman Bölge Müdürlüğünce tesis edilmiş bulunan Salon Çayırı piknik alanına
ulaşılır. Salon Çayırında kır gazinosu ve her biri 5'er yataklı 3 adet
dinlenme evi bulunmaktadır.
Koçkaya Dinlenme Tesisleri
Kümbet yerleşim merkezine 5 km. uzaklıkta olup, sakız kokulu çam
ormanlarının içinde kurulan Tesis 17 kütük ev, 55 kişiye aynı anda hizmet
verebilecek otel ve restaurant ile idari binadan oluşmaktadır. Ulaşımı
asfalt yoldan sağlanmakta olan Dinlenme Tesislerimiz 2006 yılı içerisinde
hizmete girecektir.
Bektaş
Giresun merkezden Evrenköy, Erimez, Yavuzkemal üzerinden gidildiğinde
yaklaşık 56 km. uzaklıkta bulunan Bektaş Turizm Merkezi, çevresindeki
Kulakkaya yaylası, Melikli Obası, Kurttepe Mevkii ve Alçakbel Orman içi
piknik alanı ile birlikte bir bütün teşkil eder.
Bektaş yaylasına yukarıda belirtilen güzergahlardan başka 3 değişik şekilde
ulaşmak mümkündür. Bunlar; Giresun-Dereli-Yavuzkemal, Giresun-Batlama
Deresi-İnişdibi, Giresun-Bulancak üzerinden giden yollardır.
Bektaş yaylasında elektrik, su, telefon gibi altyapı mevcuttur. Yaylada 80
yatak kapasiteli ve iki yıldızlı bir otel de hizmet vermektedir.Yaz
başlarında bile yer yer kar görülen yaylada Kurttepe mevkii kışın kayak
yapmaya uygundur. Yaz aylarında burada çim kayağı yapmak mümkündür
Kulakkaya
Giresun'a yaklaşık 45 km. mesafede bulunan yayla, 1500 rakımında ve ilginç
doğa güzelliklerine sahip, Giresun'un eskiden beri en çok bilinen ve
gidilen yaylasıdır. Yol üzerinde bulunan Desput Kayası ve suyu, doğal
güzelliklere sahip Erimez mevkii, Gelin Kayası ayrı birer ilgi odağıdır.
Alçakbel Orman içi piknik alanında günübirlik rekreasyon imkanı, hemen
yakınındaki Yavuzkemal beldesinde de her türlü alışveriş hizmeti
bulunmaktadır.
Alçakbel Ormaniçi Piknik Alanında günübirlik rekreasyon imkanı hemen
yakınındaki Yavuzkemal Bucağında da her türlü alış-veriş hizmeti
bulunmaktadır.
Kulakkaya; Kümbet ve Bektaş yaylalarına oranla, hem daha düşük rakımı ve
dolayısıyla daha uzun mevsimi, hem de da-ta kolay ulaşım mesafesinde
bulunması nedenleri ile günübirlik rekreasyon amacıyla daha yoğun bir
kullanım talebi altında kalmaktadır. Bu nedenle, yaylada günübirlik
rekreasyon tesislerinin ve kamp imkanlarının geliştirilmesi yararlı
olacaktır.
Diğer Yaylalarımız
KARAGÖL DAĞLARI VE YAYLALARI
Karagöl Dağları; Dereli İlçesinin güneybatısında, Giresun-Ordu-Sivas
İllerinin birleşme noktasına yakın bir konumda, Giresun’un en yüksek
ikinci dağı konumunda 3107 metre yükseklikte bulunmaktadır. Karagöl Dağında
bulunan; Karagöl Krater Gölü çevresindeki çayırlarla kaplı alanlar yörenin
en meşhur yaylalarından birini oluştururlar. Dağın kuzeybatısında Ordu İli
sınırına yakın olan bölgede Elmalı, Bozat Taşı ve İnboynu obalarıyla
çevrili 3107 metrelik Karagöl tepesinin hemen altında bir buzul gölü olan
Aygır Gölü bulunmaktadır. Doğuya doğru gittikçe dağdaki en büyük göl olan
Karagöl Gölü ve bu gölün Aksu köyüne doğru inen vadisinde Bağırsak Gölü
bulunmaktadır. Bağırsak Gölü’nün biraz altında ise Eğrikaya Obası yer
alır. Karagöl Dağlarının en doğusunda bulunan 3040 metre yüksekliğindeki
Kırklar tepesinin kuzey batı yamacında Camlı göl, doğu yamacında Sağrak Göl
bulunur. Sağrak Göl’ün alt tarafındaki vadide ise Kanıağıl, Avşar,
Yukarı Belen ve Aşağı Belen obaları yer alır. Yürüyüş sporuna çok elverişli
olan Karagöl dağlarında yaz aylarında rehber eşliğinde yürüyüş
yapılabilir.
SİS DAĞI YAYLASI
Giresun İli Görele İlçesinin sahile 40 km. mesafedeki en büyük dağı olan
Aladağ’ın en yüksek tepesi Alimeydan (Sis) Dağı 2182 metre
yüksekliktedir. Ağaç yetiştirme sınırı üzerinde çayırlar ve kır çiçekleri
ile kaplı, çok geniş bir alana yayılmış küçük yaylalar topluluğundan
meydana gelmiştir. Trabzon ve Giresun İlleri sınır bölgesinde yer alan bu
yörede Temmuz başına kadar karlar erimez. Bu gruba dahil Sispazarı yaylası,
Erikbeli Turizm Merkezinin 25 km. kadar kuzeybatısında yer alır. Sis Dağına
Giresun-Eynesil yakınlarından sahilden içeri giren yaklaşık 40 km.lik köy
yolu ile ulaşılabilir.
Ham toprak yola sahip yaylaya sezonda vasıta bulmak mümkündür. Su ve
elektriğin mevcut olduğu yaylada yaz aylarında bakkal ve kasap gibi
hizmetler bulmak mümkünse de konaklama imkanı yoktur.
Her yıl Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü yapılan “Sis Dağı
Şenlikleri” yöredeki çok sayıda köy ve obadan gelenlerin katılmasıyla
kutlanır.
Sis Dağı Yaylasında Orman Bölge Müdürlüğünce tesis edilen 10 hektar alana
sahip orman içi piknik alanı, günübirlik rekreasyona hizmet vermektedir.
Sis Dağı “C Statüsünde Milli Park” olarak korunmaya
alınmıştır.
ÇAKRAK YAYLASI
Giresun’a yaklaşık 80 km. uzaklıktaki Çakrak yaylasına Yağlıdere ve
Kümbet yaylası üzerinden ulaşmak mümkündür. Çakrak merkezinde 3 kemer
köprü, iki tarihi kilise kalıntısı, Çakrak yakınlarındaki Kırkharman
Obasında sağlam bir kilise ile beş değirmen kalıntısı bulunmaktadır. Ayrıca
Çıkrıkkapı Obası’nda 7 km uzunluğundaki “Hacı Abdullah
Duvarı” görülmeye değerdir.
PAŞAKONAĞI YAYLASI
Denizden 1450 m. Yüksekliktedir. Yaylaya Bulancak İlçesi Kovanlık
beldesinden ulaşılmaktadır. Paşakonağı yaylası sarı, mor ve beyaz
açelyaları (orman gülleri) derin vadileri ve bu vadilerdeki şelaleleri ile
ünlüdür. Yaylada konaklamak için buraya 5 km. uzaklıktaki Sarıalan Orman
Tesislerinden yararlanılabilir. Tesisin bulunduğu geniş çayırda çadır
kurmakta mümkündür. Yaylada gezilip görülebilecek doğal güzellikler Karasay
Şelalesi, Geçilmez Vadisi, Çiğseli Gölü ve Kızılot Çayırıdır.
MELİKLİ OBASI YAYLASI
Kulakkaya’nın hemen yakınındaki Melikli Obası Yaylası, çevresi ladin
ormanları ile çevrili, orman gülleri ve yabani açelyalarla bezenmiş çim
sahaları ile güzel bir peyzaja sahiptir. Düşük vasıflı toprak yolu
dağlardan küçük şelaleler yaparak inen derelerle kesilir.
Yaylada günübirlik piknik için gerekli yiyecekler temin edilebileceği gibi,
2 km mesafedeki Yavuzkemal yerleşmesinde sağlık ve PTT hizmetleri de
bulunmaktadır. Organize tesis bulunmayan yayladan günübirlik piknik
amacıyla yararlanılmaktadır.
ANASTOS YAYLASI
Alucra İlçesinin güneydoğusunda yaklaşık 10 km. uzaklıkta bulunan yaylaya
Kamışlı köyü üzerinden ulaşılmaktadır. Elektrik su ve telefona sahip
yaylada yapraklı ve iğneli ağaçlardan oluşan kırma bitki örtüsü ilginç bir
peyzaj sergiler. Yayla yolunun iyileştirilmesi ve düzenli piknik alanı
tesisi ile yaylanın Alucra’ya daha iyi bir hizmet vermesi
sağlanır.
TAMDERE YAYLASI
Kümbet ve Bektaş yaylalar grubu gibi, Tamdere yaylası da Dereli İlçesi
sınırları içinde ve Giresun-Şebinkarahisar yolu üzerindedir. Asfalt devlet
yolu ile ulaşılan Tamdere, Giresun’a yaklaşık 70 km.
Şebinkarahisar’a ise 27 km. uzaklıktadır. Karayolu kenarında kalan
muhafazalı bir vadi içerisinde bulunan yayla yerleşmesi, çiçeklerle bezeli
çayırlarla kaplı tepelerle çevrilmiştir.
Elektriği ve suyu bulunan yayla genellikle Şebinkarahisar yöresi halkı
tarafından kullanılmaktadır.
DİĞER YAYLALARIMIZ
Bunların dışında Giresun’da daha bir çok mahalli yayla bulunmaktadır.
Genelde hayvancılık ve diğer ekonomik faaliyetler için kullanılan
yaylalardan yazın reaksiyon amacıyla da yararlanılmaktadır. Yukarıda
saydığımız yaylalar haricinde diğer yaylalarımızın en fazla bilinenleri
Bulancak Sanalan, Dereli Çağman ve Isırganlı, Alucra Çakrak, Güllüce,
Tohumluk, Seydişıh, Aydın, Çamlı, Akyatak, Ağalıkkıranı yaylaları, Eynesil
Panayır, Kanatdüzü, Tirebolu Kavraz, Ağaçbaşı, Espiye Çalal, Günlük,
Karadoğa, Karaovacık, Şebinkarahisar Kınık, Eğribel, Başyayla ve Tutak
yaylalarıdır.
YAYLA ŞENLİKLERİNİN DOĞUŞU
Yayla şenliklerinin temelinde Doğu Karadeniz Bölgesinde yaygın bir gelenek
olan “OTÇU GÖÇÜ” yatmaktadır. Mısırların 20-30 cm. büyüdüğü
zamanlarda aralarda sık biten kısımların araları 30-40 cm. açılacak şekilde
sökülmesine “SIK KAZMA” dibindeki otların ikinci kez
temizlenmesine ve fındık bahçelerindeki otların tırpan veya oraklar la
biçilmesine de “OT BİÇME” denilmektedir.
Bu işlerden iyice yorulan ve işleri biten cenikliler (köy ve şehirlerde
oturanlar) yorgunluklarını atmak ve eğlenmek için temmuz ayı içinde
yaylalara yaptıkları toplu gezi ve ziyaretlerine “OTÇU GÖÇÜ”
denir. Zaman olara mısır otunun alınması ile fındık toplamaya başlama
zamanı arasında kalan 15-20 günlük süredir. Genellikle Perşembe ve Cuma
günü yaylaya götürülecek yiyecek ve giyecekler paketlenir, yola çıkılır.
Geçmişin getirdiği örf-adet gereği yolculuk sırasında pınarbaşlarında
oturulur. Yenilir – içilir türkü ve horanlar söylenir.
Bu güzel geleneklerin kaybolmaya yüz tuttuğunun sezinlenmesi üzerine eski
günlerin tekrar yaşanması amacıyla yayla şenlikleri düzenlenmeye
başlanılmış ve büyük ilgi görmüştür.
Giresunda FINDIK [değiştir]GİRESUN VE FINDIK
Bir çok Tarihi Belgelerde ilk Kültür Fındığının Yetiştirildiği yer olarak
ifade edilen Giresun’da fındık hayatın her aşamasında kendini
göstermektedir.
İlimizin yaklaşık 100.000 hektar alanında yapılan fındık tarımı insanımızın
işi, aşı, düğünü kısacası her şeyi olmuştur fındık. Fındık hasat zamanı
insanımızın bir zaman belirtisi olmuştur. Şöyle ki, Düğün ne zaman
fındıktan sonra veya fındıktan önce gibi zamanlarla ifade edilmektedir.
İlimiz insanının Türkülerine konu olan fındık ilimizde genelde Ağustos
ayının ilk yarısında olgunlaşıp hasata başlanılır.
Yeşilin mavi ile kucaklaştığı doğa harikası ilimizde hasat zamanı fındık
bahçelerini görmek gerekir. Uzaktaki yakındaki herkes genç-ihtiyar,
kız-erkek üreticilerin o meyilli yamaçlarda bir makine düzeni ile dallara
uzanarak çotanak toplamaları, kıvrak Giresun-fındık türkülerini insanı
şaşırtan bir hızla söylemeleri bir arada yenen coşkulu imece yemekleri, sık
sık yağmur ve güneşin oluşturduğu gökkuşağının oluşturduğu doyumsuz
güzelliği, özetle doğayla bütünleşen bir hareket, ses ve renk armonisi,
dinsel kitaplarda ve mitolojilerde yer alan bir dizi öyküyü anımsatır. Bu
sanki insanın topraktan fışkıran bereketi karşılamasının törene dönüşen
öyküsüdür.
Yaşamın yeşil yeşil her yerden fışkırdığı bu doğa cennetinin seven
insanları, size içtenlikle “hoşgeldiniz” diyeceklerdir......
GİRESUN TOMBUL FINDIĞI
Üretim Yerleri: Giresun ili; Piraziz, Bulancak, Merkez, Dereli, Keşap,
Yağlıdere, Espiye, Güce, Tirebolu, Doğankent, Görele, Çanakçı, Eynesil
ilçelerinde, Trabzon ili; Beşikdüzü, Vakfıkebir,
Üretim Tekniği : bir ılıman iklim meyve türüdür. 550 m. rakıma kadar olan,
yıllık optimal sıcaklığın 13-16 ºC, en düşük sıcaklığın –5 ºC ve en
yüksek sıcaklığın ise 35 ºC civarında olduğu yörelerde yetiştiriciliği
yapılmaktadır. periyodizite eğilimi yüksek, toplam en az sıcaklık ihtiyacı
2284 ºC, toplam en çok sıcaklık ihtiyacı 2572 ºC olup, ortalama gün ısısı
ise 20ºC’dir.
Yıllık yağış toplamının 700 mm. nin üstünde ve bu yağışın aylara
dağılımının dengeli olması gerekmektedir. Haziran ve Temmuz aylarındaki
oransal nemin %60 ın altına düşmediği, Taban suyu yüksek olmayan, besin
maddelerince zengin, tınlı-humuslu ve pH’ ı 5-7 arasındaki
topraklarda yetişir.
Bitki yapısı; 2-3 m. boylarında, orta derecede taçlanan, 5-10 cm. çapındaki
5-6 adet dalın bir araya getirilmesiyle oluşturulan ocak adı ile tabir
edilen ağaççık formundaki bitkilerdir.
Döllenme : Tek evcikli bir bitki olup, erkek ve dişi çiçekleri aynı bitki
üzerinde, ancak değişik yerlerde oluşmaktadır. Kasım- Mart ayları arasında
açmaya başlayan karanfil adı verilen dişi çiçekler, yine aynı dönemlerde
olgunlaşıp polen yaymaya başlayan püs adı verilen erkek çiçekler tarafından
tozlanır. 3-5 ay sonra döllenme tamamlanır. Giresun tombul fındığının
öncelikli tozlayıcı çeşidi olarak Palaz, mincane, foşa ve kalınkara
çeşitlerinden bir veya ikisi meyve tutumunun yüksek olması bakımından bahçe
içerisinde % 8-12 oranında bahçenin hakim ve rüzgar alan yerlerinde
bulunması gerekir. Kalite düzeyinin sürekli olarak korunması için tek çeşit
tozlayıcı ile döllenmenin sağlanması uygun olacaktır.
GENEL ÖZELLİKLERİ :
- Hasat Zamanı : Erken orta (10-15 Ağustos)
- Dişi Çiçek Açma Zamanı (% 50) : Orta geç (10-20 Ocak)
- Erkek Çiçek Açma Zamanı (% 50): Erken (10-20 Kasım)
Meyve Şekli Kabuklu
- Şekil Değeri ve biçimi :1,11 yuvarlak
- İriliği (gr):1,46
- Kabuk Kalınlığı : 1,01 mm.
- Randıman : 52,40
-1 kg’daki kabuklu dane sayısı: 670-730 adet/kg
-Kabuklu Meyve İriliği(mm):
16,3(17,2-16,5-15,4) (uzunluk-Genişlik-Kalınlık)
çotanakta (Meyve Salkımı)
- Meyve Sayısı: 3,45
- Kabuk Rengi : Kahverengi
- Kabuk Özelliği: Parlak renkli, loblu, ucu hafif tüylü
- Zuruf Özelliği: Uzun, uca doğru geniş ve açık yırtmaçlı (Meyve Boyunun
2-2,5 katı)
Meyve Şekli İç:
- Aroma : kendine özgü tat ve lezzette, çok lezzetli, natural iç veya
kavrulup yendiğinde damakta bıraktığı kendine özgü aroması, tadı diğer
çeşitlerde olmayan farklı bir özelliktir.
- Şekil değeri ve biçimi: 1,07 yuvarlak
- İriliği (gr): 0,96
- İç meyve iriliği(mm): 13,1(13,8-13,1-12,6)(uzunluk-genişlik-kalınlık)
- Boyutları: 6 mm ve üzeri
- İç meyve zarının(Testa) Sakallılığı : Sakalsız
- Tohum Zarı (Testa) Rengi : Açık, parlak
-Yağ oranı: % 63,82
-Protein oranı: % 16,92
- Tohum zarının Soyulabilirliği (Beyazlatma) Oranı: % 96,6
Giresun Tombul Fındığının Coğrafi Tescil işareti:
Giresunda Kiraz [değiştir]Yeşilin maviyi kucakladığı bir yerdir Giresun..
Doğa mucizesinin nadide bir parçası, tarifi olmayan görsel bir şölendir
Giresun.. Kirazın anavatanı, fındığın başkenti, Karadenizin incisidir
Giresun.. Sayısız kültürün harman olduğu bir yer.. Doğu Karadenizin tek
adasını barındıran efsaneler diyarıdır Giresun.. Giresun Kirazın ana yurdu.
Antik ismi �Kerasus� olan şehir ismini kirazdan almış.
Giresunda doğal olarak yetişen kirazı Roma komutanı Lukullus
İtalya�ya götürmüş ve kiraz buradan tüm dünyaya yayılmıştır.
Eğitim [değiştir]Giresun Liseleri, Anadolu liseleri, Fen Liseleri
Aksu Anadolu Lisesi
Bulancak 19 Eylül Meslek Lisesi
Bulancak Lisesi
Espiye Yunus Emre Anadolu Lisesi
Giresun Anadolu Lisesi
Giresun Anadolu Turizm Meslek Lisesi
Giresun Atatürk Lisesi
Giresun Fen Lisesi
Giresun Liseleri
Giresun Lisesi
Giresun Merkez Endüstri Meslek Lisesi
Görele Anadolu Öğretmen Lisesi
Halis Akmen Çok Programlı Lisesi
Hamdi Bozdağ Anadolu Lisesi
Hurşit Bozdağ Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi
İsmail Yücel Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi
Piraziz Çok Programlı Lisesi
Şebinkarahisar Endüstri Meslek Lisesi
Şebinkarahisar Kız Meslek Lisesi
Şebinkarahisar Lisesi
Şebinkarahisar Öğretmen Hüseyin Hüsnü Tekışık Anadolu Lisesi
Şebinkarahisar Ticaret Meslek Lisesi
GİRESUN ÜNİVERSİTELERİ
Eğitim Fakültesi
Fen-Edebiyat Fakültesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Tıp Fakültesi
Sağlık Yüksekokulu
Meslek Yüksekokulu
Tirebolu Meslek Yüksekokulu
Şebinkarahisar Meslek Yüksekokulu
Alucra Meslek Yüksekokulu
Ulaşım [değiştir]Karayolları:
Giresun İlinde ulaşım sahil kesiminden geçen 010 no lu Devlet Kara yolu ile
sağlanmaktadır. Halen iç Anadolu ile irtibat Giresun-Şebinkarahisar yolu
ile sağlanmaktadır. İç Anadolu ile irtibatı en kısa ve ekonomik olarak
sağlayacak olan ve yapımına 1976 yılında başlanan Tirebolu-Torul yolunda
çalışmalar sona ermek üzeredir. 88 Km. uzunluğunda olan Tirebolu-Torul
yolunun Tirebolu tarafından 31 Km., Torul tarafından 35 Km. olmak üzere 66
Km.si asfalt kaplamalı olarak tamamlanmıştır. 22 Km.lik orta kesiminde DSİ
tarafından çalışmalar sürdürülmektedir.
Havayolları:
İl 'de hava ulaşımı mevcut değildir. Ancak 1997 yılında Giresun ve Ordu
İlleri arasında hava alanı yapılması için her iki il kuruluşlarının üye
olduğu bir vakıf (OR-Gİ) kurulmuştur. Bu vakıf tarafından Deniz dolgusu
yapılarak kazanılacak olan alan üzerine kurulacak Havaalanının mendirek
inşaatına başlanmıştır.
Denizyolları:
Kent merkezinde bulunan Giresun Limanı 1959 yılında hizmete girmiştir.
Doğuda Çamburnu, Batıda Piraziz arasındaki Deniz alanını kapsar. Limanın
şilep rıhtımı, Yolcu rıhtımı, motor rıhtımı, balıkçı rıhtımı ve kılavuzluk
rıhtımı olmak üzere (5) adet rıhtımı bulunmaktadır. İlin yurtdışına açılan
önemli bir kapısı da Deniz yoludur.
Liman, Türk ve yabancı gemilere yükleme ve boşaltma yapabilecek her türlü
kolaylığa ve imkanlara sahiptir. İl genelinde tescilli ve tescilsiz gemi
sayısı (805) adettir.
Ticaret gemilerinde çalışmak amacıyla liman başkanlığı tarafından şu ana
kadar 2333 adet gemi adamı cüzdanı verilmiştir. Limanın yükleme ve boşaltma
kapasitesi 1.300.000 yıl/Ton 'dur. 1994 yılı yatırım programına alınan
Giresun Limanı tevsiatı ile Ana mendireğin 101 M. Uzatılması, liman içine
ilave rıhtım ve saha genişlemesi, rıhtımların önlerindeki sığlıkların
taranması ve böylece liman kapasitesinin 1.797.000 yıl/Ton yükseltilmesi
planlanmıştır.
İhraç maddeleri arasında fındık, Un, Maden ve karışık yük gelmekte olup,
boşaltılan (İthal edilen) maddeler ise genelde tomruk, buğday ve kömürü
kapsamaktadır. Deniz taşımacılığı genelde Karadeniz'e sahilden Devletlerin
limanlarına yapıldığı gibi, Ülkemiz Limanlarına da yapılmaktadır.
Giresunlu Ünlüler [değiştir]Ahmet Ersöz
Asım İşler
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Fethi Naci Kalpakçıoğlu
Hamit Görele
Harun Karadeniz
İdris Küçükömer
Naim Tirali
Nihat Kahveci(villarreal'deki salakomuz9
Notlar [değiştir]^ Ammianus Marcelus, Rerum Gestarum Libri XXII Özhan
Öztürk. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük Cilt 2. s. 661
^ Özhan Öztürk. Karadeniz Ansiklopedik Sözlük Cilt 2. s. 661
^ Keras "boynuz şeklinde" + ounta "mevki bildiren son ek" Özhan Öztürk
A.g.e
^ Karadeniz Ansiklopedisi Giresun maddesi
^ Giresun yaylaları
^ "Kolhlar ülkesinde, deniz kıyısında Sinope'nin kolonisi olan Yunan şehri
Kerasus'a vardık" Anabasis V.3
alintidir
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz