Beytüşşebap, Şırnak
Beytüşşebap İlçesi oldukça eski bir yerleşim birimidir. İlçeye tarih
içerisinde Hurriler, Mittaniler, Asurlular ve Urartular egemen olmuşlardır.
İlçe, 1054 yılında Selçukluların, 1514 yılında ise Osmanlı İmparatorluğunun
egemenliği altına girmiştir. 1855 yılında Erzurum İline, 1865 yılında Van
İline bağlanan Beytüşşebap, 1887 yılında İlçe olmuştur. Bu tarihten
Cumhuriyetin ilanına kadar Van İline bağlı kalan Beytüşşebap, 1926 yılında
Siirt, 1936 yılında Hakkari ve 1990 yılında da Şırnak İline bağlanmıştır.
Beytüşşebap İlçesi, dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip olup
doğusunda Hakkari, batısında Siirt-Pervari, kuzeyinde Van-Çatak, güneyinde
ise Hakkari-Çukurca ve Şırnak-Uludere yer almaktadır. İlçenin doğusunda yer
alan Altın Dağları ve batısında yer alan Tanin Tanin Dağları, İlçe
sınırları içerisinde kesişmektedir. Ayrıca, İlçede Kato Dağı mevcuttur.
İlçenin en önemli akarsuyu Habur Çayı’nın kollarıdır. İlçenin rakımı
1650 metre olup en yüksek noktası 3300 metreyi bulan Altın
Dağları’dır. İlçenin iklimi, tipik karasal iklim özellikleri
taşımaktadır.
Cizre, Şırnak
Cizre İlçesinin Tarihi Nuh Peygamber ve oğulları tarafından tufandan sonra
kurulduğu söylenen Cizre’nin bilinen tarihi M.Ö 4.000 yılında Guti
İmparatorluğuna kadar dayanmaktadır. Gutiler Cizre, Dicle Cudiyi’de
içine alan geniş bir bölgede hakimiyet kurmuşlardır. Cizre daha sonra M.Ö
2000 yılından itibaren Babil ,Araplar , Asurlular Medler, Persler, Selevkos
ve Sasanilerin; İslamiyetin bölgeye gelmesi ile beraber Emevi ve
Abbasilerin hakimiyeti altında kalmıştır. 1096 yılında Büyük Selçuklular
müteakiben emir ve şeyhliklerle idare edilen Cizre 1627 yılından itibaren
Osmanlı İmparatorluğunun egemenliğine geçmiştir. Cizre beyliği önceleri
Diyarbakır Sancak Beyliğine bağlı iken 1841 yılında Musul’a
bağlanmıştır. Milli mücadele döneminde büyük başarılar gösteren Cizre ye
Fransızlar gelip şehri savaşsız teslim almak istemişlerse de, halkın
direnişi ve silahlanmayı görerek işgalden vazgeçmişlerdir.
İslamiyet’in Cizre’ye girmesi ile birlikte şehre yarımada
anlamına gelen Cezire adı verilmiş, Cumhuriyet döneminde ise küçük bir
düzeltmeyle Cizre olarak değiştirilmiştir. Önceleri Mardin iline bağlı bir
yerleşim birimi iken 16.05.1990 tarih ve 3647 sayılı yasa ile Şırnak iline
bağlanmıştır. Cizre, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Şırnak İline bağlı ve
ilden 45 Km. uzaklıkta bulunan şirin bir ilçedir. Doğusunda Silopi İlçesi,
Batısında İdil İlçesi, Kuzeyinde Şırnak İli, Kuzey batısında Eruh ilçesi,
Güneyinde ise Suriye Devleti yer almaktadır. Cizre’nin deniz
seviyesinden yüksekliği 400 m. Yüzölçümü ise 460 Km2.dir. Cizre İlçesi İdil
yolu ile Şırnak yolunun E-90 transit karayolu ile kesiştiği yerde, Dicle
nehri kenarında etrafı tepelerle çevrili, yaklaşık 15.000 dönümlük düz bir
alan üzerine kurulmuştur. İlçenin Kuzeydoğusunda 2089 metre yüksekliğindeki
Cudi Dağı, Kuzeyinde Karadağı, atısında Deredağı ve batısında Akdağ
bulunmaktadır. Cizre’nin Güneyi ovalıktır. İlçenin arazisi Dicle
nehri çevresindeki alüvyonlu ovalarla ve ovanın doğu batısındaki
yaylalardan oluşmaktadır. İlçemiz yaz aylarında sıcak ve kurak, kış
aylarında ılık ve yağmurlu bir iklime sahiptir. Yaz aylarındaki sıcaklık
kimi zaman 60c ye kadar ulaşmaktadır. İlçemiz meteorolojik verilere göre
ülkemizin en sıcak noktalarından biridir. İlçemizin bitki örtüsü sıcaklık
yüzünden yok denecek kadar azdır.
Güçlükonak, Şırnak
Güçlükonak İlçesi daha önce Eruh İlçesine bağlı bir köy iken 09.05.1990
tarih ve 3644 sayılı Kanunla İlçe olmuş ve 16.05.1990 tarih ve 3647 sayılı
Kanun ile İdari bağlılığı değiştirilmiş ve Şırnak İline bağlanmıştır.
İlçemiz Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Dicle bölümünde Şırnak İlinin
batısında yer almaktadır. Doğuda Şırnak İli ,Batıda Dicle Nehri ve Dargeçit
İlçesi, Güneyde Dicle Nehri ve İdil İlçesi,Kuzeyde ise Eruh İlçesi
bulunmaktadır. Yaklaşık olarak 550 Km2 yüzölçümünde olup, İlçenin rakımı
950 M.dir. İlçenin Şırnak İl Merkezine uzaklığı 70 Km. Cizre İlçesine
Uzaklığı ise 45 Km.dir.2000 Yılı Genel Nüfus sayımı geçici sonucuna göre
İlçe Merkez Nüfusu 4111 Belde ve Köyler nüfusu 6189 olmak üzere İlçe toplam
nüfusu 10300 tür. İlçenin Coğrafi yapısı ; İlçe merkezi hariç diğer yerler
genellikle engebeli bir yapıya sahiptir. En yüksek dağı Fındık Beldesinin
kuzeyinde bulunan Kale dağıdır. Arazi bitki örtüsü bakımında zengin
olmamakla beraber arazinin bazı bölümleri Ormanlıklardan oluşmakta ise de
diğer bölümleri genelde çıplak küçük veya seyrek Ormanlarla kaplıdır.
Mevcut Ormanlar genelde Mazı ve Meşe ağaçlarından oluşmaktadır. İlçenin en
büyük akarsuyu Dicle Nehridir. Bu Nehir Güçlükonak’ın Dargeçit ,İdil
ve Cizre İlçeleri ile tabii sınırını oluşturmaktadır. İlçenin ikinci büyük
akarsuyu Eruh İlçesine bağlı Dönerdöver Köyü sınırları içerisinden çıkan
Pilleder Köprüsünden Dicle Nehrine karışan Ruyısur Çayıdır. İlçenin İklimi;
Yazları sıcak ve kurak , Kışları ise soğuk ve yağışlı ,tipik bir karasal
iklim görülmektedir. Yılık ortalama sıcaklık 24 derece düzeyinde olup,yılık
ortalama yağış miktarı 490 cm3 tür.
İdil, Şırnak
İlçeye ilk gelen ve yerleşen halkın kim olduğu konusunda çeşitli
kaynaklarda değişik bilgilere rastlanılmaktadır. Geçmişte büyük
uygarlıkların kurulduğu Mezopotamya bölgesinde yer alan İlçe, değişik tarih
devirlerinde çeşitli uygarlıkların etkisi altında kalmış ve her uygarlık
bugüne değin izler bırakmıştır. İdil İlçesi tarihi M.Ö.2000’li
yıllara kadar gitmektedir. Mardin’in tarihine göre, Antakya’yı,
Nusaybin’i ve Midyat’ı kuran Nikkaur adındaki bir kral aynı
zamanda İdil’i de kurmuştur. İlk adı Zarih idi. Bu kelime Arapça
olup, “ekici” demektir. M.Ö. 2000’li yıllarda bu beldeye
yerleşmiş olan Zapdey adındaki bir bey yöreye kendi adını vermiştir.
Böylece bir süre beldenin ismi “Beyt Zapdey” yanı
“Zapdey’in evi” olarak kalmıştır. Bölgede sırasıyla
Gutiler, Asurlar ve Aramiler hüküm sürmüştür. MÖ 6. yüzyıla kadar Bölge
Zarih adıyla anılmaktaydı. M.Ö. 600 yıllarında Persler burayı istila
ettikten sonra Hazağ (Hazak) ismini vermişlerdir. Hazak Farsça olup, cesur,
mert demektir. Mezkur tarihlerde Kral Şabur adındaki Pers kralı binlerce
askerle burayı istila ederek 10.000 (onbin) esiri beraberinde götürerek
öldürmüştür. M.Ö. 311 yılında Pers İmparatoru Darius’un Büyük
İskender’e yenilmesiyle bu bölgede Hellenizmin etkisi altına
girmiştir.
İklim; Karasal iklimin egemen olduğu İdil’de yazları kurak ve sıcak,
kışları soğuk ve yağışlı geçer. Yağışlar genellikle kışları kar ve yağmur
olarak düşer. Yıllık ortalama m²’ye 633.5 mm3 yağış düştüğü
saptanmıştır. Yağış yüklü bulutlar ve rüzgarlar genellikle güneydoğu
istikametinden gelir. Bitki Örtüsü; Bitki örtüsü bakımından İlçemiz, fakir
bir yapıya sahiptir. İdil-Midyat yolu güzergahı ile güney batı ve batı
bölgelerinde meşelik alanlar mevcuttur. Bilinçsiz kesim nedeniyle bu
meşelik alanlar da, giderek tükenmeye yüz tutmaktadır. Bu alanlar dışında
İlçe geneli bozkır bir görüntü arz eder. Hidrografya; İlçemizin kuzeyindeki
Dicle nehri, İlçemiz ile Güçlükonak İlçesi arasında doğal bir sınır
oluşturur. Ayrıca İlçenin muhtelif bölgelerinde baharda yağan ve eriyen kar
sularını toplayan, yazın da kuruyan bir kaç dere yatağı mevcuttur.
Silopi, Şırnak
Silopi İlçesi M.Ö.Ninova yani Musul şehrine bağlı bir yerleşim merkezi idi.
Eski kavimlerden Asurlular’ın bu bölgede kaldıkları,çevrede bulunan
kalıntılardan anlaşılmaktadır.İlçeye bağlı Yankale Mezrasında,bu kavime ait
kale kalıntıların mevcuttur. Söylentilere göre İlçe içerisinde
,Kavallı,Buğdaylı Köyleri ile Yankale Mezrasında bulunan tepelerin insan
gücü ile yığma bir şekilde yapılmıştır.Tepeler incelendiğinde bu rivayetin
doğruluğu anlaşılmaktadır.Bu tepeler Asurlular döneminde birer haber
alma-verme aracı olarak kullanıldığı bilinmektedir. Asurlulardan sonra
bölgenin hakimiyeti tamamen Sasaniler’in eline geçmiştir. Daha
sonraları ise adı geçen bölgenin Doğu Roma İmparatorluğu’nun idaresi
altında yer almıştır. Doğu Roma İmparatorluğu zamanında kalma kalıntılar
halen Derebaşı köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır.İslam tarihine
bakıldığında,bölge hakimiyeti H.Ömer zamanında bölge hakimiyeti tamamen
Müslümanlara geçmiştir. Daha sonra Büyük Selçuklu Devletinin
Anadolu’ya hakimiyeti sırasında Doğu, Güneydoğu, Kuzey Suriye, Musul,
Kerkük bölgelerinde Büyük Selçuklu Devleti’ne bağlı Atabeyliklerin
kurulduğu ve bu beyliklerden ZENGİ ailesinin Beyliği İlçemizin hakimiyetini
ele geçirmiştir.
O Zamanlar Silopi Ovası’nın adı “Silonun Ovası” olarak
geçerdi.İlçemiz Silopi adını buradan almaktadır.Belli bir süre
Cizre’ye bağlı olan bir nahiye olarak kalmıştır.1960 yılında (1 Nisan
1960) İlçe olarak kabul edilmiştir.
Silopi ve Çevresinde iki farklı yeryüzü şekline sahiptir.İlçenin
kuzeyi,kuzeybatısı ve kuzey doğusu dağlık bir yapı oluşturmaktadır.Dağlık
kesim kuzeyden güneye doğru inildikçe düz bir yapıya dönüşür ve güneyde
geniş Silopi Ovası uzanır.Silopi Ovası Türkiye Irak sınırına yaklaştıkça
alçalır ve Dicle nehri ile Habur Çayı’nın birleştiği noktada en düşük
seviyeye erişir.Cudi Dağı Silopi’nın kuzeyini tümü ile kaplamaktadır.
Cudi Dağ’ındaki yaşlı tortullar güneye doğru daha genç oluşumlar
üzerine yüklenmiştir
Uludere, Şırnak
Cumhuriyetin ilanından sonra bucak haline getirilerek Beytüşşebap ilçesine
bağlanan Uludere 27.06.1957 tarihinde yürürlüğe giren 7033 sayılı kanunla
ilçe yapıldı.16.05.1990 tarihinde çıkarılan 3474 sayılı kanunla yeni
kurulan Şırnak iline bağlandı. Uludere ilçesi Şırnak iline bağlı olup İl
merkezine uzaklığı 48 km.dir.İlçeye bağlı 12 köy ve 3 belde vardır.Uludere
belediyesi 1958 yılında,Hilal Belediyesi 1973 yılında
kurulmuştur.Beytüşşebap ilçesinden ilçemize bağlanan Uzungeçit Belediyesi
1973 yılında,Şenoba Belediyesi 1998 yılında kurulmuştur.
İlçenin yüzölçümü 825 km.kare olan Uludere-Irak ile 56 km.sınıra
sahiptir.Doğuda Hakkari ilinin Çukurca ilçesi,Batısında Şırnak ili ve
Silopi ilçesi,Kuzeyinde Beytüşşebap ilçesi,Güneyinde Irak toprakları
bulunmaktadır.Coğrafi olarak dağlık ve engebeli bir araziye sahiptir.İklimi
genellikle karasaldır.Yazları sıcak ve kurak,kışları ise soğuk ve
yağışlıdır.
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...