Çökertme - Bodrum yöresi
Memleketin keşmekeş içinde olduğu, işgal ordularının yurdu parsellediği
yıllardı.Ege ‘de Yunan var.Eli silah tutan tüm gençlerin bellerinde
pistov, ellerinde Rus filintası, sırtlarında yatakları, dağları, taşları,
ovaları mesken tuttukları yıllar...Küçük Menderes ‘ten,
Köyceğiz’e, Denizli ‘den Bodrum’a her karış toprakta
onların alın teri.
Bir yandan işgalcilerle boğuşuyorlar, bir yandan da devletin seçip
gönderdiği yöneticilerle.Bir yandan düşmanı kovalarken diğer yandan da
işbirlikçilerle boğuşuyorlar.İşte o yıllarda Halil adlı yiğit bir delikanlı
vardı.Mertti.İyi silah kullanır, üç kuruşluk mevkiye boyun eğmezdi.Çam
yarması gibi, kaşı gözü ,eli yüzü düzgün, cesurdu.Yiğitliği de
dillerdeydi.Bir de “Bodrum kaymakamı” vardı.Halk düşmanı ,
astığı astık, kestiği kestik.İstanbul ‘un da gözde adamı.Adına da
“Çerkez Kaymakam “ derlerdi.Halk arasında “Kalleş
Kaymakam” Bir eli yağda bir eli balda.Sandal sefaları, gece
alemleri...Etrafında etek öpenler, fedailik yapanlar...Milletin kıtlıktan
kırıldığı günlerde yağlı ballı yemeklerle donatılmış sofralar...
Bir de güzelliği tüm yörenin dilinde Çakır Gülsüm vardı.Bitez yalısında
otururdu.Sahilde şipşirin bir köy.Köyün yakınlığından adına “Bitez
yalısı” demişler.Herkes güzel Gülsüm ‘ü yiğit Halil ‘e
yakıştırıyordu.Gülsüm adı Halil ‘le beraber anılırdı.Bunca dillenen
güzellik Bodrum Kaymakamının kulağına da ulaşmıştı.Etrafındaki dalkavuk
çömezler kaymakamın kulağını doldurmuşlar.”Gülsüm güzel kız.Saraylara
layık.Halil gibi baş kaldırmış bir eşkıyanın eline düşerse yazık olur.Sen
evet de on Gülsüm getirelim sana.Zaten Halil dağda, çetelerle
dolaşıyor.” diyerek şişirmişler.Amaçları kaymakama yaranmak, hem de
çıkarlarına taş koyan Halil ‘e zarar vermek...
Çerkez Kaymakamın ‘ın çok hoşuna gitmiş bu düşünce .Hem güzel
Gülsüm’e sahip olacak, hem de büyüklerinin kulağına gitmiş bir efenin
nişanlısını kaçırıp daha da yaranacak onlara.Kaymakam Bitez yalısına
göndermiş kolcularını.Bir feryat, bir figan sarıp sarmalıyıp götürdüler
Gülsüm ‘ü.Gülsüm ‘ün apar topar içine atıldığı sandal kıyıdan
uzaklaşmak üzereyken çökertme tarafından hızlı hızlı gelen sandal
göründü.Sandalın kürekleri kanat gibi açılıp kapanıyordu.Bir yanda kaymakam
kolcularının sandalı bir diğer yanda da Bitez yalısına girdi girecek olan
Halil’in sandalı.Yanında en güvendiği arkadaşı İbrahim Çavuş.İbrahim
Çavuş asılmış küreklere, Halil ise ayakta gözünü siperlemiş eliyle
kolcuları gözlüyor.Millet sahile dökülmüş yürekleri ağzında seyrediyor
onları.
Halil’in sandalı uçuyor gibi.İki sandal burun buruna geldi vuruşma
başladı.Patlayan silah sesleri.Ve ardından Gülsüm’ün figanı.İbrahim
Çavuş’un figanı. İbrahim Çavuş kapanmış sandala
haykırıyordu.”Gitti.Yiğit Halil gitti.Vurdular Halil’i.Kalleş
Kaymakamın adamları vurdu Halil‘i.
Kolcuların sandalı Bodrum’a hızla Gülsüm ‘ü götürürken,
Halil’in sandalı da ağır ağır sahile yaklaşıyordu.Sonra sandaldan
çıkardılar Halil’i.Oluk oluk kan akıtordu. İbrahim Çavuş’un
kollarında verdi son nefesini.Sonra kalabalığı bir uğultu sardı.Bir
hıçkırık, bir gözyaşı seli.Bunların arasından da yanık içli bir ses
yükseldi.Ağlayan,ağlatan...
*********************************
Çökertme
Çökertme'den Çıktım Da Halil'im
Aman Başım Selâmet,
Bitez De Yalısına Varmadan Halil'im
Aman Koptu Kıyamet.
Arkadaşım İbram Çavuş
Allah’ıma Emanet,
(Bağlantı)
Burası Da Aspat Değil Halil'im
Aman Bitez Yalısı,
Ciğerime Ateş Sardı,
Telli Kurşun Yarası.
Güverte De Gezer İken
Aman Kunduram Kaydı,
İpekli Mendilimi Halil'im
Aman Mor Rüzgâr Aldı.
Çakır Da Gözlü Gülsüm'ümü
Aman Kolcular Aldı,
Bağlantı
Gidelim Gidelim Halil'im
Çökertme'ye Varalım,
Kolcular Gelirse Halil'im
Nerelere Kaçalım.
Teslim Olmayalım Halil'im
Aman Kurşun Sıkalım,
Bağlantı
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.