Özletmeyin Azraili..Ayartmayın yalnızlığı aleyhime.
Kurban edin beni düşsüzlüğüme..
Daha fazla zorlamayın öyküsüzlüğümü.
İsnat edilen tüm suçları kabul ediyorum.
Suskunluğum/ tek suçum..
Ben ki; suç mahallinde yüzlü kirli bir çocuğum. Üstüm başım hazan.
Görüyorum ki; çoktan kurulmuş sandalyeler, tam orta yerinden vurulmayı
bekliyor gövdem. Birazdan ayıklanır yüreğim köklerimden. Ben ki; üstü
örtülmüş karanlıkların tek müsebbibi, ben ki; tüm günahların ev sahibi.
Soluğumdan çekin ellerinizi. Bana ölmeyi tek çare göstermeyin.Susmayın ya
da susturmayın beni. Bana biçtiğiniz dışı kalabalık içi çıplak sıfatlar
yetmemiş olacak ki, rahmimde taşıdığım düşsüzlüğüm kürtaja
zorlanmakta..Çekin ellerinizi gövdemden. Çekin gözlerinizi geleceğimden.
Özletmeyin bana Azrail�i.Bedenim çamurdan ibaret. Bırakın bulansın
yüzüm öyküsüzlüğüme.
..........
Masalım / Kırıklarım, oyuncaklarım. Hepsi darmadağın işte. Arama beni bende
.Kayıplardayım. İçimdeki çocuk depreşti / sadece suskunluğum
nüksetti.Farkındayım, tükenen kelimelerimin sende açan yaranın büyüklüğünü.
Ne olur sen bari anla beni. Başarabildiğim, umutlanabildiğim tek varlık
sensin. Tutunduğum, kendimi bulduğum, kendimi kendimle yendirip sende
kendimi var ettiğimsin. Bilesin ki senden başka hiçbir gövde kabul etmez bu
hakir kökleri. Hiçbir gökyüzü yer açmaz benim gibi uçları kırık
uçurtmalara. Ne olur sen bari anla düşsüzlüğümü/ öksüzlüğümü. Kapadıkça
açılan yaralarımı bari sen yama. Ört üzerimi yoksa..Yoksa ben bende
tükenecek. Tut ellerimi masalım/ tut..Sakın bırakma.
Eksik kaldığımı, seni senle başbaşa bıraktığımı söyle..Senin dışındaki
herşeyden kovulan bu yürek, senden başka hangi izânın ayak ucunda avunur
söyle.Susma ne olur.Beş para etmez bir gölgem duruyor önümde.Sende bana ait
ne kadar eksik varsa söyle.Tamamlayamadıklarımı, yamayamadıklarımı anlat
bana.Gülümse sen, içindeki birikmiş tüm sözcükleri anlarım ben. .Senden
başka bilmediğim lisana inat öyküsüzlüğüme, öksüzlüğüme bir anlam daha
katarım.Yeter ki sen söyle...
Ben ki, seni en az senin beni sevdiğin kadar sevdim.İnkar etmiyorum, bazen
seni suskunluğumla başbaşa bıraktım.Bazen de boşluğa saldım seni.Ama her
zaman sevdim; en azından senin kadar sevdim..Unutmanı istemediğim tek bir
şey var.Ben ki, her çicekten bal almaya yeltenen bir arsız değilim.Ben ki,
uğradığı her limana zehrini akıtan yabancı uyruklu bir gönül hırsızı
değilim..Ben sadece, unuttuklarımı unutmaya çalışan imlasız çocuğum,
gözünde yağmuru eksik olmayan...
Söyle ne olur seni bensiz mi bıraktım ? İçimdeki hangi söz, hangi cümle,
bensizliğin kanıtı ?
Sor bakalım kalbine..Seni hangi gölgeye emanet ettim ? Bedel ödeyeceğim
diye kimin diyeti bildim seni ? Kovulduğum yüreklere yüzümü bulayan ben,
suskunluğun dilinde kanıyor. Sanki susmaya yeminli. Sanki konuşmamaya
sözleşmeli. Benimkisi sadece ihtimalleri ayıklanmış çığlıklar.Aldırma
alıngalıklarıma..Aldırma kendimdeki susmalarıma.Öyküsüzlüğüme denk geldi
ağlamalarım..Suskun muyum yoksa, içimde sana yakılmış ağıtlarımın sesini
duymuyor musun yoksa ?
Ey kanatları kırık kadın;
Beni bırak benle. Sendeki ben varken ölme zamanı mı şimdi. Doğrul kazdığın
mevzilerden. Utanma sakın yüzünden akan gözyaşlarına. Aldırma yüzünü
yalpalayan rüzgara. Yetmedi mi bedenini pervasızca harcadığın ? Yetmedi mi
kendini geçmişe gelin ettiğin ? Bırak yüreğini avuçlarıma.Olduğun yere
kücük bir gökyüzünü çiz. Her gece başını yastığa koyduğunda yüreğinin
enginliğine bir yıldız koyuver dudağın ucuyla. Aldığın her nefese bir umut
ekle. Ben bende savaşırken sen sendeki beni gölgelerine sığın. Hani sen
umuttun, hangi sen dayanıklıydın ? Sıra mı ölmenin. Soyun üzerindeki
vesvese dehlizlerini. Sıkı giyin hayatı.. Sakın ardına bakma.
Yaşayamadıklarınla örme hayat evini. Küçük sevinçler iste, acı ve gözyaşı
değil.. Avuç ici miktarında gülüşler dile kendine. Kendine bir yüz seç.
İmkansızlığına bir kürek miktarı sevgi aç. Hisset kendini bende . Varlığını
demirle gözlerime. Sığın kokuma, sığın adımın baş harfine. Soyadımı
alamasan da adını fısılda kulağına. Sakla beni en derine.. Gözlerinden
ibaret bir dünyayı hediye eyle bana.Varlığından utanacak değil; varlığınla
duyulacak bir perdeyi arala gözlerime. İçimdeki cocuğu bırak. Bana bir
masal anlat içinde sadece umut var olan. Bana bir hayat ver içinde can
olan. Bana bir söz söyle içinde ölüm olmayan....
Ey hazanı bol mevsimin bahara bakan yüzü,
Ayak uçlarımdan hayat çekilirken canını canından çekme zamanı mı şimdi ?
Bırak ellerin değmesin ellerime. Varlığıma tutunyeter.Karanlığın içinde bir
mum yakıver. Ellerini gökyüzüne çevir. Adını bırak dudaklarıma.
Gidebildiğin yerde değil, yaşadığın yerde nefes al. Her gece başını
koyduğun yastığı göğsüm bil. Akıt gözyaşlarını benim için. Bırak aksın
içimdeki kabuk bağlamış yaralar. Kırıklarımı topla şimdi. Mevzini
değiştirme silahı kırık asker. Sadece menzilini seni sende / sadece sen
diye sevecek bu yüreğe çevir. Her satırımın bir masal olduğunu bil. Her
nefes alışımı dua. Bana dönüp nerdesin diye sorma. Gögüs kafesinin üstüne
koy elini ve gözlerini kapa.
Ben nefes aldığın yerde olacağım.
..
Zaman, ne yaşanacak kadar muhteşem,
Ne de ölüme koşacak kadar berbat..
Ait olduğun yerde kal..
Sadece bir anahtar deliğindeki ışığa çevir yüzünü..
Gülümse sadece..
Varlığını sun..
Aitliğini değil
Geçmişini, geleceğini bırak orada..
Bir masal ol içimdeki çocuğa
Sakın sakın
Suskunluğuma aldanıp bendeki seni yorma..
Sadece, gülüşlerini pencereden bırak..
Kim bilir o gülüşlerin bir gün umut olur bir yüreğe
Masalım,
Kırık kanatlarını sar şimdi.
Sar ki;
Düşsüzlüğün içinde üşüyen bu yüreğe kanat ger..
Beni bildiğim kadar değil,
Bilmediğim kadar sev..
İsmail Sarıgene
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...