18. yüzyılın Avrupa tiyatrosuna getirdiği en büyük yenilik, yükselmeye
başlayan orta sınıf için üretilen burjuva oyunlarıydı. Bu türün öncülüğünü
Fransa'da Diderot, Almanya'da da Lessing yaptı. Orta sınıf tiyatrosu,
ahlakçılığıyla Rönesans öncesi dinsel tiyatroyu andırıyor, ama konularını
aile yaşamından alması ve duygusallığı ile daha modern bir ruh halini
yansıtıyordu. İngiltere'de Georg Lillo, The London Merchant:or, the History
op George Barnwell (1731; Londralı Tüccar yada George Barnwell'in öyküsü)
adlı yapıtında orta sınıftan kişilere yer vererek bir orta sınıf trajedisi
yaratmayı denemiş, İtalya'da da Vittorio Alfieri oyunlarında eski Yunan
öykülerinin içini güncel orta sınıf tutkularıyla doldurmuştu. Bu dönemde,
klasik trajedi ve komedi, varlıklarını daha çok operada sürdürdüler. John
Gay'in The Beggar's Opera'sı (1728; Dilenci Operası) popülerliğini daha
sonra da koruyan bir şarkılı komediydi.
Komedi, 18. yüzyılın en başarılı tiyatro yapıtlarının verildiği türdür.
İngiltere'de Richard Steele'in, Nivelle de La Chausee'nin acıklı komedileri
bugün de bulvar tiyatrolarınca sürdürülen bir türün ilk örnekleriydi. Buna
karşılık, Oliver Goldsmith ve Richard Sheridan, Elizabeth dönemi ve
sonrasının töre komedisini geliştiridiler. Eski canlılığı yitiren commedia
dell'arte geleneği ise Fransa'da Marivaux, İtalya'da da Goldoni ve
Gozzi'nin oyunlarıyla daha edebi ve düşünsel bir yaşama kavuştu. 18.
yüzyıldan günümüze kalan en popüler komediler, Fransız oyun yazarı
Beaumarchais'nin Le Barber de Seville'i (1775; Sevil Berberi, 1944) ile Le
Mariage de Figaro'sudur.
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...