|
Junior Member   Cevaplar: 2 kayıt olmuş: 5/8/2004 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet: 
|
 |
Yazılış Tarihi: 31/3/2008 Saat 13:48 |
|
|
Osmanli, şair ve yazar.
Batı edebiyatının yazın türlerini ilk kez Türk toplumsal yaşamına
sokmuştur.
21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da dogdu
2 Aralık 1888'de Sakız Adası'nda vefat eti
Asıl adı Mehmed Kemal'dir, Namık adın? ona şair Eşref Paşa vermiştir.
Babasi : Müneccimbaşı Mustafa Asım
Anasi Fatma Zehra
Abdüllatif Paşa’nın torunu
1849 yil İstanbul’da Beyazıt ve Valide rüştiyelerinde okudu
Dedesinin görev nedenile Rumeli ve Anadolun cok sehir leirni dolasir
1851-1854 Kars da bulunduklair devirde egitimini
şair Seyyit Mehmet Hamit Efendi tarafından yetiştirildi
1855 de Istanbulda Arapça ve Farsça öğrenimi gördü.
1955 - 1857 arasinda sofya da franzizca ve edebiyet egiztim almisdir veilk
şiir denemelerine bu şehirde başlamıştır.
1857’de İstanbul’a gelen Namık Kemal bir süre sonra Tercüme
Odası’na girdi ve hem edebiyat, hem düşün adamı kişiliğinin oluşması
yolunda kendisine çok şey kazandıran bir ortam içinde yetişme olanakları
buldu, Fransızcasını ilerletti.
1862’den itibaren Tasvir-i Efkâr’da yazma olanağı sağladı. Adı
dönemin reformcu olarak bilinen aydınları arasında duyulmaya başladı.
Öte yandan dönemin düşün ve sanat adamlarının toplantılarına katılmaya
başlamış, aralarında Leskofça’lı Galip, Hersekli Arif Hikmet, Şeyh
Osman Şems gibi ünlü şairlerinde bulunduğu Encümen-i Şûra çevresindeki
kişilerle tanışmıştı.
Haziran 1865 “Yeni Osmanlılar” adlı gizli örgütün
İstanbul’daki ilk toplantısına katilir.
1866 Tasfir-i Efkar ve Ali Suavi’nin çıkardığı Muhbir
gaztesinde “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”nin gizli toplantılarında
alınan kararlar doğrultusunda yapılan yayın, özellikle Ali Suavi’nin
“Millet Meclisi Usulü”nden söz açan yazısı Bab-I Ali’yi
baskıya yöneltti.
Gaztete kisa zamnda kapanmisdir
ve Namık Kemal Erzurum vali muavinliğine atanarak İstanbul’dan
uzaklaştırıldı.
Bu evrede Padişah Abdülaziz’e karşı olanlardan Mısırlı Hidiv
ailesinden Prens Mustafa Fazıl Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşayı
Paris’e çağırdı. Bu çağrı üzerine Namık Kemal ve Ziya Paşa
Paris’e kaçtılar (17 Mayıs 1867). Bir süre sonra orada toplanan dokuz
ihtilalci, Paşanın başkanlığında “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”nin
ilk yönetim kurulunu meydana getirdiler.
Bu evrede Padişah Abdülaziz’e karşı olanlardan Mısırlı Hidiv
ailesinden Prens Mustafa Fazıl Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşayı
Paris’e çağırdı. Bu çağrı üzerine Namık Kemal ve Ziya Paşa
Paris’e kaçtılar (17 Mayıs 1867). Bir süre sonra orada toplanan dokuz
ihtilalci, Paşanın başkanlığında “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”nin
ilk yönetim kurulunu meydana getirdiler.
Bu evrede Padişah Abdülaziz’e karşı olanlardan Mısırlı Hidiv
ailesinden Prens Mustafa Fazıl Paşa, Namık Kemal ve Ziya Paşayı
Paris’e çağırdı. Bu çağrı üzerine Namık Kemal ve Ziya Paşa
Paris’e kaçtılar (17 Mayıs 1867). Bir süre sonra orada toplanan dokuz
ihtilalci, Paşanın başkanlığında “Yeni Osmanlılar Cemiyeti”nin
ilk yönetim kurulunu meydana getirdiler.
7 Haziran 1876 V.Murat’ın tahta getirlemesinden hemen sonra
çıkarılan af sonucu öteki sürgünlerle birlikte İstanbul’a dönen (
Namık Kemal’e Şura-yı Devlette ve Kanun-i Esasiyi hazırlayacak
kurulda görev verilde.
31 Ağustos 1876 Bu arada V.Murat’ın sinir hastalığı artmış, Mithat
Paşa ve arkadaşları Şehzade II.Abdülhamit’i (Meşrutiyetin ilanına
engel olmayacağı üzerine söz alarak) tahta çıkardılar
Çok geçmeden, II.Abdülhamit Mebuslar Meclisi açıldığı gün Sadrazam Mithat
Paşa ile Devlet Şurası üyesi Namık Kemal’i tutuklamaktan
çekinmedi.
1877 Namık Kemal maaşı ödenmek koşuluyla Midilli adasına sürgün edildi
1879 Avrupa’ya kaçması ihtimali göz önünde tutularak bâlâ rütbesiyle
mutasarrıflık verildi
1879-1884 Midilli’deki yaşamında Namık Kemal’in kendisini
tamamen Osmanlı Tarihi’ni yazmaya verdiği söylenebilir. Ama ne var
ki, beş yıllık emeğine konan yasak onu çok sarstı.
Ölümünden az önce Midilli’den Rodos’a (1884), oradan da
Sakız’a (1888) atanmıştı. Manevi güçsüzlüğü arttıkça, yakalandığı
zatürreye karşı koyma gücünü bulamadı. Kısa süren hastalık sonucu öldü.
Ölümden sonra naşı Bolayır’a Tevfik Fikret’in çizdiği mezara
taşındı.
2 Aralık 1888'de Sakız Adası'nda vefat eti ____________________ Kimseye laik oldugunda cok deger verme
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 12:14 |
|
|
Sabireden tarafından yazıldı.
Yazılış Tarihi: 1/4/2008 Saat 13:42
Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda
yazmaya başlamışır. İstanbul'a geldikten sonra
eski ve yeni kuşaktan şairlerin bir araya gelerek kurdukları
Encümen-i Şuara'ya ve kimi Divan şairlerine nazireler
yazmışır. Şinasi'yle tanışıncaya
değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Bu
dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı
Galib gibi şairlerden etkilenmişir. Şinasi'yle
tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de
değişmişir.
Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı
sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde
görülmemiş olan "hürriyet kavgası", "esaret
zinciri", "vatan", "kalb-i millet" gibi yepyeni kavramlarla birlikte,
doğrudan doğruya düşüncenin
aktarılmasını amaçlayan bir tür "manzum nesir"
oluşurmuşur. Bosna-Hersek Savaşları, 93 Harbi gibi
olayların yarattığı sonuçlar, onun
yazdığı vatan şiirlerini etkilemişir. Bu
şiirlerin en tanınmışları arasında "Vaveyla",
"Vatan Mersiyesi", "Vatan Şarkısı" ve "Hürriyet
Kasidesi" yer alır. Namık Kemal şiirleriyle şiir
tekniğine büyük bir katkıda bulunmuş
sayılmazsa da o günler için
alışılmamış diri bir sesle konuşmuş
olması ve yapıtlarına kattığı yeni
kavramlarla Türk şiirini Divan şiirinin edilgen
edasından kurtarmışır. Bütün bu nitelikler
onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol
açmışır.
Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal,
altı oyun yazmışır. Bir yurtseverlik ve
kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke
için değil, Avrupa'da da ilgi uyandırmış ve
beş dile çevrilmişir. Magosa'dayken yazdığı
Gülnihal'de baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi
dramatik bir biçimde dile getirmişir. Oyunun sahnelenmesinde pek
çok bölüm sansür tarafından
çıkarılmışır.
Namık Kemal yine Magosa'da yazdığı Akif Bey'de,
yurtsever bir deniz subayının göreve koşuğu
sırada karısının kendisine bağlılık
göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirir.
Zavallı Çocuk'ta görücü yoluyla evlenmeye
karşı çıkar. On beş perdelik Celaleddin
Harzemşah, Namık Kemal'in en beğendiği yapıtı
olarak bilinir. Oyun, Moğollar'a karşı İslam
dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşah'ın
kişiliği çevresinde gelişir. Bu eserde Namık
Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir
biçimde sergilemişir. Namık Kemal'in ilk romanı olan
"İntibah" 1876'da yayımlanmışır. Ruhsal
çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel
yönleriyle görmeye çalışmasının
yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de
İntibah Türk romanında bir başlangıç
sayılabilir. Eleşirmenler Namık Kemal'in bu romanda
yüksek bir edebi düzey tutturamadığı
görüşünde birleşirler.
Dört yıl sonra yayımladığı "Cezmi", tarihsel
bir romandır. Kırım Şehzadesi Adil Giray'ın
yaşadığı aşk ve Cezmi'nin onu kurtarmak isterken
geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık
Kemal'in tam anlamıyla Avrupa Romantizmi'nin etkisinde olduğu
izlenir. Namık Kemal'in yaşamı boyunca ilgi duyduğu
alanlardan birisi de tarihtir. Osmanlı İmparatorluğu'nun
kuruluş ve yükseliş dönemlerini
anlattığı Devr-i İstila
yayımlandığında büyük ilgi
görmüşür. 1872'de çıkan Evrak-ı
Parişan'da, Selahaddin Eyyubi, Fatih gibi tarihi kişilikleri,
Barika-i Zafer'de İstanbul'un alınışını
anlatır.
Ahmed Nafiz takma adıyla yayımladığı Silistire
Muhasarası ve Kanije, yine Osmanlı tarihine ilişkin
kahramanlık olaylarını ele alan kitaplardır. Namık
Kemal'in, tarih konusunda en kapsamlı çalışması
olan Osmanlı Tarihi'nde, Hammer'in etkisinde kaldığı,
yapıtın bilimsel olmaktan çok, eğitici değer
taşıdığı konusunda görüşler ileri
sürülmüşür. Yarım kalan bu yapıtın
ilk basımı II. Abdülhamid tarafından
yasaklanmışır. 1975'te yayımlanan Büyük
İslam Tarihi adlı yapıtındaysa Namık Kemal,
İbn Haldun, İbn Rüşd gibi yazarlardan
yararlanmış olduğunu belirtmişir. Namık Kemal
romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat
eleşirisini de Türkiye'ye ilk getiren kişilerden biri
olmuşur.
En önemli eleşiri eserleri Tahrib-i Harabat ile Takip'dir.
Eleşirilerinde canlı, dolaysız bir üslup
kullanmışır. Tahrib-i Harabat, Ziya Paşa'nın
Harabat adlı güldestesine karşı yazılmış
sert bir eleşiri niteliğindedir. Takip de yine aynı
güldestenin ikinci cildini eleşirir. Mukaddeme-i Celal
eleşirisinde Namık Kemal, Batı edebiyatı ile Doğu
edebiyatını karşılaşırmış, tiyatro,
roman türleri üstünde durmuşur. Namık Kemal
gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli
bir yer alır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik
yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazmışır. Siyasal
ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür
konularına dek çok çeşitli alanlarda
yazdığı makalelerin sayısı 500 kadardır.
Bunlarda düzyazıdaki üstün yeteneğini ortaya
koyduğu ve çok etkili bir üslup oluşurduğu kabul
edilir.
Alinit vikpedia
____________________
Kimseye laik oldugunda cok deger verme
asliyok
Member
Cevaplar: 315
kayıt olmuş: 6/11/2004
Durum: Çevrimdışı
Yazılış Tarihi: 2/4/2008 Saat 17:34
namik kemale
sabir eden degerli dost emeklerine cok cok tesekkurler.
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en
saglam yeri artık bu dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda,
canınızı acıtacak tek nokta yine o dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 12:15 |
|
|
Sabireden tarafından yazıldı.
Yazılış Tarihi: 1/4/2008 Saat 15:14
OYUN:
Vatan Yahut Silistre (1873, yeni harflerle 1940)
Zavallı Çocuk (1873, yeni harflerle 1940)
Akif Bey (1874, yeni harflerle 1958)
Celaleddin Harzemş2ah (1885, yeni harflerle 1977)
Kara Bela (1908)
---------------------------------------------------------------------------
-----
ROMAN:
Intibah (1876, yeni harflerle 1944)
Cezmi (1880, yeni harflerle 1963)
---------------------------------------------------------------------------
-----
ELEŞTIRI:
Tahrib-i Harabat (1885)
Takip (1885)
Renan Müdafaanamesi (1908, yeni harflerle 1962)
Irfan Paşa’ya Mektup (1887)
Mukaddeme-i Celal (1888)
---------------------------------------------------------------------------
-----
TARIHI KITAPLAR:
Devr-i Istila (1871)
Barika-i Zafer (1872)
Evrak-I Perişan (1872, yeni harflerle 1973)
Kanije (1874)
Silistre MuhasarasI (1874, yeni harflerle 1946)
OsmanlI Tarihi (1889, ölümünden sonra, yeni harflerle 3
cilt, 1971-1974)
Büyük Islam Tarihi, (1975, ölümünden sonra) 1975,
ölümünden sonra)
____________________
Kimseye laik oldugunda cok deger verme
|
|
Ziyaretçi 
|
 |
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 12:16 |
|
|
Sabireden tarafından yazıldı.
Yazılış Tarihi: 1/4/2008 Saat 15:17
NAMIK KEMAL (1840-1888)
Osmanischer Dichter und Schriftsteller. Er war der Erste, der die Schriften
der westlichen Literatur in die türkische Gesellschaft einführte.
Er kam am 21 Dezember 1840 in Tekirda? zur Welt und starb am 2. Dezember
1888 in Sak?z Adas?. Sein eigentlicher Name lautet Mehmet Kemal, den Namen
Nam?k hat ihm der Dichter E?raf Paya gegeben. Sein Vater, Mustafa As?m
(Bey) war während der Herrscherzeit des II. Abdülhamid als
Vorsitzender der Astronomietätig. Als er seine Mutter sehr jung verlor, hat
ihn sein Großvater Abdüllatif Pa?a aufgezogen. Seine Kindheit hat
er in verschiedenen Städten von Rumelien und Anatolien verbracht. Daher
wurde er privat unterrichtet. Er lernte arabisch und persisch. Mit 18
Jahren ging er nach Istanbul zu seinem Vater. 1863 war er im Babiali
übersetzungskammer als Sekretär tätig. Während den vier Jahren, die er
dort arbeitete, machte die Bekanntschaft von bedeutenden Denkern und
Künstlern. Er trat in die geheime Gesellschaft Ittifak-? Hamiyet, die
1865 gegründet und später unter dem Namen ?Die Neue Osmanische
Gesellschaft? eröffnet wurde ein. Nebenbei schrieb er für die
Zeitung Tasvir-i Efkar; worin er den Staat kritisierte. In der
Anführung und Anleitung der Neuen Osmanischer Gesellschaft wurde der
Zeitung publikationsverbot eingeführt. Um auch Nam?k Kemal aus
Istanbul zu entfernen wurde er zum Gehilfen des Gouverneurs von Erzurum
ernannt. Um nicht dort hinzugehen hat er dieses mit verschiedenen
Hindernissen verzögert und flüchtete dann anschlie߸end auf
die Aufforderung von Mustafa Faz?l Pa?a mit Ziya Pa?a nach Paris. Nach
einer gewissen Zeit ging er nach London über und begann dort mit der
finanziellen Unterstützung von M. Faz?l Pa?a in der Muhbir Zeitung zu
schreiben, die Ali Suavi unter den Namen von den Neuen Osmanen
eröffneten hatte. Da sie nicht miteinander auskamen hat er sich von
der Muhbir Zeitung getrennt. 1868 hat erneut mit der Unterstützung von
M. Faz?l Pa?a eine andere Zeitung, mit den Namen Hürriyet
eröffnet. Infolge von verschiedenen Verständigungsschwierigkeiten,
hatte er keine Unterstützung mehr in Europa. So kehrte er auf die
Aufforderung des Polizeipräsidenten Hüsnü Pa?a 1870 zurück
nach Istanbul. 1872 mietete er mit den Herrn Nuri, Re?at und Ebüzziya
die Ibret Zeitung. In dem selben Jahr wurde durch einen Artikel von ihm die
Zeitung von Seiten der Regierung für vier Monate gesperrt. Damit Nam?k
Kemalerneut von Istanbul zu entfernen wurde er zum Regierungspräsidenten
von Gelibolu ernannt. Mit dem Theaterstück, den er dort zu schreiben
begann, hat er 1873 durch die Aufführung in dem Gedikpa?a Theater
aufsehen und Unruhen beim Volk erweckt. Infolge der Verbreitung dieser
Nachricht von der Ibret Zeitung wurde Nam?k Kemal, der sich zu diesem
Zeitpunkt in Istanbul befand, mit vielen anderen Freunden gemeinsam
verhaftet. Diesmal wurde er nach Magosa mit Festungshaft verbannt. 1876
kehrte er mit der Verkündung der I. Konstitutionalismus
zürück nach Istanbul. Er wurde zum Mitglied des Staatsrats. Er
beteiligte sich amprat, welches die Verfassung vorbereitete. Als 1877 der
Krieg zwischen dem Osmanischen Reich und Russland ausbrach wurde Nam?k
Kemal auf das Aufheben der (Meclis-i Mebusan) von Seiten des II.
Abdülhamid, festgenommen. Nachdem er fünf Monate in Haft blieb
wurde er zur der Lesbos Insel verschoben. 1879 wurde er zum
Regierungspräsidenten von Lesbos ernannt. Mit der selben Aufgabe wurde er
1884 nach Rodos, 1887 zu der Chios Insel geschickt. Ein Jahr danach starb
er hier und wurde in Bolay?r Gelibolu vergraben.
Nam?k Kemal schrieb seine ersten Gedichte als er noch sehr Jung war, man
könnte sagen im Kindesalter. Als er nach Istanbul kam hat er für
den Akademierat, was sie mit der älteren und jüngeren Generation von
Dichtern gemeinsam gründeten und für einigee Dichter vom Diwan
Nachdichtungen geschrieben. Bis zu der Begegnung mit ?inasi sieht man in
seinen Gedichten mystische Eindrücke. In dieser Zeit wurde er
insbesondere von den Dichtern Avni aus Yeni?ehir und Galib aus Leskof
beeinflusst. Nach der Begegnung mit ?inasi hat sich auch der Inhalt seiner
Gedichte geändert. Neben den Einführungen aus der Alltagssprache, hat
er mit ganz neuen Begriffen wie ?Kampf ums Freiheit?, ?Ketten der
Gefangenheit?, ?Staat?, ?Das Herz ist das Volk?, die bis zu diesem
Zeitpunkt in der traditionellen türkischen Lyrik nicht vorkam, in der
nachdichtung die direkte Aussage der Gedanken bezweckt. Die Folgen wie der
kriege zu. Bosnien und der Herzegowina, der 93 Kriege hat seine
Heimatgedichte Beeinflusst. Die bekanntesten unter diesen Gedichten lauten
?Vaveyla?, ?Heimatelegien?, ?Heimatlieder? und ?Freiheitselegien?. Obwohl
Nam?k Kemal mit seinen Gedichten nicht besonders bedeutendes in der Methode
der Lyrik eingeführte, hat er für seine Epoche mit seine direkten
Ausdruck wei߸e und mit den neuen Begriffen, die er in seine Gedichte
einführte, die türkische Lyrik von der passiven Art der Divan
Lyrik befreit. All diese Besonderheiten hatten dazu geführt, dasser
als Heimatdichter in den Erinnerungen haftet.
Da Nam?k Kemal auf Theaterstück besonderen Wert legte, hatte er sechs
Stücke geschrieben. Das Stück Heimat oder Silistria, was
Vaterlandsliebe und Heldentum bearbeitet, ist kein Stück was nur
innerhalb der Staatsgrenzen Begeisterung erweckte. Auch Europa war von
diesem Stück begeistert und es wurde in fünf Sprachen
übersetzt. Gülnihal, ist ein weiteres Theaterstück worin er
seine Reaktion gegen Unterduckung und Zwang auf eine dramatische
wei߸e darlegt. Gülnihal sprieb es während seinen Famagusta
Aufenthalt. Bei der Aufführung des Stückes wurden viele Akte
durch Zensur der Aufführung verboten. In einem weiteren Stück der
Akif Bey (Herr Akif), den er ebenfalls in Famagusta schrieb, erzählt er die
Geschichte eines Marineoffiziers der zum Meer hinaus muss, wobei ihm
während dieser Zeit seine Frau nicht treu bleiben will. Hier bringt er auch
eine moralische Ebene ein. Und ?Der hilflose Junge? wiedersetzt sich gegen
eine Heirat, die durch Zwischenpersonen ermöglicht wird. Celaleddin
Harzem?ah ist ein fünfzehn akten Theaterstück von Nam?k Kemal,
was ihm selbst am meisten gefällt. Das Stück handelt von der
Persönlichkeit des Celaleddin Harzem?ah, der die islamische Welt vor
den Mongolen schützt. In diesem Werk hat Nam?k Kemal den Gedanken,
dass der Islam ein Verein- Bund sei, sehr ausführlich bearbeitet und
wiedergegeben.
Sein erster Roman "Das Erwachen? wurde 1876 veröffentlicht. Mit den
folgenden Eigenschaften, der Seelenanalyse ein Versuch einer Situation aus
gesellschaftlichen und individuellen Sicht zu betrachten und der
Au߸enwelt Beschreibungen ist dieser Roman "Das Erwachen? ein
Neubeginn im türkischen Roman. Die Kritiker sind bei diesem Roman alle
der Meinung, dass Nam?k Kemal mit diesem Werk keine literarische Ebene
erreicht hätte. Der Roman Cezmi, was er vier Jahre danach
veröffentlichte, is ein historischer Roman. Es ist ein Roman worin
eine Liebesgeschichte von Adil Giray dem Prinzen von Krim und die Abenteuer
von Cezmi, der versucht ihn zu retten. In diesen Roman sind die Spuren der
europäischen Romantik zu vernehmen.
Einer der grö߸ten Interessen galt sein lebenslang der
Geschichte. Seinem Werk (Devri-Istila) was die Gründung und der
Aufschwung des Osmanischen Reiches wiedergibt wurde mit Begeisterung
gelesen. Der Roman Evrak-? Peri?an (1872) gibt die historischen
Persönlichkeiten wie Selahaddin Eyyubi und Fatih wieder. Der Roman
(Barika-i Zafer) erzählt die Wiedervoberung Istanbuls. Der Roman Vanisza
und Belagerung Silistria ist wieder ein histor isches. Werk, was
Heldentaten der osmanischen Geschichte erzählt. Bei seinem umfangreichen
Werk die Osmanische Geschichte sind allg. die Kritiker der selben Meinung,
dass er stark von Hammer beeinflu߸t war, dass der Werk vielmehr
didaktisch geprägt sei statt wissenschaftlich. Das nicht vollendete Werk
wurde von dem II. Abdülhamid unted Zensur gestellt. In dem Werk ?Die
Gro߸e islamische Geschichte? (1975) wurde Nam?k Kemal von
Schriftstellern wie Ibn Haldun, Ibn Rü?d beeinflu߸t.
Wie er den Roman und das Theater in die türkische Gesellschaft
einführte, war er auch der erste der die Literaturkritik in die
türkische Literatur brachte. Seine wichtigsten Kritiken sind (Tahrib-i
Harabat) und Verfolgung. Seine Erzählungen sind sehr lebhaft und bringen
direkt das Wort zu Sprache. Den (Tahrib-i Harabat) hat Nam?k Kemal als eine
frei kritiksierung zu der Anthologie Harabat (Ruine) von Ziya Pa?a
geschrieben. Das Werk Verfolgung kritisiert den zweiten Band der selben
Anthologie. In seiner Kritisierung (Mukaddem-i Celal) vergleicht Nam?k
Kemal die westliche mit der östlichen Literatur und insbesondere die
epischen Geltungen Drama und Roman.
Auch als Journalist nimmt Nam?k Kemal in der türkischen Kultur eine
besondere Stellung ein. Er schrieb bei Zeitungen, die zu seiner Zeit als
Reformisten galten. Er schrieb 500 verschiedene Artikel über
politisch- gesellschaftliche Probleme, über Literatur, Kunst, Sprache
und Kulturelle Themen. Diese insbesondere zeigten seine überragende
Begabung in der epischen Form und brachte somit eine beeindruckenden
Darstellungswei߸ mit sich.
Seine bedeuternsten Werke:
Theaterstücke: Heimat oder Silistria, 1873 (mit dem neuen Alphabet,
1940); Der hilflose Junge, 1873 (mit dem neuen Alphabet, 1940); Arif Bey
(Herr Arif), 1874 (mit dem neuen Alphabet, 1958); Celaleddin Harzem?ah,
1885 (mit dem neuen Alphabet, 1977); Böse Plage (Kara Bela), 1908.
Roman: Das Erwachen, 1876 (mit dem neuen Alphabet, 1944); Cezmi, 1880 (mit
dem neuen Alphabet, 1963).
Kritik: Tahrib-i Harabat, 1885; Verfolgung, 1885; Die Rechtfertigung von
Renan, 1908 (mit dem neuen Alphabet, 1962); Brief an Irfan Pa?a, 1887;
Mukaddem-i Celal, 1888.
Historische Werke: Besetzung der Zeit, 1871; Barika-i Zafer
(Blitzeroberung), 1872; Evrak-? Peri?an (Ungeordnete Unterlagen), 1872 (mit
dem neuen Alphabet, Kanije, 1874); Die Belagerung von Silistria, 1874 (mit
dem neuen Alphabet, 1946); Die osmanische Geschichte, 1889 (mit dem neuen
Alphabet, drei Bände 1971-1974); Die gro߸e islamische Geschichte
(ö.s.), 1975.
Verschiedenes: Traum, 1893; Briefe von Nam?k Kemal, Verlag Akün,
1972.
eski forumda alinti
____________________
Kimseye laik oldugunda cok deger verme
|
|
|
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|