Fuat Uzkınay’ın, 14 Kasım 1914’te, Osmanlı
İmparatorluğu’nun 1. Dünya Savaşı’na girdiği günlerde,
Ayastefanos’taki Rus Anıtı’nı yıkılırken kamerasıyla
görüntülediği 150 metrelik belgesel, Türk sinema tarihinin ilk filmi olarak
kabul ediliyor.
Yönetmenliğini ve senaryosunu Celal Esat Arseven’in üstlendiği
"Koruyan Ölü", 1917’de yurtdışında çekilen ilk film olarak tarihe
geçti. İlk konulu film denemesi olan "Leblebici Horhor Ağa"nın çekimi ise,
1916 yılında başrol oyuncularından birinin ölümüyle yarım kaldı. Sedat
Simavi’nin 1918 yılında çektiği "Alemdar Mustafa Paşa", ilk tarihi
belgesel film denemesi oldu.
Ahmet Fehim ve Fazlı Necip’in 1919 yılında yönetmenliğini yaptığı
"Binnaz" adlı film, 55 lira ile dönemin en fazla hasılatını topladı. Aynı
tarihte ilk komedi denemesi olarak çekimlerine başlanan ve yönetmenliğini
İsmet Fahri Gülünç’ün yaptığı "Tombul Aşığın Dört Sevgilisi" adlı
filmin çekimleri, çıkan bir anlaşmazlık nedeniyle yarım kaldı.
Şarlo filmlerin etkilerini taşıyan "Bican Efendi Vekilharç", ilk "sinema
tipi dizi" özelliğiyle tarihte yerini alırken, ilk korku film denemesi de
1953 yılında yönetmenliğini Mehmet Muhtar’ın yaptığı "Drakula
İstanbul’da" idi.
Muhsin Ertuğrul’un "Halıcı Kız"ı, Atlas Sineması’nda
gösterilerek, halk önüne çıkan "ilk renkli film" olarak kayıtlara geçti.
"Hollywood Rüyası" da, 1956’da Amerika’da yapılan ilk Türk
filmi oldu.
Aydın Arakon’un yönettiği ve Neriman Köksal’ın başrolde
oynadığı "Fosforlu Cevriye" ile, bol bol argolu filmlerle birlikte
"külhanbeyi tipli kadın kahramanlar" dönemi 1959 yılında başladı.
Zeynep Değirmencioğlu’nun rol aldığı "Ayşecik" adlı filmle 1960
yılında "çocuk yıldızlı filmler"" dönemi başlarken, 27 Mayıs 1960’tan
sonra sinemadaki "toplumsal gerçekçilik" akımını yansıtan ilk film Metin
Erksan’ın "Gecelerin Ötesi" oldu.
1960 Harekatı"Nın Etkileri
Ertem Gönenç’in "Karanlıkta Uyananlar" adlı filmi 1964’te
yapıldı ve ilk işçi hareketi, grev filmi oldu. Önce sansüre takılan film,
daha sonra izleyiciyle buluştu. Yine aynı yıl Halit Refiğ’in
"erotizm" denemesi yaptığı, erotik simgelere yer verdiği film de
"Şehrazat"tı.
"Tehlikeli Adam" adlı film 1965 yılında çekildi. Bu film konusuyla
"gecekondu sinemasının" başlangıcı olarak kabul edilirken, 1970’deki
"Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler" ile "masal filmleri" dönemi başladı. Türk
Sineması’nın "Batman"ı 1973’te çekilirken, tamamen doğa
içerikli olan ve 1993 yılında yapılan "Manisa Tarzanı" ise ilk çevre filmi
özelliğini taşıdı.
Kadın Oyuncular Dönemi
Halide Edip Adıvar’ın "Ateşten Gömlek" adlı romanından, aynı isimle
Muhsin Ertuğrul tarafından 1923 yılında beyazperdeye aktarılan film, Türk
asıllı kadın oyuncuların sinemada ilk rol aldıkları yapıt olarak tarihe
geçti. Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir’in rol aldığı film, aynı
zamanda ilk Kurtuluş Savaşı filmi özelliğine sahip.
İlk uzun metrajlı çizgi film denemesi olarak 1951’de yapılan "Evvel
Zaman İçinde" adlı filmin, Amerika’ya banyo için gönderilen
negatifleri ise kayboldu.
Melih Gülgen’in "Parçala Behçet"i ile 1972’de seks ve avantür
filmlerinde yeni bir furya başladı. 1974’te de "Beş Tavuk, Bir Horoz"
ile Türk sineması’nda "seks komedileri" dönemi start aldı.
Rekor "Vizontele"de
1. Antalya Film Festivali’nde, 1962 yılında Türkan Şoray’a "En
Başarılı Kadın Oyuncu" ödülünü kazandıran "Acı Hayat" filmi yabancı
seyircinin de ilgisini çekerken, o yılların gişe rekorunu kırdı.
Şerif Gönen’in yönetmenliğini yaptığı, Şener Şen ve Lale
Mansur’un başrollerini paylaştığı "Amerikalı", büyük ilgi görerek
1993’ün gişe rekoruna sahip oldu.
Yavuz Turgul’un 1996’da çektiği, Şener Şen, Uğur Yücel ve
Şermin Şen’in başlıca rolleri paylaştığı "Eşkıya" da, 1996-1997
sezonu süresinde yaklaşık 2,5 milyon kişiye ulaşarak geçen dönemin seyirci
rekorunu elde etti.
Yılmaz Erdoğan ve Ömer Faruk Sorak’ın yönetmenliğini yaptığı, Yılmaz
Erdoğan, Demet Akbağ, Cem Yılmaz ve Altan Erkekli’nin rol aldığı
"Vizontele" ise, bugüne kadar ulaştığı 3 milyon 302 bin 910 seyirciyle yeni
rekorun sahibi oldu.
Yönetmen Sorak’ın Değerlendirmesi
"Vizontele"nin yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan’la birlikte yapan Ömer
Faruk Sorak, çektikleri filmin Türk Sinema tarihinin izleyici ve hasılat
rekorunu kırmasının "güzel bir şey" olduğunu belirterek, "Umarım önümüzdeki
87 yıl, filmlerin yapmış olduğu hasılat değil de yurtdışında başarıların
kazanıldığı bir süreç yaşanır" dedi.
Sorak, "Türk Sineması, 87 yıl kendi kabuğunda büyüdü ve gelişti. Bundan
sonra uluslararası platforma açılması, filmlerin uluslararası alanlarda
başarılar kazanması gerekir" diye konuştu. Yaklaşık 2,5 milyon izleyiciye
ulaşan "Eşkıya"nın, Türk Sineması’nın en iyi hasılat yapan
filmlerinden biri olduğunu hatırlatan Sorak, sürekli ileriye dönük bir
sürecin yaşanması ve gelecek yıl da "Vizontele"yi geçen filmlerin
üretilmesi gerektiğini kaydetti.
Sorak, Türk Sineması’nda, ticari kaygıların dışına çıkılarak sinemaya
hak ettiği değerin verilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ayrıca, önümüzdeki
süreçte sinema endüstrisinin gelişerek, büyük bir sektör haline gelmesi
gerekir" dedi.
____________________
Bir Kitap Bastan Yazilabilir Ama Hayat Asla