KARŞILIKSIZ SEVGİ
Küçücük bir can…Anne karnında hayat bulan ;aslında doğumla
başlayıp,ölene kadar sürecek olan bir mucize!...Yüce Yaradan’ın
bizlere hem en güzel hediyesi,hem en kuvvetli terbiyecisi…Anne veya
baba…Her ikisi için de aşkın,sevginin,merhametin,acının ve sabrın
sınanması…Minicik bedeniyle,küçücük yüreklere sığabilen devasa bir
sevgi…Vazgeçilemez ve neredeyse paylaşılamaz bir tutku,bir
bağımlılık…
Tüm bunlar evlat sevgisini dillendirmede yine de yetersiz kalıyor.Çünkü bu
sevgi anlatılamaz,yaşanır!...O evladın gözlerinde,küçük ellerinde,tatlı
dillerinde hayat bulur…Yaşamın keşmekeşi içinde,sığınılacak bir
limandır evlat!… Tüm yorgunluğunu,stresini alır…Öyle bir söz
söyler,öyle bir hareket yapar ki bir anda her şeyi
unutursun…Sorunlardan kararan kalbinde bir ışık yanar
sanki…Mutlu olursun…
Yavruna ait her şey kutsal bir emanet gibidir senin için…Kesilen ilk
saçlarını bir peçeteye sarıp saklarsın…Sonradan ne işine
yarayacaklarsa?...En önemlisi de göbek mandalını bir türlü atamazsın..Ya
çocuğum işsiz güçsüz olursa?En iyi üniversitenin bahçesine gömdürürsün
onu…Çoğunlukla da bir cami duvarının arasına sıkıştırırsın…Ne
kadar doğrudur bilinmez?Kuru bir et parçasından bile medet umarsın evladın
için…En güzel günler,en güzel yarınlar onun olsun diye…
Her gece koynuna alıp uyumak istersin…Başını ellerinle okşamak,sıcak
nefesini hissetmek ve sen dalıncaya kadar da saatlerce saçlarını koklamak
istersin…Bambaşka bir duygudur bu…O’nun masum yüzünde
Yaradan’ın kudretini görürsün…Bazen olur ki içindeki coşkun
sevgi kabarır…Kendini tutamaz,poposuna bir ısırık
atarsın…Ağladıkça daha sevimli olur sanki!...Ya da sımsıkı
sarılır,ciğerine sokmaya kalkarsın…Tüm bunların ardından
Yaradan’a bin kere,milyon kere şükredersin.Ve,o tadı,olmayanların da
tatması için dua edersin…
Artık komşu çocuğunun yaramazlıkları batmaz
gözüne…’’Çocuktur,doğası gereği yapacak
tabii…’’diyebilirsin, düne kadar kızdığın
velede…Sokakta görüp de,hiç tanımadığın yaşıt çocukların yüzlerinde
kendi çocuğunu görürsün.İçin ılık ılık olur.Hele de uzaktaysa yavrun?...Her
gün bir çimdik et koparırlar vücudundan,acı duyarsın…Bu aşk,ne
ananınkine,ne sevdiğininkine benzer…Kor eder insanı,yanarsın!...
Işıklar kesildiğinde bile, sırf O korkmasın diye,en korktuğun karanlıklara
dalarsın cesurca, mum bulabilmek için!…Hayat sinemasının
aktörüyken,onunla yönetmenliğe terfi edersin…Çünkü hayatını
yönlendireceğin bir baş oyuncu çoktan gelmiştir senin yerine…
Aşk,bağlılık,ya da annelik içgüdüsü…Adı her ne olursa
olsun…Sonsuz bir sevgi ve fedakarlık hissi ile büyütürsün
evladını…Defalarca aynı şeyi sorsa, sabırla
cevaplarsın…Düştüğünde yüreğin toplanır,hastalandığında hep kaybetmek
korkusuyla kaygılanırsın…Gecen gündüzün birbirine karışır…Belki
de benim gibi ağlarsın…Hayatının merkezin de hep
‘’O’’ vardır.Herşeyi O’na göre endeksler,
yaşantını sonsuz bir hizmetkarlık hissi ile O’na adapte
edersin…Büyüyüp de kendi kanatlarıyla uçmaya başladığında bile sen
hiç kabullenmezsin…Kaç yaşında olursa olsun,O senin küçük
bebeğindir…
Bir gün bir bakımevine de bıraksa seni hiç
hayıflanmazsın…’’Canı sağolsun.’’dersin hep
…Kırılsan da küsemezsin hiç…ÇÜNKÜ SEN EVLADINI KARŞILIKSIZ
SEVERSİN…
ALINTI
____________________
Dost kelimesinle Dost olunmaz Dostluk destekle olur