Kelebeğin Hikayesi ...
Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenara oturduğu
otlardan birinin dalında , küçük bir kozanın
varlığını fark etti.
Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi
Adam , bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu.
Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü;
ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit
olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı , saatler geçmeye başladı
,
ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı.
Sanki , kelebeğin dışarı çıkmak için
çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü.
Sanki kelebek elinden gelen her şeyi yapmış da ,
artık yapabileceği bir şey kalmamış gibi geldi
ona.
Bu yüzden , kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi:
cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği
bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı.
Böylece , bir-iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı
çıkıverdi.
Fakat bedeni kuru ve küçücük , kanatları buruş buruştu.
Adam kelebeği izlemeye devam etti;
çünkü kanatlarının her an açılıp
genişleyeceğini
ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.
Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek ,
hayatinin geri kalanını ,
kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek
geçirdi.
Ne kadar denese de , asla uçamadı.
Adamın bütün iyi niyetine ve yardımseverliğine rağmen
anlayamadığı şey ,
kozanın kisitlayiciliginin ve buna karşılık
kelebeğin daracık
bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın ,
Allah’ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun
kanatlarına göndermek
ve bu sayede kozanın kisitlayiciligindan kurtulduğu
anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol
olduğuydu.
Bu gerçeği öğrendiğinde ,
hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti:
Bazen , hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey ,
çabalardır.
Eğer Allah , hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin
verseydi,
o zaman , bir anlamda sakat kalırdık .
Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik o zaman . Ve asla uçamazdık
Alinti
Benim hosuma gitti sizinlede paylamak isdedim
Saygilar
____________________
Ben bir kitap im okudukça daha karmaşık olur hikayem