Söylemeden anlamak, çok mu zor? Karşındakinin ne istediğini, neye ihtiyacı
olduğunu tahmin etmek? Bu kadar da zor olmamalı. İlla empatiye ihtiyaç yok
ki karşındakinin ihtiyacını anlamak için. Bazı şeyler söylenmeden, dile
düşmeden de anlaşılabilmeli.. Özellikle çok yakın arkadaşlar ve hayatı
paylaşanlar birbirlerini konuşmadan da anlamalı, öyle değil mi?
Yılların verdiği tanışıklık, karşındakinin huylarını bilmek ve biraz da onu
takip etmek yetmez mi? İlle de kendini onun yerine koyma (empati) sanatının
incelikleri ile yoğrulmuş olmak mı lazım? Kimse kimsenin yerine kendini
koyamadığına göre, can yoldaşınızı, hayat arkadaşınızı tanıyıp, onun nerede
nasıl düşüneceğine, nasıl davranacağına vakıf olup, yetemediği ama yetmek
istediği noktalarda imdada yetişmek empati yapmaya çalışmaktan daha evla
değil midir?
Bizde empati, "ben, senin yerinde olsam, öyle düşünüp yapmazdım"dan ibaret.
Empati demek bu değil oysaki... Tamam anlaşılan o ki başkasının yerine
kendimizi koysak bile, kendimiz olmaktan bir türlü vazgeçemiyoruz.
İnsanları diğer canlılardan ayıran en büyük özelliklerden biridir belki de,
başkaları tarafından anlaşılmaya çalışılmak. Bir kedinin resim yaparak, bir
ördeğin şarkı söyleyerek, bir maymunun roman yazarak kendini ifade ettiğini
gören var mı?
İnsan cinsinin en büyük çabası kendisini başkalarına anlatabilmek belki de
kanıtlayabilmektir. Hayvanlar aleminde kendini ifadenin, kanıtlamanın, tek
bir şekli var; hısım olarak değil, karşındakini hasım olarak görmek ve onu
bilek gücü ile devirmek.
Bir dişi aslanın doğurduğu çocuklardan sonra bunalıma girdiği, erkek
aslana, "öyle dışarıdan seyretmekle olmuyor! Ben çocukları emziriyorum,
emzirirken ne kadar kalori kaybedip, nedenli yorulduğumu, üstüne üstlük bir
de işe gidip, avlanıp gelip, aynı zamanda, aslan yattığı yerden belli olur,
atasözünü boş çıkarmamak için evi derleyip
topladığımı görüp, benim ne halde param parça olduğumu fark etmiyor musun"
dediği, buna karşılık erkek aslanın, "ama bunları bana hiç söylemedin ki?"
diye karşılık verdiğini duyanınız oldu mu? Karikatür gibi değil mi?
Konuşamayan insan, kendini nasıl ifade edebilir? Yazarak, resim yaparak,
şarkılar söyleyerek... Bütün bunlar yeterli midir anlaşılmaya?
Yoldaşımızın, arkadaşımızın, eşimizin, kardeşimizin, annemizin vs.
anlayışının biraz da açık olması gerekmez mi? Sen istediğin kadar kendini
mükemmel bir şekilde ifade ettiğini zannede dur. Değişen bir şey yoksa
hayatta..
"Alooo! Kime söylüyorum?" "Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor.
Konuşmadan, yazmadan ve mesaj bırakmadan anlaşılmak istemek çok lüks öyle
değil mi özellikle yaşadığımız şu günlerde. Daha da acı olan, iletişim için
teknoloji hat safhadayken kimsenin birbirini anlamaması...
Artık derdimi söylemeden anlaşılsın istiyorum. Artık derdimi söylemeden
anlaşılmak istiyorum.
Hazal Seyitoğlu
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...