|
Junior Member Cevaplar: 42 kayıt olmuş: 29/8/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 24/1/2008 Saat 16:10 |
|
|
Dogum tarihi
22 Agustos 1942
Dogum yeri
Kirsehir, Türkiye
Ölüm tarihi
24 Ocak 1993
Ölüm yeri
Ankara, Türkiye
Laik kemalist düsnce tahmülü olmayan hainlerin yapdigi bir suikast de öldü
bir ugur mumcu öldürülür binlerce ugur mumcular dogar
Egitimi
Hukuk (Üniversite)
Meslegi
Arastirmaci, gazeteci ve yazar
[tarihinde düzeltildi 24/1/2008 Saat 17:12 Yazar UmutsusSeven]
____________________ ver bir selam al bir merhaba ikilige yar degiliz Hudey
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 11:54 |
|
|
UmutsuzSeven tarafından yazıldı.
Yazılış Tarihi: 24/1/2008 Saat 16:31
Ugur Mumcu (d. 22 Agustos 1942, Kirsehir - ö. 24 Ocak 1993, Ankara),
Türk gazeteci, arastirmaci ve yazar.
Annesi Nadire Hanim, babasi Tapu Kadastro memuru Hakki Sinasi Bey idi.
Ailesi Ankarali olan Ugur Mumcu,
22 Agustos 1942 tarihinde, babasinin memuriyeti dolayisiyla Kirsehir'de,
dört kardesin üçüncüsü olarak dogdu.
Ilk ve orta okullari Ankara Bahçelievler Deneme Lisesi'nde okuyan
Mumcu çok aktif bir ögrenciydi.
üniversite egitimini
1961-1965 avukat olmak üzere basladigi Ankara üniversitesi Hukuk
Fakültesi'ni tamamladi.
26 Agustos 1962’de Cumhuriyet gazetesinde yayimlanan Türk
Sosyalizmi baslikli makalesiyle Yunus Nadi
Ödülü’nü aldi.
1963’de fakültede ögrenci dernegi baskani seçildi.
Askerligini yapmaya hazirlandigi sirada 12 Mart dönemi’nde bir
yazisinda kullandigi "ordu uyanik olmali" sözleriyle, "orduya hakaret
etmek", "sosyal bir sinifin öteki sosyal siniflar üzerinde
tahakkümünü kurmak" suçunu isledigi iddasiyla
gözaltina alindi.
Mamak Askeri Cezaevi’nde pek çok aydinla birlikte bir yila yakin
kalan Ugur Mumcu, bu davadan dolayi 7 yil hapse mahkum edildi.
Fakat Yargitay'ca karar bozuldu ve serbest birakildi.
Bu olaydan sonra Mumcu askerligini,
1972-1974 yillari arasinda Agri'nin Patnos ilçesinde, resmi tanimiyla
"sakincali piyade eri" olarak tamamladi. Patnos'ta, agir kosullar altinda
askerligini yaparken, zaten uzun zamandan beri var olan ülseri
yüzünden mide kanamasi geçirdi.
Yeni Ortam gazetesinde köse yazarligi yapan Ugur Mumcu,
1975’ten itibaren Cumhuriyet’te Gözlem baslikli
kösesinde düzenli olarak yazmaya basladi.
Ayni zamanda Anka Ajansi'nda çalismaktaydi.
1975’te Mart dönemini sergiledigi makalelerinden olusan
Suçlular ve Güçlüler adli kitabini yayinladi.
Ayni yil, Altan Öymen'le birlikte hazirladiklari, Süleyman
Demirel'in yegeni Yahya Demirel'in hayali mobilya ihracatini konu edinen,
Mobilya Dosyasi adli kitabi yayinlandi.
1977 yilindan sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya basladi.
Gözlem baslikli kösesinde 1991 yilinin Kasim ayina kadar
araliksiz olarak yazdi.
1977’de Sakincali Piyade ve Bir Pulsuz Dilekçe kitaplari
yayimlandi. Ertesi yil, Sakincali Piyade adli yapitini Rutkay Aziz ile
birlikte tiyatroya uyarladi. Oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu tam 700 kere
sahneledi.
1978’de, ünlünün yasam öykülerini, siyasal
geçmislerini, bir güldürü zenginligiyle anlattigi
kitabi Büyüklerimiz yayimlandi.
1981’de terörün silah kaçakligiyla ilgisini ortaya
koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdigi Silah
Kaçakçiligi ve Terör yayimlandi. Ayni yil, Mehmet Ali
Agca’nin Papa’yi öldürme girisiminden sonra Agca
üzerine inceleme ve arastirmalarini yogunlastirdi.
Türkiye'de terör olaylarinin artmasi nedeniyle 1979 yilinda 12
Mart dönemi öncesi ve sonrasi gençlik liderlerinin
yasadiklarini kendi agizlarindan yansittigi ve silahli eylemlerle bir yere
varilamayacagina dikkat çektigi kitabi Çikmaz Sokak’i
yayimladi.
1982’de Agca Dosyasi, ardindan Terörsüz
Özgürlük adli makale derlemesi yayimlandi.
1983 yilinda Agca ile cezaevinde röportaj yapti. 1984 yilinda Aziz
Nesin öncülügünde bir grup tarafindan Cumhurbaskanligi
ve TBMM Baskanligina sunulan, ancak Kenan Evren'in imzalayanlari "vatan
hainligi" ile suçlayarak dava açtigi Aydinlar dilekçesinin
hazirlanmasina katildi; 12 Eylül döneminde aydinlara yapilan
iskenceyi anlatan Sakincasiz adli oyunu yazdi; Papa-Mafya-Agca kitabini
yayimladi.
1987’de arastirmaci gazetecilik açisindan büyük bir
basari kabul edilen Rabita ve 12 Eylül adli kitaplari; 1991’de
en önemli arastirmalarindan biri olan Kürt-Islam Ayaklanmasi
1919-1925 yayimlandi.
1991 yilinda Ilhan Selçuk ve yaklasik seksen Cumhuriyet gazetesi
çalisani ile birlikte gazeteden ayrildi. Bir süre issiz kaldi. 1
Subat - 3 Mayis 1992 tarihleri arasinda Milliyet Gazetesi'nde yazan Mumcu,
Cumhuriyet Gazetesindeki yönetim degisikligi üzerine 7 Mayis
1992'de Cumhuriyet'e döndü.
Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde Mossad ve Barzani isimli bir yazi yazdi. Bu
yazisinda Barzani, CIA ve Mossad arasindaki baglantilara degindi ve
yazisini söyle bitirdi:
Kürtler sömürgecilige karsi bagimsizlik savasi yapiyorlarsa
ne isi var CIA ve MOSSAD"in Kürtler arasinda? Yoksa CIA ve MOSSAD,
antiemperyalist savas veriyorlar da dünya bu savasin farkinda degil
mi?
8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki ültimatom baslikli
yazisinda ise yakinda yayinlayacagi kitabinda istihbarat
örgütleri ile bölücü Kürt milliyetçileri
arasindaki baglantilari açiklayacagini yazmisti. Kardesi Ceyhan Mumcu,
cinayetten önce Ugur Mumcu'nun Israil elçisiyle görüsme
yaptigini basina gönderdigi açiklamada yazmisti. Gazetecilik
hayati basarilarla dolu olan Mumcu
24 Ocak 1993 tarihinde ugradigi bombali saldiri sonucu hayatini kaybetti.
Ölmeden önce ayrica polis-mafya-siyaset aginin derin boyutlarini
arastirmaktaydi.
Esi Sükran Güldal Mumcu (Homan) ile olan evliliginden (1977) bir
oglu (Özgür) ve bir kizi (Özge) olmustur.
Ugur Mumcu anisina ailesi tarafindan Ekim 1994'te Ugur Mumcu Arastirmaci
Gazetecilik Vakfi adinda bir vakif kurulmustur.
Esi Sükran Güldal Mumcu, 23. Dönem TBMM'ye Izmir
Milletvekili olarak girmis ve halen TBMM Baskanvekilligi görevini
yürütmektedir.
[tarihinde düzeltildi 24/1/2008 Saat 16:39 Yazar UmutsusSeven]
____________________
ver bir selam al bir merhaba ikilige yar degiliz Hudey
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 11:56 |
|
|
UmutsusSeven tarafından yazıldı.
Yazılış Tarihi: 24/1/2008 Saat 16:40
(1975)
Eserleri [degistir]Mobilya Dosyasi
(1975)
Suçlular Ve Güçlüler
(1977)
Sakincali Piyade
(1977)
Bir Pulsuz Dilekçe
(1978)
Büyüklerimiz
Çikmaz Sokak
Tüfek Icad Oldu
(1981)
Silah Kaçakçiligi Ve Terör
Söz Meclisten Içeri
(1983)
Agca Dosyasi
Terörsüz Özgürlük
Papa - Mafya - Agca
Liberal Çiftlik
Devrimci Ve Demokrat
Aybar Ile Söylesi
Inkilap Mektuplari
Rabita
12 Eylül Adaleti
Bir Uzun Yürüyüs
Tarikat - Siyaset - Ticaret
Kazim Karabekir Anlatiyor
40'larin Cadi Kazani
Kürt Islam Ayaklanmasi 1919-1925
Gazi Pasa'ya Suikast
Sakincali Piyade (Tiyatro)
Söze Nereden Baslasam
Bu Düzen Böyle Mi Gidecek?
Bomba Davasi Ve Ilaç Dosyasi
Sakincasiz
Egilmeden Bükülmeden
(1993)
Kürt Dosyasi
____________________
ver bir selam al bir merhaba ikilige yar degiliz Hudey
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 11:56 |
|
|
Rojin tarafından yazıldı.
Yazılış Tarihi: 24/1/2008 Saat 16:54
"Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleşirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez,
korkak bin kez ölür".
Önemli olan,
insanın böyle bir toplumda
"mezar taşı" gibi
suskunluk simgesi
olmamasıdır."
Uğur Mumcu
[tarihinde düzeltildi 24/1/2008 Saat 17:02 Yazar Rojin]
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz,
Kacırılan Fırsat ve Gecen Zaman .
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 12/11/2008 Saat 11:57 |
|
|
Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık.
Babamız, sırtında yük taşıyarak getirirdi
aşımızı, ekmeğimizi. Arabalar şırıl
şırıl ışıklarıyla caddelerden
geçerken bizler bir mum ışığında bitirdik
kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük
kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük,
vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi…
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik
kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde
sabahladık kaç kez. İsteseydik,
diplomalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi
kullanırdık. Mimardık, mühendistik, doktorduk,
avukattık. Yazlık kışlık katlarımız,
arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle
birlikte attı. Yaşamımızın en güzel
yıllarını birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi…
Tükürülesi suratlarına karşı bahar
çiçekleri gibi, taptaze inançlarımızı
fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar
insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.Fidan gibi
genç kızlardık. Hayat, şakırdayan bir şelale
gibi akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi
bir yaşında, yirmi iki yaşında, işkencecilerin
acımasız ellerine terk edildik. Direndik
küçücük yüreğimizle, direndik genç
kızlık gururumuzla.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi…
Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız
düğümlenmişi. Hipokrat yemini etmiş doktor
kimlikli işkencecilerin
elinde öldürüldük acınmaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamışı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze
duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk. Vicdan sustu.
Hukuk sustu. İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım,
unutma bizi…
Kanserdik. Ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi
dolaşıyordu derilerimizde. Uydurma davalarla kapattılar
hücrelere. Hastaydık. Yurtdışına gitseydik
kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşımızdaki
kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce, kolumuzu, omuz başından
keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık
attık önlerine. Sonra da, otuz iki yaşında
bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım, unutma bizi…
Giresun’daki yoksul köylüler, sizin için
öldük. Ege’deki tütün işçileri, sizin
için öldük. Doğu’daki topraksız
köylüler, sizin için öldük.
İstanbul’daki, Ankara’daki işçiler, sizin
için öldük. Adana’da, paramparça elleriyle ak
pamuk toplayan işçiler, sizin
için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım,
unutma bizi…
Bağımsızlık, Mustafa Kemal’den
armağandı bize. Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim
edilen
ülkemizin bağımsızlığı için kan
döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa,
devleti yönetenler, gizli emirlerle başlarımızı
ezmek, kanlarımızı emmek istediler. Amerikan üsleri
kaldırılsın, dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz
vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık
öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma
bizi…
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk;
komünist dediler. ülkemiz bağımsız değil
dedik; kelepçeyle geldiler üstümüze. Kurtuluş
Savaşı’nda emperyalizme karşı
dalgalandırdığımız bayrağımızı
daha da dik tutabilmekti bütün çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler.
Vurulduk ey halkım, unutma bizi…
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamışık.
Bir kadın eline değmemişi ellerimiz. Bir sevgiliden mektup
bile almamışık daha. Bir gece sabaha karşı, pranga
vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla
çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes
tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik
boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım, unutma bizi…
Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında
vuranlar, ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya
bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı ya da
susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir
gün bile, karşısındakilere
bağırmamış insanların gözleri
önünde, öldürüldük. Hukuk adına,
özgürlük adına, demokrasi adına, Batı
uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe
çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi…
Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey
halkım, unutma bizi…
Bir gün sesimiz hepinizin kulaklarında yankılanacak ey
halkım, unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek
gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,
unutma bizi,
unutma bizi…
UĞUR MUMCU
____________________
İnsan sevincin ürünüdür.
Kötülüklerin, karamsarlıkların
ürünü olamazki...
|
|
Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 24/1/2009 Saat 17:39 |
|
|
Her sene olduğu gibi bu sene de saygıyla anıyoruz Uğur
Mumcu'yu.
Bir Kişiye Yapılan Haksızlık
"Bir kişiye yapılan haksızlık,
bütün topluma karşı
işlenmiş bir suçtur.
bu bilinci paylaşmak ve
bu sorumluluğu yerleşirmek
zorundayız.
Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci,
özgürlüğün de,
demokrasinin de
tek güvencesidir.
Bu güvence sağlanmadıkça,
demokrasinin temeline
tek bir taş bile konmuş olamaz.
Unutmayalım ki "cesur bir kez,
korkak bin kez ölür".
Önemli olan,
insanın böyle bir toplumda
"mezar taşı" gibi
suskunluk simgesi
olmamasıdır."
Uğur Mumcu
|
|
Junior Member Cevaplar: 25 kayıt olmuş: 25/10/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 24/1/2009 Saat 18:02 |
|
|
UĞUR MUMCU'YU ÖZLEMLE ANIYORUZ.
ONU ASLA UNUTMAYACAĞIZ!
|
|
Junior Member Cevaplar: 25 kayıt olmuş: 25/10/2008 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 24/1/2009 Saat 18:22 |
|
|
Bazen bir isyancıl tutku düşüyor dudaklarımdan,
mavinin gölgesi oluyor. Bazen dünyanın
ölümsüzlüğünü öğrenen bir
çocuk gibi masalsı kentler kuruyorum…
Bir özgürlük oluyorum bazen. Bazen
hırçınlaşıp bazen
hüzünleniyorum…
Telefon çaldığında Işık Kansu’nun
sesini duyup yıkılacağımı
düşünüp, 24 Ocak 1993 Pazarı’nı
anımsıyorum:
“Hikmet Ağabey, Uğur Mumcu’nun otomobiline konulan
bomba patladı!..”
Karlı sokağı görür gibi oluyorum…
Paramparça olmuş bir otomobil…
Uğur Mumcu’nun bedeni…
Ahmet Taner Kışlalı’nın ölüm haberini
alıyorum yine bir sabah…
O alçakça tuzak…
Patlayan bomba!..
Bir akşamüstü Onat Kutlar’ın; The
Marmara’nın bombalandığı
gündü…
Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı’dan önce,
Uğur’dan bir yıl sonra aramızdan
ayrılmışı…
2006’nın 5 Mayıs gecesi İbrahim
Yıldız’ın telefondaki titreyen sesini, 10 Mayıs
akşamı da duymuşum:
“Bombalandık Ağabey!”
***
11 Mayıs’ta gazetedeydim ve saat 16.30’du…
Patlama sesiyle irkilmişim…
Uğur’un ve Kışlalı’nın
ölümleri…
İkisi de Atatürkçü, laik, demokrat ve
solcuydu…
İkisi de güzel konuşur, iyi yazardı…
Uğur’un kanıtları süpürülerek, Ahmet
Taner’inkiler ise yıkanarak yitirilmişi…
İçimde tarifsiz bir acı belirdi o yılları
anımsarken, ardından derin bir hüzün…
Kimileri, ne Onat Kutlar’ın, ne Uğur’un, ne de Ahmet
Taner’in karartılan kanıtlarını, hatta o
cinayetleri anımsıyor… Ulacanlar katliamını,
Sıvas’ı, Kahramanmaraş’ı, Gazi’yi
unutuyor…
Musa Anter’i, Vedat Aydın’ı, Mehmet
Sincar’ı…
Hizbullah kamplarını, onlara eğitim verenleri…
Apdi İpekçi’yi, Çetin Emeç’i, Turan
Dursun’u, Muammer Aksoy’u, Bahriye üçok’u
anımsamak bile istemiyor…
Ulucanlar operasyonunda çekilen görüntüler kayboluyor,
Uğur’un, Ahmet Taner’in delilleri gibi…
***
Dünya dönüyor…
Çocuklar büyüyor…
Özgür ve Özge Mumcu kaç yaşında
şimdi…
Ahmet Taner’in eşi Nilüfer Kışlalı ve
kızı Nilhan Nur’u uzaktan gördüm; Ankara’da
bir buçuk ay önce yeni büromuzun açılış
kokteylinde…
Peki Hablemitoğlu cinayeti aydınlandı mı?
O da unutulup gitti…
Hrant Dink’in katledilmesi…
Malatya katliamı…
Trabzon’da rahip Andrea Santoro cinayeti…
Bu cinayetleri nasıl anımsamayız aradan yıllar
geçse bile!..
Ben unutmam bu tür cinayetleri ve kıyımları…
Asker de unutmamalı, siviller de, gazeteciler de…
Gümüşhane Barosu Başkanı Avukat Ali
Günday’ı anımsadınız mı?
O “malum Gazete”nin hedef gösterdiği Ali
Günday’ı…
Onu öldüren yobazı…
Dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı, “İstihbarat
toplantısında Hrant Dink’e saldırı
yapılacağı gündeme geldi mi” sorusuna
“Hatırlamıyorum” diyor…
İnanıyor musunuz komutanın
hatırlamadığına!..
Ben inanmıyorum…
Kaç yıl önce yitirmişik Kemal Türkler’i?
29 yıl önce…
O geceyi anımsıyorum. Ören’deydik bir dost
masasında…
Orhan Yavuz, Doğan Öz, Cavit Orhan Tütengil…
1980 yazındaki İzmir İnciraltı katliamı…
Ölen çocuklarımız!..
***
Bu yüzden isyancıl bir tutkunun alevleriyle yanıyorum.
İçim acıyor, kahroluyorum.
Şu cümleyi çok severim:
“Kara bir hayatın ortasında yitik zaman
peşindeyim…”
Metin Altıok’un dizelerinde Bakırçay’dan
Menemen’e oradan Gediz Ovası’na, Manisa’ya,
Salihli’ye doğru yol alıyorum:
“Şimdi sen öldün ya/Yumuşacık bir
çizgi/Ediniyor avuçlarına/Yeni doğan
çocuklar/Artık veda yazgılarını/Çizgiden
okuyacaklar”
Hikmet Çetinkaya
Ağustos 02, 2008 - CUMHURİYET
[tarihinde düzeltildi 24/1/2009 Saat 18:24 Yazar yayla_cicegi]
|
|
Site kurucusu Cevaplar: 987 kayıt olmuş: 11/9/2006 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 26/1/2009 Saat 17:43 |
|
|
Ugur Mumcu"ları fikirlerine sahip cıkarak yasatmalıyız.
Ugur Mumcu ender rastlanan bir aydındı. Arastırmacı,
yazar ve gazeteciydi. Kalemini karanlıgın
aydınlatılması, ülkenin
bagımsızlıgı ve halkın
özgürlügü icin kullandı.
Meşrulastırılmaya calısılan yolsuzluk ve vurguna
karsı da kararlı bir tutum sergiledi. Demokrasinin kurul ve
kurallarıyla yasama gecmesinin bıkmadan altını cizdi.
Saygı, Sevgi ile anıyoruz, Unutmayacagımızı ve
Unutturmayacagımızı bir kez daha tekrar ediyoruz.:t: :t:
:t:
____________________ Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...
|
|
Junior Member Cevaplar: 41 kayıt olmuş: 9/10/2007 Durum: ÇevrimdışıCinsiyet:
|
|
Yazılış Tarihi: 26/1/2009 Saat 17:47 |
|
|
Uğur Mumcu
Atatürk’ün çiftliğini bile
koruyamamışız
ilkelerini nasıl koruyacağız?
(Cumhuriyet, 10 Kasım 1985)
Görülüyor ki Atatürk emperyalizmin kökeninde
uluslararası sermayenin bulunduğunu 1920'lerde söylüyor
ve başında bulunduğu hükümetin “emperyalizme
karşı müdafaa ve mücadele kastı ile
kurulduğunu” da açıklıyor.
Bugün uluslararası kapitalizm ile bütünleşen
İMF ipotekli alaturka liberalizmimizin
Atatürkçülük ile uzaktan ve yakından ilgisi
yoktur.
Atatürkçülük, ulusal devrimler yoluyla
çağdaşlaşma demektir. Bu
çağdaşlaşma, özgürlükçü
demokrasi içinde gerçekleşecektir. Çağdaş
uygarlığa da bu yolla ulaşılacaktır.
Bütün bunları bir yana bırakın; siz gidin,
yüz binlik Ankara'da Atatürk'ün kurduğu hipodromlara ve
Orman Çiftliği'ne bakın. O günden bu yana
Atatürk'ün eliyle kurulan hipodromun ve Orman
Çiftliği'nin, nasıl parsellendiğini, nasıl
bölündüğünü gözlerinizle
görün.
İlkelerine kadar inmeye ne gerek var; daha bizler,
Atatürk'ün çiftliğini bile
koruyamamışız, ilkelerini nasıl koruyacağız ?
Ulusal Kurtuluş devrimcisi Mustafa Kemal Atatürk'ü
ölümünün yıldönümünde her gün
daha da artan saygılarla anıyoruz...
|
|
|
|
Happy Birthday |
Bugün hiçbir kullanıcımızın doğumgünü yok! |
üye Puani |
- Rojin: 10 976 Puanlar
- asliyok: 4 432 Puanlar
- HarmanYeli: 4 396 Puanlar
- KizilZora: 2 048 Puanlar
- life23: 1 675 Puanlar
- gokkiz: 1 657 Puanlar
- BirNefes: 1 048 Puanlar
- Erasmus: 984 Puanlar
- -Pozan-: 785 Puanlar
- Siyahinci: 623 Puanlar
|
|