Hayy der dilim ve meyyittir gerisi
hangi yarayı yama yaparsın ağzına
kan kusar dilin ve ben susarım
baharda kırılmış koluma bakarım ansızın
ve korkarım güzel bir cümlenin dilime düşmesinden
kaçarım
ünlem diyorum ve gülüyor gözlerin
beni sevme çocuk!
hiçbir yanım aşina değil aşka
her çiçeği vurur ayaz mutlaka
korkarım
içten içe bir sevmek benimkisi
ve dıştan dışa sevişmek yokluğunla
hiçbir yolun orta noktasında öpüşmez gözlerimiz
bunun içindir ki hep her’e aralanır dudaklarım
ki hep hiç olur sonu
susarım
şimdi korkak ve cesur ve taşkın ve yangın
ve illaki asi bir yanım
tutsam derim ellerini
ellerin yok ki!
ey çocuk
hala mı kekik kokar dağlar
ve hala mı isyandadır bir ayağın
vur boynumu desem
aklına tenim gelir, gül kokar
ayaza çalan çiçekler gibi dökülürüm avuçlarından
sen yine de çok vur
ölüme çeyrek var, sana bin asır.
beni ayağa kalkan yanlarınla
beni iflah olmaz arzularınla
beni tenimdeki gül kokumla anımsama
gücün yeterse yüreğine bele
dağların gibi ve zılgıt gibi dikil karşıma
hangi yarayı yama yaparsın kanayan yanlarına çocuk
su akar teninden ve susar çeşme
illaki ölecektir bülbül gülüne
ölüme bir an ve sana bin asır ağlayacaktır mahve
ey çocuk
kaçarım senden suskun ve teslim
sızı düşer içime adına bin hâl olur
başım kalkmaz önümden yeniğim üstelik
kendi havlince akar kanımda acım
seveceksen beni Samed gibi sev
Sen ey semi
gidilecek tüm kapıların tek sahibi
hangi ses diğerine perde olur
hangi göz diğerine engel
Tevvâb’a aralanır dudaklar
saracaksan beni Vedûd gibi sar
Hayy der dilim ve meyyittir gerisi
şimdi sus çocuk!
çok sus / hep sus
her yitiktir nicedir neylenir?
gözüme bir karga çöreklenir
sevme beni çocuk
bülbül uçar gül kanar
ve fakat sana bin asır var.
FİLİZ KILINÇ
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.