ATATÜRK'ÜN SOY AĞACI
(Cumhuriyetimizin Kurucusu Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün
Şeceresi)
Sultan Murat Hüdavengidar zamanında başlamak üzere, bütün
Türk Devleti padişahlık döneminde, Rumeli'yi Balkanlar'ı ve Avrupa'yı
Türkleştirmek için soyunda ve sopunda hiçbir karışım olmayan Türk
ailelerinden oluşan özel güçleri buralara göndermişlerdir.
Bu göçlerin büyük çoğunluğu Oğuz Türkleri, Müslüman Oğuzların Yörük
Türkmen boylarından gönderilen aileler teşkil ermektedir. Müslüman
Oğuzların, Tanrıdağı ve Karagöz Yörüklerinden olup, Konya ve Aydın yöresine
yerleşmiş bulunan isimler, teker teker yazılı bulunmaktadır.
Buradaki, 950 tarih ve 82 numaralı l yazıcı defteri ile 1051 tarih ve 469
numaralı il yazıcı defterinde Anadolu'dan Rumeli'ye geçen Türk boy ve
ailelerinin isimleri açıkça yazılı bulunmaktadır.
Bunların Müslüman Oğuz Türk'ü Yörük Türkmen boylarından oluşan ailelerinin
kimler olduğunu kayıtlarda belirtmektedir. İşte bu kayıtlarda, Ulu Önder
Atatürk'ün atalarının, Anadolu'dan Konya ve Aydın yöresinden geldiği
yazılmaktadır.
Atatürk'ün dedeleri; Anadolu'dan Rumeli'ye gidip, Yunanistan'da Manastır
Vilayeti'nin derbei bala sancağına bağlı bulunan Kocacık Nahiyesine
yerleşen ailelerden olan Hafız Ahmet Alüş Efendi derlerdi.
Kocacık Nahiyesinin tamamen Türk'tür. Atatürk kocacık Nahiyesine yerleşen
ailelerden olan Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur. Hafız Ahmet Efendi'nin
saçları kırmızı olduğu için adına "Kırmızı Hafız Efendi" derlerdi.
Ulu Önder Atatürk'ün dedesi kırmızı Hafız Efendi kocacık Nahiyesinde
ilkokul eğitmenliği yapmakta idi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi de bu
kocacık nahiyesinde dünyaya geldi. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendiye Alüş
Efendi derlerdi. Kocacık nahiyesi tamamen Türk'tü. Burada yerleşenlerin
çoğu Aydın ve Konya yöresinden gelen Türklerdir.
Hatta bu aileler Yörük Türkmenleridir. Bu Yörük Türkmenlerinin Tanrıdağı ve
Karagöz olduğu yukarıda adı geçen il yazıcı defterinde kayıtlı
bulunmaktadır.
Keza yine belgelerde Aktan ve naldöken Yörüklerinde buralarda bulunduğu
yazılmaktadır. Fetihnamelerde, buralardaki Konya Türklerine hudut gazileri
ünvanı verildiği yazılmaktadır.
Bu Türklere miri, Yörülen Türkmenlerden denilmekteydi. Ulu Önder Atatürk
özbe öz Türk olup, Konya ve aydın yörelerinden gitme çok asil bir ailenin
evladıdır. Annesi Zübeyde Hanımefendi'nin babası aydından Selanik'e gitme
çok asil bir ailenin evladıdır. Annesi Zübeyde Hanımefendi'nin babası
Aydınlıdır.
·Bu bilgiler Başbakanlık Eski Müşaviri Şecaattin Zenginoğlu'nun "Bilgi
Çağındaki Türk Gençliğinin Yükselen Sesi-1999" isimli kitabından
alınmıştır.
ATATÜRK'ÜN KENDİSİNİ TANIMLAMASI:
(1)"Benim hayatta yegane fahrim (onurum), servetim, Türklükten başka bir
şey değildir."
"Bana, insanlar üstünde bir doğuş atfetmeye kalkışmayınız.
Doğuşumdaki tek fevkaladelik, Türk olarak dünyaya gelmemdir."
(2) Bir İngiliz'in "siz hangi asil ailedensiniz?" sorusuna verdiği
yanıt:
"Anasının ve babasının asilliğiyle iftihar eden Teodoz, İtalya Yarımadasına
inmek isteyen Türk Atilla'ya barış görüşmesinden önce sormuş:
'Siz hangi asil ailedensiniz?' Atilla'da ona cevap vermiş: 'Ben asil bir
milletin evladıyım!' işte benim cevabımda size budur!"
(3)Sanki yeni Rıza Nurlara cevap vermiş.
" Türk, Türk olduğu için asildir... çoğumuz, büyük babamızın babasını
hatırlamayız. Bütün soy gururumuzu, Türk olmanın içinde buluruz."
(4)"... Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım
(dır)"
(5)"Millî mevcudiyetimize düşman olanlarla dost olmayalım. Böylelerine
karşı...'Türk'üm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!' diyelim"
(6)" Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi
olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır..."
(7)Atatürk kendisini böyle tanımlıyor. Ben bir Türk'üm diyor ve bundan
gurur duyuyorum diyor. Kişi, hissettiği milletten olduğuna göre bu sözler
üzerine daha denecek bir şey yoktur.
M. Kemal, bir Türk'tür ve koca bir Türk'tür, Türk'ün Atası'dır. Türk
milletine, unuttuğu milli kimliğini tekrar kazandıran, ümmetten Türk
milletine dönmesini sağlayan bir Türk'tür.
Yeni Rıza Nurlara bunlar da yetmeyecektir. Hiç gerek olmadığı halde, konuya
tam açıklık getirmek için, ana ve baba soyunu da irdeleyeceğiz. Kimdir,
kimlerdendir ona bakacağız
MUSTAFA KEMAL'İN ANNESİ YÖRÜK TÜRKMEN’ DİR.
Zübeyde Hanım'ın soyu Yörük'tür. Fatih döneminde Karamanoğlu Beyliği'nin
yıkılmasından sonra (1466), Balkanlar'da fethedilen yerlerin
Türkleştirilmesi için göç ettirilen ailelerdendir. Konya bölgesinden
geldikleri için bunlar, "Konyarlar" ismi ile resmi kayıtlara geçmiş ve
böyle anılmıştır.
(8)Aile, Vodina sancağının Sarıgöl nahiyesine yerleştirilir. Zübeyde'nin
babası Sofi-zade Seyfullah Ağa, Selanik yakınlarındaki Lankaza'ya göçer ve
bir çiftlik sahibi olur. Ve Zübeyde Hanım 1857'de burada doğar. Annesi,
babasının üçüncü eşi Ayşe Hanım'dır.
(9)Zübeyde Hanım'ın soyunu birde anlatılanlardan görelim.
M. Kemal'in kız kardeşi Makbule Hanım (1885-1956):
"Annemden sık sık şunları dinlemişimdir. Bizim esas soyumuz Yörük'tür.
Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz" diyor ve atalarından
bazılarının da sonradan tekrar Konya'ya geri döndüğünü de şöyle
açıklıyor:
"Dedem Feyzullah Efendi'nin büyük amcası Konya'ya gitmiş, Mevlevi
dergahına girmiş, orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak."
(10)Makbule Hanım Yörüklük için şunları söylüyor:
"...Annem her zaman Yörük olmakla iftihar ederdi. Bir gün Atatürk'e "Yörük
nedir?" diye sordum. Ağabeyim de bana 'Yürüyen Türkler' dedi."
(11)Yörük ile Türkmen eş anlamlıdır. Atatürk, soyunu açıklarken bunu da
vurgular:
".... Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük
Türkmenler'dendir."
(12)Zübeyde Hanım'ın babasını, kocası Ali Rıza Efendi'yi ve Ali Rıza'nın
babası Kızıl Hafız Ahmet Bey'i de tanıyan Selanik doğumlu Aydın
Milletvekili Hasan Tahsin San (1865-1951)
(13) şu bilgileri verir: " Atatürk'ün validesi, Zübeyde Hanım, Sofu-zade
ailesinden Fethullah Ağa'nın kızıdır. Selanik'te doğmuştur. Bu aile bundan
130 sene evvel (1800'lü yılların başı oluyor.) Sarıgöl'den Selanik'e
gelmişlerdir.
Vodina sancağının batısında Sarıgöl nahiyesinde onaltı köyden ibaret olan
bu nahiye ailesi, Makedonya ve Teselya'nın fethinden sonra Konya civarı
ahalisinden Osmanlı hükümetinin sevk ve iskan ettirdiği Türkmenlerdendir.
Son zamanlara kadar beş asır müddet içinde hayat tarzlarını,
kılık-kıyafetlerini değiştirmemişlerdi."
(14) Bir yabancı yazar da Atatürk'ün annesi hakkında edindiği bilgileri
şöyle
aktarıyor:"Mustafa'nın babası Ali Rıza Efendi, anası da Zübeyde Hanım'dı.
Zübeyde Hanım... sarışındı; düzgün, beyaz bir teni, derin ama berrak, açık
mavi gözleri vardı. Ailesi Selanik'in batısında Arnavutluk'a doğru, sert ve
çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu.
Burası, Türklerin Makedonya'yı ve Teselya'yı almalarından sonra Anadolu'nun
göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi.
Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin
torunları olan ve hala Toros Dağlarında özgür yaşamlarını sürdüren sarışın
Yörükler'in kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı. Mustafa da annesine
çekmişti; saçları onun gibi sarı, gözleri onun gibi maviydi."
(15)Zübeyde Hanım'ın kendi ifadesi; oğlunun, kızının, kendisini
tanıyanların ve de konu üzerinde çalışanların ortak ifadesi; Zübeyde
Hanım'ın Yörük-Türkmen olduğudur. Yani Zübeyde Türk'tür.
MUSTAFA KEMAL'İN BABASI YÖRÜK TÜRKMEN ‘DİR.
Mustafa Kemal'in baba soyu, Aydın/ Söke'den gelerek Manastır vilayetine
yerleştirilen, "Kocacık Yörükleri (Koca Hamza Yörükleri)"ndendir. Ali Rıza
Efendi, Manastır'ın Debre-i Bala sancağına bağlı Kocacık'ta dünyaya
gelmiştir(1839). Aile sonradan Selanik'e göçmüştür. Babası İlkokul
öğretmeni Kızıl Hafız Ahmet Efendi'dir. Amcası, Kızıl Hafız Mehmet
Efendi'dir.
Taşıdıkları "Kızıl" lakabı ve yerleştikleri yere "Kocacık" denmesi; Ali
Rıza Efendi'nin soyunun, Anadolu'nun da Türkleşmesinde katkısı olan "
Kızıl-Oğuz" yahut "Kocacık Yörükleri-Türkmenleri"nden geldiğini
göstermektedir.
(16)Anne soyunda olduğu gibi baba soyunda da en sağlam bilgiler önce
Atatürk'ün, annesinin, kardeşinin anlattıkları; sonra çevrelerinin
aktardıklarıdır.
Makbule Hanım;
"Babam Ali Rıza Efendi, Selanik'lidir. Kendileri Yörük sülalesindendir."
(17)Atatürk:
"... Benim atalarım Anadolu'dan Rumeli'ye gelmiş Yörük Türkmenler'dendir."
(18)M. Kemal'in Selanik'te mahalle ve okul arkadaşı, Kütahya
Milletvekillerinden Mehmet Somer (1882-1950):
(19)"Atatürk'ün ataları hakkında benim bildiğim şunlar:
Atatürk'ün ataları Anadolu'dan gelerek Manastır vilayetinin Debre-i Bala
sancağına bağlı Kocacık nahiyesine yerleşmişlerdir. Bunları ben Selanik'in
ihtiyarlarından duymuştum. Kocacık'lıların hepsi öz Türkçe konuşurlar. İri
yapılı adamlardır.
Bunların hepsi Yörük'tür... Bunların kıyafetleri Anadolu Türklerine benzer.
Yaşayışları, hatta lehçeleri de aynıdır."
(20)10 Kasım 1993'te Milliyet gazetesi "Ata'nın Soy Kütüğü" isimli bir yazı
yayımlar. Gazeteci Altan Araslı, Kocacık köyüne giderek bir araştırma yapar
ve köylülerle konuşur. Kocacıklı Numan Kartal'ın aktardıkları:
"Ali Rıza Efendi, Manastır vilayetinin Debre-i Bala sancağına bağlı
Kocacık'ta dünyaya gelir. Kocacık'ın nüfusu tamamen Türk'tür. Hepsi de
Yörük Türkmenleri. Anadolu'dan geldiler. Bizler, Müslüman Oğuzların Türkmen
boyundanız."
____________________
Dört Sey Geri Gelmez Atılan Ok, Söylenen Söz, Kacırılan Fırsat ve Gecen
Zaman ...