Ziyaretçi
|
|
Yazılış Tarihi: 15/4/2009 Saat 08:38 |
|
|
Kurtuluş Savaşı, ulusal niteliği gereği, tek bir sınıfa ya da gruba
dayanmayıp, toplumun tüm kesimlerini içine alan geniş ittifakın ürünü
olarak kazanılmıştır. Bu nedenle Atatürk'ün halkçılık ilkesi kaynağını
kurtuluş mücadelesinde bulmuştur.
Gerek içeriği gerekse hedefleri açısından bakıldığında, Cumhuriyet Devrimi
ayrıca bir sosyal devrim niteliği de taşır. Halkçılık ilkesi sınıf
ayrıcalıklarına ve sınıf farklılıklarına karşı olmak ve hiçbir bireyin,
ailenin,
sınıfın veya organizasyonun diğerlerinin daha üzerinde olmasını kabul
etmemek demektir. Halkçılık, Türk vatandaşlığı olarak ifade edilen bir
fikre dayanır. Gurur ile birleşen vatandaşlık fikri, halkın daha fazla
çalışması için gerekli psikolojik teşviki sağlar, birlik fikrinin ve ulusal
bir kimliğin kazanılmasına yardımcı olur.
"Bizim halkımız, yararları birbirinden ayrılır sınıflar halinde
değil, tersine varlığı ve gayretleri birbirine gerekli olan sınıflardan
oluşur. Bu dakikada dinleyenlerim, çiftçilerdir, sanatkarlardır,
tüccarlardır ve işçilerdir. Bunların hangisi, ötekisinin karşısında
olabilir. Çiftçilerin, sanatkarlara; sanatkarların çiftçilere ve çiftçinin,
tüccara ve bunların hepsinin, ötekine ve işçiye ihtiyacı olduğunu kim
yalanlayabilir?"
"Halkçılık; cumhuriyetçilik ilkesinin içerdiği demokratik
özgürlükçü, çoğulcu yönetimin yasalardaki bir hak olmaktan çıkarılıp,
işlerliğe kavuşturulmasını; yönetimde, siyasada, kalkınmada, gelirlerin
dağılımında, devlet ve ulus imkanlarının kullanılmasında halk yararının
gözetilmesini amaçlar. Bu amaç doğrultusunda devleti, önlemler almak,
yasalar çıkarmak, düzenlemelere gitmek, engelleri ortadan kaldırmakla
görevli kılar."
|
|
|