asliyok
Junior Member
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
TÜRKÇE EZANIN ÖYKÜSÜ
Gençler bilmez, bir zamanlar Türkiye'de minarelerden "Tanrı Uludur" diye
Türkçe ezan okunurdu.
Üstelik bu uygulama öyle kısa da sürmedi.
1932 yılından 1950 yılına kadar tam onsekiz sene, Türkiye'de insanlar
Türkçe ezanla namaz vaktini öğrendi.
Daha sonra, İkinci Dünya Savaş'ının bitimiyle başlayan "Soğuk Savaş"
döneminde bütün Batı Dünyası'nı kapsayan "Anti-komünizm" mücadelesinde ön
plana çıkarılan dinci yaklaşımlar, içerde de çok partili siyasetin iktidara
getirdiği Demokrat Parti'nin Atatürk Devrimlerini sorgulayan tutumuyla
bütünleşti ve ezan yeniden Arapça okunmaya başlandı.
Altan Öymen Değişim Yılları adıyla ikinci cildini çıkardığı anılarında, pek
çok ilginç olayla birlikte bu deneyimin öyküsünü de ayrıntılı olarak
anlatıyor: (ss.483-496)
Türkçe ezan okunması konusu Meşrutiyet dönemindeki bazı aydınlar tarafından
da dile getirilmişti.
Bu özlemi Ziya Gökalp şöyle şiirleştirmiş:
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."
Atatürk 1932'de, önce Türkçe ezan okunmasının dinen caiz olup olmadığını
tartıştırıyor ve caiz olduğu belirleniyor.
Bunun üzerine içlerinde Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi
dönemin önemli hafızlarının bulunduğu bir komisyon kurularak ezanın Türkçe
çevirileri yapılıyor ve hangisinin ahenginin daha uygun olduğu
tartışılıyor.
Kabul edilen metin şöyle:
"Tanrı uludur;
Şüphesiz bilirim, bildiririm:
Tanrı'dan başka yoktur tapacak,
Şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı'nın elçisidir Muhammed
Haydin namaza, haydin felaha
Namaz uykudan hayırlıdır."
Diyanet İşleri Başkanlığı 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelge ile bu metni
bütün camilere bildiriyor ve ezan Türkçe okunmaya başlıyor.
Öymen, öykünün bundan sonrasını ve yaşanan ilginç olayları da son derece
tatlı bir dille anlatıyor.
Pek çok ilginç olay yaşandıktan sonra, Demokrat Parti 1950 yılında iktidara
geliyor ve ilk iş olarak ezanın yeniden Arapça okunmasını sağlıyor.
Bu arada Menderes ve arkadaşları bir sıkıntı yaşamışlardır:
Atatürk'e bağlılığıyla bilinen ve çok partili rejime geçilirken İsmet
İnönü'ye Atatürk Devrimleri konusunda dikkatli olma sözü vermiş olan Celal
Bayar buna ne diyecektir?
Öymen, bunu da o dönemin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı olan Nihat Reşat
Belger'in ağzından aktaran Nadir Nadi'ye dayanarak şöyle anlatıyor:
Cumhurbaşkanı Bayar'ın başkanlığında toplanan hükümet Arapça ezan yasağının
kaldırılmasını tartışmaktadır:
Bayar bir ara soruyor:
"Arkadaşlar, kararımızla Atatürk'ün ruhu muazzep olmaz mı?"
Buna Belger yanıt veriyor:
"Büyük zaferimiz üzerine Atatürk'ün ruhu o kadarcık kusuru bize bağışlar
efendim!"
Bunun üzerine Bayar yatışıyor ve toplantı neşeli bir havada sürüyor.
Bugünlerde yaşanan bilgi ve tarih kirlenmesi, daha doğrusu "kirletilmesi"
ortamında Öymen'in kitabı, gerçekleri öğrenmek isteyenler için bulunmaz bir
fırsat.
Bu siteden yapılacak alıntılarda kaynak gösterilmesi ahlak kurallarına
uygun olacaktır.
alintidir.
kaynak:altta url adresidir.
http://www.kongar.org/aydinlanma/2004/440_Turkce_Ezanin_Oyk
us u.php
not: degerli emre kongar hocama saygiyla. url adresi verilmisdir.ayrica
alintimin yani aktarimimin dip notuna ilginizi cekmek isterim.url adresine
tikladiginizda bu dip notu lutfen dikkate aliniz. saygilarimla
____________________
kopan bir ipe, sımsıkı bir dugum atarsanız, ipin en saglam yeri artık bu
dugumdur. ama ipe her dokunusunuzda, canınızı acıtacak tek nokta yine o
dugumdur."
www.dostsesi.com
dunyaya acilan pencereniz
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.