Bence68
Site kurucusu
Arıburnu’ndaki Anzak Kolordusunun Nisan’da yaptığı
çıkarmanın temel amacı önce, Kabatepe ile KüçükArıburnu arasındaki
kumsallık bölgeye çıkmaktı. İlk aşamada Conkbayırı- Kocaçimentepe çizgisi
denetim altına alınıp, oradan Maltepe bölgesi ele geçirilecek, böylece,
Kuzeyde’ki Türk kuvvetlerinin Güneyde, Seddülbahir bölgesindeki Türk
birliklerine yardımı engellenmiş olacaktı.
25 Nisan sabahı savaş gemilerinin, Türk mevzilerini sürekli vuran koruyucu
ateş altında, Anzak Kolordusu’nun 1. Tugayından 1500 kişilik ilk
hüuuups dalgası, çıkarma botlarının bir şekilde kuzeye kayması sonucu, saat
05.00’te, Kabatepe bölgesi yerine Arıburnu Kesimine
çıkmak zorunda kalır.Bu noktada kıyı gözetlemesi yapan bir Türk takımının
direnişine karşın, karaya çıkan Anzak birlikleri belirli bir noktaya kadar
ilerler. Diğer taraftan, Bigalı’da bulunan ordu yedeği 19. Tümen,
24-25 Nisan gecesi Conkbayırı yönünde tatbikat yapmakta idi. Gün ağarırken,
Arıburnu yönünden top seslerinin gelmesi üzerine, 19. Tümen Komutanı Yarbay
Mustafa Kemal, bir çıkarma yapıldığını anlayıp durumu Ordu Komutanına
bildirir, ancak bir yanıt alamaz.
Durum çok kritiktir. Mustafa Kemal, kıyıda çok zayıf gözetleme ve koruma
birlikleri olduğunu düşünerek ve geniş bir sahile yayılmış olan 27. Alayın
da, ağır kayıplar verdiği haberini alınca, düşmanın
Conkbayırı-Kocaçimentepe çizgisi ve uzantısını ele geçirmesi durumunda,
onarılamayacak durumlarla karşılaşacağını kavrar. Ordudan emir gelmemiş
olmasına karşın girişimi ele alıp tüm sorumluluğu yüklenerek, 57.Alayı bir
batarya ile Kocaçimentepe yönünde harekete geçirir. Kendisi de durumu
izlemek üzere Conkbayırı’na çıktığında,, Arıburnu kesiminden bazı
askerlerin çekilmekte olduklarını ve düşman birliklerinin de bunları
izlediklerini görür.
O anı Mustafa Kemal, Ruşen Eşref Ünaydın ile yaptığı görüşme sırasında
şöyle anlatmaktadır.
“...Bu esnada Conkbayırının güneyindeki 261 rakımlı tepeden sahilin
gözetleme ve korunmasıyla görevli olarak orada bulunan bir müfreze askerin
Conkbayırına doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm... Bu askerlerin
önüne kendim çıkarak:
-Niçin kaçıyorsunuz ? dedim.
-Efendim düşman dediler!
-Nerede?
-İşte! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Gerçekten de düşmanın bir avcı kuvveti 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve tam
bir serbestlik içinde ileriye doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. Ben
kuvvetleri (geride) bırakmışım, askerler on dakika istirahat etsin
diye...Düşman da bu tepeye gelmiş...Demek ki düşman bana benim
askerlerimden daha yakın! Ve düşman benim yere gelse kuvvetlerim çok kötü
bir duruma düşecekti. O zaman artık bilemiyorum, bilinçli bir düşünme ile
midir, yoksa önsezi ile midir, bilmiyorum. Kaçan askerlere:
- Düşmandan kaçılmaz, dedim.
- Cephanemiz kalmadı, dediler.
- Cephaneniz yoksa süngünüz var,dedim.
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Yere yatırdım. Aynı zamanda
Conkbayırına doğru ilerlemekte olan piyade alayı ile dağ bataryasının
yetişebilen askerlerinin ‘ marş marşla’ benim bulunduğum yere
gelmeleri için, yanımdaki emir subayını geriye yolladım. Bu askerler süngü
takıp yere yatınca, düşman askerleri de yere yattı. Kazandığımız an, bu
andır...”
Gerçekten de, çekilen Türk askerleri mevzi alınca, karşı taraf ta mevzi
alıp duraklar. Böylece, 57. Alay Öncü Bölüğü'nün Conkbayırı’na
yerleşmesi için gereken süre kazanılmış olur. İşte bu an, Çanakkale
Savaşları Kara Harekatı’nın kaderini belirleyen önemli anlardan
birisidir. Böylesine önemli anda kilit rolü oynayan kişi ise, tartışmasız
Mustafa Kemal’dir. Bu husus, Çanakkale Savaşları tarihiyle uğralan
Türk ve yabancı bütün uzmanlar tarafından doğrulanıp vurgulanmaktadır.
Daha sonra, Kolordu Komutanı Esat Paşa'nın izniyle, 27. Alay’dan geri
kalan birlikleri de emrine alan Tümen Komutanı Mustafa Kemal, karşı
saldırıya geçmek üzere 57.Alay'a şu emri verir :
“ Ben size taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye
kadar geçecek zaman zarfında, yerimize başka kuvvetler ve komutanlar kaim
olabilir.”
25 Nisan 1915 günü, vakit ikindiye yaklaşırken, ilk çıkarma kademesi olan
tümenin sahile çıkışı da tamamlanmıştır. Ne var ki, 27. Alayın birlikleri
ve 57. Alayın yaptığı karşı saldırı ile süngü hücumları sonucu Anzaklar çok
sayıda kayıp vermiş ve sahile çekilmişler, kritik ve endişeli anlar
yaşamaktadırlar. Gene de gün batarken, Anzak Kolordusu’nun sahile
çıkan Tümeni, Arıburnu’nun sarp yamaç ve tepelerinde yerleşme olanağı
bulur. Bu tarihten başla***** harekat, 1915’in Ağustos ayına kadar
dört ay boyunca, Conkbayırı- Kocaçimentepe-kabatepe bölgelerinde,
tarafların karşılıklı saldırı ve özellikle gece yapılan süngü hücumlarıyla,
yakın boğuşmalar şeklinde ve çok kanlı çarpışmalarla geçecektir. Bu
çarpışmalar sırasında Türkler de, Anzaklar da ağır kayıplar vermişlerdir.
Ağustos ile birlikte ise savaş şiddetli çarpışmalara dönüşür. Tıpkı
Seddülbahir’de olduğu gibi, Anzak ordusu da taarruz hedeflerine
varamamış, çıktıkları yerlerde 3-4 km.lik bir mesafe ilerleyip, boşaltmaya
kadar da o noktada kalmışlardır.
____________________
İnsan sevincin ürünüdür. Kötülüklerin, karamsarlıkların ürünü olamazki...
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.