Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk´ün olağanüstü yaşamı
boyunca başından son derece ilginç ve gizemli olayların geçtiği biliniyor.
Bu sayfamızda da bunların bir kısmına yer vermeye çalışacağız. Zaman içinde
bunlara bulduğumuz yenileri de ilave olacak. Hepsini yanyana getirdiğimizde
Atatürk´ün üstün şahsiyetinin yanısıra birde olağanüstü ve bilinmeyen bir
yanının da olduğu gözler önüne serilmiş olacak.
İLK BAŞ KALDIRIŞI :
Atatürk, oldu olası Arapça derslerinden, yere bağdaş kurarak oturmaktan ve
dizleri üstünde durarak yazı yazmaktan hiç memnun değildi.Yine dizlerinin
üstünde durmaktan dizlerinin ağrıdığı bir gün ayağa kalkarak dersi ayakta
dinlemeye başladı.Fakat bu seferde hocası bundan memnun olmamıştı ve
Atatürk´e yerine oturmasını söyledi.Atatürk ise dizlerinin ağrıdığını ve
oturamayacağını söyledi. Bunun üzerine hocası sinirlenip, deliler gibi
haykırarak ;
"Neee bana karşımı geliyorsun " dedi.
Atatürk bunun üzerine ;
"Evet karşı geliyorum" dedi.
Tam bu anda diğer bütün çocuklarda ayağa kalkıp ;
"Evet karşı geliyoruz" diyerek aynı sözleri tekrarlayınca,hoca ne
yapacağını şaşırarak onlarla uzlaşmak zorunda kalmıştı. Bu onun ilk baş
kaldırışıydı. Liderlik vasfının ve kitleleri peşinden sürükleyen
karizmasının ilk ortaya çıkışıydı.
15 YIL HÜKÜM SÜRECEKSıN...
Atatürk hakkında yapılmış birçok kehanet vardır.Bunların en ilginci onun el
falına bakan bedevinin söyledikleridir.
Mustafa Kemal arkadaşları ile Bingazi´ye, Trablusgarp savaşına katılmaya
gidiyordu.Yolda bie bedevi´ye rastladılar.Bedevi el falına çok iyi
baktığını ve genç subaylara da isterlerse bakabileceğini söyledi.Hepsi
ellerini açarak bedevinin söylediklerini dinlemeye başladı.Sıra Mustafa
Kemal´e gelince, o önce baktırmak istemedi ama arkadaşlarının ısrarı
karşısında, sonunda o da elini bedevi´ye açtı.Bedevi ele bakar bakmaz
yerinden sıçradı ve heyecan içinde ;
"Sen padişah olacaksın" dedi ve ilave etti "15 yıl hüküm süreceksin."
Genç subaylar gülüştüler ve yollarına devam ettiler.
Aradan yıllar geçti, Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti´nin Cumhurbaşkanı
oldu.Cumhuriyetin 14.yılında hastalandı.Karaciğeri kötüye gittiğinde
çevresindekiler ona "Artık içme Paşam" dediler.
Atatürk onlara birzamanlar yolda rastladıkları falcı bedevi´yi hatırlattı
ve gülerek ;
"Arap vaktiyle söylemişti, Bizim padişahlık nasıl olsa 15 yıl
sürecek...Hesapça bu son senemizdir..."
Yıl 1938 ´di...
SECCADE ÜZERıNDEKı KEHANET
Bilindiği gibi Hint halkı Atatürk´ü ve Türk halkını yanlız
bırakmamıştı.Kurtuluş savaşından yıllar sonra ,1929 yılında Bir hintli
Mihrace Atatürk´ü Pera Palas´taki 101 No´lu odasında ziyarete
gelmişti.Mihrace´nin Atatürk´ü hangi nedenle ziyaret ettiği ve adı ve
ziyaret sebebi hala bilinmiyor.Mihrace´nin ziyaretindeki bir sır da
getirdiği hediyede yatmaktadır.Bu hediye altın sırmalı, hint işi ipek bir
seccadedir.
Seccadenin üzerinde bir şamdanın asılı olduğu düz bir kemeri,her iki
yanında birer güvercin bulunan beş kubbeli bir diğer kemerin çevrelediği
görülmektedir.Bordür de fillerden oluşmaktadır.
En ilginç yer ise her iki kemerin arasında orta kısımda dal kıvrımları ve
güllerin çevrimi ile oluşan boşlukta romen rakkamlı bir saatin bulunmasıdır
ve saat ; 09.08´ i göstermektedir. Atatürk Mihracenin ziyaretinden 9 sene
sonra saat 09.05 ´te vefat etmişti.
Seccade halen Pera Palas´ ta bulunmaktadır.
ATATÜRK´ÜN GELECEĞı GÖRDÜĞÜ OLAYLAR :
Atatürk 1931 yılında,2.Dünya savaşı´nın patlamasının yakın olduğunu
söylemiş ve bu konudaki düşüncelerini General McArthur´a şöyle
anlatmıştı.
"Versay antlaşması,1.dünya savaşı´na yol açan nedenlerden hiçbirini ortadan
kaldırmadı.Tersine rakipler arasındaki uçurumu büsbütün derinleştirdi.Şimdi
içinde yaşadığımız barış dönemi,sadece bir ateşkesten ibarettir.Avrupa´nın
geleceği Almanya´nın alacağı tavra bağlıdır."
General McArthur´a göre,savaşın 1940-1945 yılları arasında çıkacağını
söyleyen Atatürk,Almanya´nın ancak Amerika´nın savaşa katılması ile
yenileceğini ifade etmiştir.
Atatürk hayatının sonlarına doğruda şöyle diyordu ;
"Bir dünya savaşı yakındır.Bu savaş sonucunda, dünyanın durumu ve dengesi
baştanbaşa değişecektir."
ATATÜRK, Mussolini hakkında da şu görüşlerini açıklamıştı ;
Mussolini bir maceraperesttir.Milletini bir uçuruma sürüklemektedir.Her
tarafa saldırıyor.Bu adam yüzünden,çok şımarmış olan bu millete dersini
vermeyi çok isterdim.,lakin yakında bir küçük millet onlara layık olduğu
dersi verecektir.Ve şunuda hatırlatırım ki,bir gün gelecek,Mussolini´yi
kendi milleti linç edecektir."
Bu görüşleri aynen gerçekleşmiştir.
ATATÜRK´ÜN RÜYASI :
Atatürk´ün bir rüyasını da Dr.Reşit Galip Bey´den öğrenmekteyiz,
"Mustafa Kemal ,Ankara´ya geldikten bir süre sonra ilginç bir rüya
görmüştü.Ertesi gün bana şöyle anlattı. ;
"Reşit Bey,rüyamda bana ´Paşam ,ınönü´den ne haber?´diye sordunuz.Bende
´vaziyet kritiktir´ cevabı verdim.´Kritik nedir? Anlamadım
ki!´dediniz.Bende ´Bunun cevabını 15 dakikaya kadar veririm´ diyerek odama
çekildim."
Mustafa Kemal bana bu rüyasını anlattığında düşman henüz ızmir´e
çıkmamıştı,ınönü mevkii de henüz bir önem taşımıyordu.Aradan yıllar geçti
2.ınönü savaşı´nın kritik günlerinden biriydi.Mustafa Kemal´in arabası
Millet Meclisinin önünde durdu.Hemen yanına koşarak,telaş ve endişe içinde,
"Paşam ,ınönü´den ne haber?" diye sordum.
Aynen şu cevabı verdi ;
"vaziyet kritiktir"
O zaman ben ;
"Kritik nedir? Anlamadım ki!" dedim.
O da ;
"Sana bunun cevabını 15 dakikaya kadar veririm" dedikten sonra gülümsedi ve
;
"Hani Ankara´ya geldikten sonra bir rüya görmüşdüm,hatırladın mı?"
Hafızamı yoklayarak, rüyasını anlattım.Gülerek ;
"işte, rüya ayniyle vakidir.Ben ısmet´i tanırım,göreceksin 15 dakikaya
kadar kendisinden muzafferiyet haberi alacağız."
Gerçekten de 5 dakika geçmeden bir telgraf gelmiş ve 2.ınönü savaşı´nın da
zaferle sonuçlandığını öğrenmişlerdi...
ATATÜRK´ÜN 1907´DE ÇıZDıĞı T.C. HARıTASI :
Atatürk, Kurtuluş savaşından çok önce, ittihatçıların Trakya´da 1907´de
yaptıkları bir toplantı sırasında, bir Türkiye haritası çizmişti.Orada
bulunanların anlattıklarına göre,o günkü Osmanlı devleti sınırlarıyla
hiçbir ilgisi olmayan ve o zaman hiçbir anlam veremedikleri bu harita,
gelecekte, yine Atatürk´ün kuracağı Türkiye Cumhuriyeti´nin haritası
olacaktı.Haritada bugünkü sınırlarımıza uymayan tek bir fark vardı
;Atatürk, bizden ayrılmasına gönlünün bir türlü razı olmadığı Kerkük´ü de
Türkiye topraklarına katmıştı.
DENEME UÇUŞU :
Uçakların ilk deneme ve gelişme dönemleriydi.Fransa´da yapılan bir uçak
gösterisine katılan, birçok ulusun temsilcileri arasında, Osmanlı ateşesi
olarak Mustafa Kemal´de katılmıştı.Gösteriyi izleyenler, sırasıyla uçağa
bindirilerek gezdiriliyorlardı.Sıra Mustafa Kemal´e geldiğinde, gösteride
bulunan ve genç ateşenin komutanı olan şahıs,birden bir rahatsızlık duyarak
Mustafa Kemal´in uçağa binmesine engel oldu.Öteki temsilcilerle havalanan
uçak kısa bir süre sonra düştü ve içindekilerden sağ kurtulan olmadı.
ATATÜRK VE "9" VE "19" Rakkamları :
Atatürk´ün hayatında "9" rakkamının kendine özgü önemli bir yeri
olmuştur.Örneğin Atatürk´ün doğum yılı olan 1881 rakkamı, "9" rakkamı ile
birçok ilşkiler göstermektedir.
1+8=9
8+1=9
18=2x9
81=9x9
18+81=99
19x99=1881
Atatürk´ün harb okuluna girdiği tarih : 1899
Vatanı kurtarmak için Samsun´a ayak bastı : 19/05/1919
Bandırma vapurunda yolcu sayısı 19 ´dur.
ıttihat ve Terakki´nin yıllık toplantısına Trablusgarp delegesi olarak
katıldı : 22/09/1909
Sivas kongresinde Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti Heyeti
Temsiliyesini kurdu : 04/09/1919
Erzurum Mebus adaylığını kabul etti : 19/10/1919
TBMM tarafından kendisine gazi ünvanı verildi ve Mareşalliğe terfi
ettirildi : 19/09/1921
Atatürk 19.yüzyılda 19 yıl yaşamıştır.
Atatürk 19.yüzyılın bitmesine 19 yıl kala doğmuştur.
Atatürk´ün ilk askeri görevi, 19.Kolordu Komutanlığıdır.
Mustafa Kemal Atatürk : 19 harften oluşmaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk´ün nüfus cüzdanının numarası da 993814-B idi.
Bu sayı dizisindeki 938 rakkamı öldüğü yılı hatırlatmakta geriye kalan 9 ve
14 rakkamı da ölüm saatinin yakın bir benzeridir.
"Ne mutlu Türküm diyene" =19
"ıstikbal göklerdedir" =19
ATATÜRK´ÜN ÖNSEZıLERı :
"Bunlar bir gün olacaktır...Görürsünüz,işitisiniz..."
Prof.Dr.Afet ınan "Atatürk hakkında hatıra ve belgeler" adlı kitabında
ilginç bir hatırasını naklediyor. Atatürk 09 ocak 1936 Perşembe günü, dil
ve tarih coğrafya fakültesi´nin açılış dersinde okuması için afet ınan´a
:
"tarih belgelerinin ilerideki keşifleri buna dayanacaktır.Her tarihi
kişinin söylediği sözler toplanabilecek ve böylece biz onları kendi
seslerinden ve sözlerinden dinleyebileceğiz." diyerek yazıyı verir.
Buna karşılık Afet ınan :
"Bu çok uzak bir gelecekte belki olabilecek keşfin benim ifadem olarak
verilmesine cesaret edemiyeceğimi" kendisine söylediğim zaman canı sıkıldı
ve şöyle dedi :
"Bunlar bir gün olacaktır...Görürsünüz,işitirsiniz..."
30 yıl sonra :
Atatürk tarafından bu yazının verilmesinden 30 yıl sonra yine aynı ay ve
günlere tesadüf eden,01 ocak 1966´ da şöyle bir haber yayımlandı :
"Venedik´in Saint Georges Adası´ndaki Benedictis Manastırı
Labratuvarları´nda, manastır rahiplerinden Pellegrio´ nun
yönetiminde,seslerin ayırımı esasına dayanan çok dikkate değer araştırmalar
yapılmaktadır.ıtalya ıçişleri Bakanlığı,1962 ´de başlayan bu çalışmaları
kontrol etmektedir.Fakat elde edilen sonuçlar halen açıklanmamıştır.Saint
Georges Adası´ndaki bilim kurulunun geçmişe ait sesleri
toplayacak,elektronik araçlar üretmeye çalışmakjtadırlar.Bilim adamları
özellikle Demosten,Pitagor ve Jul Sezar´ın söylevlerinden kendi sesleri ile
parçalar elde etmeye uğraşmaktadırlar."
Haberin sonunda ise daha açıklayıcı bilgilerin şu anda verilemeyeceğinden
bahsediliyordu.