Bence68
Site kurucusu
Güneydoğu da görev yapmış olan bir hakim in anıları...
Güneydogu'nun küçük bir ilçesinde görev yapan hakim, ilçe disindaki
lojmanindan görünen karakolun bir secesini söyle anlatir:
"Lojmanimizin balkonundan o karakol görünürdü. Yaklasik bir aydir her
istihbarat kaynagindan karakolun basilacagi haberi geliyordu. Üstelik
baskinin simdiye kadar yapilanlardan çok daha büyük olacagi
söyleniyordu.
Yakin birliklerden timler getirildi, karakolun etrafina mayinlar dösendi,
agir silahlarla takviyeler yapildi ve baskin beklenmeye baslandi. "En son
gelen istihbaratta baskinin saati ve baskina katilacak terörist sayisi bile
veriliyordu. 22.00 Karakol o gün basilmadi. "Bir gün sonra, bildirilen
saatte cehennem basladi.
Balkonumuzdan izledigim dehset dolu manzarada, daire haline gelmis
teröristlerin, dairenin ortasina, gecenin karanliginda atesleri parildayan
silahlari ateslediklerini görüyordum. Karakolun, havan ve roket
mermilerinin patladigi yerde oldugunu biliyorduk.
Tam anlamiyla çember içine almislardi. Lojmandan ayrilip dogruca
jandarmanin binasina gittik. Karakolun merkezi, telsizle, sürekli timlerden
durumlarini bildirmelerini istiyor; dış emniyette bulunan timler de bu
çagrilara cevap veriyor, havan ve uçaksavar atesi istedikleri yerleri de
tarif ediyorlardi.
"Bir süre sonra telsiz konusmalari, timlerden birinin üzerineyogunlasti.
Timden bir türlü cevap alinamiyordu. Üst üste, defalarca çagri yapiliyor
ancak bir türlü timle irtibata geçilemiyordu. Konusmalari takip eden
askerler timden ümitlerini kesmislerdi. Ama bir yandan da çagrilar devam
ediyordu. Bir saat kadar sonra, telsizden bitkin bir ses duyuldu:
"Yaralilarim var, yaralilarimi alin." Tüylerimiz diken diken olmustu. Hemen
cevap verildi. "Tamam Suat 3, sakin olun, az sonra birlik çikacak. "Ilk
yarali haberi, bu saatlerdir aranan timden gelmisti. Tim komutani
konusurken arkadan silah sesleri duyuluyordu.
Herkes bu sözler üzerine yorum yapiyordu. Telsizin basindaki tim
komutanlarindan biri, bu timde sehit oldugundan emindi. Merkezden tekrar
çagri yapildi. "Suat 3 , irtibati kesme. Sakin olun!" Cevapta bir
degisiklik olmadi :
"Yaralilarim var. Kan kaybediyorlar. Yaralilarimi alin!" "Ve tam bir buçuk
saat, beser dakika arayla Suat 3 kodlu timle muhabere aynen bu
sözlerlesürdü "Yaralilarimi alin" , "Sakin olun, geliyoruz. "Hepimiz o time
kimsenin yardima gidemeyecegini çok iyi biliyorduk.
Karakola düsen mermi sayisinda azalma olmuyor, aksine, takviye alan
teröristler baskinin siddetini gittikçe arttiriyorlardi. Kimsenin, degil
karakolun disina çikmak, mevzi degistirebilecek firsati dahi olmadigi
apaçikti. "Bir süre sonra, Suat 3'ün telsizinden hirs dolu kelimelerini
isittik:
"Hemen gelip yaralilarimi almazsaniz, karakola dönüp bölügü tarayacagim
"Hepimiz sok olmustuk. Hemen tabur komutani devreye girdi.
Hemen hemen Ayni sözcüklerle tim komutanina sakin olma çagrisi yapti. Ama
ise yaramiyordu. Tim komutani "Yaralilarimi alin!" disinda baska bir sey
demiyordu. Tabur komutaninin da telsizi birakmasiyla, bir saat kadar daha
tim komutanindan ses çikmadi. Birer dakika arayla yapilan yogun çagrilara
cevap vermedi. Hepimiz tim komutaninin da sehit oldugunu düsünüyorduk.
Içim burkuluyor, basim dönüyor, tanik oldugum bu anlardan nefret ediyordum.
Telsizin basina tim komutaninin okuldan devre arkadasi geldi. Son bir
ümitle eline mikrofonu alip, cevap beklemeden, telsizin kodlarini da
kullanmadan, konusmaya basladi:
"Devrem ben Hüseyin. Geçmis olsun devrem. Biraz daha dayan olur mu? Bak
destek timleri yola çikti. Sana dogru geliyorlar. Devrem aman pes etme olur
mu?"
"Telsizin mandalini birakip beklemeye basladi. Hepimiz Motorola
marka,duvara monteli telsiz cihazinin hoparlör kismina gözlerimizi dikmis
bekliyorduk. Ve konustu : "Devrem, bölük komutani nerde?"
Hepimiz derin bir "Oh!" çektik. Telsizden, "Izinde devrem" yaniti verildi.
Suat 3 , artik tükenen bir sesle konusmayi sürdürdü: "Ne olur yaralilarimi
alin. Bende yaraliyim. "O ana kadar kendisinin de yarali oldugunu
söylememisti. Hepimiz donup kalmistik. Telsizin basindaki devre arkadasi da
bu sözü üzerine mikrofonu firlatti ve odadan çikti. Ben kapinin hemen
esiginde ayakta duruyor, duyduklarim ve gördüklerimle bir tarihe taniklik
ettigimi düsünüyordum. "Ben de yaraliyim" dan sonra yine ses kesildi.
Sabaha kadar hiç konusmadi Yüzlerce kez yapilan çagrilara cevap vermedi.
Artik onun sehit olduguna ben de inanmistim. "Gün agarirken hepimiz yorgun
düsmüs, telsizden yapilan "Suat 3, Konusan Suat, Cevap ver!" çagrisindan
bikmis halde bir kösede yigilmisken, birden telsizin mandalina basildigini
fark ettik.
Telsizden silah sesleri geliyordu. Ve on on bes saniye sonra hayatim
boyunca unutamayacagim bir Istiklal Marsi dinlemeye basladim. Mandala
sürekli basildigi için bütün telsizlerin konusma imkani durmustu.
"Çatismanin altinda yarali bir tim komutaninin, makamiyla söyledigi
Istiklal Marsi'ni dinliyordum. Gözlerim dolmustu. O ana kadar duydugum en
güzel Istiklal Marsi'ydi.
Birinci dörtlügü bitirdi. Ikinci dörtlükte sesi çatallasti. Kelimeler
uzadi. Ama marsi söylemeyi birakmadi. Bozuk bir ses tonuyla, kendini
zorlayarak okumaya devam etti. Marsi bitirdiginde, ben de bitmistim. Hemen
orayi terk ettim. Bir daha onun sesini hiç duymadim. Toplam 22 sehidin
verildigi o baskin gecesinde, vücuduna saplanmis 7 merminin acisiyla
söyledigi Istiklal Marsi'ni ruhuma isleten tim komutaninin ölmedigine ise
hala inanamiyorum."Hakimin anilari burada sona eriyor. Iste benim Türk
subayindan anladigim budur. Vücudunda yedi mermi oldugu halde makami ile
istiklal Marsi söyleyen adamdir.
____________________
İnsan sevincin ürünüdür. Kötülüklerin, karamsarlıkların ürünü olamazki...
____________________
Türküler..
Cennet kadar sır, insan kadar zahir.